Sahih

İbn Hibban

 

SAHABE’NİN MENKIBELERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ebu Bekr b. Ebi Kuhate es-Sıddik

 

6854- Salim b. Abdillah, babasından (ibn Ömer'den) naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüyamda bana sütle dolu büyük bir bardağın verildiğini gördüm. Ondan kana kana, derimle etim arasında aktığını hissedinceye kadar içtim. Ondan artanı da Ebu Bekr'e verdim" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Bu sana doluncaya kadar Allah'ın vermiş olduğu ilimdir. Artakalanı da Ebu Bekr'e verdin" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "isabet ettiniz'' buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Ebu Bekr yerine Ömer'in zikredilmesi sahihtir; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarınit göre sahihtir.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sıddık'i Kendisine Dost Edinmeyi istemiş Olması

 

6855- Abdullah'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bilin ki kendisini dost edindiğimi söyleyen her kişinin bu dostluğundan uzağım. Şayet (insanlardan) bir dost edinecek olsaydım da Ebu Bekr'i dost edinirdim. Fakat aramızda muhabbet ve iman kardeşliği vardır. Onunla aramızda muhabbet ve iman kardeşliği vardır. Ancak arkadaşınız Süfyan: "Kendisini kasdediyor" dedi- (Peygamberiniz) Allah'ın dostudur."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; İsnadı sahihtir. Ahmed 1/377; Müslim 2383/7; Tirmizi3655; İbn Mace 93

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir ile Kardeşlik ve Arkadaşlığını Tesbit Etmesi

 

6856- Abdullah b. Mes'ud'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlardan birini dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i dost edinirdim. Ancak Ebu Bekr kardeşim ve arkadaşımdır. Allah da arkadaşınızı (beni) dost edinmiştir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 180); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/439, 1/462, 1/463; Müslim 2383/3.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr es-Sıddık'in Kapısı Dışında Mescid'e Açılan Tüm Kapıların Kapatılmasını Emretmesi

 

6857- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'in kapısı hariç Mescid'e açılan bütün evlerin sokak kapılarının kapatılmasını emretti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Tirmizi 3687; Darimi 1/38.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'in Malından Elde Ettiği Faydayı Başkalarının Mallarından Göremeyişi

 

6858- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir mal Ebu Bekr'in malı kadar bana fayda vermedi" buyurması üzerine, Ebu Bekr ağladı ve: "Ben ve malım ancak seniniz" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2718); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 2/253; Tirmizi 3661; İbn Mace 94.

 

 

 

Ebu Bekr'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Harcadığı Paranın Miktarı

 

6859- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, Hz. Ebu Bekr, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yardım olarak kırk bin dirhem verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3144); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

 

 

 

Ebu Bekr'in Malı ve Canıyla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e En Fazla Destek Olan Kimse Olması

 

6860- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), vefatına sebep olan hastalığı sırasında başını bir bez parçasıyla bağlamış bir şekilde Mescid'e yanımıza çıktı. Minberde oturduktan sonra Allah'a hamdu senada bulunup şöyle buyurdu: "insanlar içinde hem canı, hem de malıyla bana en cömert davranan kişi ibn Ebı Kuhafe'dir. Şayet insanlardan kendime bir dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i edinirdim. Fakat aramızda islam kardeşliği vardır. Mescid'e açılan kapılar arasında Ebu Bekr'in kapısı dışındaki tüm kapılar kapatılsın!"

 

[Tahric:] Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2214); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 1/270; Buhari 467.

 

 

Ebü Hatim der ki: "Mescid'e açılan kapılar arasında Ebu Bekr'in kapısı dışındaki tüm kapılar kapatılsın" sözü Resülullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonraki halifenin Ebu Bekr olacağının delilidir. Zira Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Mescid'e açılan kapılar arasında Ebu Bekrlin kapısı dışındaki tüm kapılar kapatılsın" diyerek Ebu Bekr dışında kendisinden sonra halife olmayı arzulayan herkesin bu isteğine son vermiştir.

