Sahih

İbn Hibban

 

CENNET-CEHENNEM

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Cennetin ve Cennetliklerin Vasfı

KASTEN TEK SAYFADIR! TÜMÜNÜ OKU DİYE!

 

7381- Usame b. Zeyd der ki: Bir gün ashabına Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Aranızda) Cennet için hazırlanan yok mu? Cennetin benzeri yoktur. Ona ve Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki orası nurlarla ışıldayan, içinde salınan güzel kokulu bitkilerin, süslü sarayların, dupduru nehirlerin, olgunlaşmış meyvelerin, güzel huylu kadınların, çok çeşitli giysilerin, neşe ve mutluluğun kaynağı olan güzel ve sağlam evlerin bulunduğu ebedi bir mekan ve makamdır." Ashab: "Biz orası için (çalışıp) hazırlananlarız" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "inşaallah deyin" buyurdu ve cihaddan söz edip (ashabını) cihada teşvik etti.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 3358); Şuayb: İsnadı zayıftır. İbn Mace 4332.

 

 

 

Cennetin Kokusunun Hissedileceği Mesafe

 

7382- Ebu Bekre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: or "Anlaşmalı olan birini haksız yere öldüren kişi, Cennetin kokusunu dahi alamayacaktır. Cennetin kokusu ise yüz yıllık mesafeden alınabilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 4/245; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir.

Bak hadis no: 4881, 4882, Bak hadis no: 7382.

 

 

 

Üstteki Yunus b. Ubeyd Hadisinde GeçenSayının, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Bunun Ötesini Murad Etmesine Engel Olmaması

 

7383- Ebu Bekre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zimmet ahalisinden birini zimmetinde iken öldüren kişi Cennetin kokusunu dahi alamayacaktır. Cennetin kokusu da beşyüz yıllık bir mesafeden bile alınabilir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-rağıb); Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 4881, 4882, 7382.

 

 

 

Cennetlikle Cehennemlik Olanların Ayrımının Alimlerin, Dindarların ve Akillerin Değerlendirmeleriyle Anlaşılması

 

7384- Ebu Bekr b. Ebı Züheyr es-Sekafı, babasından bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) raif'te, Neba'a veya Nebave denilen yerde hutbesinde şöyle buyurduğunu işittim: "Kimin Cennet, kimin de Cehennem ahalisinden" veya: "Kimin iyi, kimin de kötü olduğunu bileceğiniz zaman yakındır." Ancak bildiğim kadarıyla: "Kimin Cennet, kimin de Cehennem ahalisinden olduğunu bileceğiniz zaman yakındır" buyurmuştu. Müslümanlardan bir kişi: "Ey Allah'ın Resulü! Nasıl biliriz?" dediğinde: "Kişinin güzel veya kötü şeylerle vasfedilmesiyle bilirsiniz. Siz bu konuda birbirinize şahitsiniz" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Tahricu't-Tahaviyye s. 489); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 3/416,6/466; İbn Mace 4221.

 

 

 

Yüce Allah'ın Cennette Makamını Yüksek Kıldığı Kişiler için Hazırladığı Nimetlerin Vasfı

 

7385- Minberde olan Muğıre b. Şu'be dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hz. Musa: ‘‘Rabbim! Konum olarak cennet ehlinden en üstte olan kimdir?’‘ diye sorduğunda, Yüce Allah şöyle karşılık verdi: "Onlar öyle kimseler ki, diledim ve ikramlarını kendi ellerimle hazırladım ve mühürledim. Bu ikramları da ne bir göz görmüştür, ne bir kulak işitmiştir; ne de akla hayale gelmiştir."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bunun da Yüce Allah'ın Kitab'ındaki delili şudur: ‘‘ Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığIni hiç kimse bilemez.’‘" (Secde 17) 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 189 ve Tirmizi: 3198. Bak hadis no: 6216,7426.

 

 

 

Yüce Allah'ın, Dünya Hayatında Kendisine itaat Edene içinde Kapkacak ve Aletleri de Bulunan Altın ve Gümüşten Cennetler Hazırlaması

 

7386- Ebu Bekr b. Abdillah b. Kays'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "(Cennetin içinde) kaplarıyla beraber içindeki her şeyi gümüşten olan iki cennet vardır. Yine kaplarıyla birlikte içindeki her şeyi altından olan iki cennetinde daha vardır. Adn cenneti bulunanların, Rablerini görmeleri ile aralarındaki tek engel Allah'ın yüzündeki büyüklük (= kibriya) perdesi olacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 613); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/411; Buhari: 4880; Müslim 180; Tirmizi 2528; İbn Mace 186; Darimi 2/333.

 

 

 

Yüce Allah'ın Velileri ve itaatkar Kulları için Hazırladığı Cennet Yapılarının Vasfı

 

7387- Ebu Hureyre der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Yanında bulunduğumuz zaman yumuşak kalpli olup ahiret ehlinden oluyoruz. Senden ayrıldığımız zaman eşlerimiz ve çocuklarımızla oyalanıp dünyayı isteyenlerden oluyoruz" dediğimizde şöyle buyurdu: "Eğer siz her zaman, yanımda olduğunuz gibi kalsaydınız, siz evinizde olsanız bile melekler (gelip) hepinizle musafaha ederlerdi. Eğer siz günah işlemeyecek olsaydınız, Yüce Allah affetmesi için günah işleyecek bir toplum yaratırdı." Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Bize Cennetin ne ile yapıldığını anlat" dediğimizde ise şöyle buyurdu:

 

"Altın ve gümüş kerpiçlerden yapılmıştır. Harcı ise keskin kokulu misktir. Çakıl taşları inci ve yakuttan olup toprağı zafirandır. Oraya giren kişiye güzel nimetler verilir ve bu kişi orada hiçbir sıkıntı çekmez. Ebedi olarak kalıcı olur, giydikleri eskimez ve gençliği yok olmaz.

 

Üç kişi vardır ki bunların duası geri çevrilmez: Adil idarecinin duası, oruçlunun orucunu açacağı zaman ettiği dua ve mazlumun duası. Mazlumun duası bulutların üzerine taşınır. Ona gökyüzünün kapıları açılır ve Yüce Allah: ''İzzetime yemin olsun ki, bir zaman sonra da olsa sana yardım edeceğim’‘ buyurur."

 

[Tahric:]  Elbani: "Üç ... geri çevrilmez" ibaresi hariç sahih (Mevarid 2621); Şuayb: Hadis şahitleriyle sahihtir. Ahmed 2/304, 305, 2/305; Tirmizi 2526; Darimi 2/333.

 

 

 

Cennetin Kapılarının Arasındaki Mesafenin Vasfı

 

7388- Hakım b. Muaviye, babasından naklen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Cennet kapılarının iki kanadı arasındaki mesafe, yedi yıllık bir mesatedir."

 

[Tahric:]  Elbani: "kırk yıllık" ibaresiyle sahih (Mevarid 2618); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/3.

 

 

ilmi Derinliği Olmayana Üstteki Muaviye b. Hayde Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

7389- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Canım elinde olana yemin olsun ki Cennet kapılarından her birinin iki kanat aralığı, Mekke ile Hecer veya Mekke ile Busra arası kadardır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mevarid 2619); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 6465.

 

 

 

Dünya Hayatında iken Kendisine itaat Edene Yüce Allah'ın Hazırladığı Cennet Dereceleri

 

7390- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Cennette yüz derece vardır ki, en yükseği Allah yolunda cihad edenlerindir. Bunlardan her iki derece arasında gök ile yer kadar mesafe vardır. Allah'tan isteyecekseniz Firdevs cennetini isteyin. Zira Firdevs cenneti, cennetin en orta ve en yüksek yerindedir. Bu cennetin üzerinde Rahman'ın Arş'ı vardır. Cennetin diğer ırmaklarının kaynağı da bu cennettir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih. Bak hadis no: 4611.

 

 

 

Firdevs-i A'la'da Sadece Peygamberlerin Olacağını iddia Edenin Kavlini Çürüten Haber

 

7391- Enes bildiriyor: Ümmü Harise'nin oğlu, Bedir savaşı sırasında serseri bir okla öldürülmüştü. Ümmü Harise, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Harise'yi ne çok sevdiğimi biliyorsun. Şayet cennette ise ona ağlamayayım. Ancak değilse neler yapacağımı göreceksin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Aklını mı yitirdin? Sadece bir cennetin olduğunu mu sanıyorsun? Birçok cennet vardır ve oğlun da Firdevs-i Ala'da olacaktır" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1811); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 958.

 

 

 

Dünyada iken Daha Çok Ameli Olanların Evlerinin Cennette Daha Yüksekte Olacağı Hakkında

 

7392- Sehl b. Sa'd der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ahalisi cennette kendilerinden yükseklerdeki evleri (uzaklığı sebebiyle) güçlükle görebilirler. Tıpkı sizin gökyüzünün doğu ya da batı ufkundaki yıldızı zarlukla görebildiğiniz gibi" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/340; Darimi 2/336; Bak hadis no: 209.

 

 

 

Üstte Zikri Geçen Evlerin Peygamber ve Resuller Dışında Müminler için Olması

 

7393- Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ahalisi kendilerinden üstte bulunanların evlerini, aradaki üstünlükten dolayı doğu veya batı ufkunda görünen ve yanıp sönen parlak yıldızın görüldüğü gibi görürler" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! O evler peygamberlerin menzilleridir ve onlardan başkası bunları elde edemez" denilince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle, ama canım elinde olana yemin olsun ki Yüce Allah'a iman eden ve resullerini tasdik eden kişiler de elde edecektir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 970 altında); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Buhari: 3256; Müslim 2831/11; Ebu Davud 3987; Tirmizi 3658; İbn Mace 96; Darimi 2/336.

 

 

 

Cennetin Sıkıntılarla Kuşatılmış Olması ve Dünyadayken Bu Sıkıntılara Sabredemeyenlerin Ahirette Onu Elde Edememesi

 

7394- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Allah cenneti yarattığı zaman Cebrail'e: ‘‘Ey Cebrail! Git ve ona bir bak’‘ buyurdu. Cebrail gidip baktıktan sonra geri geldi ve: ‘‘Rabbim! izzetine yemin olsun ki cenneti(n içindekileri) duyan herkes (girmek için elinden geleni yapacak ve) içine girecektir’‘ dedi. Sonra Allah cenneti sıkıntı ve zorluklarla çevreledi ve: ‘‘Şimdi gidip bak’‘ buyurdu. Cebrail gidip baktı, sonra da gelip: ''Rabbim! izzetine yemin olsun ki oraya kimsenin giremeyeceğinden endişe ettim’‘ dedi.

