Sahih

İbn Hibban

 

SAHABE’NİN MENKIBELERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Seleme b. el-Ekva,  Bera b. Azib,  Enes b. Malik

 

Seleme b. el-Ekva

 

7173- iyas b. Seleme, babasından naklediyor: Hudeybiye zamanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Medine'ye geldim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) develeri Rabah ile birlikte gönderdi. Ben de Talha'nın atıyla ona eşlik etmek için gittim. Gecenin sonunda Abdurrahman b. Uyeyne Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) develerine saldırıp çobanı öldürdü ve beraberlerindekilerle develeri sürmeye başladı. Ben: "Ey Rabah! Şu ata bin ve onu Talha'ya götürerek Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sürüsüne saldırıldığını bildir" dedim.

 

Ben bir tepeye çıkıp yüzümü Medine'ye doğru çevirerek üç defa: ''Ya Sabaha (Yetişin)!" diye bağırıp kılıcım ve okumla peşlerinden giderek onlara ok atıp bineklerini öldürmeye başladım. Bu, ağaçlıkların çok olduğu bir zamanda olmuştu. Onlardan biri bana yöneldiği zaman bir ağacın gövdesine pusuyor, sonra ok atıyordum. Hangi atlı bana yaklaştıysa onun bineğini öldürüyordum ve ok atıp şöyle diyordum:

 

"Ben Ekva'nın oğluyum

Bugün kötülerin ölüm günüdür."

 

Bineğinin üzerinde olan kişiye yetişip ok atıyorum, ok adama isabet ediyordu ve omzunun bir tarafından girip öbür tarafından çıkıyordu. Ben de şöyle diyordum:

 

"AI! Ben Ekva'nın oğluyum

Bu gün kötülerin ölüm günüdür."

 

Ağaçların içinde olduğum zaman, onları oklarımla yakıyordum. Dağın dar yerlerine geldiklerinde ise ben üst taraflara çıkıp üzerlerine taş yağdırıyordum. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) develerinin hepsini tekrar ele geçirip ardıma katıncaya ve onlar hayvanları serbest bırakıncaya kadar bu şekilde onları takip ettim.

 

Sonra otuz mızrağı veya hırkayı da bırakıp gidene kadar onlara ok atmaya devam ettim. Onlar bu şeyleri yüklerini hafifletmek için attılar. Attıkları her şeyin yanına işaret koydum ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geçeceği yerde topladım. Kuşluk vakti olunca onlar dar bir geçitteyken yanlarına Uyeyne b. Bedr el-Fezarı yardım etmek için geldi. Sonra ben üst taraflarına dağa çıktım. Uyeyne: "Bu gördüğüm nedir?" deyince onlar: "Bu adamla belaya çattık! Sabahtan beri, elimizde ne varsa alana kadar bize ok attı" karşılığını verdiler. Uyeyne: "Eğer bu adam arkasından yardımcıların geldiğini bilmeseydi sizi bırakırdi. Sizden bir grup buna karşı kalksın" dedi. Dört kişi kalkıp yanıma gelmek için dağa tırmandılar. Beni duyacakları kadar yaklaştıklarında: "Beni tanıyor musunuz?" dedim. Onlar: "Sen kimsin?" diye sorunca ben: "Ben ibnu'l-Ekva'ım. Muhammed'i üstün kılana yemin ederim ki beni yakalamak isteyen kişi bana yetişemez. Eğer ben onu yakalamak istersem de benden kaçamaz" dedim. içlerinden biri: "Bunu tahmin edebiliyorum" dedi.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süvarilerinin ağaçların arasından yaklaştıklarını görene kadar yerimden kalkmadım. Gelenlerin en önünde Ahrem el-Esedi, ardında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süvarisi Ebu Katade, Ebu Katade'nin ardında ise Mikdad el-Kindı vardı. Müşrikler arkalarını dönerek kaçtılar, ben de Ahrem'in yanına gidip atının yularını tuttum ve: "Ey Ahrem! Dikkat et. Onların seni yalnız yakalayıp öldürmeyeceklerinden emin değilim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabının gelmesini bekle" dedim. Ahrem: "Ey Seleme! Eğer Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsan, Cennetin ve cehennemin hak olduğunu biliyorsan  benimle şahadetin arasına girme" dedi. Bunun üzerine ben atının yularını bıraktım. Ahrem, Abdurrahman ile karşılaşınca Abdurrahman'ın atını yaraladı. Abdurrahman da onu yaralayarak öldürdü ve onun atına bindi.

 

Bunun üzerine Ebu Katade ona yetişti. Abdurrahman'la Ebu Katade de karşılıklı birbirlerine bir iki kılıç salladıktan sonra, Abdurrahman, Ebu Katade'yi yaraladı. Ancak Ebu Katade onu öldürebildi. Ebu Katade, Abdurrahmanı öldürdükten sonra da Ahrem'in atına bindi.

 

Sonra ben onların peşinden o kadar gittim ki sahabenin çıkardığı tozları göremeyecek kadar uzaklaştım. Güneş batmadan önce dağ yolunda Zu Kared denilen bir sulak bir yere yöneldiler ve su içmek istediler. Beni görünce geri dönüp sudan uzaklaşarak Zi Sebır denilen tepeye çıktılar.

 

Güneş batınca onlardan bir adama yetişip bir ok atarak şöyle dedim:

 

"AI! Ben Ekva'nın oğluyum

Bu gün kötülerin ölüm günüdür."