 

 

 

Ebu Bekr'in Arkadaşlığı ile Mustafa'ya (Sallallahu aleyhi ve Sellem) En Fazla Destek Olan Kimse Olması

 

6861- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minbere oturdu ve buyurdu ki: "Yüce Allah bir kulu, dünya nimetlerinden vermek ile kendi katındakileri vermek arasında muhayyer bıraktı. Kul da onun katında bulunanları tercih etti." Ebu Bekr ağlayarak: "Babalarımız ve analarımın sana feda olsun" deyince bu duruma şaşırdık. Ancak, gerçekte muhayyer bırakılan kul, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi ve içimizde bunu en iyi bilen de Ebu Bekr'di. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "insanlar içinde hem arkadaşlığı, hem de malıyla bana en cömert davranan kişi Ebu Bekr'dir. Şayet ümmetimden kendime bir dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i edinirdim. Fakat islam dostluğu vardır, Mescid'de Ebu Bekr'in kapısından başka (açık) hiçbir kapı kalmasın.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 465; es-Silsiletu'd-daife 2084) Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartınca sahihtir. Buhari 3904; Müslim 2382; Tirmizi 3660; Bak hadis no: 6594.

 

 

 

Ebu Bekr'in insanlar Arasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in En Sevdiği Kişi Olması

 

6862- Hz. Aişe, Ömer b. el- Hattab'ın şöyle dediğini nakleder: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda en fazla Ebu Bekr'i severdi. O da bizim en hayırlımız ve efendimiz idi.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (Zilalu'l-cenne 1166; Mişkat 6028); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari 3668; Tirmizi3656.

 

 

 

Ebu Bekr'in Erkeklerden ilk Müslüman Kişi Olması

 

6863- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre. Ebu Bekr es-Sıddık dedi ki: ''Bu konuda (hilafette) en fazla hak sahibi olan ben değil miyim? ilk Müslüman olan ben değil miyim? Falan şeyi yapan ben değil miyim? Filan şeyi de yapan ben değil miyim7''

 

[Tahric:]  Elbani: Şaz (Tahricu'l-Muhtare 19); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Tirmizi 3667.

 

 

 

Ebu Bekr'in Atik Diye isimlendirilmesinin Nedeni

 

6864- Amir b. Abdillah b. ez-Zübeyr, babasından bildiriyor: Ebu Bekr'in ismi Abdullah b. Osman idi. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Sen Allah'ın cehennemden kurtarmış olduğu kişisin" buyurması üzerine ona: "Atık" ismi takıldı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 6022); Şuayb: İsnadı sahihtir.

 

 

 

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ebu Bekr b. Ebı Kuhafe'yi Sıddık Olarak isimlendirmesi

 

6865- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud dağına çıktığında peşinden Ebu Bekr, Ömer ve Osman da gitti. Onlar üzerindeyken Uhud dağı sarsılınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayağıyla yere vurarak: "Sakin ol! Zira üzerinde bulunanlar peygamber, sıddık ve iki şehitten başkası değildir!" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 3/112; Buhari 3686; Ebu Davud 4651; Bak hadis no: 6908.

 

 

 

Ebu Bekr'in, Dünyada iken Her Tür Salih Amelden Yeteri Kadarını Yapması Nedeniyle Kıyamet Gününde Cennetin Bütün Kapılarından Çağrılacak Olması

 

6866- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her kim sahip olduğu şeylerden Yüce Allah yolunda birer çift infak ederse, Cennet kapılarından kendisine: ‘‘Ey Allah'ın kulu! Bu kapıdan girmen senin için daha hayırlıdır!’‘ diye seslenilir. Namazlarına riayet eden kişi namaz kapısından, cihad edenlerden olan kişi cihad kapısından, zekat verenlerden olan kişi zekat kapısından, oruç tutanlardan olan kişi de Reyyan kapısından çağırılır" buyurdu. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Tüm kapılardan girmesi için çağrılanlar da olur mu?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Olur! Umarım sen de bunlardan biri olursun" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2879); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 1027/85; Nesai 4/168; Bak hadis no: 308, 3418, 3419, 4641.