 

Allah cehennemi yarattıktan sonra da: ‘‘Ey Cebrail! Git ve ona bir bak!’‘ buyurdu. Cebrail gidip baktı, sonra gelip: ‘‘Rabbim! izzetine yemin olsun ki cehennemi(n içindekileri) duyanlar (girmemek için elinden geleni yapacak ve) içine girmeyecektir’‘ dedi. Sonra Allah, cehennemi şehvetlerle çevreledi ve: ''Ey Cebrail! Git de şimdi bak!’‘ buyurdu. Cebrail gidip baktı, sonra dönüp: ''Rabbim! izzetine yemin olsun ki cehenneme girmeyen kalmayacak diye endişe ettim.'' "

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Tahricu't-Tenkil 2/177; Mişkat 5696); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/332, 333, 2/373; Ebu Davud 4744; Tirmizi 2560; Nesai 7/3,7/4.

 

 

 

Yüce Allah'ın, ResULü'ne Boyun Eğip Getirdiklerine Tabi Olan Kimseler için Hazırladığı Çadırların Vasfı

 

7395- Ebu Bekr b. Abdillah b. Kays'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennette altmış mil genişliğinde içi boş tek inciden çadırlar vardır. Mümin için bu çadırın her bir köşesinde birbirlerini görmeyen eşler bulunur ve mümin hepsini dolaşır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/411; Buhari 4879; Müslim 2838/24; Tirmizi 2528; Darimi 2/336.

 

 

 

Yüce Allah'ın Veli Kullarından itaatkar Olanlar için Hazırladığı Cennet Kadınlarının Vasfı

 

7396- ibn Mes'ud'un bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennetteki kadınların, yetmiş kat ipek elbise giymiş oldukları halde bacaklarının beyazlığı yetmiş katın altından görünür. Bundan dolayıdır ki Yüce Allah: ‘‘Sanki onlar yakut ve mercandırlar’‘ (Rahman 58) buyurmuştur. Yakut öyle bir taştır ki içinden bir ip geçirip te baksan içinden geçirdiğin ipi dışından görürsün."

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağib 4/263); Şuayb: İsnadı zayıftır. Tirmizi 2533.

 

 

 

Vasfettiğimiz Söz Konusu Kadının Yüce Allah'ın Kitab'ında Zikrettiği ve Dostlarına Vaad Ettiği Bol ihsandan Olması

 

7397- Ebu Said el-Hudri, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Kişi Cennette yetmiş yıl boyunca (yastığa) dayanmış olarak hiçbir tarafa dönmeden durur. Sonra bir kadın gelir ve yanına yaklaşır. Adam kadının yanağına bakar ve yanaklarının aynadan daha parlak olduğunu görür. Kadın ona selam verince selamını alıp: ‘‘Sen kimsin?’‘ diye sorar. Kadın: ‘‘Ben, Yüce Allah'ın bol ihsanındanım’‘ der. Kadının üzerinde yetmiş kat giysi olmasına rağmen adamın bakışı, yetmiş kat giysiyi geçerek kadının bacaklarının özünü görecektir. O kadınların başlarında taçlar olacaktır. Üzerindeki en küçük inci bile doğu ile batı arasını aydınlatabilir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağıb 4/461); Şuayb: İsnadı zayıftır. Ahmed 3/275; Tirmizi 2562.

 

 

 

Cennetliklerden Bir Kadının Yeryüzünde Görülmesi Halinde Neler Olacağı Hakkında

 

7398- Enes b. Malik, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle bildirir: "Allah yolunda bir gün veya bir gece (nöbet) geçirmek, dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennetten sizden birinizin yayının iki ucu arası veya birinizin bir ayak yeri kadar bir yer, dünyadan ve içindekilerden daha değerlidir. Cennet kadınlarından bir tanesi yeryüzüne çıksaydı bütün yeryüzünü aydınlatıp yeryüzünün her yerine hoş kokular yayardı. Onlardan birinin başörtüsü dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağib 4/263; es-Silsiletu's-sahiha 1978); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/263,3/264; Buhari6568; Tirmizi 1651; İbn Mace 2757;

Bak hadis no: 4602, 7399.

 

 

 

Yüce Allah'ın Veli Kulları için Hazırladığı Kadınların Vasfı

 

7399- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyudu: "Canımı elinde bulundurana yemin olsun ki, Cennet kadınlarından bir tanesi yeryüzü halkının arasına çıksaydı yerle gök arasını aydınlatıp yeryüzünün her yerine hoş kokular yayardı. Onlardan birinin başörtüsü dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/147; Bak hadis no: 7398.

 

 

 

Yüce Allah'ın Veli Kullarına, Kadınları ve Hizmetçileriyle ilişki için Vereceği Cinsel Güç

 

7400- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkeğe, Cennette kadınlardan şu kadar şu kadar verilecektir" buyurunca, ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlara kimin gücü yeter ki" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Her kişiye) yüz kişi kuvveti verilecektir" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Mişkat 5936); Şuayb: Hadis hasendir. Tirmizi 2536.

 

 

 

Konum Olarak Cennetin En Altında Olan Kimseye Yüce Allah'ın Hazırladığı Kadın ve Hizmetçilerin Sayısı

 

7401- Ebu Said el-Hudri, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildiriyor: ''Cennette mertebesi en aşağı olanın seksen bin hizmetçisi ve yetmiş iki karısı olacaktır. Ona inci, zeberced ve yakuttan, Cabiye ile San'a arası büyüklüğünce bir kubbe kurulacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (et-Ta'lıku'r-rağıb 4/249); Şuayb: İsnadı zayıflır. Ahmed 3/76; Tirmizi 2562.

 

 

 

Cennetlik Bir Adamın ilişkiye Girdiği Cariyesinin Tekrar Bakire Haline Dönüşmesi

 

7402- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette cinsel ilişki var mıdır?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Evet (vardır). Canım elinde olana yemin olsun ki, sık sık vardır. İlişki sonrasında kadın tekrar temiz ve bekar olarak (adama) geri dönecektir."

 

[Tahric:]  Elbani: İsnadı hasendir; Şuayb: İsnadı hasendir.

 

 

7403- Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur.

 

 

 

Canlarının istediği ve Gözlerin Hoşlandığı Her Şey Orada Olacağı için Cennet Ahalisinden Birinin Çocuk istemesi Halinde Bu isteğinin Karşılanması

 

7404- Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mümin kişi Cennette çocuk sahibi olmak isterse gebelik, doğum ve çocuğun yetişmesi, arzuladığı şekilde ve bir anda gerçekleşir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5648); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 3/9, 3/80; Tirmizi 2563; İbn Mace 4338; Darimi 2/337.

 

 

 

Yüce Allah'ın Cennette Veli Kulları için Hazırladığı Döşekler

 

7405- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüksek döşekler'' (Vakıa 34) ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdu: ''Canım elinde olana yemin ederim ki; bu döşeklerin yüksekliği gökle yer arası kadardır. Gökle yer arasındaki mesafe ise beş yüz yıllık mesafedir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağlb 4/262); Şuayb: İsnadı zayıftır. Ahmed 3/75; Tirmizi 2540.

 

 

 

Yüce Allah'ın Dünya Hayatında Kendisine itaat Edenler için ikram Yurdunda Hazırladığı Kubbelerin Vasfı

 

7406- Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mekke'deyken evimin tavanı açıldı ve Cebrail indi. Göğsümü yarıp içini Zemzem suyuyla yıkadı. Sonra içi hikmet ve imanla dolu altından bir tas getirdi. içindekileri göğsüme boşaltıp kapattı. Sonra elimden tutup beni dünya semasına çıkardı. Dünya semasına geldiğimizde Cebrail, bekçisine: ‘‘Aç!’‘ dedi. Bekçi: ‘‘Kim o?’‘ diye sorunca, Cebrail: ‘‘Cebrai!!’‘ karşılığını verdi. Bekçi: ‘‘Yanında kimse var mı?’‘ diye sorunca, Cebrail: ‘‘Evet, yanımda Muhammed var’‘ karşılığını verdi. Bekçi: ‘‘Gelmesi için haber gönderildi mi?’‘ diye sorunca, Cebrail: ‘‘Evet!’‘ dedi.

 

Kapı açılınca dünya semasının üzerine çıktık. Orada bir adamla karşılaştım. Sağında ve solunda karartılar vardı. Sağ tarafına baktığında gülüyor, sol tarafında baktığında ise ağlıyordu. ‘‘Merhaba ey salih peygamber ve salih oğul!’‘ diyerek beni karşıladı. Cebrail'e: ‘‘Bu kim?’‘ diye sorduğumda: ''Adem'dir. Sağında ve solunda olan karartılar da onun soyundan gelen insanlardır. Sağdaki karartılar cennetlik, soldakiler de cehennemlik olanlardır. Bundan dolayı sağına baktığı zaman gülüyor, soluna bakınca da ağlıyor’‘ dedi.

 

Sonra beni ikinci kat semaya çıkardı. Orada da semanın bekçisine: ‘‘Kapıyı aç!’‘ deyince, bekçi bir önceki bekçiyle aynı şeyleri sordu ve kapıyı açtı."

 

Enes der ki: Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktığı semalarda Adem, İdrıs, Musa ve İsa ile karşılaşmış, ancak hangisiyle hangi kat semada karşılaştığını belirtmemiştir. Fakat dünya semasında Adem'le, altıncı kat semada ise ibrahim'le karşılaştığını bildirmiştir.

 

ibn Şihab der ki: ibn Hazm'ın bana bildirdiğine göre ibn Abbas ile Ebu Habbe el-Ensarı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sonra öyle bir seviyeye çıkartıldım ki orada kalemlerin gıcırtılarını işittim" buyurduğunu söylerlerdi.

 

ibn Hazm ve Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etmiştir: "Sonra ümmetime günlük elli namaz farz kılındı. Dönüşte Musa'nın yanına vardığımda bana: ‘‘Yüce Allah ümmetine neyi farz kıldı?’‘ diye sordu. ‘‘Elli namazı farz kıldı’‘ karşılığını verdiğimde: ‘‘Rabbinin yanına geri dön! Zira senin ümmetin bu kadarına güç yetiremez’‘ dedi.

