Sahih İbn Hibban |
SAHABE’NİN MENKIBELERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hz. Aişe
Müminlerin Annesi Aişe
7093- Hz. Aişe der ki:
(Evlenmeden önce) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''İki defa
seni rüyamda gördüm. Adamın biri seni bir ipek parçası üzerinde taşıyor ve:
‘‘Bu, senin hanımındır’‘ diyordu. ipek parçasını kaldırıp bakınca da sen
çıkıyordun" buyurunca: "Şayet bu rüya Allah'tan ise bunu
gerçekleştirecektir" demiştim.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3987);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/161; Buhari
5078; Müslim 2438.
Aişe'nin Mustafa'nın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ahirette Değil Dünyada İken Eşi Olduğunu iddia Edenin
Kavlini çürüten Haber
7094- Hz. Aişe der ki:
Cibrıl, ipekten bir kumaş üzerinde kendisinin resmini Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e getirdi ve: "Bu, senin bu dünyada ve ahirette senin
hanımındır" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3011);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Tirmizi 3880.
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber
7095- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Fatıma'yı anınca ben de
kendimin yanındaki konumumu merak ederek konuştum. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dünyada ve ahirette eşim olmak istemez
misin?'' buyurdu. "Vallahi isterim" dediğimde: "Sen dünyada ve
ahirette benim Eşimsin" buyurdu.
Ebu'l-Anbes, Kufelidir.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3011);
Şuayb: İsnadı sahihtir.
Aişe'nin Mustafa'nın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cennette Eşi Olduğunu Bildiren Üçüncü Haber
7096- Hz. Aişe der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Cennetteki
eşlerin kimdir?" dediğimde. "Sen onlardansın" buyurdu. O zaman
Benden başka bakire biriyle evlenmediğini düşündüm.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3011);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih.
Hz. Aişe'nin Gerdeği
7097- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Benimle evlendiğinde altı yaşındaydım.
Benimle zifafa girdiğinde de dokuz yaşındaydım. Medine geldiğimizde bir ay
boyunca ateşim çıkıp hasta oldum. Bu arada saçlarım uzayıp bağlanacak hale
geldi. Arkadaşlarımla beraber salıncakta oynarken yanıma annem Ümmü Ruman gelip
bana seslendi. Yanına geldim, benden ne istediğini bilmiyordum. Elimden tuttu
ve beni bir evin kapısının önünde durdurdu. Ben (heyecandan) nefes nefese
kalmıştım. Beni Ensarlı kadınların bulunduğu bir odaya geçirdi. Girdiğimde:
"Hayırlı ve mübarek olsunl Hayırlı uğurlu olsunı" demeye başladılar.
Annem beni onlara teslim etti. Onlar da saçlarımı yıkayıp üstümü başımı
düzelttiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni ancak kuşluk vakti
görebildi. Kuşluk vakti beni ona teslim ettiler.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 3/230); Tahricu
Fıkhi's-sire 505); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari3896; Müslim
1422/69; Ebu Davud 4933; Nesai 6/82; İbn Mace 1876; EDarimi 2/159; Bak hadis
no: 7118.
Cibril'in Aişe'ye Selam
Söylemesi
7098- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Aişe! Bu Cibril sana
selam ediyor" buyurunca: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi onun
da üzerine olsun. Zira sen bizim göremediklerimizi görüyorsun, ey Allah'ın
Resulü! karşılığını verdim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin
şartınca sahihtir. Ahmed 6/88, 6/117; Buhari 3217; Müslim 2447/91; Ebu Davud
5232; Tirmizi3881; Nesai 7/69, 7/70; İbn Mace 3696.
Yüce Allah'ın, Aişe'nin
Maruz Kaldığı iftira Nedeniyle Ayet indirm
7099- İbn Şihab ez-Zühri
bildiriyor: Urve b. ez-Zübeyr, Said b. el-Müseyyeb, Alkame b. Vakkas el-Leysi
ve Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, İfk hadisesi yönünde insanlar Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Aişe hakkında konuşup Yüce Allah'ın onu
masum çıkarması hadisesini Aişe'den bana naklettiler. Bunlardan her biri bana
hadisin bir kısmını anlattı. İçlerinden bazıları bu hadise diğerlerinden daha
fazla vakıftı ve anlatırken daha sağlamdı. Her birinin Aişe'nin hadisinden
anlattığı bölümü iyice kavramış durumdayım.
Naklettikleri de
birbirini doğruluyordu. Anlattıklarına göre Hz. Aişe şöyle demiştir: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sefere çıkacağı zaman hanımları arasında kura
çeker, kurada çıkanı da yanında götürürdü. Bir gazveye çıkacağı sırada aynı
şekilde aramızda yine kura çekti. Kurada ben çıkınca onunla beraber yolculuğa
katıldım. Bu olay hicab ile ilgili ayetler nazil olduktan sonra gerçekleşti.