 

 

 

Cennete Girerken Ebu Bekr'in Her Kapıda Cennet Ehlince Güzel Karşılanıp Davet Edilmesi

 

6867- ibn Abbas der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adamın biri Cennete girecek ve Cennetteki tüm ev ve meskenlerin ahalileri: ‘‘Merhaba, merhaba! Bize gel, bize gel’‘ diyeceklerdir" buyurdu. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Böylesi bir kişi orada asla kaybetmez ve hüsrana uğramaz" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, o kişi de sensin ey Ebu Bekr!" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: "O kişi sensin" ibaresi münkerdir (es-Silsiletu'd-daife 6933);

 

 

 

Ebu Bekr'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Hicretinde Yoldaşlık Etmesi

 

6868- Hz. Aişe der ki: Aklım erdiği zamandan beri annemle babam dindardı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her gün bir sabah, bir de akşam bize uğradı. Müslümanlar işkenceye maruz kalınca Ebu Bekr, Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı. Berku'I-Gimad denilen yere gelince, Kare'nin lideri ibnu'd-Değine onunla karşılaştı ve: "Nereye gidiyorsun ey Ebu Bekr?" diye sordu. Ebu Bekr: "Kavmim beni yurdumdan çıkardı. Yeryüzünde seyahat edip Rabbime ibadet etmek istiyorum" karşılığını verdi. ibnu'd-Dağine: "Ey Ebu Bekr! Oysa senin gibi birisi yurdundan ne çıkar, ne de çıkarılır. Zira yoksula yardım eder, yakınlarını gözetir, aciz ailelerin yükünü hafifletir, misafiri ağırlar ve haktan gelen musibetlere karşı insanlara yardım edersin. Ben Seni himayeme alıyorum. Dön ve kendi yurdunda Rabbine ibadet et!" deyince, Ebu Bekr geri döndü. ibnu'd-Dağine de kendisiyle beraber yola koyuldu. ibnu'd-Dağine, Kureyş'in ileri gelenlerini dolaştı ve: "Ebu Bekr gibisi yurdundan ne çıkar, ne de çıkarılır. Yoksula yardım eden, yakınlarını gözeten, yoksul ailelerin yükünü hafifleten, misafiri ağırlayan ve haktan gelen musibetlere karşı insanlara yardım eden birini mi yurdundan çıkarıyorsunuz?" diye çıkıştı. Kureyş, ibnu'd-Dağine'nin, Ebu Bekr'i himayesine almasına karşı çıkmadı ve Ebu Bekr'e eman verdiler. Ancak ibnu'd-Dağine'ye: "Ebu Bekr'e söyle, evinde Rabbine ibadet etsin! Evinde istediği kadar namaz kılsın. Fakat evi dışında namaz kılıp Kur'an okumasın!" dediler.

 

Ebu Bekr de denildiği gibi yaptı. Sonra Ebu Bekr evinin önünde bir mescid yapmak istedi ve yaptı. Namazını orada kılar, Kur'an'ı da orada okurdu. Müşrik kadınları ve çocuklar Ebu Bekr'in bu yaptığını hayretler içinde seyrediyor ve orada toplanıyorlardı. Ebu Bekr sulu gözlü biriydi. Kur'an'ı okuyunca kendini tutamaz ve ağlardı. Ancak bu durum Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerini korkuttu. İbnu'd-Dağine'ye haber salıp yanlarına çağırdılar, Geldiğinde ona şöyle dediler: "Ebu Bekr'e, evinde Rabbine ibadet etmesi şartıyla senin himayene girmesine izin vermiştik, ama o haddi aştı, Evinin önünde bir mescid yaptırdı ve orada açıktan namaz kılıp, Kur'an okudu. Kadınlarımızı ve çocuklarımızl kandırmasından korkuyoruz, Yanına git! Sadece evinde Rabbine ibadet etmeyi kabul ederse bunu yapsın, ancak karşı çıkıp bunları açıktan yapmak isterse ona verdiğin ahdi sana geri iade etmesini söyle! Biz sana verdiğimiz sözden caymak istemiyoruz, ama Ebu Bekr'in de bunları açıktan yapmasını onaylamıyoruz."

