Sahih

İbn Hibban

 

SAHABE’NİN MENKIBELERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Sa'd b. Muaz,    Hubeyb b. Adiy, Ebu Seleme b. Abdi'I-Esed

 

Sa'd b. Muaz el-Ensari

 

7026- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Kurayza Yahudileri Sa'd b. Muaz'ın vereceği hükme razı olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelmesi için haber gönderdi. Sa'd bir merkep üzerinde görününce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Efendinize -veya- en hayırlınıza kalkın" buyurdu. Geldiğinde ona: "Bunlar senin vereceğin hükme razı oldular" buyurunca, Sa'd: "içlerinden savaşabilecek olanları öldürmene, çoluk çocuklarını da esir almana hükmediyorum" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tek hükümran olan (Allah)'ın verdiği hükmün aynısını verdin" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 67; Tahricu Fıkhi's-sire 315); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/22, 3/71; Buhari 3043, 3804; Müslim 1768; Ebu Davud 5215.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Söz Konusu Olan Günlerde Teda Olması için Sa'd b. MU8z'a Yanında Mescid'de Olmasını Emretmesi

 

7027- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd b. Muaz'ı ziyaret edebilmek için kendisine yakın Mescid'de bir çadır kurdurdu.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2715); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 6/56; Buhari 463; Müslim 1769/65; Ebu Davud 3101; Nesai 2/45.

 

 

 

Sa'd b. MU8z'ın Benu Kurayza'nın Öldürülmesinden Sonra Yaptığı Dua

 

7028- Hz. Aişe anlatıyor: Hendek günü, savaşan halkın ardından gittim. Arkamdan ayak sesi geldiğini işittim. Dönüp bakınca, Sa'd b. Muaz ile kardeşinin oğlu Haris b. Evs'i gördüm. Sa'd'ın elinde kalkan vardı. Ben olduğum yere çöktüm. Sa'd b. Muaz'ın sırtında demirden yapılmış dar bir zırh vardı. Kendisinin kolları zırhtan dışarı çıkmıştı ve ben onun kollarından vurulmasından korkuyordum. Sa'd b. Muaz, halkın en iri yapılısı ve uzunu idi. Kendisi:

 

"Biraz bekle, çarpışma zamanı gelir Hamel! Ölmek ne güzel, gelince ecel!" şiirini söyleyerek geçip gitti. Ben kendimi bir bahçeye attığımda aralarında Ömer b. el-Hattab'ın ve üzerinde bir miğfer bulunan bir adamın da bulunduğu Müslümanlardan bir grubun olduğunu gördüm. Hz. Ömer bana: "Neden geldin, Allah iyiliğinini versin! Vallahi, sen gerçekten çok cüretlisini Sen bir felakete ya da belaya uğramayacağından emin olabilir misin?" deyip beni o kadar kınadı ki yer yarılıp yerin dibine geçmeyi isterdim. Miğferli zat, miğferini yüzünden yukarı doğru kaldırınca onun Talha b. Ubeydillah olduğunu gördüm. Hz. Ömer'e: "Ey Ömer! Allah iyiliğini versin! Sen bugün ne kadar çok şey söylüyorsun! Allah'a doğru kaçış nerede kaldı!" dedi.

 

Sa'd'ı Kureyş'ten, ibnu'l-Arika adında bir kişi: "AI! Ben Arika'nın oğluyum'' deyip okla kolundaki can damarından vurup damarını kesti. Sa'd, Allah'a dua ederek: "Allahım! Benı Kurayza'nın akıbetini görüp gözüm aydın oluncaya kadar öldürme!" dedi. Benı Kurayza, Cahiliye döneminde Sa'd b. Muaz ile anlaşmalı ve dost idi. Böyle dedikten sonra yarası iyileşti ve Allah müşriklere bir rüzgar gönderdi. Bu şekilde Allah, müminlere savaşta kafi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür. Ebu Süfyan, Tihame kabilesine, Uyeyne (b. Bedr b. Hısn) ve beraberindekiler Necdlilere sığındı. Benı Kurayza ise dönüp kalelerine sığındılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye dönüp silahını bırakınca, Mescid'de ona bir çadır kurdurup, Sa'd'a da bir çadır kurulmasını emretti.