Yolculuk sırasında hevdecin içinde kalır, konaklama yerlerinde de hevdecimle
birlikte indirilirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), çıktığı
gazveyi bitirince geriye dönüş için yola koyulduk. Dönüşte Medine'ye yakın bir
yerde konakladıktan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Yola çıkmak üzere çağrı
yapılınca kalktım ve bir ihtiyacımdan dolayı orduyu aşana kadar yürüdüm. işimi
bitirip de geri konakladığımız yere döndüğümde boynumu yokladım. Yemen
boncuğundan yapılmış gerdanlığımın kopup düştüğünü gördüm. Onu aramak için geri
döndüğüm için kafileden geri kaldım. Beni taşıyanlar ise hevdecimi alıp
bindiğim devemin üzerine koymuşlardı. Onlar benim hevdecin içinde olduğumu
zannediyorlardı, Zira o zamanlar kadınlar hafifti, az yemek yedikleri için de
şişman değillerdi. Hevdecimi taşıyanlar onun hafifliğini garipsememişler,
kaldırıp deveye yüklemişlerdi. O zamanlar yaşı küçük bir kızdım.
Deveyi sürüp yola
çıktılar. Ordu yol aldıktan sonra ben de gerdanlığımı bulmuştum. Konakladıklar!
yere geldiğimde orada kimsenin olmadığını gördüm. Konakladığım yere gelip
beklemeye koyuldum. Yokluğumun farkına varıp almak için geri geleceklerini
düşündüm.
Konakladığım yerde
oturmuşken gözlerim uyküuya yenik düştü ve uyluya daldım. Safvan b. Muattal
es-Sülemı ez-Zekvanı ordunun gerisinde kalan şeyleri toplayıp sahiplerine geri
iade etmekle görevliydi.
Medine'ye döndükten
hemen sonra bir ay boyunca hasta kaldım. iftira sahiplerinin yalanları ise bu
arada insanlar arasında dolaşıyordu. Ancak hastalığım sırasında beni şüpheye
düşüren şey daha önce hastalandığım zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bana gösterdiği şefkati görememem idi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yanıma giriyor, selam verip sadece: "Bu (hastanız) nasıl
oldu?" diyordu. Dışarıda konuşulanlardan ise hiç haberim yoktu.
İyileşmeye başladığım
zaman Ümmü Mistah binti Ebı Ruhm ile helaya çıktım. Helaya da ancak geceden
geceye çıkıyorduk. Bu, helalarımızı eve yakın bir yerde yapmamızdan önceydi. O
zamanlar çöldeki eski Araplar gibiydik. İhtiyaç anında ev dışında uzak bir yere
giderdik. Ümmü Mistah'la beraber çıktım. ihtiyacımızı giderdikten sonra evime
doğru gelirken Ümmü Mistah'ın ayağı çarşafına takılıp tökezledi. Tökezleyince
de: "Kahrolası Mistah!" dedi. Kendisine: "Ne kötü bir söz
söyledin! Bedir savaşına katılan birine mi sövüyorsun?" diye çıkıştığımda,
bana: "Saf kadın! Söylenenleri işitmedin mi?" dedi ve iftira atanların söylediklerini bana
anlattı. Bunun üzerine hastalığım bir kat daha arttı.
Eve döndüğümde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girdi. Selam verdi ve: ''Bu
(hastanız) nasıl?" diye sordu. Kendisine: "Anne babamın yanına
gitmeme izin verir misin?" dedim. Zira duyduklarımın doğruluğunu onlardan
öğrenmek istiyordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin verince
yanlarına geldim ve anneme: ''Anneciğim! insanlar neler konuşuyor?" diye
sordum. Annem: "Kızcağızım! Sen kendini üzme! Vallahi güzel bir kadın
kendisini seven bir kocanın yanındaysa ve kumaları da varsa insanlar mutlaka
onun hakkında konuşurlar" karşılığını verdi. Ben: "Sübhanallah! insanlar
gerçekten bunları konuşuyorlar mı?" dedim. O ''Evet" deyince de
sabaha kadar ağladım. Gözüme uyku girmedi. Bu şekilde sabahı ettim.
Bu konudaki vahiy
gecikince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), eşi ile ayrılıp ayrılmama
konusunu danışmak üzere Ali b. Ebı Talib ile Usame b. Zeyd'i çağırdı. Usame,
onlara olan sevgisi. ve saygısının bir göstergesi olarak: "Ey Allah'ın
Resulü! O senin eşindir! Vallahi hakkında hayırdan başka bir şey
bilmiyoruz" dedi. Ali b. Ebı Talib ise: "Ey Allah'ın Resulü! Yüce
Allah bu konuda sana bir sınırlama getirmiş değil. Ondan başka da
evlenebileceğin bir sürü kadın var. Onun cariyesine de bunu sor. O sana bu
konuda daha doğrusunu söyler" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Berıre'yi çağırdı ve: "Ey Berire! Aişe'de şüphe uyandıracak bir şeyler
gördün mü?" diye sordu. Berıre: ''Hayır! Seni hakla gönderene yemin olsun
ki Aişe'de kusur olarak görebildiğim en büyük şey küçük yaşından dolayı hamuru
yoğurduktan sonra uyuması, keçinin de gelip hamuru yemesidir" dedi.