 

Bunun üzerine ibnu'd-Dağine, Ebu Bekr'in yanına geldi ve: "Ey Ebu Bekrl sana hangi şartlarda söz verdiğimi biliyorsun. Ya anlaştığımız gibi yaparsın, ya da zimmetimi bana iade edersin, Zira Arapların, birine verdiğim zimmeti geri aldığımı duymasını istemem" dedi, Ebu Bekr de: "O zaman senin zimmetini sana iade ediyor ve Yüce Allah'ın ve Resulü'nün himayesine sığınıyorum" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de o zamanlar Mekke'de bulunuyordu.

 

Resullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanlara: "Sizin hicret edeceğiniz yer rüyamda bana gösterildi. Bu yer iki taşlık arasında olan hurmalık bir yerdir" buyurdu. Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle deyince Müslümanlardan bir kısmı Medine'ye hicret etti, Habeşistan'a daha önceden hicret edenlerin bir kısmı da geri dönüp yine Medine'ye gittiler, Ebu Bekr de Medine'ye hicret için hazırlığını yaptı. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Acele etme! Zira bana da hicret izni verilmesini umuyorum" buyurdu, Ebu Bekr: "Anam babam sana feda olsun! Böyle bir şeyi bekliyor musun?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet!" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebu Bekr, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte hicret etmek için bekledi. Yanında bulunan iki deveyi dört ay boyunca semure ağacı yaprakları ile besleyip hazırladı.

 

Bir gün öğle sıcaklarında evimizde otururken, birisi Ebu Bekr'e: "Resulullah geliyor. Yüzünü de kapamış" dedi. Ancak o saatlerde bize gelmezdi, Ebu Bekr de: ''Annem babam ona feda olsun, bu saatte geldiyse mutlaka bir emir üzerine gelmiştir" dedi. Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince girmek için izin istedi. İzin verilince de içeriye girdi. Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'in yanına girince ona: "Yanında olanları dışarıya çıkart" buyurdu. Ebu Bekr: ''Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Onlar senin ailendir" karşılığını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mekke'den çıkmama izin verildi'' buyurdu. Ebu Bekr: "Babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Ben de sana yoldaş olmak isterim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Olacaksın" buyurdu. Ebu Bekr: "Babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü. Şu iki devemden birini al" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ama bedeliyle alırım!" karşılığını verdi. Bunun üzerine onların hazırlıklarını çabucak yaptık. Deri bir torba içinde onlara azık koyduk. Esma binti Ebı Bekr kuşağından bir parça yırtarak torbanın ağzını bağladı. Bunun içindir ki Esma "Zatu'n-Nitakateyn (iki kuşaklı)" olarak adlandırıldı. Sonra Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr Sevr dağındaki bir mağaraya sığındılar. Orada üç gece kaldılar.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire); Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 6277.