 

Bu konuda geri döndüğümde Yüce Allah yarısını indirdi. Musa'ya döndüğümde: ‘‘Yarısını indirdi’‘ dedim. Musa yine: ‘‘Rabbinin yanına geri dön! Zira ümmetin buna da güç yetiremez’‘ dedi. Bir daha döndüğümde Yüce Allah: ‘‘Beştir, ancak elli değerindedir. Zira benim katımda söz değişmez’‘ buyurdu. Musa'nın yanına döndüğümde yine bu konuda dönmemi söyledi. Ancak: ‘‘Rabbimden utanır oldum’‘ karşılığını verdim.

 

Sonra yine götürülüp nihayet Sidretu'l-Münteha'ya yetiştim. Burayı ne olduğunu bilmediğim renkler kaplamıştı. Sonra cennete geçirildim. Orada inciden gerdanlıkları gördüm. Toprağı da misk gibiydi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari 349; Müslim 163.

 

 

 

Yüce Allah'ın ikram Yurdunda Velileri için Hazırladığı Tütsü ve Tarakların Vasfı

 

7407- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennet ehlinin tarakları altın ve tütsüleri ise öd ağacından olacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2868); Şuayb: İsnadı kavidir. Buhari 3246; Bak hadis no: 7436, 7437.

 

 

 

Cennet Nehirlerinin Çıktığı Yer

 

7408- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet nehirleri misk kokulu tepelerin" veya: "dağların altından akar" buyurduğunu bildiriyor.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağib 4/255); Şuayb: İsnadı hasendir.

 

 

 

Yüce Allah'ın Velilerinden itaatkar Olanlar için Hazırladığı Cennet Nehirlerinin Vasfı

 

7409- Hakım b. Muaviye, babasından naklen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Cennette su denizi, bal denizi, şarap denizi ve süt denizi vardır. Sonra bu denizlerden nehirler oluşur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5650); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 5/5; Tirmizi 2571; Darimi 2/337.

 

 

 

Yüce Allah'ın Yarattığı Cennet Ağaçlarının Gövdelerinin Vasfı

 

7410- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Cennetteki bütün ağaçların gövdesi altındandır."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağlb 4/257); Şuayb: Hadis hasendir. Tirmizi 2525.

 

 

 

Cennet Ağaçlarından Bir Ağacın Gölgesinin Mesafesi

 

7411- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette öyle bir ağaç vardır ki, bir süvari onun gölgesinde yüz yıl gider de bir baştan öbür başa yetişemez" buyurdu. isterseniz bu konuda "Ve uzayıp giden bir gölgelikıl (Vakıa 30) ayetini okuyunuz.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/418; Buhari 4881; MÜslim 2826/7; Tirmizi 2523; İbn Mace 4335; Darimi 2/338; Bak hadis no: 7412.

 

 

 

Vasfedilen Ağacın Gölgesinde Gidecek Olan Bir Bineklinin Zikrettiğimiz Müddette Bile Gölgeyi Katedememesi

 

7412- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennette öyle bir ağaç vardır ki binitli kişi onun gölgesinde yüz yıl gider de onun sonuna yetişemez" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve MÜslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 7411.

 

 

 

Vasfedilen Bu Ağacın ismi

 

7413- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! TOba nedir?" diye sorunca: "O, Cennette yüz yıllık bir mesafe büyüklüğünde olan ve Cennet ahalisinin giysilerinin tomurcuklarından çıktığı bir ağaçtır" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen liğayrihi (et-Ta'lıku'r-rağıb 4/258); Şuayb: İsnadı zayıftır. Ahmed 3/71.

 

 

 

Tuba Ağacının Bu Dünya Ağaçlarından Benzediği Ağaç

 

7414- Utbe b. Abd es-Sülemı der ki: Bedevinin biri kalkıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennetin yemişleri nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Orada TOba diye adlandırılan bir ağaç vardır" buyurdu. Bedevi: "Bizim ağaçlarımızdan hangisi ona benzer?" deyince de, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin arazinde bulunan ağaçlara benzemez. Sen hiç Şam'a gittin mi?" diye sordu. Bedevi: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şam'da bulunan, bir gövde üzerinde bitip sonra da (dalları) yayılan ceviz dedikleri ağaç ona benzer" buyurdu. Bedevi: "Gövdesinin kalınlığı ne kadardır?" diye sorunca: "Senin ev halkının develerinden genç bir deve bu ağacın etrafında dönmeye kalksa ihtiyarlayıp boynu kırılana kadar başladığı yere ulaşamaz" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (Zilalu'l-cenne 715); Şuayb: Hadis sahih liğayrihidir. Ahmed 4/183, 4/184; Bak hadis no: 6450, 7247.

 

 

 

Cennet Ehli Gölgelerinin Sonu Olan Sidretü'I-Münteha'nın Vasfı

 

7415- Malik b. Sa'sa'a'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sidretu'I-Münteha'ya çıkarıldım ve meyvelerinin Hecer testileri, yapraklarının da fil kulağı gibi olduğunu gördüm. Onun dibinden ikisi görünen, ikisi de batın (gizli, olmak üzere dört) nehir çıkıyordu. Cibril'e bunıu sorduğumda: ‘‘Görünmeyen iki nehir cennettedir. Görünen iki nehir ise Nil ve Fırat'tır'' cevabını verdi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 112); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/208, 4/210; Buhari 3207; Müslim 164/264; Nesai 1/217.

 

 

 

Yüce Allah'ın Kullarından itaatkar Olanlara Hazırladığı Üzümlerin Vasfı

 

7416- Utbe b. Abd es-Sülemı bildiriyor: Bedevinin biri kalktı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Cennette üzüm var mıdır?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, vardır" buyurdu. Bedevi: "Salkımının büyüklüğü ne kadardır?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Alaca renkli bir karganın bir ay boyunca hiç durmadan uçup gideceği mesafe kadardır'' buyurdu. Bedevi: "Tanelerinin büyüklüğü ne kadardır?" deyince. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Baban hiç sürüsünden büyük bir teke kesti mi?" diye sordu. Bedevi: "Evet" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Derisini yüzüp annene vererek: ‘‘Şunu tabakla da bize bineklerimizi sulayacak bir kova yap’‘ dedi mi?" buyurunca, bedevi: "Evet" dedi ve: "Onun bir tanesi beni ve ev halkım doyurur mu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, bütün aşiretini de (doyurur)" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi; Şuayb: Hadis sahih liğayrihidir. Bak hadis no: 7247, 6450, 7414.

 

 

 

Cennetteki Azıcık Bir Şeyin Bile Ehline, Üzerine Güneşin Doğduğu Dünyadaki Her Şeyden Daha Hayırlı Olması

 

7417- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennette bir kamçılık yer (ebedi olduğu için, fani olan) dünya ve içindekilerin tümünden daha hayırlıdır." isterseniz bu konuda şu ayeti okuyun: ''Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur. Dünya hayatı, zaten, sadece aldatıcı bir geçinmeden ibarettir." (AI-i imran 185)

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 444; es-Silsiletu's-sahiha 1978); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/438; Buhari 2793; Tirmizi3292; Darimi 2/332, 2/333; Bak hadis no: 6158, 7418.

 

 

 

Zikredilen Hususun Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber

 

7418- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette bir kamçılık veya bir yay kadarlık yer dahi dünyadan daha hayırlıdır" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 6158, 7417.

 

 

 

Öteki Dünyada Cennete Girecek ilk Zümrenin Vasfı

 

7419- Abdullah b. Amr bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde toplandığınızda: ‘‘Bu ümmetin fakirleri ve miskinleri nerededir?’‘ denilecektir. Bu kişiler kalkacak ve kendilerine: ‘‘Siz ne (amel) ettiniz?’‘ diye sorulacaktır. Onlar da: ‘‘Rabbimiz! Biz belalara maruz kaldık ve sabrettik. Malı da sultanlığı da başkasına verdin’‘ diye cevap verecekler. Yüce Allah: ‘‘Doğru söylediniz’‘ buyurup onları diğer insanlardan önce Cennetine sokacak, şiddetli hesap da mal sahipleriyle sultanlara kalacaktır." Ashab: "O gün müminler nerede olacaklardır?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlara nurdan kürsü konulacak ve bulutlar onları gölgelendirecektir. O gün (hesap günü) müminler için günün bir saati kadar kısa gelecektir" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (et-Ta'liku'r-rağib 4/87); Şuayb: İsnadı hasendir.

 

 

 

Kıyamette insanlardan Cennete Girecek ilk Zümrenin Suretlerinin Vasfı

 

7420- Muhammed (b. Sirin) der ki: Müslümanlar cennette erkeklerin mi, yoksa kadınların mı daha çok olduğu konusunda tartışıp konuyu Ebu Hureyre'ye sorduklarında Ebu Hureyre dedi ki: "Ebu'I-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimden Cennete ilk girecek olan zümrenin görüntüsü, mehtaplı gecedeki Ay gibi olacaktır. Onlardan sonra girenler gökyüzündeki en parlak yıldız gibi olacaklardır. Her bir kişiye de ikişer eş verilecektir. Bu eşlerin baldırlarının ilikleri etlerinin üzerinden görünür. Cennette de kimse bekar olmayacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 1736); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/247; Buhari3254; Müslim 2834/14; Darimi 2/336; Bak hadis no: 7436.

 

 

 

Peygamberlerden Sonra Halktan ilk Cennete Girecek Olan Bu Zümrenin Vasfı

 

7421- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlar içinde Cennete ilk girecek kişilerin kimler olduğunu biliyor musunuz?" diye sorunca, ashab: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "insanlar içinde Cennete ilk girecek olanlar, sayelerinde düşman saldırılarına karşı korunulan ve kötülükler defedilen fakir muhacirler olacaktır. Onlardan biri ihtiyacı içinde iken, o ihtiyacını karşılayamadan ölür. Yüce Allah meleklerden dilediğine: ‘‘Gidin onlara selam verin’‘ buyurunca, melekler: ‘‘Rabbim! Biz gökyüzünün sakinleri olduğumuz gibi yaratıklarının içinde seçkin yaratıklarız. Yanlarına gidip kendilerine selam vermemizi mi emrediyorsun?’‘ diyecekler. Yüce Allah: ‘‘Onlar bana hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadet ediyorlardı. Onlarla düşman saldırılarına karşı konulup kötülükler def ediliyordu. Onlardan biri ihtiyacı içinde iken ihtiyacını karşılayamadan ölüyor’‘ buyuracak. Bunun üzerine melekler onların yanına gidip, bütün kapılardan yanlarına girerek: ‘‘Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir’‘ (Ra'd, 24) derler."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-rağ% 4/86); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/168.

