DEVAM: 55- ARAKIYBI
YIKAMAK
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
الصباح.
حَدَّثنَا عَبْد
اللَّه بْن
رجاء
الَمْكي،
عَنْ ابْن عجلان.
ح وحَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي شَيْبَةَ.
حَدَّثنَا
يَحْيَى بْن
سَعِيْد، وأبو
خالد الأحمر،
عَنْ
مُحَمَّد بْن
عجلأَن، عَنْ
سَعِيْد بْن
أَبِي
سَعِيْد،
عَنْ أَبِي
سلَمْة؛
قَالَ: رأت
عَائِشَة
عَبْد الرحمن
وَهُوَ يتوضأ.
فقالت: أسبغ
الوضوء. - فإني
سَمِعْت
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
يَقُولُ: ((ويل
للعراقيب
مِنْ النار)).
Ebu Seleme
(Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir : Aişe
(Radiyallahu anha), Abdurrahman (bin Ebi Bekr-i Sıddık) (Radiyallahu anhuma)yı
abdest alırken gördü ve: — (Ya Abdurrahman!) Abdesti mükemmel al. Çünkü ben
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, «Ateşten azab olsun (abdestte
yıkanmayan) arakıybe (= topuğun üstündeki kalın sinirlere)...» buyururken
işittim, dedi.
AÇIKLAMA :
Hz. Aişe'nin
hadisi Müslim'de müteaddit senedIerle Salim Mevla Şeddad'dan rivayet edilmiştir.
Yalnız oradaki rivayette «Arakıyb = ökçeler üstündeki kalın sinirler» kelimesi
yerine (451 nolu hadiste olduğu gibi "A'kaab = ökçder'' kelimesi bulunur.
Oradaki ravi Salim Mevla Şeddad şöyle söylemiştir:
Sa'd bin Ebi
Vakkas (r.a.)'ın vefat ettiği gün ben Ebu Bekr'in oğlu Abdurrahman r.a. ile
beraber Hz. Aişe r.anha'nın evine vardık. Abdurrahman içeri girerek, (kardeşi
olan) Hz. Aişe'nin yanında abdest aldı. Bunun üzerine Aişe ; - Ya Abdurrahman
abdestini isbağ et (= iyi all. Çünkü ben ResuluIlah (s.a.v.)'i «Ateşten azab
olsun (abdestte yıkanmayan) ökçelere..» buyururken işittim. dedi.»