 

Cibril, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Silahı bıraktın mı? Vallahi Melekler silahlarını bırakmadılar. Benı Kurayza'nın üzerine git ve onlarla savaş" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yola çıkmaya hazırlanmalarını emredip silahını alarak çıktı ve Benı Ganm kabilesine uğradı. Bunlar Mescid'e yakındı. Onlara: "Size kim uğradı?" diye sorunca, onlar: "Dihyetu'I-Kelbl uğradı" dediler. Dihye'nin sakalı ve yüzü Cibril'e benzerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Benı Kurayza'yı yirmi beş gün muhasara altında tuttu. Muhasara uzun sürüp Benı Kurayza zor durumda kalınca onlara: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hükmüne razı olun" denildi. Ebu Lubabe'ye danıştıklarında onlara: "Hakkınızda boğazlanma hükmü verilir" anlamında eliyle işaret etti. O zaman: "Sa'd b. Muaz'ın hükmünü kabul ederiz" diyerek Sa'd b. Muaz'ın hükmüne razı olarak (kaleden) indiler.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'ı çağırdı. Onu üzerinde liften yapılmış palan bulunan bir merkeple getirdiler. Kavmi etrafına toplanıp: "Ey Ebu Amr! Bunlar senin anlaşmalıların, dostların ve kötü zamanlarında yardımcılarındı ki bunu iyi bilirsin!" demeye başladılar ancak Sa'd, onlara cevap vermedi. Yurduna yaklaşınca kavmine dönüp: "Sa'd'ın Allah yolunda kınayanın kınamasını önemsemeyeceği zaman gelmiştir" dedi.

 

Sa'd, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vardığı zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kalkıp efendinizi (merkebinden) indirin" buyurdu. Hz. Ömer: "Bizim efendimiz Allah'tır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sa'd'ı indirin" dedi ve sahabe onu (merkebinden) indirdi.

 

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd'a: "Bunlar hakkında hüküm ver" deyince Sa'd şöyle dedi: "Ben onlar hakkında: savaşçılarının öldürülmesi, hanımları ve çocuklarının esir edilmesi ve mallarının paylaştırılması hükmünü verdim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen onlar hakkında Allah'ın ve Resulünün hükmüyle hüküm verdin" buyurdu. Sonra Sa'd, Allah'a şöyle dua etti: "Allahım! Eğer Peygamber'in ve Kureyşliler arasında yapılacak savaş kalmış ise beni hayatta bırak ki, onlarla senin yolunda cihad edeyim. Eğer aralarında savaşı kaldırmış isen beni huzuruna al." Sa'd'ın, iyileşip sadece bir nohut kadar kalan yarası açıldı.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönünce Sa'd da Mescid'de kendisi için yapılan çadırına döndü. (Hz. Aişe) der ki: Vefat edeceği zaman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ve Ömer, Sa'd'ı ziyaret ettiler. Canım elinde olana yemin ederim ki; ben odamdayken Ebu Bekr'in ağlamasını Ömer'in ağlamasından ayırt edebiliyordum. Onlar Allah'ın buyurduğu        gibi: ''Birbirlerine karşı merhametlidirler'' (Fetih 29) Alkame der ki: Hz. Aişe'ye: "Anneciğim! (Peki, bu durumda) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl yapardı?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kimsenin ölümüne ağlamazdı ama üzüldüğünde sakalını tutardı."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (es-Silsiletu's-sahıha 67); Şuayb: Hadis hasendir. Ahmed 6/141; Bak hadis no: 6439.