Aynı gün Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir konuşma yaptı. Konuşmasında Abdullah b. Ubey
b. Selul konusunda yapacaklarından yana kendisini mazur görmelerini isteyip:
"Ailem hakkında bana sıkıntı veren adamı cezalandırmada bana kim yardım
eder? Vallahi ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Adı iftiraya
karıştırılan bir adamdan söz ettiler. Onun hakkında da hayırdan başka bir şey
bilmiyorum ve o, ben olmadan ailemin yanına asla girmez" buyurdu.
Sa'd b. Muaz kalktı ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Senin adına ben onu cezalandırırım! Şayet o adam Evs
kabilesinden biriyse onun boynunu vururum. Yok, eğer Hazrecli kardeşlerimizden
biriyse, bize emir buyur, emrini yerine getirelim!" dedi. Bunu duyan
(Hazrec kabilesinin efendilerinden) Said b. Ubade ayağa kalktı. Said b. Ubade
daha önce salih bir kişiydi. Ancak kabilevi duyguları ağır basmış olacak ki
Said b. Muaz'a: "Allah'a yemin olsun ki yalan söylüyorsun! Zira sen onu
öldüremezsin! Buna gücün de yetmezı" şeklinde çıkıştı. Useyd b. Hudayr da
ayağa kalktı ve Sa'd b. Ubade'ye: "Vallahi asıl yalan söyleyen sensin!
Allah'a yemin olsun ki onu öldürürüz! Sen bir münafıksın ve münafıkları
savunuyorsun!" karşılığını verdi. Bu şekilde Evs ve Hazrec kabileleri
ayaklanıp birbirlerinin üzerine yürüdüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hala minberin üzerindeydi. inip onları sakinleştirip susturmaya
çalıştı. Onlar susunca kendisi de sustu.
O
Bizler bu durumdayken
yanımıza Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girip oturdu. İftira olayları
ortaya çıktıktan sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımda hiç
oturmamıştı. Bir ay geçmiş olmasına rağmen durumum hakkında da vahiy nazil
olmamıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) otururken şahadet
getirdikten sanra da: "Ey Aişel Şöyle şöyle yaptığın bana ulaştı. Şayet
masumsan Yüce Allah senin masumiyetini ortaya çıkaracaktır. Ama eğer öyle bir
suç işlediysen Yüce Allah'tan mağfiret dile ve tövbe et. Zira kul suçunu itiraf
edip tövbe ederse Yüce Allah onun tövbesini kabul eder" buyurdu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sözlerini bitirince gözyaşlarım da bitmişti ve artık akıtacak
tek damla dahi kalmamıştı. Babama: "Benim yerime, söyledikleri için
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sen cevap ver" dedim. Babam:
"Vallahi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne diyeceğimi
bilemiyorum!" karşılığını verdi. Anneme: ''Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dediklerine sen cevap ver" dediğimde, o da: ''Vallallahi
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne diyeceğimi bilemiyorum!"
karşılığını verdi.
Ben yaşı küçük bir
kızdım ve Kur'an'dan da fazla bir bilgim yoktu. Buna rağmen: "Vallahi
anlıyorum ki insanların konuştuklarını duymuşsunuz, duyduklarınız içinizde yer
etmiş ve onlara inanmışsınız. Size suçsuz olduğumu söylesem -ki Yüce Allah
masum olduğumu biliyor- bana inanmayacaksınız. Oysa size bunu yaptığımı itiraf
etsem -ki Yüce Allah masum olduğumu biliyor- O zaman bana inanırsınız.
Durumumuzu ifade edecek bir söz bulamıyorum, ama sadece Yusuf'un babasının
dediğini diyebiliyorum. O: "‘‘Bana güzelce sabır gerekir. Anlattıklarınıza
ancak Allah'tan yardım istenir’‘ (Yusuf 18) demişti" dedim, sonra da
yatağıma uzandım.
Yüce Allah'ın masum
olduğumu göstereceğini de biliyordum. Ancak benim hakkımda okunur bir vahiy
indirilmesini hiç düşünmemiştim. Kendimi, Kur'an'da hakkında bir şeyler
indirilecek kadar değerli görmüyordum. Sadece Yüce Allah'ın, masumiyetim
konusunda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir rüya göstermesini
bekliyordum. Vallahi henüz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan
ayrılmadan ve bizden hiç kimse henüz dışarı çıkmadan vahiy nazil oldu. O esnada
vahyin ağırlığından dolayı Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
terleme aldı. Vahiy indiği zaman kış günü olsa dahi Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) alnında boncuk gibi ter olurdu.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hali geçip kendine geldiğinde sevinçten
gülüyordu. Söylediği ilk söz: "Ey Aişe! Allah'a hamd eti Yüce Allah senin
masum olduğunu vahyetti!" oldu. Bunun üzerine annem bana: "Kalk ve
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teşekkür et!" dedi. Ben:
"Vallahi kalkmam! Masum olduğum hakkında vahiy indiren Allah'tan başkasına
da hamd etmem!" karşılığını verdim. Yüce Allah bu konuda: if O ağır
iftirayı uyduranları sizin içinizden bir güruhtur ... " ile başlayan
ayetleri (Bakara 218) indirmişti.