 

 

 

Cennetliklerin Cennete Girişte ilk Yiyecekleri Şeyin Vasfı

 

7422- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban der ki: Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakta duruyorken Yahudi alimlerinden biri gelip: "Allah'ın selamı üzerine olsun, ey Muhammed!" deyince onu şiddetle geri ittim. Neredeyse yere yıkılacaktı. Yahudi: "Beni niye geri ittin?" deyince de: "Sen: ‘‘Ey Allah'ın Resulü!’‘ diyemez misin?" dedim. Yahudi: "Biz onu ailesinin taktığı isimle çağırmaktayız" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet! Ailemin bana taktığı isim Muhammed'dir" buyurdu. Yahudi: "Sana bir şey hakkında sormaya geldim" dediğinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vereceğim cevapların sana faydası olacak mı?" diye sordu. Yahudi: "Kulaklarımla duymak istiyorum" karşılığını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elindeki çubukla yeri karıştırıp: "(Dilediğini) sor" buyurdu. Yahudi: "Gökyüzü başka bir gökyüzü ile, yer de başka bir yer ile değiştirildiği zaman insanlar nerede olacak?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Köprüden (Sırat'tan) önceki karanlık yerde olacaklar" buyurdu. Yahudi: "ilk olarak oradan kim geçirilecektir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Fakir muhacirler(geçirilecektir)" buyurdu. Yahudi: "Cennete girdikleri zaman hediyeleri ne olacaktır?" deyince,  Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Balık ciğeri artığıdır" buyurdu. Yahudi: "Ondan sonra yemekleri ne olacaktır?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlara cennetin etrafında otlanan Cennet öküzü kesilecektir'' buyurdu. Yahudi: "Ardından içecekleri nedir?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selsebil denilen pınardan içeceklerdir" buyurdu. Bunun üzerine yahudi: "Doğru söyledin" dedi.

 

Yahudi: "Sana, yeryüzünde bir peygamberden başka kimsenin bilemeyeceği bir şey soracağım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vereceğim cevapların sana faydası olacak mı?" buyurdu. Yahudi: "Kulaklarımla duymak istiyorum. Sana çocuk hakkında sormak için geldim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkeğin suyu beyazdır. Kadının suyu ise sarıdır. Eğer erkeğin menisi kadının menisine üstün gelirse, çocuk Allah'ın izniyle erkek olur. Eğer kadının menisi erkeğin men isi ne üstün gelirse çocuk Allah'ın izniyle kız olur" buyurdu. Bunun üzerine Yahudi: "Doğru söyledin. Sen peygambersin" deyip gidince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adam bana soracağını sordu; ama sorduğu zaman, Allah bana bildirene kadar bu konuda bir bilgim yoktu" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Müslim 315.

 

 

 

Cennetliklerin Cennete Girişte Yiyecekleri ilk Şey

 

7423- Enes anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman, Abdullah b. Selam kendi hurmalığında idi. Abdullah b. Selam Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Sana ancak peygamberlerin bileceği bir şeyler soracağım. Eğer sen bu sorularımı cevaplarsan sana inanacağım" dedi. çocuğun anne babasından hangisine çektiğini, insanları yerlerinden uzaklaştıracak ilk şeyi ve Cennet ahalisinin ilk yiyeceğinin ne olduğunu sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Az önce Cibril bana bunları haber verdi" buyurunca, Abdullah b. Selam: "O (Cibril) Yahudilerin düşmanıdır" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "çocuğun kime çekeceği konusunda; eğer erkeğin suyu kadının suyuna üstün gelirse çocuk babaya, eğer kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse çocuk anneye çeker. insanları yerlerinden uzaklaştırarak batıya sürecek şey de doğudan çıkacak olan ateştir. Cennet ahalisinin ilk yiyeceği de öküz başı ile balık ciğeridir."

Bunun üzerine Abdullah b. Selam: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir toplumdur. Onlar sana inandığımı bilirlerse bana iftirada bulunurlar ve bana zarar verirler. Bundan dolayı onları çağırmak istiyorum" dedi. Yahudiler gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Abdullah b. Selam nasıl biridir?" diye sordu. Yahudiler: "O bizim efendimizdir ve efendimiz olan birinin oğludur. O bizden daha bilgilidir ve bizden daha bilgili birinin oğludur. O bizden daha hayırlıdır ve bizden daha hayırlı olan birinin oğludur" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Eğer Abdullah b. Selam'ın Müslüman olduğunu görürseniz siz de Müslüman olur musunuz?" diye sorunca: "Allah onu bundan korusun, o böyle bir şey yapmaz" cevabını verdiler. Hz. Peygamber: "Ey Abdullah b. Selam! Dışarı çık" buyurdu. Bunun üzerine Abdullah b. Selam yanlarına geldi ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahadet ederim" dedi. Yahudiler: "Bu bizim en kötümüzdür ve en kötümüz olan birinin oğludur. Bu bizim en cahilimizdir ve en cahilimiz olan birinin oğludur" deyip ona hakaret ettiler. Abdullah b. Selam: "Ey Allah'ın Resulü! Ben bunların iftiracı bir toplum olduklarını söyledim değil mi?" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/271; Bak hadis no: 7161.

 

 

 

Yeme ve İçme Sonrası Cennet Ehline Olacaklar

 

7424- Zeyd b. Erkam der ki: Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yahudilerden bir adam gelip: "Ey Ebu'l-Kasıml Cennet ahalisinin mada yemesi ve içmesi olduğunu mu iddia ediyorsun?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Canım elinde olana yemin olsun ki, yemekte, içmekte, şehvet ve cinsi münasebette her kişiye yüz kişinin kuvveti verilecektir" karşılığını verdi. Yahudi: "Peki, yiyip içenler def-i haceti nasıl yapacak?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onların bu haceti, misk kokusu gibi derilerinden ter olarak atılacaktır ve midesinin boşaldığını hissedecektir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağib 4/259); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/367; Darimi 2/334.

 

 

 

Cennet Ehlinin Biraraya Geldikleri Çarşılar

 

7425- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennet ahalisinin her Cuma günü gittikleri, içinde misk yığınları bulunan bir çarşı vardır. O çarşıya çıktıkları zaman Kuzey rüzgarı eser. Bu rüzgarla yüzleri miskle dolar. Evlerine döndükleri zaman da eşleri onlara: ‘‘Bizden ayrıldıktan sonra daha da güzelleşmişsiniz’‘ derler. Onlar da eşlerine: ‘‘Siz de bizden sonra daha da fazla güzelleşmişsiniz’‘ karşılığını verirler."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3471); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/284, 3/285; Müslim 3833; Darimi 2/339.

 

 

 

Cennetliklerin En Aşağı Konumda Olanı

 

7426- Şa'bı der ki: Muğıre b. Şu'be'yi minberde iken insanlara Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklen şunu anlattığını duydum: "Hz. Musa, Rabbine: ‘‘Cennet ahalisi içinde en aşağı konumda olan kimdir?’‘ diye sorunca, Yüce Allah şöyle karşılık verdi: ‘‘Cennetlikler Cennete konulduktan sonra getirilen bir adamdır ki, kendisine: "Cennete gir!" denildiğinde, o: "Rabbim! insanlar yerlerine yerleşip alacaklarını aldıktan sonra ben nasıl gireyim?" karşılığını verir. Kendisine: "Dünya krallarından birinin mülkü kadar mülkün olmasına razı olur musun?" denildiğinde, o: "Rabbim! Razı olurum!" karşılığını verir, Ona: "o zaman o kadarı, bir o kadarı daha, bir o kadarı daha senin olsun!'' denilince, adam: "Rabbim! Razı oldum!" der. Yine de ona: "Bunlar ve bunların on katı daha senin olsun" denilir. Adam: "Rabbim! Razı oldum" deyince, ona: "Canının çektiği gözünün beğendiği ne varsa onlar da senin olsun" denilir.’‘ '' 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3503); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 6216, 7385.

 

 

 

Üstte Durumu Anlatılan Kimsenin Cehennemi Hak Ettikten Sonra Oradan Çıkarılan Birisi Olması

 

7427- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cehennemliklerden olup da cehennemden en son çıkacak kişiyi biliyorum, Bu kişi cehennemden sürünerek çıkar. Kendisine ‘‘Git ve cennete gir’‘ denilir. Adam gidip cennete girer. Ancak insanların her yerde yerleşmiş olduklarını görünce geri döner. Allah ona: ‘‘Dünyada şöyle şöyle yaptığın zamanları hatırlıyor musun?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Ever'' karşılığını verir. Bunun üzerine kendisine: ‘‘Dile!’‘ denilir. Adam: ‘‘Ya Rabbi! Dünya ehli dünyalarında iken birbirleriyle rekabet içindelerdi ve birbirlerini sıkıntıya soktular. Onlara verdiğin kadarını istiyorum’‘ dedi. Rabbi ona: ‘‘Dilediklerin ile dünyanın on katı kadarı senindir’‘ buyurur. Bu zat, konum olarak cennetliklerin en aşağısında olan kimsedir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 197); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 1/378, 1/379. Buhari 7511; Müslim 186/309; Tirmizi 2595; Bak hadis no: 7430, 7431, 7475.

 

 

 

Üstte Cennetteki Yiyecek ve içeceği Anlatılan Kimseye Yüce Allah'ın Hazırladığı Şeyler

 

7428- ibn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bazıları cehennemde Allah'ın dilediği kadar kaldıktan sonra onlara merhamet edip oradan çıkartır. Bunlar cennette en alt konumda bulunurlar. Cehennemden çıkarıldıklarında adına Hayat pınarı denilen bir suda yıkanırlar. Cennet ahalisi onlara ‘‘Cehennemden gelenler’‘ derler. Bunlardan her biri de tüm dünya ahalisini misafir etse hepsini yedirip içirir ve yataklar serer -sanirım şöyle de buyurdu- evlendirir, yine de sahip olduklarından bir şey eksilmez.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 834); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 1/454; Bak hadis no: 7433.