 

 

 

Sa'd b. Muaz'ın Vefatından Dolayı Arş'ın Sevinçle Hareketlenmesi

 

7029- Cabir b. Abdillah der ki: Sa'd b. Muaz'ın cenazesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde iken: "Onun için Rahman'ın Arş'ı sallandı" buyurduğunu işittim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 1/247/561); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 3/296, 3/349; Müslim 2466/123; Tirmizi 3848; Bak hadis no: 7031.

 

 

Ebü Hatim der ki: Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Onun için Rahman'ın Arş'ı sallandı" sözünden kasıt, Arş'ın bunun sevinciyle hareketlenmesidir. ''Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman sallanıp kıpırdar" (Hac 5) ayetinde de benzer bir durum vardır. Burada da sallanmadan kasıt, toprağın hareketlenip yeşermesidir.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Onun için Sallandı" Sözüyle Cenazeyi Değil Onun Vefatını Kasdetmesi

 

7030- Useyd b. Hudayr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Sa'd b. Muaz'ın ölümünden dolayı Arş sarsılmıştır" buyurduğunu işittim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 1288; el-İrva' 3/166; Zilalu'l-cenne 247; Muhtasaru'ş-Şemail30/16); Şuayb: İsnadı hasen liğayrihidir. Ahmed 4/352.

 

 

 

Üstteki Hadiste Arş Sözüyle Karyolanın Kastedildiğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

7031- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sa'd b. Muaz'ın ölümü sebebiyle Rahman'ın Arş'ı sarsıldı" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/316; Buhari 3803; Müslim 2466/124; İbn Mace 158.

 

 

 

Münafıkların Sa'd'ın Cenazesinin Hafifliği Hakkında ileri Geri Konuşmaları

 

7032- Enes bildiriyor: Sa'd b. Muaz'ın cenazesi ortaya konmuşken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun ölümünden dolayı Rahman'ın Arş'ı sarsıldı.'' buyurdu. Münafıklar taşımaya yeltenince: "Cenazesi ne kadar da hafif" dediler. Bu söz Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca: "O'nu onlarla birlikte melekler de taşıyorlardı" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Mişkat 6228; es-Silsiletu's-sahiha 3347); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 3/234; Müslim 2467; Tirmizi 3849.

 

 

 

Sa'd b. Muaz'ın Vefatı Sebebiyle Semanın Kapılarının Açılması

 

7033- Cabir b. Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd hakkında "Kendisine sema kapılarının açıldığı bu salih kulu kabir sıkıştırmıştı. Sonra rahatlatıldı" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3348); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/327.

 

 

 

Yüce Allah'ın Kabir Azabına Duçar Olan Sa'd b. Muaz'ı Mustafa'nı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Duası Sayesinde Kurtarması

 

7034- ibn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'ın kabrine girip bir müddet kaldı. Çıktığı zaman: "Ey Allah'ın Resulü! Neden kabirde geciktin?" diye sorulunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sa'd kabirde bir kez sıkıştırıtdı. Bu sıkıntıyı kendisinden gidermesi için Allah'a dua ettim" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 4/270); Şuayb: İsnadı zayıflır. Nesai 4/100.

 

 

 

Sa'd b. Muaz'ın Cennetteki Mendillerinin Vasfı

 

7035- Bera der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ipek giysi giyince insanlar hemen ona ellerimizle dokunmaya ve onun güzelliğine hayret etmeye başladılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Buna hayret mi ediyorsunuz? Sa'd b. Muaz'ın cennetteki mendilleri bundan daha hayırlıdır!" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3346); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmd 4/302, 4/289; Buhari 3802; Müslim 2468; Tirmizi 3847; İbn Mace 157; Bak hadis 7036.

 

 

 

Ebu ishak'ın Bu Hadisi Bera'dan işitmediğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

7036- Bera der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ipekten bir kaftan getirilince ("sahabe, ona dokunup yumuşaklığı karşısında hayrete düştüler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sa'd b. Muaz'ın Cennetteki mendilleri bundan daha hayırlı -veya- yumuşaktır" buyurdu.