Yüce Allah suçsuzluğum
hususunda bu ayetleri indirince, yoksulluğundan ve yakınlığından dolayı Mistah
b. Usase'ye yardım eden Ebu Bekr es-Sıddik: ''Aişe'ye bunları dedikten sonra
Vallahi Mistah'a asla bir yardımda bulunmayacağım!" demişti. Ancak Yüce
Allah: "İçinizde lütuf ve servet sahibi olanları yakınlarına, düşkünlere
ve Allah yolunda hicret edenlere, vermemek için yemin etmesinlerı affetsinlec
geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? Allah,
bağışlayandırı merhametli olandırl! (Bakara 218) ayetini indirince, Ebu Bekr:
"Tabii ki! Vallahi Allah'ın beni bağışlamasını dilerim" dedi ve daha
önce Mistah'a yaptığı yardımları tekrar yapmaya başladı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) benim durumumu Zeyneb binti Cahş'a da sormuş, Zeyneb de:
"Ey Allah'ın Resulü! Kulağımı ve gözümü yalandan sakınırım. Vallahi onun
hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum" demişti. Diğerleri arasında
benimle boy ölçüşebilecek bir Zeyneb vardı. Yüce Allah onu da takvası sebebiyle
bu iftiraya katılmaktan korumuştu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 292);
Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 4212, 7102,7103.
7100- Ebu'r-Rebı dedi
ki: Fuleyh, Hişam b. Urve kanalıyla babasından, o da Urve vasıtasıyla Aişe ile
Abdullah b. ez-Zübeyr'den aktardılar.
[Tahric:] Şuayb: Hadis sahihtir. Buhari 2661; Müslim
2770/85; Ebu Davud 5219; Tirmizi 3180; Bak hadis no: 7099.
7101- Ebu'r-Rebı dedi
ki: Bize Fuleyh, Rabia b. Ebı Abdirrahman ve Yahya b. Said kanalıyla Kasım b.
Muhammed b. Ebi Bekr'den aynısını aktarmıştır.
[Tahric:] Şuayb: Hadis sahihtir. Buhari 2661; Bak hadis
no: 7099.
Aişe'nin Maruz Kaldığı
iftiradan Kurtardığı için Yüce Allah'a Hamdini Dillendirmesi
7102- Hz. Aişe der ki:
"(ifk hadisesi konusunda) masum olduğum semadan vahiyle bildirilip
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müjdeler olsun sana, Allah
senin özrünü indirdi" buyurunca: "Bu konuda sana teşekkür edecek
değilim, sadece Allah'a hamdederim" dedim.
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi; Şuayb: İsnadı
hasendir. Ahmed 6/30, 6/103; Bak hadis no: 7099.
Aişe'nin ihsan Edilen
Bir Nimeti Sadece Allah'tan Bilmesi ve Bu Nimeti MahlUkattan Birine Değil de
Tamamıyla Gökleri Yaratan Allah'a Nisbet Etmesi
7103- Mesruk şöyle dedi:
Hz. Aişe'nin annesi Ümmü Ruman'a, Hz. Aişe hakında söylenenleri sorduğumda ya
da ona sorulduğunda şöyle dedi: "Ben ve Aişe otururken, Ensar'dan bir
kadın: "Allah falana şöyle şöyle yapsın" diyerek yanımıza girdi. Ben:
"Neden böyle diyorsun?" diye sorunca: "Çünkü ifk olayıyla
ilgili) sözleri başkalarına yaydı" cevabını verdi. Aişe: "Hangi
sözleri?" diye sorunca ise ben olanları ona anlattım. (Aişe): "Ebu
Bekr ve Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları işittiler mi?"
diye sorunca, (Ümmü Ruman): "Evet'' cevabını verdi. Bunun üzerine Aişe
bayıldı ve titreme ve ateşler içinde kendine geldi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gelip: "Bunun nesi var?" diye sorunca, ben:
"Hakkında söylenenler sebebiyle hummaya yakalandı" cevabını verdim.
Aişe oturup: "Vallahi, yemin edecek olsam bana inanmayacaksınız. Özür
beyan edecek olursam özrümü kabul etmeyeceksiniz. Artık bu vaziyette benim
durumumla sizin durumunuz, Hz. Yakub ile oğullarının durumu gibidir. ''Sizin bu
anlattıklarınıza karşı ancak Allah'tan yardım istenir’‘ (Yusuf 18)" dedi.
