SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 1092 >>

82- CUMA NAMAZINA TEHCİR (ERKEN GİTMEK) HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI

 

حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. وسهل بْن أبي سهل. قالا: حَدَّثَنَا سُفْيَان بْن عيينة، عَن الزهري، عَن سعيد بْن المسيب، عَن أبي هُرَيْرَة؛

 - أن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ قال ((إذا كان يوم الجمعة، كان على كل باب من أبواب المسجد ملائكة يكتبون الناس على قدر منازلهم. الأول فالأول. فإذا خرج الإمام طووا الصحف، واستمعوا الخطبة. فالمهجر إلى الصلاة كالمهدي بدنة. ثم الذي يليه كمهدي بقرة. ثم الذي يليه كمهدي كبش. ((حتى ذكر الدجاجة والبيضة. زاد سهل في حديثه)) فمن جاء بعد ذلك فإنما يجيء بحق إلى الصلاة)).

 

فِي الزَوائِد: إسناده صَحِيْح.

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; RResulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

 

«Cum'a günü olunca mescidin kapılarının her birisinde melekler bulunur. Bunlar- (mescide gelen) insanları, ilk geleni, ondan sonra ilk geleni (birinci, ikinci, üçüncü diye) gelişleri sırasına göre yazarlar. İmam (minbere) çıkacağı zaman melekler defterleri dürerek hutbeyi dinlerler. Artık namaza tehcir eden (erken gelen), bir deve, ondan sonra gelen, bir sığır, ondan sonra gelen, bir koç sadaka etmiş gibidir. (Nihayet bir tavuk ve bir yumurtayı zikretti.

 

Ravi Sehl, rivayetinde şunu da ilave etti.) İmam minbere çıktıktan sonra mescide gelen, artık yalnız namaz sevabını almak için gelmiş olur.»

 

Not: İsnadın sahih olduğu Zevaid'de bildirilmiştir.

 

AÇIKLAMA: Buhari ve Müslim. Sehl (r.a.)'in ilavesi müstesna bunu aynen rivayet etmişlerdir. Kütüb-i Sitte'nin diğerlerinde de buna benzer lafızlarla ve az bir değişiklikle rivayet edilmiştir.

 

Müellifimiz bunu hem Hişam bin Ammar'dan hem de Sehl bin Ebi Sehl'den rivayet etmiştir. Hadisin sonundaki; "imam minbere çıktıktan sonra gelen artık yalnız namaz sevabını almak için gelmiş olur'' fıkrasını Sehl rivayet etmiş, Hişam etmemiştir.

 

Tehcir: Sindi'nin açıklamasına göre bazılarınca sabahtan hemen sonra Cuma'ya gitmektir. Bazıları da: Öğleye doğru Cuma'ya gitmektir, demiştir.

 

Nevevi: Doğrusu budur ki tehcir erken namaza gitmektir, der. Buhari ve Müslim'in riayetlerinde Cuma'ya gidenlerin sıralanışında birinci saat. ikinci saat, üçüncü saat. dördüncü saat ve beşinci saat ifadesi kullanılmıştır. Bizim müellifimizin rivayetinde ise saat tabiri kullanılmamış. ancak tehcir eden bir deveyi. ondan sonra gelen ve bundan sonra gelen ... ifadesi kullanılmıştır.

 

Müslim'in rivayetinde saatlar ve Revah ifadesi kullanılmıştır.

 

Revah: Nevevi'nin açıklamasına göre sabahleyin gitmek anlamında .kullanılmıştır.

