14- NAİ (ÖLÜMÜ
CAHİLİYYET DEVRİNE GÖRE İLAN ETMEK) DEN NEHİY HAKKINDA GELEN HADİS BABI
حَدَّثَنَا
عمرو بْن
رافع.
حَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن المبارك،
عَن حبيب بْن
سليم، عَن بلال
بْن يحيى؛
قَالَ:
-
كان حذيفة،
إذا مات له
الميت قَالَ:
لا تؤذنوا به
أحداً. إني
أخاف أن يكون
نعياً. إني سمعت
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ،
بإذني هاتين،
ينهى عن
النعي.
Bilal bin Yahya
(r.a)'aen; şöyle demiştir: Huzeyfe (bin el Yeman) (r.a.), bir cenazesi olduğu
zaman şöyle derdi:
Ölümünü kimseye
ilan etmeyiniz. Bunun nai olmasından cidden korkarım. Ben şu iki kulağımla
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den işittim. Nai'den nehiy etti."
Diğer tahric:
Tirmizi, cenaiz 3/304 (986, "hasen sahih") ve Ahmed (8393)
AÇIKLAMA: Tirmizi, Huzeyfe (r.a.)'den bunun benzerini
rivayet etmiştir. Oradaki rivayette Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: "Ben
öldüğüm zaman öldüğümü kimseye ilan etmeyiniz. Bunun nai...''
Tirmizi'nin AbduIlah bin Mes'ud (r.a.)'dan
rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) mealen şöyle buyurmuştur: «Nai'den şiddetle
sakının. Çünkü nai, cahiliyyet devrinin işidir.'' AbduIlah (r.a.): "Nai,
ölümü ilan etmektir" demiştir.
NAİ: Lugat
kitaplarında belirtildiği gibi lügat manası, ölünün ölümünden haber vermektir.
Tuhfe yazarı
şöyle der: Huzeyfe (r.a.)'in hadisinin zahirine göre kendisi Nebi (s.a.v.)'in
yasakladığı Nai'den lugat manasını kastederek genel manada ölümden haber
vermenin yasakladığı hükmünü çıkarmıştır. Ondan başka ilim ehli: Hadisteki
yasak nai'den maksad, cahiliyyet devrinde meşhur olan nai'dir, demişlerdir. Asmai:
Bir kişi öldüğü zaman Araplar bir adamı at'a bindirirlerdi. Binici, halk
arasında dolaşır ve ölenin vefatını etrafa ilan ederdi, demiştir. Alimlerin
yasak olan nai'yi cahiliyyet devri usulünce yapılan nai'ye tahsis etmelerinin
nedeni şudur: Nebi (s.a.v.)'in Necaşi (r.a.)'in ölümünü ilan ettiği sabittir.
Keza
Mu'te savaşında
şehit edilen Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebi Talib ve AbdilIlah bin Revaha
(r.anhum)'un vefatlarını aynı anda Nebi (s.a.v.)'in Medine'de ashabına haber
verdiği sabittir. Bunlar gösteriyor ki, ölümü ilan etmek, yasak olan nai'ye
girmez. Halbuki lugat manası itibariyle bu da nai manasına dahildir. Bu sebeple
alimler, mevcud hadislerin tümünün işlerliğini korumak için yasak olan nai'yi,
cahiliyyet devri usulünce yapılan nai'ye tahsis etmişlerdir.
İbnü'l-Arabi
'Hadislerin tümünden Üç hal alınır:
>--Birinci
hal, yakınların, arkadaşların ve salih kimselerin haberdar edilmesidir. Bu ilan
sünnettir.
>--İkinci
hal, iftihar vesilesi edilmek üzere halkı davet etmektir. Bu ise mekruhtur.
>--Üçüncü
hal, sesle ağlamak gibi yollarla ölümü çevreye duyurmaktır. Bu ise haramdır.'
demiştir.
Cumhura göre
ölümü cahiliyyet devri usullerine başvurmadan usulü dairesinde ilan etmek caizdir.
Hatta sünnettir, denilebilir. Çünkü Buhari'nin rivayetiyle sabit olduğu gibi
Nebi (s.a.v.) Habeşistan kralı Necaşi'nin ölümünü ilan etmişir.
El-Hafız;
Fethu'l-Bari'de: Velhasıl, sırf ilan etmekte kerahet yoktur. Eğer buna bir şey
ilave edilirse hüküm değişir. Huzeyfe (r.a.) gibi bazı selef alimleri bu konuda
çok titiz davranarak ölümden başkasını haberdar etmekten kaçınmışlar ve yasak
olan nai sayılmasından korkmuşlardır.