 

 

 

Günahlarından Dolayı Azap Çektikten Sonra Cehennemden Çıkarılıp Son Olarak Cennete Giren Bir Başkasının Vasfı

 

7429- Ebu Hureyre anlatıyor: Bazı kişiler: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneşin önünde bulut olmadığı zaman onu görmek için izdiham yaşar mısınız?" buyurdu. Onlar: "Hayır, yaşamayız" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Siz kıyamet gününde Rabbinizi göreceksiniz. Kıyamet gününde Allah insanları bir araya toplayacak ve: ‘‘(Dünyada iken) kişi kime taptıysa onun peşinden gitsin’‘ buyuracak. Bunun üzerine Güneş'e tapan Güneş'in, Ay'a tapan Ay'ın ve tağutlara tapanlar tağutların peşine takılacaktır. Orada, münafıkları da içlerinde olmak üzere sadece bu ümmet kalacaktır. Allah onlara bildiklerinden değişik bir şekilde tecelli edecek ve: ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘ diyecektir. Onlar: ‘‘Biz senin şerrinden Allah'a sığınırız. Bizim Rabbimiz gelene kadar burası bizim yerimizdir. Biz Rabbimizi biliriz’‘ karşılığını vereceklerdir.

 

Sonra Allah tanıdıkları bir suretle onlara tecelli edecek ve: ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘ diyecektir. Bunun üzerine onlar: ‘‘Sen bizim Rabbimizsin’‘ diyecek ve peşine takılacaklardır. Bundan sonra da Cehenneme köprü kurulacaktır. Oradan geçen ilk kişi ben olacağım. O gün peygamberlerin duası: ‘‘Allahım! Selamet ver, selamet ver’‘ demek olacaktır. Cehennemde sa'dan (denilen bir bitkinin) dikeni gibi çengeller olacaktır. Siz hiç sa'dan dikenini gördünüz mü?" Ashab: "Gördük ey Allah'ın Resulü'' cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "işte o çengeller sa'dan dikeni gibidir. Onların büyüklüğünü Allah'tan başka kimse bilmez. O, insanları (kötü) amellerinden dolayı çekip alacaktır. insanların kimisi ameli sayesinde kurtulurken, kimisi de takılıp orada kalacak ve daha sonra kurtarılacaktır.

 

Allah vereceği hükmü bitirip dilediği kişileri merhamet ederek Cehennemden çıkarmak murad edince meleklere: ‘‘Allah'tan başka ilah yoktur’‘ diyen kişileri çıkarmalarını emredecektir. Melekler onları secdelerinin izinden tanıyacaklardır. Zira Allah cehenneme Adem oğlunun secde izini yemesini haram kılmıştır. Bu kişiler yanmış bir şekilde çıkarılacak ve üzerlerine ‘‘Hayat suyu’‘ denilen bir su dökülecektir. Bunun üzerine sel sularının getirdiği milli toprak üzerinde otların bitmesi gibi tekrar biteceklerdir.

 

Orada yüzünü ateşe dönmüş bir kişi kalacaktır. Bu kişi: ‘‘Ey Rabbim! (Cehennemin) kokusu beni mahvetti. Alevi de beni yakıp kavurmaktadır. Yüzümü ateşten çevir’‘ diyecek ve sürekli olarak Allah'a bu şekilde dua edecektir. Allah: ‘‘Ben bunu yaparsam belki de benden başka bir şey de istersin’‘ buyurunca, adam: ‘‘Hayır, izzetine yemin olsun ki senden başka bir şey istemeyeceğim’‘ karşılığını verecek ve bunun üzerine Allah onun yüzünü ateşten çevirecektir.

 

Sonra adam: ‘‘Beni Cennet kapısına yaklaştır’‘ diyecektir. Allah: ‘‘Sen benden başka bir şey istemeyeceğini söylemedin mi? Yazıklar olsun sana ey Adem oğlu! Ne kadar gaddarmışsın’‘ buyuracaktır. Adam yine sürekli olarak dua edince, Allah: ‘‘Ben bunu yaparsam belki de benden başka bir şey de istersin’‘ buyuracaktır. Adam: ‘‘Hayır, izzetine yemin olsun ki senden başka bir şey istemeyeceğim’‘ diyerek Allah'a ahd-u misaklar verince Allah onu Cennet kapısına yaklaştıracaktır.

 

Adam Cennetin içindekilerini görüp bir müddet suskun kaldıktan sonra ‘‘Ey Rabbim! Beni Cennete sok’‘ diyecektir. Allah: ‘‘Sen, benden başka bir şey istemeyeceğine dair ahd-u misaklar vermedin mi? Yazıklar olsun sana ey Adem oğlu! Ne kadar gaddarmışsın’‘ buyuracaktır. Adam: ‘‘Ey Rabbim! Beni mahlukatının en bahtsızı kılma’‘ diyerek Cennete girmesine izin verilene kadar sürekli dua edecektir. Girdiği zaman da kendisine: ‘‘Filan şeyden dile'' denilecek ve o da dileyecektir. Yine: ‘‘Filan şeyden dile, filan şeyden dile'' denilecek ve dilekleri bitene kadar böyle devam edecektir. En son ona: ’‘Bunlar ve bir bu kadarı senindir’‘ denilecektir."

 

Ata b. Yezıd el-leysı der ki: Ebu Said el-Hudri: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Bu ve bunun on katı senindir’‘ buyurduğunu işittim" dedi. Ebu Hureyre ise: '!Benim aklımda: ‘‘Bu ve bir bu kadarı senindir’‘ şeklinde kalmıştır. Bu kişi Cennete girecek son kişidir" dedi. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/275, 2/276, 2/533, 2/534; Buhari 7437; 6573; Müslim 182/301; Bak hadis no: 4623, 7445.

 

 

 

Yüce Allah'ın, İstediğini Vermesi Durumunda Bu Adamın Başka Şeyleri de İsteyeceğini Bilmesi

 

7430- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Cennet'e en son girecek kişi, sırat üzerinde bazen yürüyen, bazen sürünen ve bazen de ateş tarafından yüzü yalanan bir adam olacaktır. Ateşi geçtikten sonra da arkasına bakıp: ''Beni senden kurtaran Allah pek Yücedir. Zira Allah bana öyle bir şey verdi ki böylesini alemlerden kimseye vermemiştir’‘ der. Önüne bir ağaç çıkarılacak ve adam: ‘‘Rabbim! Beni bu ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim, suyundan içeyim’‘ der. Allah: ‘‘Ey Ademoğlu! Şayet sana bu ağacı verecek olsam sen başkasını da istersin'' buyurur. Adam da: ‘‘Hayır ya Rabbi!’‘ der ve başka bir şey istemeyeceğine dair söz verir. Rabbi bu konuda onu mazur görecektir, zira daha sonra karşılarında sabredemeyeceği şeyler görecektir.

 

Onu ağaca yaklaştırır ve adam ağacın gölgesinde gölgelenir, suyundan içer. Sonra kendisine ilkinden daha güzel bir ağaç gösterilir. Adam: ‘‘Rabbim! Beni bu ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim ve suyundan içeyim’‘ der. Allah ona: ‘‘Ey Ademoğlu! ilk ağaçtan başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermedin mi’‘ buyurur. Ancak adam başka bir şey istemeyeceğine dair bir daha söz verir. Rabbi bu konuda onu mazur görecektir, zira daha sonra karşılarında sabredemeyeceği şeyler görecektir. Yine onu ağaca yaklaştırır. Adam ağacın altında gölgelenir ve suyundan içer.

 

Cennet kapısının yanında adamın karşısına önceki iki ağaçtan da güzel bir ağaç daha çıkarılır. ‘‘Rabbim! Beni bu ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim ve suyundan içeyim. Başka da bir şey istemeyeceğim!’‘ der. Allah ona: ‘‘Ey Ademoğlu! Başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermedin mi?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Rabbim! Evet vermiştim. Ama bundan başka da bir şey istemeyeceğim!’‘ der. Allah: ‘‘Şayet seni bu ağaca yaklaştıracak olsam sen başkasını da istersin’‘ buyurunca, adam başka bir şey istemeyeceğine dair söz verir. Rabbi yine bu konuda onu mazur görür, zira daha sonra karşılarında sabredemeyeceği şeyler görecektir. Onu ağaca yaklaştırır.

 

Adam ağaca yaklaştırılınca içerden cennet ahalisinin seslerini işitir. ‘‘Rabbim! Beni de Cennet'e sok!’‘ der. Allah: ‘‘Ey Ademoğlu! isteklerinden beni ne kurtarır? Sana dünyayı ve on katı kadarını daha versem razı olur musun?’‘ buyurur. Adam: ‘‘Sen ki alemlerin Rabbisin! Benimle alay mı ediyorsun?’‘ karşılığını verir. O zaman Allah ona: ‘‘Seninle alay etmiyorum. Ancak ben her şeye kadirim’‘ karşılığını verir."

 

Enes der ki: Burada ibn Mes'ud "Benimle alay mı ediyorsun" ibaresini söylerken güldü ve: "Neden güldüğümü sormayacak mısınız?" dedi. O'na: "Neden güldün?’’ diye sorduklarında da şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu anlatırken bu şekilde güldü."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3129); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/391, 1/392, 1/410, 1/411; Müslim lS7; Bak hadis no: 7427, 7431.

 

 

 

Yüce Allah'ın "Sana Dünyayı ve On Katı Kadarını Daha Versem" Sözünün Bundan Fazlasını Vermesine Engel Teşkil Etmemesi

 

7431- Abdullah (b. Mes'ud) bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cehennemliklerden olup da Cehennemden en son çıkacak kişiyi biliyorum. Bu kişi Cehennemden sürünerek çıkar. Kendisine: ‘‘Git ve Cennete gir’‘ denilir. Adam gidip Cennete girer. Ancak insanların her yerde yerleşmiş olduklarını görünce geri döner ve: ‘‘Rabbim! insanlar her yeri almışlar’‘ der. Yüce Allah ona: ‘‘Şöyle şöyle yaptığın zamanları hatırlıyor musun?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Evet!’‘ karşılığını verir. Bunun üzerine kendisine: ‘‘Dile!’‘ denilir. Adam almak istediklerini dileyince kendisine: ‘‘Dilediklerin ile dünyanın on katı kadarı senindir’‘ denilir. Ancak adam (şaşkınlıkla): ‘‘Sen ki her şeyin hükümranısın! Benimle alay mı ediyorsun?’‘ der." Abdullah der ki:

"Bunun söylerken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azı dişleri görünecek kadar güldüğünü gördüm."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 197); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 186/309; Bak hadis no: 7427, 7475.