 

 

 

Ebu Bekr'in Beşerden Üçüncülerinin Olmadığı Mağarada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Arkadaşlık Etmesi

 

6869- Ebu Bekr der ki: Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlardan biri ayaklarının dibine bakacak olsaydı bizleri görebilirdi" dediğimde: "Üçüncüleri Allah olan iki kişiye ne olabileceğini düşünüyorsun ki?" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 6279.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'e "Üzülme, Allah Bizimledir" Demesi

 

6870- Bera anlatıyor: Ebu Bekr, Azib'den on üç dirheme bir deve palanı satın almıştı. Ebu Bekr, Azib'e "Bera'ya söyle de onu benim bineğimin yanına götürsün" deyince Azib: "Hayır, sen bana Allah'ın Resulü ile birlikte Mekke'den hicret etmek için çıkınca müşrikler sizi yakalamak için peşinize düştüklerinde ne yaptığınızı anlatmazsan olmaz" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebu Bekr şöyle anlattı:

 

Mekke'den geceleyin yola çıktık. Gece gündüz demeden hızla yol alıp ögle vakti gelene kadar gittik. Ben sığınacak bir gölge bulmak ümidiyle gözlerimi sağa sola çeviriyordum. Nihayet bir kaya görüp yanına gittim. Kayanın az bir gölgesi daha kaldığını görünce orayı düzelttim. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için bir post serdim ve "Uzan ey Allah'ın Resulü!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uzandı. Sonra ben, etrafıma bakmak üzere, arayıcılar dan herhangi bir kimse görür müyüm diye gittim. Baktım ki çobanın birisi bizim gölge aradığımız gibi kayaya doğru gölge aramaya geliyor. Ben ona: "Sen kimin çobanısın ey genç?" diye sordum. O da: "Kureyşli bir adamın" diyerek adını verince adamı tanıdım. Ona: "Koyunların içinde sütü olan var mı?" diye sorunca: "Evet var" cevabını verdi. Ben: "Bize süt sağabilir misin?" dedim. "Evet" karşilığını verince ben de ona sağmasını söyledim. Genç, sürüden bir koyun ayırdı. Sonra ona, koyunun memesini tozlardan silkelemesini emrettim.

 

Sonra da ona ellerini silkeleyip temizlemesini emrettim. Avuçlarından birini diğerine şöylece vurup silkeledi. Sonra bize biraz süt sağdı. Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için beraberimde taşıdığım ağzı çaputla kapatılmış bir su kabını aldım. Suyu süt kabının altına boşaltıp süt soğuyuncaya kadar bekledim ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vermek üzere kabı alıp gittim. Tam yanına vardığım zaman Allah'ın Resulü uyandı. Ben: "iç ey Allah'ın Resulü!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içti. Sonra: "Hareket etme vakti gelmiştir ey Allah'ın Resulü!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" karşılığını verince yola çıktık. Kureyşliler bizi arıyorlardı. Bize onlardan atının üzerinde gelen Suraka b. Malik b. Cu'şum dışında yetişebilen hiç kimse olmadı. Ben: "işte bizi arayan bize yetişti ey Allah'ın Resulü?" deyince, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Üzülme Allah bizimledir" buyurdu.

 

Adam bize yaklaştı ki aramızda bir veya iki veya üç mızrak boyu kadar kaldı. Bir daha: "Ey Allah'ın Resulü! Peşimizden gelen bu adam bize yetişti!" dedim ve ağlamaya başladım. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden ağlıyorsun?" diye sorunca: "Vallahi kendim için değil, senin için ağlıyorum. Kendim için değil, Senin için ağlıyorum" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dua etti ve Allahım! Dilediğin şekilde bizi ondan kurtar" buyurdu. Bu duanın ardından yerin sertliğine rağmen Suraka'nın atı karnına kadar yere gömüldü.

 

Bunu gören Suraka hemen atından atladı ve: "Ey Muhammed! Şayet bu Senden dolayı ise Allah'a dua et de beni bu durumdan kurtarsın, Vallahi sizi aramak için benim peşimden gelenlere sizi görmediğimi söylerim. işte bu da ok torbamdır. Bunun içinden bir ok al. Filan yerde bana ait olan deve ile koyun sürüsüyle karşılaşacaksın. Onlardan ihtiyacın kadarını al" dedi. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim onlara ihtiyacım yok" buyurdu ve kurtulması için dua etti. Süraka bu şekilde kurtulunca arkadaşlarının yanına döndü.