 

El-Ezheri: Arap dilinde Revah: Öğleden evvel, öğleden sonra ve geceleyin gitmek manalarında kullanılır, demiştir. Şu halde Revah'ın lugat manası gitmektir. Fakat burada sabahleyin yani öğleden önce gitmek anlamında kullanılmıştır. Nevevi, Revah'la ilgili bu bilgiyi verdikten sonra şöyle der:

 

"Cuma namazına erken gitmek mes'elesi hususunda alimler arasında ihtilaf meşhurdur. Şöyle ki:

 

Malik ve arkadaşlarının çoğunun mezhebi, Kadı Hüseyin ve Şafiiler'den İmamü'I-Haremeyn'e göre hadisteki saatlardan maksat, öğle vakti girdikten sonraki kısa surelerdir. Revah da öğle vakti girdikten sonra gitmektir. Bunlara göre Revah'ın lugat manası da budur.

 

Şafii, onun arkadaşları, Malikiler'den İbn-i Habib ve alimlerin cumhuruna göre Cuma namazına günün ilk saatında gitmek müstahabtır. Bunlara göre hadisteki saatlar da günün başlangıcından başlar. Revah gitmek demektir. İster öğleden evvel, ister sonra ister gece. olsun fark etmez. Hepsine Revah denir. Hadisin gerektirdiği doğru mana budur. Çünkü hadiste Nebi (s.a.v.) : ''Melekler birinci saatta geleni yazarlar ... sonra ikinci ... sonra üçüncü ... sonra dördüncü... sonra beşinci.. '' buyurmuştur. Nesai'nin ri vayetinde altıncı saatta gelenler ... de var. Hadisin devamında:

 

''İmam (minbere) çıkınca melekler defterleri dürerler ve artık bundan sonra gelenleri yazmazlar.'' buyuruluyor. Öğle vaktinin girmesi ile Nebi (s.a.v.)'in Cuma'ya çıktığı ma'lumdur. Bu çıkış vakti hadisteki altıncı saatın bitiminden sonraya rastlar. Şu halde öğle vakti girdikten sonra gelene söz konusu faziletten ve sadaka sevabından hiç bir şey yoktur.

 

Diğer taraftan, saatların anlatılmasından maksat Cuma'ya erken gitmeye teşvik, ilk saffın faziletini kazanmak, Cuma namazının vaktini cami içinde beklemek sevabını elde etmek, zikir, nafile namaz ve Kur'an okumak gibi taatlarla meşgul olmak fırsatını vermektir. Öğle vakti girdikten sonra mescide girenin bunların tümünü yapması mümkün değildir. Zaten öğle vakti girdikten sonra mescide giden için bir' fazilet yoktur. Çünkü o sırada ezan okunmaktadır ve ezan okunduktan sonra geri kalmak haramdır.

 

Tehcir ve saatların başlangıcı nedir. Bu hususta arkadaşlarımız arasında ihtilaf vardır. Bazılarına göre bu sure fecrin doğuşu ile başlar. Bir kavle göre gün doğması ile başlar. En sıhhatli kavil birincisidir.

 

Fecir veya gün doğuşundan imam'ın minbere çıkacağı an'a kadar geçen süre 5 eşit parçaya, Nesai'nin rivayetine göre 6 eşit parçaya bölündükten sonra birinci bölüm birinci saat olmuş olur. Diğer bölümler de böyle düşünülür." Bir bölümün başında veya sonunda gelen kişi o saat için tayin edilen deve mi, sığır mı, koç mu ne ise onun sevabı verilir. Ama bölümün başında gelenin sadakası daha mükemmel, bölümün ortalarında gelenin ondan az mükemmel olur. Bölümün bitiminde gelenin ise mükemmel olmaz. Bu da tıpkı cemaatla namaz. kılanın sevabı gibidir. Mesela üç kişi ile cemaat olan ile on bin kişi ile cemaat olanın her ikisinin namaz fazileti tek başına kılanın feziletinden 27 veya 25 derece üstün olmakla beraber binlerce mü'minin katıldığı cemaatın sevabı ile 2 - 3 kişilik cemaatın sevabı bir olur mu?

 

MescidIerin kapılarına gelen meleklerin Hafaza meleklerinden başka olduğunu alimler söylemiştir."