 

 

 

Günahları Dolayısıyla Cehennemde Azap Gördükten Sonra "Cehennemlikler" Diye Adlandırılarak Cennete Sokulanların Rablerine Dua Ederek Bu ismi Kendilerinden Alınmasını istemeleri

 

7432- Salih b. Ebı Tarıf der ki: Ebu Said el-Hudri'ye: ''İnkar edenler zaman zamanı ‘‘keşke biz de müslüman olsaydık’‘ diye arzu ederler''(Hicr 2) ayeti hakkında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şey buyurduğunu işittin mi?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Evet, onun şöyle buyurduğunu işittim: ‘‘Yüce Allah, müminlerden bazılarını onlardan intikamını aldıktan sonra Cehennem den çıkaracaktır. Onları müşriklerle beraber Cehenneme soktuğunda, müşrikler: "Siz dünyada iken Allah dostu olduğunuzu iddia etmiyor muydunuz? Şimdi bizimle beraber Cehennemdesiniz" diyecekler. Yüce Allah bunu işittiği zaman şefaat için izin verecek ve melekler ile peygamberler onlara şefaat dileyecektir. Allah'ın izniyle de (Cehennemden) çıkarılacaklar. Çıkarıldıkları zaman müşrikler, Yüce Allah'ın: ''İnkar edenler zaman zamanı ‘‘keşke biz de müslüman olsaydık’‘ diye arzu ederler" (Hicr 2) ayetinde buyurmuş olduğu gibi: "Keşke biz de onlar gibi olsaydık ve biz de şefaatle Cehennemden çıkarılsaydık" diyecekler. Cehennemden çıkarılan kişiler yüzlerindeki karalıktan dolayı Cehennemlikler diye adlandırılacaklardır. Bunun üzerine:  "Ey Rabbimiz! Bu ismi üzerimizden kaldır" diyecekler. Yüce Allah'ın emri üzerine Cennetteki bir nehirde yüzlerini yıkayacaklar ve o karalık yüzlerinden gidecektir.'' ''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (Zilalu'l-cenne 2/405); Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 182,184.

 

 

 

Yüce Allah'ın, Azap Gördükten Sonra Cehennemden Çıkarılanı Cennet Nimetleri ile Onurlandırması

 

7433- ibn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bazıları cehennemde Allah'ın dilediği kadar kaldıktan sonra onlara merhamet edip oradan çıkartır. Bunlar cennette en alt konumda bulunurlar. Cehennemden çıkarıldıklarında adına Hayat denilen bir nehirde yıkanırlar. Bunlardan her biri de tüm dünya ahalisini misafir etse hepsini yedirip içirir ve onlara hediyeler verirdi.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı kavidir. Bak hadis no: 7428.

 

 

 

Cehennemden Çıkan Müslümanların Cennetteki Mesken ve Menzillerini Bilmeleri

 

7434- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müminler cehennemden kurtuldukları zaman cennetle cehennem arasında bir köprüde hapsolunurlar. Burada dünyada aralarında bulunan zulümlerden dolayı birbirlerine hakkını vererek hesaplaşırlar. Temizlendikleri zaman da cennete girmelerine izin verilir. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki, o müminlerden her biri cennetteki meskenini dünyada yaşadığı meskeninden daha iyi bilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 857); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/13,3/63,3/74; Buhari 2440.

 

 

 

Yücelik ve itibar Yurdu Olması Hasebiyle Cennet Ahalisinin Eksikli ve iğrenme Hissi Veren Bir Durumu Yaşamayacak Olmaları

 

7435- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennetlikler Cennetin içinde yerler içerler; ama bevletmezler, def-i hacet yapmazlar, sümkürmezler ve tükürmezler. Nasıl nefes alıyorlarsa onlara da orada (nefes alır gibi) Yüce Allah'ı tesbih ve tahmıd etmeleri ilham edilecektir. Yediklei yemek misk gibi kokan geğirme ile yok edilecektir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 4741); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/316, 3/364; Müslim 2835/18; Ebu Davud 4741; Darimi 2/335.

 

 

 

Farklı Derece ve Makamlara Sahip Olsalar da Cennet Ahalisi Arasında Kin ve İhtilafın Yaşanmayacak Olması

 

7436- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennete ilk girecek olan zümrenin görüntüsü mehtaplı gecedeki Ay gibi olacaktır. Orada ne tükürür, ne sümkürür, ne de def-i hacet yaparlar. Eşyaları ve tarakları altın ve gümüşten, buhurdanlıkları öd ağacından, terleri misktendir. Orada her birinin, güzelliklerinden dolayı baldırlarının iliği etleri üzerinden de görünen iki eşi olacaktır. Aralarında ayrılık ve kin olmayacak. Hepsi tek yürek sabah akşam Allah'ı tesbih edeceklerdir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3519); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/316; Buhari 3245; Müslim 2834/17; Tirmizi 2537; Bak hadis no: 7407, 7420, 7437.

 

 

 

Cennetliklerin Cennete Girerken Görünümleri -Allah bizi ihsanıyla onlardan kılsın-

 

7437- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu "Cennete ilk girecek olan zümrenin görüntüsü mehtaplı gecedeki ay gibi olacaktır. Onlardan sonra girenler, gökyüzündeki en parlak yıldız gibi olacaklardır. Orada ne bevleder, ne de def-i hacet ederler. Ne tükürür, ne de sümkürürler. Tarakları altından, terleri miskten, buhurdanlıkları öd ağacından, eşleri de hurilerden olacaktır. (Erkeklerin) hepsinin de babaları Adem'in suretinde ve boyları da altmış arşın olacaktır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/253; Buhari 3327; Müslim 2834/15; İbn Mace 4333; Bak hadis no: 7407,7436,7420.

 

 

 

Cennetliklerin Mabutlarını Ziyaret Etmeleri

 

7438- Said b. el MüseyYeb bildiriyor: Onunla karşılaşınca Ebu Hureyre ona:

"Yüce Allah'tan her ikimizi de Cennet çarşısında bir araya getirmesini dilerim" dedi. Said ona: "Cennette çarşı var mı ki?" diye sorunca, Ebu Hureyre şöyle karşılık verdi: "Evet! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle haber verdi:

 

"Cennetlik olanlar Cennete girdiği zaman orada amellerinin üstünlüğüne göre yerleşeceklerdir. Sonra onlara dünya günlerinden bir Cuma günü kadarlık süre tanınır ve bu sürede Rablerini ziyaret ederler. Yüce Allah'ın Arşı onlara görünür, Yüce Allah da Cennet bahçelerinden birinde onlara görünecektir. Onlar için nurdan minberler, inciden minberler, yakuttan minberler, zebercedden minberler, altından minberler ve gümüşten minberler kurulacak. Derece bakımından en aşağıları -ki aslında onların aşağıları da yoktur- misk ve kafurdan tepeler üzerinde oturacaklardır. Her bir oturan da kendisinden daha üste birinin bulunduğunu görmeyecektir."

 

Bunun üzerine Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi görecek miyiz?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu: "Evet! Sizlerin Güneş'i ve mehtaplı bir gecede Ay'ı görmenize herhangi bir engel var mı?" Biz: "Hayır!" dediğimizde de şöyle buyurdu: "Aynı şekilde Rabbinizi görmenizde de herhangi bir engel olmayacaktır. Orada oturanlardan, Yüce Allah'ın, kendisiyle karşılıklı görüşmediği kimse kalmayacaktır. Öyle ki Yüce Allah, kişiye: ‘‘Ey filan oğlu filan! Şöyle şöyle dediğin o günü hatırlıyor musun?'' diye soracak ve ona dünyadayken işlediği bazı kusurlarını hatırlatacaktır. Kişi:

 

‘‘Rabbim! Ama beni bağışlamadın mı?’‘ deyince, Yüce Allah: ‘‘Evet! Benim bağışlamamın genişliği senin bu oturduğun yere kadar ulaşmıştır’‘ buyuracak. Onlar böyle oturmuşken üstlerinden bir bulut kendilerini kuşatacak ve üzerlerine, o zamana kadar hiç görmedikleri kokular yağdıracaktır. Rabbimiz: ‘‘Kalkın da sizin için hazırladığım ikramlarımdan dilediğiniz şeyleri alın!'' buyuracak. işte o zaman melekler tarafından çevrelenen, içinde de gözlerin görmediği kulakların işitmediği ve akıllara gelmeyecek şeyler bulunan bir çarşıya geleceğiz. Orada istediğimiz her şey bize getirilecek. Orada ne satma, ne de satın alma olacaktır. işte o çarşıda Cennetlikler birbirleriyle karşılaşıp görüşeceklerdir."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Cennette yüksek konumlarda olan biri kendisinden daha aşağıda olan biriyle -ki aslında orada aşağıda olan kimse ,!oktur- karşılaştığında üzerindeki giysilerden dolayı gözleri kamaşacaktır. Aralarındaki konuşma bitmeden de kendi üzerindeki giysinin karşısındakinin giysisinden daha da güzel olduğu kendisine görünecektir. Zira Cennette kimse üzülmeyecektir. Sonra Cennetteki evlerimize döneceyiz. Eşlerimiz bizleri: ‘‘Merhaba! Hoş geldiniz! Bizden ayrıldığın andaki güzelliğinden daha güzel bir şekilde geri geldin’‘ diyerek karşılayacaklardır. Biz de: ‘‘Bugün kudret sahibi olan Rabbimizle bir araya geldik. Onun için bu güzellikte geri gelmemiz bize pek yakışır’‘ diyeceğiz."

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Zilalu'l-cenne 585-7). Tirmizi 2549; İbn Mace 4336.

 

 

Ebü Hatim der ki: "Hadisin lafzı, Hasan b, Süfyan'a aittir."

 

 

 

Cennetlik Olanlara Verilen ve Cennetten ve Nimetlerinden Daha Üstün Olan Şeyin Vasfı

 

7439- Cabir b. Abdillah, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Cennet ahalisi Cennete sokulduğu zaman, Yüce Allah: ‘‘Size daha fazla vermemi istediğiniz bir şey var mı?’‘ diye sorar. Cennet ahalisi: ‘‘Bize verdiğinden daha üstün bir şey var mıdır?’‘ diye sorunca, Yüce Allah: ‘‘Evet, benim rızam daha üstündür’‘ buyurur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 2336); Şuayb: İsnadı kavıdir.

