36- NAMAZ'A DURANIN
SÜTRESİ BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
عَبْد اللّه
بْن نمير.
حَدَّثَنَا
عمر بْن عبيد،
عَن سماك بْن
حرب، عَن موسى
بْن طلحة، عَن
أبيه؛ قَالَ:
كنا نصلي،
والدواب تمر
بين أيدينا.
فذكر ذلك
لرَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ - فقال
((مثل مؤخرة
الرحْل تكون
بين يدي أحدكم،
فلا يضره من
مر بين يديه)).
Musa bin
Talha'nın babası (Talha bin Ubeydillah) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre
şöyle demiştir:
Biz namaz'a dururduk.
(Bu esnada) hayvanlar da önümüzden geçerdi. Bu durum Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine O: «Birinizin önünde semerin arka
kaşı gibi bir şey olsun. Artık önünden geçen ona zarar vermez.» buyurdu."
TAHRİC ve
AÇIKLAMA: Müslim, Tirmizi
ve Ebu Davud da bunu benzer lafızlarla rivayet etmişlerdir. Tirmizi, bunun
hasen-sahih olduğunu söylemiştir.
Mu'hiretü'r-Rahl:
Semerin arka kaşıdır. Binici ona dayanır. Mu'hara ve Muahhara da okunabilir.
EI-Menhel'de beyan edildiğine göre semerin arka kaşının uzunluğu hususunda
ihtilaf vardır. Bir arşın kadar olduğunu söyleyen vardır. Meşhur kavle göre 2/3
arşın kadardır. Bir arşın veya daha uzun olabildiğini söyleyenler de olmuştur.
SÜTRE NE KADAR
OLMALIDIR?
El-Menhel
yazarı "Sütre'' babında şöyle der:
''Fıkıhçılar
sütrenin kalınlığı ve uzunluğun\ln ne kadar olmasının gerekliliği husüsunda i h
til af etmişlerdir. Şöyle ki :
1- Nevevi:
'Sütrenin uzunluğunun semerin arka kaşı kadar olması esastır. Kalınlığı hakkında
bağlayıcı bir hüküm yoktur. Bize (= Şafiiler'e) göre kalını da incesi de
kafidir. Delilimiz de Ebu Hureyre (r.a.)'in Nebi (s.a.v.)'den rivayet ettiği şu
mealdeki hadistir: ''...Kıl kadar ince olsa bile semerin arka kaşı misli olan
sütre kafidir." (Nevevi başka hadisi de delil göstermiştir. Buraya
aktarmaya gerek görmedim.)
2- Hanbeliler
de Şafiiler gibi hükmetmişlerdir.
3- Hanefiler'e
göre uzunluğu bir arşın, kalınlığı da en az mızrak gibi olacaktır. Bu miktardan
küçük olan sütre ile mendupluk hasıl olmaz.
Hadisin:
''Artık önünden geçen ona zarar vermez.'' cümlesinden kasdedilen mana şudur:
'Anlatılan sütre bulununca sütrenin önünden geçenler namaza duran şahsın namaz
sevabından bir şey eksiltmez.' Namaza duran şahıs ile sütresi arasından geçmek
ise yasaktır.
Nebi (s.a.v.)
sütreye doğru duranın sevabının, sütrenin ilerisinden geçenlerle
eksilmiyeceğini haber vermiştir. Çünkü kişi namazda olduğunu bildiren muteber
işareti koymuştur.
Hadisteki zarar
ifadesi ile namazın eksikliği kasdedilmiştir. Şu halde sütre koymadan kırda,
çölde ve önü açık olan bir yerde namaza durulduğunda, önünden bir şeyin geçmesi
namazın sevabını eksiltir.''
SÜTRENİN HÜKMÜ
:
Sütreye doğru
namaz kılmak dört mezhebin ittifakıyla mendubtur. İmam ve münferid için hüküm
budur. İmamın sütresi, cemaat için de geçerlidir. Sütreyi terketmek günah
değildir. Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebIerine göre sütre, duvar, direk ve
kaya gibi taşınmaz eşyadan olabildiği gibi, taşınır eşyadan da olabilir. Şafii
mezhebine göre sütreler değer bakımından dört kısma ayrılır. Bir sıradaki
sütre'nin ittihaz edilmesi mümkün iken bir sonraki sırada olan sütreyi ittihaz
etmek muteber değildir. Yani sütre'ye doğru durulmamış sayılır. O kısımlar
sırayla şöyledir:
1- Duvarlar ve
sütunlar gibi taşınmaz ve temiz şeyler.
2- Yere dikilen
harbe, baston gibi taşınır şeyler.
3- Üzerinde
namaz kılınan seccade ve benzeri şeyler. Sergi mescidin mefruşatından olursa
sütre sayılamaz. Yani mescid içinde serili herhangi bir seccade ve benzeri
yaygı üzerinde namaza durmakla sütre ittihaz edilmiş sayılamaz.
4- Yere çizilen
çizgi.
Sütrenin
şartları ve bununla ilgili meseleleri öğrenmek için fıkıh kitabıarına müracaat
edilmesi gerekir.