 

Adam: "Annem beni kaybetsin! Sen sabahki Ekva' mısın)" diye sorunca: "Evet ey kendinin düşmanı! Sabahki Ekva'yım!" karşılığını verdim. Sabah vakti vurduğum kişiye bir ok daha attım ve adam benden iki ok darbesi aldı. Onlar iki atı geride bırakınca onları alıp müşrikleri defettiğim suyun başında olan Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdim.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında beş yüz kişi vardı. Bilal, ele geçirmiş olduğum develerden kesmişti ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ciğer ve hörgüçten pişiriyordu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip: "Ya Resulallah! Bana izin ver şu topluluktan yüz adam seçeyim ve müşriklerin peşinden gideyim de içlerinden öldürmediğim tek haberci bile kalmasın" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunları sen mi yaptın ey Seleme?" deyince ben: "Seni üstün kılan Allah'a yemin ederim ki evet!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o kadar güldü ki ateş ışığında azı dişlerini gördüm.

 

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: "Onlar şu anda Gatafan topraklarında bulunuyorlar." Gatafan kabilesinden bir adam gelip: "Gatafan'dan falan kişinin yanına uğradılar ve bu kişi kendilerine develer kesti. Develeri yüzerken bir toz bulutu gördüler ve bırakıp kaçtılar" dedi. Sabah olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süvarilerimizin en hayırlısı Ebu Katede, piyadelerimizin en hayırlısı ise Seleme'dir" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu gazveden bana hem süvari, hem de piyade hissesi verdi ve Medine'ye dönerken, Adba adlı devesinin terkisine bindirdi.

 

Kuşluk vakti Medine'ye yaklaşınca Ensar'dan bir adam vardı ve kendisini kimse geçemiyordu. Bu kişi: "Benimle yarışacak var mı? Medine'ye kadar benimle yarışacak var mı?" diye bağırmaya başladı. Adam defalarca böyle bağırdı. Ben ise Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin terkisindeydim. Adama: ''Sen hiç iyiye ikram edip, şerefliye saygı duymaz mısın?" deyince adam: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında hayır" karşılığını verdi. Ben: "Ya Resulallah! Anam babam sana feda olsunl Bana izin ver şu adamla yarışayım" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer istersen yarış" buyurdu. Ben adama: "Sen başla" deyince adam bineğinden atladı. Ben de ayaklarımı ayarlayıp deveden atladım ve bir veya iki yerde, kesilmemek için hızlı koşmadım. Sonra koşup adama yetişerek omuzları arasına vurup: "Vallahi seni yendim" -veya buna benzer bir şey- dedim. Adam gülerek: "Bunu tahmin ediyordum" dedi. Adama yetişip omzuna vurmam Medine'ye kadar devam etti. 

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 343); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 4/52; Müslim 1807; Ebu Davud 2752; Bak hadis no: 4529; Bak hadis no: 7175.

 

 

 

Seleme b. el-Ekva'nın Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Katıldığı Savaşlar

 

7174- Seleme b. el-Ekva' dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yedi savaşa katıldım. Zeyd b. Harise ile de dokuz savaşa katıldım ki bu savaşlarda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bize komutan yapmıştı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/54; Buhari 4272; Müslim 1815.

 

 

 

7175- Seleme b. el-Ekva' der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hudeybiye'den dönünce Medine'ye doğru dönüş yolculuğuna çıktık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süvarilerimizin en hayırlısı Ebu Katade, piyadelerimizin en hayırlısı ise Seleme b. el-Ekva'dır" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu gazveden bana hem süvari, hem de piyade hissesi verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Bak hadis no: 7173.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Seleme b. el-Ekva' bu savaşa piyade olarak katılmıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) piyade olarak katılan diğer Müslümanlar gibi ganimetten ona bir piyade hissesi verdi. Humusun beşte birinden de ona bir süvari hissesi verdi. Yani Seleme'ye verilen süvari hissesi Müslümanların elde ettiği ganimetten değil humusun içinden verilmişti."

 

 

 

Bera b. Azib

 

7176- Bera b. Azib der ki: "Ben ve Abdullah b. Ömer, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte on beş gazveye katıldık.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 4/292, 4/301; Buhari 4472.

 

 

 

Enes b. Malik

 

7177- Enes b. Malik anlatıyor: Beni annem Ümmü Süleym, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdiğinde başörtüsünün yarısını benim için izar, yarısını da rida yapmıştı. Sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Bu oğlum Enes'dir. Onu sana getirdim. Sana hizmet eder. O halde onun için Allah'a dua et" deyince O: ''Allahım! Bunun malını ve evladını çoğaltı" diye dua etti.

 

Enes ekledi: "Vallahi malım pek çoktur. Çocuklarım ve torunlarımın sayısı ise bugün yüz civarındadır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahihu'l-Edebi'l-müfred 508/653); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/194, 3/248; Müslim 2481/143; Tirmizi 3827; Bak hadis no: 7186, 7178.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yüce Allah'ın Enes b. Malik'e Verdiklerinin Bereketli Olması için Dua Etmesi

 

7178- Enes b. Malik anlatıyor: Ümmü Süleym, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: ''Enes senin hizmetkarındır. Onun için Allah'a dua et" deyince O: "Allahım! Bunun malını ve evladını çoğalt! Onlara verdiğin şeyleri bereketli kıl" diye dua etti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 6378, 6379; Müslim 2480; Tirmizi 3829; Bak hadis no: 7177.

 

 

 

Enes'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Hizmet Etme Süresi

 

7179- Enes b. Malik der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on yıl hizmet etti. Beni bir iş için gönderdiğinde ve o işi yapmadığımda: "Kaderde olsaydı olurdu, takdir edilseydi o iş olurdu" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5819); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 2893, 2894.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ebu Talha,  Ümmü Süleym,  Ümmü Haram,  Ebu Amir