 

 

 

Yüce Allah'ın ihsanıyla Cennetlikleri Onurlandırdığı Rızanın Vasfı

 

7440- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah cennet ahalisine: ‘‘Ey cennet ahalisi!’‘ diye seslenince: ‘‘Rabbimiz! Buyur emrindeyiz!’‘ derler. Onlara: ‘‘Verdiklerimden razı mısınız?’‘ diye sorunca: ‘‘Mahlukatından hiç kimseye verilmeyen şeyleri bize vermişken neden razı olmayalım’‘ derler. Allah: ‘‘Ben size verdiklerimden daha iyisini verebilirim’‘ buyurunca: ‘‘Rabbimiz! Bunlardan daha iyisi var mı ki?’‘ derler. Allah: ‘‘Sizden razı olur ve size asla öfke duymam’‘ buyurur."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3054); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/88; Buhari7518; Müslim 2829; Tirmizi 2555.

 

 

 

Müminlerin Ahirette Rablerini Görmelerinin Yüce Allah'ın Kullarına Vermeyi Vaad Ettiği Fazladan İhsanın Bir Gereği Olması

 

7441- Suheyb der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardırı) ayetini (Yunus 26) okudu ve şöyle buyurdu: "Cennetlikler Cennete, Cehennemlikler de Cehenneme girdikten sonra bir münadi: ‘‘Ey Cennet ahalisi! Allah'ın sizlere bir sözü vardı ve şimdi onu yerine getirmek istiyor’‘ diye seslenir. Cennettekiler: ‘‘Nedir o? Mizan'da amellerimizi ağır kılmadı mı? Yüzümüzü ak çıkarıp Cehennem ateşinden uzaklaştırmadı mı?’‘ dediklerinde, bu münadi perdeyi aralar ve Allah'a bakarlar. Vallahi Allah, Cennettekilere kendisine bakmaktan daha sevimli bir şey vermiş değildir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 472); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 4/332, 4/333, 6/15, 6/16; Müslim 181; Tirmizi 2552; İbn Mace 187.

 

 

 

7442- Cerir b. Abdillah anlatıyor: Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber otururken Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayın on dördünde Ay'a baktı ve: "Bunu gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksiniz ve onu görme konusunda zorlanmayacaksınız. Sizler, Güneş doğmadan ve Güneş batmadan önceki namazları geçirmemeye gücünüz yettiği müddetçe onları geçirmeyin" buyurduktan sonra: ''Güneşin doğmasından önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et" (Taha 130) ayetini okudu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/360, 4/365, 4/366; Buhari 4851; Müslim 633/212; Ebu Davud 4729; Tirmizi 2551; İbn Mace 177; Bak hadis no: 7443, 7444.

 

 

 

7443- Cerir b. Abdillah anlatıyor: Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber otururken Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dolunay gecesinde Ay'a baktı ve: "Bunu gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksiniz ve onu görme konusunda zorlanmayacaksınız. Sizler, Güneş doğmadan ve Güneş batmadan önceki namazları geçirmemeye gücünüz yettiği müddetçe onları geçirmeyin" buyurduktan sonra: ''Güneşin doğmasından önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et'' (Taha 130) ayetini okudu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed

4/362; Buhari, 573; Bak hadis no: 7442; Bak hadis no: 7444.

 

 

 

7444- Cerir der ki: Dolunay gecesinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile yanımıza çıkarak: "Bunu gördüğünüz gibi Kıyamet gününde Rabbinizi göreceksiniz ve onu görme konusunda zorlanmayacaksınız" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari 7436; Bak hadis no: 7442,7443.

 

 

Ebu Hatim der ki: İlimle uğraşmayan kişiler böylesi haberleri reddedebilirler. Ancak Yüce Allah'ın, kafir ile müminler arasında fark olsun diye kulları arasından seçtiği mümin kullarının kendisini görmesini sağlaması -Yüce Allah ihsanıyla bizleri de kendisini görenlerden eylesin- imkansız değildir. Yüce Allah'ın Kitabı da bu yönde zikrettiklerimizin aynısını söylemektedir. Örneğin Yüce Allah: Hayır, şüphesiz onlar kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır" (Mutaffifin 15) buyurur. Ayette zikredildiği gibi kafirler Allah'ı görmekten mahrum olacaklarsa, bu, kafir olmayan kişiler için böylesi bir mahrumiyetin olmayacağı anlamına gelmektedir. Yüce Allah bu dünyada mahlükatı fani olarak yarattığından dolayı fani olan bir gözle baki olanı görmeleri mümkün olmayacaktır. Yüce Allah, cennet ya da cehennemde baki olarak kalmaları için mahlükatı yeniden yaratıp mezarlarından çıkarttığında dar-ı bekada baki kalmak için yaratılan bir gözün baki olanı görmesi imkansız olmayacaktır. Böylesi bir şeyi de ancak ilim cahili olanlar, dayanağı olmayan görüşlerin ve ters yüz edilmiş kıyaslamaların sahipleri reddedebilir.

 

 

 

"Ahirette Müminlerin Rablerini Gözleriyle Değil Kalpleriyle Göreceklerini İddia Edenin Kavlini Çürüten Haber

 

7445- Ebu Hureyre der ki: insanlar: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazın bir günde gökyüzü berrak ve kapalı değilken ve bulut yokken Güneş'i görmeniz için herhangi bir engel var mı?" diye sorunca, insanlar: "Yok!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bulutsuz berrak kapalı olmayan mehtaplı bir gecede Ay'ı görmeniz için herhangi bir engel var mı?" diye sorunca, insanlar: "Yok!" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Canım elinde olana yemin olsun ki, nasıl bunlardan birini görmeniz için herhangi bir engel yoksa Rabbinizi de aynı şekilde görmenize hiçbir engel olmayacaktır."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Kul, Kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzuruna çıktığı zaman, ona: ‘‘Ey filan! Seni ben yaratmadım mı? Seni işitir ve görür kılmadım mı? Seni eş sahibi yapıp sana ikramlarda bulunmadım mı? Sana at ve develeri musahhar kılmadım mı? Başkalarına seni efendi kılmadım mı? Mal mülk sahibi olmana ve iyi bir hayat yaşamana imkan tanımadım mı?’‘ diye sorar. Kul da: ‘‘Evet ey Rabbim!’‘ der. Yüce Allah ona: ‘‘Bir gün benim huzuruma çıkacağını hiç düşünmedin mi?’‘ diye sorunca, kul: ‘‘Hayır ey Rabbim!’‘ der. O zaman Yüce Allah da: ‘‘Sen nasıl beni unuttuysan, ben de seni bu gün öyle unutacağım’‘ buyurur.

 

Yüce Allah sonra bir diğerini huzuruna alarak: ‘‘Ey filan! Seni ben yaratmadım mı? Seni işitir ve görür kılmadım mı? Seni eş sahibi yapıp sana ikramlarda bulunmadım mı? Sana at ve develeri musahhar kılmadım mı? Başkalarına seni efendi kılmadım mı? Mal mülk sahibi olmana ve iyi bir hayat yaşamana imkan tanımadım mı?’‘ diye sorar. Kul da: ‘‘Evet ey Rabbim!’‘ der. Yüce Allah ona: ‘‘Benim için ne hazırladın?’‘ diye sorunca, kul: ‘‘Ey Rabbim! Sana, kitabına, resulüne iman ettim ve tasdik ettim. Namaz kıldım, oruç tuttum’‘ der. Yüce Allah ona: ‘‘O zaman burada bekle!’‘ buyurur. Sonra ona: ‘‘Şimdi sana kendi şahidimizi göndereceğiz’‘ denilir. Kul, kim bana şahitlik edecek diye düşünürken ağzı mühürlenir. işte bu kul münafık bir kuldur ve Yüce Allah'ın öfkesine maruz kalan kişi de budur. Sonra uyluğuna, etine, kemiği ne ve sinirine: ‘‘Konuşun!’‘ denilir. Uyluğu, eti, kemiği ve siniri onun gerçekte yaptığı amelleri sayıp aleyhinde tanıklık ederler. Sonrasında bir münadi: ‘‘Her ümmet ibadet ettiği şeyin peşinden gitsin’‘ diye seslenir. Bu çağrı üzerine haça tapanlar haçın, ateşe tapanlar ateşin, putlara tapanlar putların, Şeytan'a tapanlar Şeytan'ın, azgınlar da uğruna azgınlık ettikleri şeyin peşinden cehenneme doğru giderler. Ey müminler! işte o zaman orada geriye biz kalırız. Ayakta beklerken Yüce Rabbimiz gelir ve bizim için: ‘‘Bunlar neden burada duruyor?’‘ diye sorar. Biz: ‘‘Bizler Yüce Allah'ın mü min kullarıyız. Ona iman ettik ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmadık. Rabbimiz yanımıza gelene kadar burada bekleyeceğiz. O bizim Rabbimizdir ve bizi mükafatlandıracaktır’‘ deriz. Yüce Allah: ‘‘Onu tanıyor musunuz?’‘ diye sorunca, biz: ‘‘O'nu her türlü eksiklikten tenzih ederiz. O bize kendisini tanıtırsa ancak tanıyabiliriz’‘ deriz. -Süfyan: "Burada bir söz geçiyor ki onu size söylemeyeceğim" demiştir.- Devam edip Sırat köprüsüne geliriz. Bu köprünün üzerinde de geçenlere takılan ateşten kancalar vardır. Orada şefaat devreye girer ve şefaat edecek olanlar: ‘‘Allahım! Selametle geçir! Allahım! Selametle geçir! Allahım! Selametle geçir!’‘ diye dua ederler. Köprüyü aşanlardan Allah yolunda sahip olduğu maldan bir çift infak edenlerden her birine cennet bekçileri: ‘‘Ey Allah'ın kulu! Ey Müslüman! Gel ey Allah'ın kulu! Gel ey Müslüman! Bu kapı daha hayırlıdır! Gel ey Allah'ın kulu! Gel ey Müslüman! Bu kapı daha hayırlıdır!’‘ diyerek kendi kapılarından cennete davet ederler."

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında duran Ebu Bekr: "Böylesi bir durumda kişi hangi kapıdan girse zararda sayılmaz!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun omuzlarına dokundu ve: "Senin de onlardan biri olacağını umuyorum'' buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 445); Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 2968; Ebu Davud 4730; Bak hadis no: 4642, 7367, 7429,

 

 

 

Cennette Müminlerin (Ölen) Çocuklarına Kefil Olan Kimse

 

7446- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Müminlerin (ölen) çocuklarının Cennetteki kefili, Hz. ibrahim'dir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 603); Şuayb: Hadis hasendir. Ahmed 2/326.

