Sahih İbn Hibban |
MENKIBELERİ / KIYAMET GÜNÜ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
ALLAH'IN Sevdiği Kulun
Günah'ını Dahi Sevap Sayması
Ve Şefaat Edebilenler
Allah'ın Kıyamette
Kullarından Sevdiklerinin (Küçük) Günahlarını Hasenelerle Değiştirmesi
7375- Ebu Zer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Cennete en son girecekler ile cehennemden en son çıkacakları biliyorum.
Kıyamet gününde kişi getirilip (meleklere): ‘‘Yapmış olduğu küçük günahları ona
sorun, büyük günahlarını da şimdilik kaldırın’‘ denilir. Bunun üzerine adama:
‘‘Şu şu günde şöyle şöyle yaptın! Şu şu günde de şöyle şöyle yaptın’‘ denilir.
Adam: ‘‘Evet, yaptım ya Rabbi! Başka şeyler de işlemiştim ve burada
göremiyorum!’‘ der." -Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bunu
söyledikten sonra azı dişleri görünecek kadar güldüğünü gördüm.- "Bunun
üzerine kendisine: ‘‘Yaptığın her kötülüğün yerine bir iyilik (sevabı)
verilecek’‘ denilir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 3052);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/170; Müslim
190/315; Tirmizi 2596.
Kıyamette Peygamberler
Dışında Şefaat Edecek Olanlar
7376- Abdullah b. Şakik
der ki: Dört kişi oturuyorduk. içlerinden biri dedi ki:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Ümmetimden
birinin şefaatiyle, sayıca Temım oğullarından bile daha fazla kişi Cennete
girecektir." Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Senden başka birinin
şefaatiyle mi?" diye sorunca:
"Evet, benden başka
birinin şefaatiyle" buyurdu. Bu kişiye: "Sen bunu Resulullah'tan mı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittin?" dediğimde: "Evet" diye
cevap verdi ve kalkıp gitti. Ben: "Bu kimdir?" dediğimde:
"ibnu'I-Ced'a veya ibn Ebi'l-Ced'a'dır" karşılığını verdiler.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 2178;
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/469, 3/470,
Kıyamette Şefaat Edecek
Olanlar ile Kendilerine Şefaat Edilecekler
7377- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Biz "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde bizler Rabbimizi
görecek miyiz?" diye sorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sizler gökyüzünde bulut olmadığı zaman Güneş'i görmek için sıkıntı
yaşıyor musunuz?" buyurdu. Biz: "Hayır" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizler mehtaplı ve bulutsuz gecede Ay'a görmekte
sıkıntı yaşıyor musunuz?" diye sordu. Biz: "Hayır" dedik.
"Şüphesiz sizler Güneş ile Ay'ı görmekte sıkıntı yaşamadığınız gibi o gün
Rabbinizi görmekte de sıkıntı yaşamayacaksınız" buyurdu. Sonra şöyle devam
etti: "Her bir kavmin dünyada ibadet edegeldiği şeye gitmesi için bir
nidacı çağrı yapar. Bunun üzerine haçlılar haçlarıyla, puta tapanlar putlarıyla
her bir mabudun tapanları kendi mabutlarıyla giderler.
Nihayet itaatkar olsun,
günahkar olsun, hak üzere kalan kitap ehlinin geride kalanları olsun Allah'a
ibadet etmekte olanlar kalır. Sonra cehenneme getirilirler, cehennem onlara
gösterilir ki sanki cehennem onların nazarında bir seraptır. Yahudilere:
‘‘Sizler kime tapardınız?’‘ diye sorulur. Onlar ‘‘Biz Allah'ın oğlu Üzeyir'e
tapardık’‘ derler. Bunun üzerine onlara ‘‘Siz yalan söylüyorsunuz. Allah hiçbir
eş, hiçbir oğul edinmiş değildir. Şimdi söyleyiniz istediğiniz nedir?’‘
denilir. Yahudiler ‘‘Ya Rabbi! Bize su içirmeni istiyoruz'' derler. Onlara
‘‘Haydi için!’‘ denilir ve peş peşe cehennemin içine düşerler Sonra
Hıristiyanlara hitaben ‘‘Sizler kime tapardınız?’‘ diye sorulur. Onlar da ‘‘Biz
Allah'ın oğlu Mesih'e tapardık’‘ derler. Bunun üzerine onlara ‘‘Siz yalan
söylüyorsunuz. Allah hiçbir eş, hiçbir oğul edinmiş değildir. Şimdi söyleyiniz
ne istiyorsunuz?’‘ denilir. Onlar da ‘‘Bize su içirmeni istiyoruz’‘ derler.
Onlara da ‘‘Haydin su için!’‘ denilir ve peş peşe cehennemin içine düşerler.
Nihayet itaatkar olsun,
günahkar olsun Allah'a ibadet etmekte olan kalır. Onlanlar da ‘‘insanlar tümü
gittikleri halde sizleri burada tutan şey nedir?’‘ diye sorulur. Onlar: ‘‘Biz
şimdikinden ziyade kendilerine muhtaç iken onlardan dünyada iken ayrılmıştık.
Biz bir nidacının "Her kavim vaktiyle ibadet ettiği ne idiyse ona
kavuşsun!" diye çağrıda bulunduğunu işittik. Bundan dolayı Rabbimizi
bekleyip duruyoruz!’‘ derler."