Allah bu konuda indireceğini vahiyle gönderince Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bunu Aişe'ye haber verdi. Aişe de: "Ben başkasına değil, Ancak
Allah'a hamd ederim" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Ravileri güvenilir
kimselerdir. Ahmed 6/367; Buhari 4143; Bak hadis no: 7099, 4212.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Kendisiyle Sıddik'in Kızı Sıddika'nın (Aişe'nin) Konumunun,
Ebu Zer'in Üm Zer' Karşısındaki Konumu Gibi Olduğunu Söylemesi
7104- Hz. Aişe şöyle
dedi: On bir tane kadın oturup, kocaları hakkında hiçbir şey gizlemeden her
şeyi anlatacaklarına dair aralarında sözleşip anlaştılar, birinci kadın şöyle
dedi: "Kocam, dağ başında bulunan cılız bir devenin eti gibidir. Düz değil
ki üzerine çıkılsın, semiz değil ki bir yere sürülsün."
İkinci kadın şöyle dedi:
"Kocamın durumunu anlatamam; zira onun kötülüklerini anlatmak istesem
gizli ve açık her halini anlatmak durumunda kalacağım."
Üçüncü kadın dedi ki:
"Benim kocam çok uzun boyludur; ama anlatsam boş olurum, sussam da
muallakta kalırım."
Dördüncü kadın dedi ki:
"Kocam Tihame geceleri gibidir. Ne sıcak, ne soğuktur ve ne korku verir,
ne de kendisinden bıkılır."
Beşinci kadın dedi ki:
"Kocam eve girince bir kaplan, dışarı çıkarken de bir aslan gibidir ve
evde olanları da hiç sormaz."
Altıncı kadın dedi ki:
"Kocam yediği zaman ne varsa yer, içtiği zamanda su bırakmaz. Yattığı
zaman yorgana sarınır; ama derdimi anlamak için de elini bana uzatmaz."
Yedinci kadın dedi ki:
"Kocam. tohumsuzdur veya güçsüzdür. Her türlü hastalık kendisinde vardır.
Kafanı kırar, vücudunu yaralar veya her ikisini yapar."
Sekizinci kadın dedi ki:
"Kocamın teni tavşan teni, kokusu ise güzel kokulu bir bitki gibidir."
Dokuzuncu kadın dedi ki:
"Kocam direği yüksek, kını uzun, külü çok ve evi meclise yakın
biridir."
Onuncu kadın dedi ki:
"Kocam maliktir, hem de ne malik! Her türlü hayra maliktir. Çok yatan, az
dolaşan develeri vardır ki, müzik sesini işittiklerinde kesim zamanlarının
geldiğini anlarlar."
Onbirinci kadın dedi ki:
"Kocam Ebu Zer'dir! Öyle bir Ebu Zerl ki kulaklarımı takılarla şakırdattı,
kollarımı yağla doldurup semizletti. Beni mutlu etti ki içim huzurla doldu.
Beni dağ başında ufak bir koyun sürüsü olan bir kabilede buldu da kişneyen
atlara, böğüren devlere sahip, ekinler ekip harman savuran ve elek eleyen bir
topluluğa kattı. Onun yanında kötülemeden konuşur, sabahlara kadar uyur, kanana
kadar da içerim. Ya Ebu Zer'in annesil Ne annedir o! Ambarları büyük, evi de
geniştir. Ebu Zerlin oğlu! Ne oğuldur o! Yatağı soyulmuş hurma lifi gibidir ve
bir kuzu buduyla da doyar. Ebu Zer'in kızı! Ne kızdır o! Babasına da, annesine
de itaat eder. Giysilerini dolduracak kadar etlidir ki, komşusu onu kıskanır.
Ebu Zer'in cariyesi! Ne cariyedir o! Konuştuklarımızı ifşa etmez, evin
zahiresini döküp saçmaz ve evi çer çöp içinde bırakmaz."
(Ümmü Zerl) der ki: (Bir
gün) tulumlarımızda süt çalkalanırken Ebu Zer evden çıktı. Kaplan yavrusu gibi
iki çocuğu olan bir kadına rastladı. Koltuğunun altında iki nara benzeyen
memeleriyle oynuyorlardı. Beni boşadı ve onunla evlendi. Ondan sonra ise ben
soylu biriyle, güzel atlara binen ve Hattı mızrağı taşıyan bir adamla evlendim.
Eve birçok hayvan getirir ve getirdiklerinden de bana birer çift verirdi. Bana:
"Ey Ümmü Zer'! istediğin kadar ye ve akrabana da ver" derdi.
(Ümmü Zer) der ki: Ancak
onun verdiklerinin hepsini toplasam Ebu Zer'in (bana verdiklerinden) küçük bir
kabını dahi doldurmaz." Aişe dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bana: "Ebu Zer', Ümmü Zer'e karşı nasılsa ben de sana
öyleyim" buyurdu.