 

 

 

Yüce Allah'ın Ahirette Cennete Geçirmek İçin Ademoğulları Dışında Dilediği Şekilde Kişiler Yaratması

 

7447- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennet ile cehennem birbiriyle çekişirken cehennem: ‘‘Büyüklenenler ile zorbaların yeri olarak seçildim’‘ der. Cennet de: ‘‘Neden bana sadece insanların zayıfları, değersizleri ve fakirleri giriyor'' der. Bunun üzerine Allah cennete: ‘‘Sen benim rahmetimsin! Seninle kullarımdan dilediğim kişilere merhamet ederim’‘ der. Cehenneme de: ‘‘Sen de benim azabımsın. Seninle kullarımdan dilediğimi cezalandırırım. Ancak her ikiniz de dolacaksınız’‘ buyurur. Fakat cehennem, Allah içine kademi koyana kadar doymak bilmez. Kademi koyunca: ‘‘Yeter! Yeter!’‘ demeye başlar ki o zaman ancak dolar ve toplanıp daralır. Allah, mahlukatından olan hiçbir kula zulmetmez! Cennete gelince ise Allah onun (boş kalan yerleri) için yeni insanlar da yaratır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 528; es-Silsiletu'd-daife 6199); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/276, 2/314; Buhari 4850; Müslim 2846/36; Tirmizi 2561; Bak hadis no: 7476, 7477.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Kadem'den kasıt, kafirlerin Allah dışında bir şeylere taptıkları mekanlardır."

 

 

 

Yüce Allah'ın Adem Oğulları Dışında Yaratacağını Söylediğimiz Söz Konusu Kişileri Cennette insanlardan Arta Kalan Yerleri Doldurmak için Yaratacak Olması

 

7448- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Cennetten Allah'ın dilediği kadarı kalacak, sonra Yüce Allah dilediklerinden onun için yeni halk yaratacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 529); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/270; Buhari 7384; Müslim 2848/39.

 

 

 

Cennette Ölüm Olmadığından Cennetliklerin Orada Ebedi Kalmalan

 

7449- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra bir münadi: ‘‘Ey cennet ahalisi! Size artık ölüm yok, ebedilik var! Ey cehennem ahalisi! Size de artık ölüm yok, ebedilik var!’‘ diye seslenir."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/344; Buhari 6545; Bak hadis no: 7450.

 

 

 

Münadinin Ebedi Cennetlik ve Cehennemlikler İçin Söz Konusu Çağrıyı YapacağıYer

 

7450- Ebu Hureyre, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kıyamet gününde ölüm getirilip Sırat köprüsüne konulur. Sonra: ‘‘Ey Cennet ahalisi!’‘ diye seslenilir. Cennet ahalisi bizi yerimizden alacaklar korkusuyla gelirler. Sonra: ‘‘Ey Cehennem ahalisi!’‘ diye seslenilir. Cehennem ahalisi de bizi yerimizden alacaklar düşüncesiyle sevinçli ve ümitli bir şekilde gelirler. Onlara: ‘‘Bunu tanıyor musunuz?’‘ diye sorulunca: ‘‘Evet ey Rabbim! Bu ölümdür’‘ cevabını verirler. Yüce Allah'ın emri üzerine ölüm sırat köprüsünde kesilir ve iki fırkaya birden şöyle denilir: ‘‘Siz burada (yerlerinizde) kalıcısınız ve burada asla ölüm yoktur’‘ denilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağib 4/278); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/261; Tirmizi 2557; İbn Mace 4327; Darimi 2/329; Bak hadis no: 7449.

 

 

 

Cennetliklerin Cennetten Cehennemdeki Yerlerini Görmeleri

 

7451- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Hiç kimse kendisine Cennetteki veya Cehennemdeki yeri gösterilmeden içeriye giremez. Cennetlik olana daha fazla şükür etsin diye, Cehennemlik olanın da pişmanlığı daha da artsın diye girmeden yeri kendisine gösterilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/541; Buhari 6569; İbn Mace 4268.

 

 

 

Cennetliklerden Cennetten Çıkmayı Temenni Eden

 

7452- Enes b. Malik bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennet ahalisinden hiç kimse yoktur ki, dünyanın on katı kendisinin olsa (kendisine verilse) dahi tekrar dünyaya dönmeyi istemez. Ancak şehid olan kimse bunun dışındadır. Çünkü o gördüğü değerden dolayı tekrar dünyaya dönmeya ve on defa daha şehid edilmeyi ister."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/251, 3/289; Darimi 2/206; Bak hadis no: 4661, 4662.

 

 

 

Bu Ümmetten Cennete Giren Üç Kişi

 

7453- iyad b. Himar bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennetlik olanlar üç zümreden olur. Bunlardan biri dinin buyruklarını doğrulayıp onlara iman eden adil yöneticidir. Diğeri tüm akrabalarına karşı şefkat gösteren kişidir. Diğeri de yoksul, başkalarına el açmayan ve yine de sadaka veren müslüman kişidir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 17); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih Ahmed 4/162; Müslim 2865/63,2865/64; Bak hadis no: 7482.

 

 

 

Yüce Allah'ın Cennet Sakinlerini Genelde Miskin ve Fakir Olanlardan Kılması

 

7454- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennet ile cehennem birbirlerine karşı övünürler. Cehennem: ‘‘Rabbim! Büyüklenenler, zorbalar, krallar ve ileri gelenlerin hepsi de bende’‘ derken, cennet: ‘‘Rabbim! Bana fakirler ve miskinler giriyor’‘ der. Bunun üzerine Allah, cehenneme: ‘‘Sen benim azabımsın ve seninle dilediğimi cezalandırırım’‘ buyururken, cennete de: ‘‘Sen de her şeyi kuşatan rahmetimsin. Her ikinize de dolana kadar insan girecektir’‘ buyurur."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı kavi'dir. Ahmed 3/13, 3/78.

 

 

 

Cennetliklerin Çoğunluğunu Fakirlerin Teşkil Etmesi

 

7455- imran b. Husayn der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cehenneme baktığımda içerdekilerin çoğunun kadınlardan olduğunu gördüm. Cennete baktığımda da içerdekilerin çoğunun fakirlerden olduğunu gördüm."

 

[Tahric:]  Elbani': Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2586); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/429; Buhari' 5198; Tirmizi' 2603.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Cennetin Çoğunluğunu Fakirlerin, Cehenneminkini ise Kadınların Teşkil Ettiğini Görmesi

 

7456- Usame b. Zeyd der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennete baktığımda çoğunluğunun yoksullar olduğunu gördüm. Cehenneme baktığımda ise çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunu gördüm. Zenginlere gelince, içlerinden sadece kafir olanların cehenneme girmeleri emredilmiş, diğerleri ise bekletiliyordu."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 5/205, 5/209, 5/210: Buhari 5196; Müslim 2736.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cennet ile Cehennemin gösterilmesi, Yüce Allah'ın ihsanıyla cismani ve dünyadaki gözleriyle olmuş, bu vasfıyla da diğer peygamberlerden farkı ortaya konmuştur. Cennet ahalisi ile Cehennem ahalisine yönelik gördüklerine gelince, amellerine göre ümmetinin nihai olarak gidecekleri yerleri öğrenmesi ve Cennete götürecek amellere teşvik etmek için Cennet ahalisinin, Cehenneme götürecek amellerden sakınmaları için de Cehennem ahalisinin vasıflarını onlara bildirmesi için tasviri olarak kendisine gösterilmiştir. "

 

 

 

Öteki Dünyada Kadınların Cennet Sakinlerinin Azını Oluşturmaları 682

 

7457- imran b. Husayn der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ahalisinin azınlıkta olanları kadınlardır" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 2800 altında); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 4/427, 4/443; Müslim 2738.

 

 

 

Dünya Hayatında Müslüman Olmayan Bireylere Yüce Allah'ın Cenneti Haram Kılması

 

7458- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hitab edip deri çadırına sırtını dayadıktan sonra: "Gelelim asıl konuya; Cennet ahalisinin dörtte biri olmaya razı olur musunuz?" diye sorunca: "Evet, ey Allah'ın Resulü" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Canım elinde olana yemin olsun ki cennet ahalisinin yarısını oluşturacağınızı ümit ediyorum. Zira cennete ancak müslüman olanlar girecektir. Kıyamet gününde kafirlere nazaran Müslümanların oranını, siyah bir öküzdeki bir beyaz bir kıl veya beyaz bir öküzdeki siyah bir kıl gibidir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sanıha 849); Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 7245.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Cennetliklerin Yarısını Oluşturacağınızı Ümit Ediyorum" Sözüyle Sayıyı Değil, Onun Ötesinde Olmayacağını Murad Etmesi

 

7459- ibn Bureyde, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ahalisi yüz yirmi saf olacaktır. Bunlardan seksen safı bu ümmetten çıkacaktır" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5644); Şuayb: İsaadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/347, 5/3551 Tirmizi 2546; Bak hadis no: 7460.

 

 

 

Bu Hadisi Rivayette Muharib b. Disar'ın Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

7460- ibn Bureyde, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennetlikler yüz yirmi saf olacaklardır, Bunların seksen safı bu ümmetten, kırk safı da diğer ümmetlerden olacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. İbn Mace 4289; Darimi 2/337; Bak hadis no: 7459.

 

 

 

işledikleri Günahlar Nedeniyle Cennete Giremeyecek Kimseler

 

7461- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimden olan iki sınıf insan vardır ki, onları henüz görmüyorum:

Bunlardan biri ellerinde sığırkuyruğu gibi kamçılar olup insanları dövenlerdir. Diğeri; giyimli fakat çıplak, kendilerine meylettiren ve kendileri de meyleden, saçlarını deve hörgücü gibi başlarında toplayan kadınlardır ki; bunlar cennete giremeyecek ve şu ve şu mesafelerden bile hissedilen cennetin kokusunu dahi duyamayacaklardır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1326); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/355, 2/356, 2/440; Müslim 2128.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Metinde geçen maile, kasıntılı yürüyerek kendisine meylettirendir. Mumilat ise, şişmanlıktan dolayı kendileri meyledenlerdir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Cehennem Ve Cehennemlikler