"Kendisinden başka
ilah olmayan Cebbar olan Allah gelir ve ‘‘Ben sizin Rabbinizim!'' der. Ancak
onunla peygamberden başkası konuşamaz. ‘‘Rabbinizle sizin aranızda tanıyabilmek
için bir alamet var mıdır?’‘ diye sorar. Onlar ‘‘Evet sak'tır!’‘ demeleri
üzerine Allah sak'ını açacaktır. Bunun üzerine her mümin Allah'a secde eder.
Allah'a riya ve şöhret için secde eden kimseler kalır. Onlar da secde etmeye
davranırlar fakat onların sırtları tek bir tabakaya döner. Sonra köprü
getirilir de cehennem'in ortasına kurulur."
Biz: "Ey Allah'ın
Resulü! Köprü nedir?" diye sorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Ayakların kayacağı bir yerdir ki üzerinde başları
eğri demirden çengeller, dikenler, sert, keskin, enli şeyler vardır. Bunların
Necid'de olan ve Sa'dan denilen dikenler gibi uçları kıvrık, eğri dikenleri
vardır. Müminlerin kimi onun üzerinden göz kırpacak kadar zaman içinde, kimi
şimşek gibi, kimi rüzgar gibi, kimi iyi cins yörük at ve develer gibi süratle
geçerler. Bunların kimi sapsağlam olduğu gibi kurtulur. Kimi tırmıklar içinde
perişan olmuş olarak salıverilir. Kimi de cehennem ateşi içine sapır sapır
düşer. Nihayet sonuncuları sürüklene sürüklene geçer, kurtulur. Bu gün ortaya
çıkmış hakkını kurtarmak için hiçbirinizin bana yalvarıp yakarması, o günde
isyankar müminlerin Cebbar olan Yüce Allah'a yalvarıp yakarmasına benzemez.
Onların kardeşleri arasında kurtulduklarını gördüklerinde ''Ey Rabbimiz! Bu
kalanlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar bizimle birlikte namaz kılar, oruç
tutar, her türlü iyi işlerde bulunurlardı’‘ derler.
Yüce Allah: ‘‘Haydin
gidin! Kalbinde bir dinar ağırlığında iman olan her kimi bulursanız çıkarın!'
buyuracaktır. Allah onların suretlerini yakmayı cehenneme haram kılacaktır.
Artık bunlar kimi ayağının üstüne, kimi de yarı baldırına kadar ateşe gömülerek
içeriye dalıp, tanıdıklarını çıkaracaklardır. Yine Yüce Allah: ‘‘Haydin bir
daha gidin, kalbinde tane ağırlığınca iman olan kimi bulursanız çıkarın!’‘ buyuracaktır.
Yine böyle olanlardan tanıdıklarını çıkarıp döneceklerdir."
Ebu Said şöyle devam
etti: "Eğer bu dediğime inanmıyorsanız ‘‘Allah şüphesiz zerre kadar
haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat arttırır ve yapana büyük
ecir verir’‘ (Nisa 40) ayetini okuyun.
Böylece peygamberler,
melekler, müminler şefaat edeceklerdir. Derken kendisinden başka ilah olmayan
Cebbar olan Yüce Allah ‘‘Artık sıra benim şefaatime geldi’‘ buyuracak ve
ateşten bir kabza tutacak ve simsiyah yanmış olan birtakım kavimleri dışarı
çıkaracak, akabinde bunlar cennetin yolları üzerinde olup, hayat nehri denilen
bir nehrin içine atılacaklardır. Onlar o nehrin iki kıyısında sel uğrağında
biten yabani (reyhan) tohumlarının bittiği gibi biteceklerdir. Sizler o tohumları
taşın kenarında, ağacın yan tarafında görmüşsünüzdür. Onlardan güneşte olanları
yeşildir, gölgeli olanları da beyazdır. Sonra onlar bu nehirden inciler gibi
çıkacaklar, boyunlarına kendileriyle tanınacakları mühürler takılacak ve
cennete gireceklerdir. Cennet halkı ‘‘işte bunlar hiçbir amelleri, geçmiş
hiçbir hayırları olmadığı halde Allah'ın cennete soktuğu azatlılarıdır!’‘
diyeceklerdir. Onlara: ‘‘Gözünüzün alabildiğine ve bir o kadarı daha sizindir’‘
denilecektir."
Ebu Said ekledi: Bana
ulaştığına göre (söz konusu olan) köprü (Sırat), kıldan ince ve kılıçtan
keskinmiş.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3054);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 3/16; Buhari 4919; Müslim 183;
Tirmizi 2598; Nesai 8/112; İbn Mace 179; Bak hadis no: 182, 7379.
Ebu Hatim der ki:
"Sak" ifadesinden kasıt dehşettir.
Hz. İbrahim'in Müslüman
Olan Evlatlarına Şefaat Etmesi
7378- Huzeyfe'nin
naklettiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"ibrahim (aleyhisselam) kıyamet gününde: ‘‘Ey Rabbim!’‘ deyince, Yüce
Allah: ‘‘Buyur’‘ karşılığını verir. ibrahim: ‘‘Ey Rabbim! Evlatlarımı yaktın''
deyince de, Yüce Allah: ‘‘Kalbinde zerre veya bir arpa tanesi kadar iman
bulunan kişileri Cehennemden çıkarın’‘ buyurur."
[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-rağıb 4/220);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
insanların Sırat
Üzerinden Geçmesinin Vasfı