İsa b. Yunus, metinde
geçen "dais" için harman savuran, "munakk" ıçınse elek
anlamı vermiştir.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail s.134);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari5189; Buhari
2448.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Kendisi Sevdiği için Aişe'nin de Sevilmesini Emretmesi
7105- Urve Hz. Aişe'den
şöyle bildirir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımları
toplandılar ve Hz. Fatima'yı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ebu
Kuhafe'nin kızı hakkında bize karşı adil davranmasını istiyoruz'' demesi için
gönderdiler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Aişe ile bir örtünün
altındayken Hz. Fatima yanına girip. ''Hanımların beni sana gönderdiler. Senden
Ebu Kuhafe'nin kızı hakkında kendilerine karşı adil olmanı istiyorlar.''
deyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni seviyor
musun?" diye sordu. Hz. Fatıma: ''Evet'' cevabını verince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bunu da (Aişe'yi de) sev"
buyurdu. Hz. Fatıma tekrar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hanımlarının yanına döndü ve O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine
söylediklerini haber verdi.
Hz. Peygamber'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının: "Sen bir şey yapmadın, Ona bir
daha dön" demeleri üzerine: "Vallahi bu konu için ona bir daha asla
dönmeyeceğim" karşılığını verdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kızı bu konuda haklıydı. Bunun üzerine Zeyneb binti Cahş'ı, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiler.
Hz. Aişe der ki:
Zeyneb'in de, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında benim Ç kadar
değeri vardı. Zeyneb: "Hanımların beni sana gönderdiler. Senden Ebu
Kuhafe'nin kızı hakkında kendilerine karşı adil olmanı istiyorlar" dedi.
Sonra bana doğru döndü ve bana sövmeye başladı. Ben de Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gözlerine, acaba bana kendimi müdafaa için izin verir
mi, diye bakıyordum. Zeyneb ise halen (konuşmaya) devam ediyordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendimi müdafaa etmemi yadırgamayacağını anladım
ve bem de Zeyneb'e karşılık verip onu susturana kadar devam ettim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), ona: "Bu, Ebu Beki"'in kızıdır"
dedi. Ben, Zeyneb'den daha hayırlı, daha fazla sadaka veren, daha fazla
akrabasına bağlı olan, Allah'a daha yakın olmak için işlediği hayırlı amellerde
daha' fazla azimli olan bir kadın görmedim. Ancak onda bir şey vardı. O çabucak
hiddetlendiği gibi çabucak da sakinleşirdi."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed
6/150; Buhari 2581; Müslim 2442; Nesai 7/67.
Hadis ilminde Yetkin
Olmayanın levilinde Yanıldığı Haber
7106- Amr b. el-As der ki:
"Ey Allah'ın Resulü! insanlardan kimi en çok seviyorsun?" diye
sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aişe" cevabını
verdi.
Ben: "Erkeklerden
kimi sevdiğini kastettim" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ebu Bekr'i veya: "(Aişe'nin) babasını" cevabını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 4540.
Söz Konusu Soru ve
Cevabın Fatıma ve Diğer Kadınlar Hakkında Değil, Sadece Eşleri Hakkında
Geldiğine Delalet Eden Haber
7107- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "İnsanların sana en sevimlisi
hangisidir?" denildi de: "Aişe" buyurdu. "Ailenden
sormuyoruz" denilince de: ''Babası" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Tirmizi
3890; İbn Mace 101.
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren Diğer Haber
7108- ibn Ebi Muleyke
anlatıyor: Abdullah b. Abbas, (ölüm döşeğindeki) Aişe'nin yanına girmek için
izin istedi. Aişe: "Onunla benim işim olmaz'' dedi. Abdurrahman b. Ebi
Bekr ona: "ibn Abbas gelmiş ve seni ziyaret için izin istiyor. O, hayırlı
olan evlatlarındandır" dedi. Aişe: "Ona izin ver!" karşılığını
verdi. Yanına giren Abdullah: "Anneciğim! Sana müjdeler olsun! Vallahi
Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve sevdiklerinle kavuşman arasında tek
engel ruhunun cesedinden çıkmasıdır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
eşleri arasında en çok seni severdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de temiz olandan başkasını sevmez" dedi. Aişe: "Ben de
(öyleyim)" deyince ibn Abbas şöyle devam etti. "Ebva'da gerdanlığın
düştüğünde onu aramak için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müslümanlarla birlikte konakladıkları yerde sabaha kadar beklemek zorunda kaldı
ve yanlarında su da yoktu. Temiz toprakla teyemmüm ettiler. Bunun üzerine senin
sebebinle ve bereketinle Yüce Allah bu ümmet için bir ruhsat indirdi. Mistah'ın
yaydığı şeyler (dedikodular) da malum; ancak Allah o konuda (ifk alayında)
masumiyetini yedi kat gök üzerinden indirmiştir. Artık içinde beş vakit
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi; Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 1/220; Buhari 4753.