 

Şu'be dedi ki: Bana Katade, Enes b. Malik kanalıyla Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını nakletti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/209, 3/277; Buhari 2615; Müslim 2468; Bak hadis no: 7037.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Giydiği Kıyafetin Altın işlemeli Olm

 

7037- Vakıd b. Amr b. Sa'd b. Muaz anlatıyor: Enes b. Malik'in yanına girdiğimde bana: "Sen kimsin?" diye sordu. "Vakıd b. Amr b. Sa'd b. Muaz'ın'' karşılığını verdiğimde: "Sa'd'a çok benziyorsun" dedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Sonra şöyle dedi: Allah, Sa'd'a merhamet etsin! insanların en heybetli ve en uzunu idi. Zamanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Duma Ukeydir'ine bir ordu gönderdi. Ukeydir de Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) altın işlemeli atlas bir cübbe yolladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu cübbeyi giyip minbere çıktı. Orada konuşmadan durdu veya oturdu. Sonra inince cemaat cübbeye bakıp dokunmaya başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu beğendiniz mi?" diye sorunca: "Şu ana kadar daha güzel bir kıyafet görmüş değiliz" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ama Sa'd b. Muaz'ın cennetteki mendilleri bile bundan daha güzel olacaktır!" buyurdu."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3346); Şuayb: İsnadı hasendir. Tirmizi 1723; Nesai 8/199; Bak hadis no: 7036.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Altın işlemeli Bu Kıyafeti Giymesinin, üce Allah Henüz Bu Ümmetin Erkeklerine Altın Kullanmayı Haram Kılmadan Öncesine Rastlaması

 

7038- Enes der ki: DOma'nın lideri Ukeydir, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kaftan hediye etmişti ve O da bunu giyinmişti ki bu, henüz ipek giyinmek haram kılınmadan önce vaki olmuştu. Halk bu kaftanın güzelliğine hayret edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sa'd b. Muaz'ın Cennetteki mendili bundan daha güzeldir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı ceyyiddir. Ahmed 3/234; Buhari, 2616.

 

 

 

Hubeyb b. Adiy

 

7039- Ebu Hureyre der ki: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) askeri bir grubu gözcü olarak gönderdi ve onlara Asım b. Sabit'i komutan kıldı. Yola çıkıp Usfan ile Mekke arasında bir yere geldiklerinde konakladılar. Hüzeyl kabilesinden Lihyan oğullarına, bu grubun geldiği haberi verildi. Bunun üzerine Lihyan oğullarından yüz okçu bu askeri grubu takip için çıktılar. Müslüman askerin izlerini gördüler. Hatta konakladıkları yerde çekirdekleri görüp yiyeceklerinin hurma olduğunu bile öğrendiler. Hurmaları Medine'den azıklarına koymuşlardı.

 

Onlar: "Bu hurmalar Yesrib hurmasıdır" dediler. Sonra onların izini takibe başladılar ve kendilerine yetiştiler. Asım ile arkadaşları onları görünce yüksek bir yere sığındılar. Okçular etraflarını sardı ve: "Eğer teslim olursanız, söz veriyoruz hiç biriniz öldürülmeyecektir" dediler. Bunun üzerine Asım b. Sabit: ''Ben bir kafirin zimmetine girip teslim olmam" dedi ve: "Allahım! Durumumuzu Peygamberine haber ver" diye dua etti. Sonra onlarla cesaret ve kararlılıkla savaşmaya başladılar. Asım ile beraber yedi kişiyi öldürdüler.

 

Geriye Hubeyb b. Adiy, Zeyd b. Desine ve bir kişi daha kaldı. Bunlara inip teslim olmaları halinde bir zarar vermeyeceklerine dair söz verilince inip teslim oldular. Lihyan oğullarının okçuları bu üç kişiyi yakalayınca, yayların iplerini sökerek onları bağladılar. Üçüncü adam: "Bu, ihanetin başlangıcıdır" deyip kendileriyle gitmekte direnince, onu sürükleyerek götürmek istediler. Yine gitmeyip: "Bunlarda bana güzel bir örnek vardır" dedi. Bunun üzerine boynunu vurdular. Hubeyb ile ibn Desine'yi alıp Mekke'ye götürdüler ve sattılar. Hubeyb, Haris oğulları ibn Amir b. Nevfel b. Abdimenaf tarafından satın alındı.

