DEVAM: 3. RESULULLAH
S.A.V.'DEN HADİS RİVAYETİNDE TEVAKKİ (SAKINMA, ÇEKİNME VE İHTİYAT)
حَدّثَنا
أبو بَكْرِ بن
أبي شيبة،
حَدّثَنا مُعَاذُ
بن مُعَاذٍ،
عَنْ ابْن
عَوْنٍ، عَنْ
مًحَمَّد
بْنِ
سِيرِينَ،
قَالَ: كان
أَنَسُ بْنِ
مَالِك إذا
حَدّثَ عَنْ
رَسُول اللّه
صلى اللّه
عليه وسلم
حديثاً ففرغ
منه، قَالَ:
أو كما قَالَ
رَسُول اللّه
صلى اللّه
عليه وسلم:.
Muhammed b. Sirin
r.a.’den şöyle söylediği rivayet edilmiştir; Enes b. Malik r.a. bir hadis
rivayet edip bitirdiği zaman; (ev kema kal) = Yahud da Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem’in buyurduğu gibi, derdi.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte Enes b. Malik
(r.a.)'in , rivayet ettiği hadislerin lafızlarında her hangi bir hata veya
sehiv yapmış olduğu ihtimalini göz önünde tuttuğu, bunun ağır mes'uliyetinin
altından çıkması için hadis okuyuşu hitamında yukarıda yazılı sözü söylemeyi
itiyad haline getirdiği belirtiliyor. Burada, heö sahabilerin hadis rivayetinde
gösterdikleri ihtiyat ve tevakki derecesi ifade edilmiş oluyor. Hem de hadis
rivayet ve okuyuşu ile iştigal edenlere ışık tutulmuş oluyor. Bunun için
muhaddisler bir hadisi rivayet ederken, metnindeki kelimler iyice hıfzedilmiş
değil ise hadisin bitiminde Enes b.
Malik'in kullandığı ''Ev KemaKal'' (=yahut Peygamberin dediği gibi) cümlesini
veya benzerini kullanırlar.
Hadisin yalnız
manasını rivayet etmek :
Hadisin metni
aynen okunmayıp başka kelimeler karıştırılarak veya tamamen ayrı kelimelerle
aynı manayı ifade etmek caiz midir?
Bu konuda yetkili
alimler şöyle demişlerdir :
Hadis rivayet
eden kişi, hadisin lafızlarını, lafızlardan kasdedilen manaları ve istenen
mananın bozulma inceliklerini bilmezse, mana itibariyle hadis rivayet
edemiyeceği hususunda alimler müttefiktir. Hadisi aynı lafızlarla nakletmek
mecburiyetindedir. Bu hususları bildiği takdirde bile Hadis, Fıkıh ve Usul
alimlerinden bir taifeye göre ; mana itibariyle hadis nakli caiz değildir.
Diğer bir taife Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in buyurduğu hadisler
için caiz görmemekle beraber sahabilerin ve Tabiin'in sözleri için mana itibarı
ile hadis nakline cevaz vermişlerdir.
Selef ve halef
cumhur-ı ulema'ya göre göre Peygamber
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in sözleri ve gerekse Ashab ve Tabiin'in
sözlerini, istenen manayı tam ifade ettiğine kesin kanaat getirmek şartıyle
alimlerin mana itibarı ile hadis rivayetini caiz görmüşlerdir.
İbn-i Maceh'in
şerhi Miftahü'l-Hace müelifi bu hadis'in şerhinde, yukarıdaki malumatı
verdikten sonra diyor ki : ''Doğrusuda budur. Çünkü Ashab-ı Kiram ve Tabiin-i
Fiham, aynı mes'ele hakkındaki bir hadis'i, muhtelif lafızlarla ayrı ayrı
rivayet etmişlerdir.''
Alimlerin
(yukarıda) beyan edilen fetvaları, işitmek süretiyle hıfzedilen hadislere
mahsustur. Te'lif edilmiş bulunan hadis kitaplarında yazılı hadis-i şeriflerde
manaya halel getirmese bile en ufak bir tebdilat, katiyyen caiz değildir.
Rivayette veya yazılışta kesin bir yanlışlık vuku bulunsa gene kitap içinde bir
tashihe asla girişilemez. Cumhur diyor ki, okuyucu doğrusunu rivayet etsin.
Kitabı tashihe kalkışmasın. Kitabın ilgili sahifesinin kenarında yazacağı not
ile durumu belirtsin.
Ravi veya
okuyucu hadis'in bir kelimsinde tereddüt duyar da araştırmalara rağmen
doğruluğundaki şüphesi giderilmezse Saha bilerin yaptığı gibi o da hadis
sonunda ''Ev Kema Kal = yahut da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
dediği gibi '' ifadesini kullansın. (15)
Ravinin hadis
metninde takdim, te'hir değişikliği yapması da ihtilaflıdır. Mana itibarı ile
hadis naklini kabul edenler bu değişikliği de kabul etmişlerdir. Onu caiz
görmeyenler bunu da caiz görmemişlerdir. Nevevi diyor ki : ''Ravinin takdim ettiği kısım, tehir ettiği
kısma bağlı değilse kesinlikle cevaz vermek gerekir.''