Aişe Dışındaki Diğer
Eşlerinin Evinde iken Mustafa'ya (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Vahyin Gelmemesi
7109- Ümmü Seleme der
ki: Ben, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedim: ''Arkadaşlarım
(diğer hanımların) seninle konuşmamı ve kendilerinin de Aişe gibi hayır
işlediklerini, halka, hangi hanımının yanında olursan ol, hediyelerini sana
gönderebileceklerini emretmeni, söylememi istediler." Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) susup bir şey söylemedi. Kumalarım gelince bana
cevap vermediğini onlara anlattım. Bana: "Vallahi peşini bırakmayız"
dediler. Sonra tekrar sıram geldiğinde bana gelince, yine onunla iki ya da üç
kez önceki konuşmamı yaptım. Ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir cevap vermedi. Sonra şöyle buyurdu: "Ey Ümmü Seleme! Aişe hakkında
beni üzme! Gerçek şu ki Aişe'den başka siz hanımlarımdan herhangi birinizin
yanında iken bana vahiy inmemiştir." Bunun üzerine ben: "Aişe
konusunda seni üzmekten Allah'a sığınırım" dedim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed
6/293; Nesai 7/68.
Aişe'nin Giysilerini
Çıkardığında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yanına Eve Cibrıl'in
Giremeyişi
7110- Muhammed b. Kays
b. Mahreme bildiriyor: Hz. Aişe'nin: ''Size kendimden ve Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şeyler anlatayım mı?" dediğini işittim.
Biz: "Tabi ki" deyince şöyle anlattı: Hz. Peygamber'in (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanımda bulunduğu (nöbet) gece(m) gelince kendisinde bir değişiklik
meydana geldi. Cübbesini yere koydu, ayakkabılarını çıkarıp ayak ucuna koydu.
Kaftanının bir tarafını döşeğinin üzerine yaydı. Çok geçmeden benim uyuduğumu
zannederek yavaşça ayakkabılarını giydi ve yavaşça cübbesini aldı, yine yavaşça
kapıyı açarak ağır ağır çıktı. Ben hemen entarimi başıma geçirdim.
ve izarıma büründüm.
Sonra onun peşinden yola düştüm. Bakı'ye varınca durdu. Sonra üç defa ellerini
kaldırdı ve uzunca bekledi. Sonra geri döndü. Ben de döndüm. O süratle yürüdü,
ben de süratle yürüdüm; o koştu, ben de koştum. Neticede onu geçerek eve
girdim. Ben yatar yatmaz o içeri girdi ve bana: "Ne oluyor ey Aişe? Nefes
nefese kalmışsın" buyurdu. Ben: "Bir şey yok'' dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya söylersin yahut Latif ve Habir olan
Allah bana mutlaka haber verir" buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın
Resulü! Anam babam sana feda olsun" dedim ve olan biteni kendisine
anlattım. "Yoksa önümde gördüğüm karaltı sen miydin?" diye sordu.
"Evet" dedim. Bunun üzerine beni göğsümden öyle bir itti ki canımı
yaktı. Sonra: "Allah ve Resulü sana zulüm mü edecek sandın?" diye
buyurdu. Ben: "insanlar neyi gizlerse gizlesin Allah onu bilir"
dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" diyerek
beni onayladıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: "Senin beni gördüğün
zaman Cibrıl gelmişti. Sen elbiselerini çıkarmış olduğun halde iken senin
yanına girecek değildi ya. Nida etti. Ama nidasını senden gizledi. Ben
kendisine cevap verdim, fakat ben de cevabımı senden gizledim. Senin uyuduğunu
sanmıştım; o yüzden uyandırmak istemedim. Yalnız kalmandan da korktum. Cibril,
bana Baki'de yatanların yanına giderek onlar için istiğfarda bulunmamı
emretti." Ben: ''Onlara ne diyeyim, ey Allah'ın Resulü?" diye sordum.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şöyle de: Mümin ve
Müslümanlardan bu diyarda yatanlara selam olsun; Allah, bizim geçmişlerimize
de, geleceklerimize de rahmet eylesin. Bizler de inşaallah sizlere
katılacağız" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 231); Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 6/221; Müslim 9/4; Nesai 7/72; İbn Mace 1546; Bak hadis no:
3172, 4523,
Yüce Allah'ın Aişe'nin
Geçmiş ve Gelecek Günahlarını Bağışlaması
7111- Hz. Aişe der ki:
Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) neşesinin yerinde olduğunu
gördüm ve: "Ey Allah'ın Resulü! Benim için Allah'a dua et" dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Aişe'nin gelmiş,
geçmiş, gizli ve açık bütün günahlarını bağışla" diye dua edince, (çok
sevindim ve) başım göğsüme gelecek kadar güldüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Duam hoşuna mı gitti?" buyurunca: "Ettiğin dua beni
nasıl sevindirmesin ki?" karşılığını verdim. Bunun üzerine Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vallahi her namazımda ümmetime bu şekilde
dua etmekteyim" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen (es-Silsiletu's-sahiha 2254);
Şuayb: İsnadı hasendir.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Kendisine Karşı Aişe'nin Öfkeli Olup Olmadığını Anladığı
Gösterge
7112- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Benden hoşnut ve bana
kızgın olduğunu anlayabiliyorum" buyurdu. Ona: "Nasıl anlıyorsun ey
Allah'ın Resulü?" diye sorduğumda: "Benden hoşnut olduğunda
‘‘Muhammed'in Rabbine andolsun ki hayır!’‘ diyorsun. Bana kızgın olduğunda ise
‘‘ibrahım'in Rabbine andolsun ki hayır!’‘ diyorsun" karşılığını verdi.