 

Hubeyb, Bedir savaşında Haris b. Amir'i öldürdüğü için onu satmadılar ve yanlarında esir olarak bıraktılar.

 

Onu öldürmeye karar aldıklarında Haris'in kızından temizlik yapmak için bir ustura istedi. O da verdi. Haris'in kızı şöyle anlatıyor: "çocuğum ben görmeden Hubeyb'in yanına gitmişti ve Hubeyb de onu alıp dizine oturtmuştu. Onun elinde de usturayı gördüğümde öyle korktum ki Hubeyb bu korkumu yüzümden anladı ve: "Onu öldürmemden mi korkuyorsun? Ben öyle bir şey yapacak değilim inşallah" dedi. Vallahi ben Hubeyb'den daha hayırlı bir esir görmedim. O, elleri kelepçeli iken ve Mekke'de üzümün olmadığı bir zamanda üzüm yiyordu. Bu, Allah tarafından Hubeyb'e gönderilen bir rızıktı. Onu öldürmek için haram olan bölgeden çıktıklarında Hubeyb: "Bana iki rekat namaz kılmam için izin verin" dedi. Ona izin verdiler ve iki rekat namaz kıldı. Sonra: "Korktuğumu düşünmeyecek olsaydınız daha fazla namaz kılardım" dedi.

 

Ölüm anında ilk olarak iki rekat namaz kılan kendisidir. Sonra: "Allahım! Müşriklerin sayısını azalt" deyip şöyle devam etti:

 

"iman ile öldüğümde bu bedenim

Umurumda değil nereye düşse olur

Allah rızasına uygun olunca halim

Parçalanan bedenim mübarek olur."

 

Sonra Ukbe b. el-Haris kalkıp onu öldürdü. Asım'ın öldürüldüğü söylenince Kureyş müşriklerinden bazıları öldüğünden emin olmak için, ondan bir parça getirilmesini istediler. Çünkü Asım Bedir'de müşriklerden önemli birini öldürmüştü, Ancak Yüce Allah küçük bir bulut gibi eşek arısı sürüsünü Asım'ın üzerine gönderdi ve müşriklerin gönderdiği adamlar Asım'ın bedeninden bir şey alamadan geri döndüler.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2724); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/294, 2/310; Buhari4086; Ebu Davud 2661; Bak hadis no: 7040.

 

 

 

7040- Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur. Ancak burada "Bunun üzerine Allah, bir eşek arısı arı sürüsü gönderdi. Onlar onun cesedinden, hiç bir şey almaya imkan bulamadılar" ibaresi geçmiştir.

 

Metinde geçen "debr", "zenabır" (= eşek arısı sürüsü)dür.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 7039.

 

 

 

Ebu Seleme b. Abdi'I-Esed el-Mahzumı

 

7041- Ümmü Seleme der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Seleme'nin (cenazesinin) yanına girdi, Ebu Seleme'nin gözleri açık kalmıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun gözlerini kapattıktan sonra: "Can alındığı zaman göz ruhu takib eder" buyurdu. Ebu Seleme'nin ailesinden bazıları feryad edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendiniz için hayırdan başka bir şey demeyin. Çünkü melekler dediğinize amin derler" buyurduktan sonra şöyle devam etti: "Allahım! Ebu Seleme'yi bağışla, hidayete erenler arasındaki derecesini yükselt, kalanları için hayırlı halef ver, bizi ve onu bağışla, ey alemlerin Rabbi! Allahım! Kabrini genişlet ve nurlu kıl."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2731); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/297; Müslim 920/7; Ebu Davud 3118; İbn Mace 1454.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebi Talib, Abdullah b. Revaha