Bunun üzerine: "Doğrudur! Uzak duracaksam sadece isminden uzak
durabilirim'' dedim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/61, 6/213; Buhari 5228; Müslim 2439.
Aişe'nin Diğer Kadınlara
Üstünlüğü
7113- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aişe'nin diğer kadınlara
üstünlüğü, tirit yemeğinin diğer yemeklerden üstünlüğü gibidir'' buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 73;
Muhtasaru'ş-Şemail 148; es-Silsiletu'd-daife 4002); Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/264; Buhari 3770; Müslim 2446;
Tirmizi 3887; İbn Mace 3281; Darimi 2/106.
Bu Hadisi Rivayette
Abdullah b. Abdirrahman el-Ensari'nin Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini
çürüten Haber
7114- Ebu Musa
el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Erkeklerden (fazilet olarak) kemale eren çok kişi olmuştur.
Ancak kadınlardan, imran'ın kızı Meryem ile Firavun'un karısı Asiye dışında
kemale eren olmamıştır. Aişe'nin de diğer kadınlara üstünlüğü, tirit yemeğinin
diğer yemeklerden üstünlüğü gibidir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 73;
Muhtasaru'ş-Şemail 147); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre
sahihtir. Ahmed 4/394; Buhari 5418; Müslim 2431; Nesai 7/68; İbn Mace 3280.
Ebu Tuvale'nin Bu Hadisi
Rivayette Tek Kalmadığını Bildiren ikinci Haber
7115- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aişe'nin diğer kadınlara
üstünlüğü tirit yemeğinin diğer yemeklerden üstünlüğü gibidir"
buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 73;
Muhtasaru'ş-Şemail 147); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/159; Nesai 7/68.
Yüce Allah'ın Bu Dünyadan
Ayrılacağı Son Gününde Safiy (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kulu ile Aişe'nin
Ağız Sularını Biraraya Getirmesi
7116- Hz. Aişe
anlatıyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim evimde, benim
günümde ve (başı) gerdanım ile göğsüm arasında bulunduğu halde vefat etti. Bu
sırada Abdurrahman b. Ebı Bekr elinde yaş bir misvak bulunduğu halde geldi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bakınca ona ihtiyacının olduğunu
anladım. Bunun üzerine onu alıp, uç tarafını çiğnedim ve onu yumuşatıp
kendisine verdim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla daha önce
hiç oımadığı kadar en güzel şekilde dişlerini fırçaladı. Sonra onu bana uzattı,
ancak elinden düşürdü. Hastalandığı vakit kendisine okumuş olduğu duayı okumaya
başladım. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o duayı bu
hastalığında okumadı, Sonra başını semaya doğru kaldırarak: ''Refık-i A'la'da,
Refık-i A'la'da" diyerek ruhunu teslim etti, Bu şekilde onun dünyadaki son
günü ile ahiretteki ilk gününde benim tükürüğüm ile onun tükürüğünü bir araya
getirmiş olan Allah'a hamd olsun''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' (el-İrva' 2021);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/48; Buhari
4451; Müslim 2443.
Aişe'nin Ümmü Abdillah
Şeklinde Künyelenmesinin Nedeni
7117- Hz. Aişe der ki:
Abdullah b. ez-Zübeyr doğduğunda onu Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
götürdüm. Ağzına tükürdü ki bu, onun karnına giren ilk nesne oldu. Sonra:
"O, Abdullah'tır, sen ise Ümmü Abdillah'sın" buyurdu. Benim hiç
çocuğum olmadığı halde bu künye ile anılır oldum.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 132);
Şuayb: İsnadı kavidir. Ahmed 6/107, 6/1S1, 6/260; Buhari 3910; Müslim 2146/26;
Ebu Davud 4970.
Aişe'nin Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yanında Geçirdiği Süre
7118- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisiyle altı
yaşındayken evlenmiş, dokuz yaşında onunla gerdeğe girmiş ve Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında dokuz yıl kalmıştır.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 7097.
Ebu Hatim der ki: Buraya
kadar Kureyş'ten Muhacirleri zikrettik. Bundan sonra Kureyş ile anlaşmah
olanları zikredeceğiz. Yüce Allah bunu kolaylaştırsın.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
Hatib b. Ebi
Beltea, Utbe b. Gazvan, Ebu Huzeyfe'nin Azatlısı Salim