 

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti ve gece vakti Medine'ye ulaştı. Medineliler, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kimde kalacağı konusunda tartıştılar. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Abdülmuttalib'in dayıları olan Neccaroğullarında kalayım. Bu şekilde onların gönlünü almış olurum" buyurdu. Medine'ye geldiğimizde de insanlar çocukları ve hizmetçileriyle yollara döküldüler, evlerinin üzerine çıktılar ve sevinçten: "Muhammed geldi! Resulullah geldi!" diye bağrışmaya başladılar. Diğer gün sabah da Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emredildiği yere gitti.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretten sonra on altı veya on yedi ay boyunca kıble olarak Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldı. Ancak kıblenin Kabe'ye doğru çevrilmesini çok istiyordu. Bundan dolayı Yüce Allah ona: "Yüzünü göğe çevırip durduğunu görüyoruz. Hoşnut olacağın kıbleye seni elbette çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir'' (Bakara 144) ayetini indirdi. Aklı kıt bazı kimseler, yani Yahudiler: "Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir?" (Bakara 142) diye söylenmeye başlayınca da Yüce Allah: "De ki: Doğu da, batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir'' (Bakara 142) ayetini indirdi.

 

Kıble değişiminden sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir adam cikindi namazını kıldı ve çıkıp gitti. Giderken Ensar'dan, ikindi namazını Beytu'l-Makdis'e doğru kılan bir cemaatle karşılaştı. Henüz rükuda idiler. Onlara: "Şahadet ederim ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namazı kıldım. Namazında da Kabe'ye doğru dönmesi emredildi" deyince, cemaat namazını bozmadan Beytu'I-Makdis'ten Kabe'ye doğru döndü.

 

Muhacirlerden yanımıza ilk gelen kişi de Abduddar b. Kusay oğullarının kardeşlerinden biri olan Mus'ab b. Umeyr oldu. Ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne yaptı?" diye sorduğumuzda: "Kendisi henüz Mekke'de, ancak ashabı arkamdan geliyorlar" dedi. Ondan sonra Fihr oğullarına mensup biri olan a'ma Amr b. Ümmü Mektum geldi. Ona: "Geride kalan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile ashabı ne yaptı?" diye sorduğumuzda: "Arkamdan geliyorlar" dedi. Daha sonra Ammar b. Yasir, Sa'd b. Ebı Vakkas, Abdullah b. Mes'ud ve Bilal geldi. Onlardan sonra arkadaşlarından yirmi kişiyle birlikte Ömer b. el-Hattab geldi. Onlardan sonra da yanında Ebu Bekr ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza gelmeden önce mufassal su relerden bazılarını okuyup öğrenmiştim. Daha sonraları Kureyşlilerin kervanını karşılamak üzere çıktık. Ancak onlar bunu duyup önlemlerini almışlardı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 129); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Bak hadis no: 6281.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Sonra Ebu Bekr'in Halife Olacağına Delalet Eden Haber

 

6871- Cübeyr b. Mut'im bildiriyor: Kadının biri bir şey istemek için Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Daha sonra yanıma gel" buyurdu. Kadın, ölümü kastederek: "Ey Allah'ın Resulü! Gelir de Seni bulamazsam ne yapayım?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Geldiğinde beni bulamazsan Ebu Bekr'in yanına git" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/83; Bak hadis no: 6656; Bak hadis no: 6872.

 

 

 

Bu Hadisi Rivayette Yezıd b. Harun'un Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

6872- Cübeyr b. Mut'im der ki: Kadının biri bir şey konuşmak ıçin Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sonra yanına gelmesini söyledi. Kadın, ölümü kastederek: "Ey Allah'ın Resulü! tekrar geldiğimde de seni bulamazsam ne yapayım?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geldiğinde beni bulamazsan Ebu Bekr'in yanına git" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 6871.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Sonra Sahabeden Başkası Değil Ebu Bekr'in Halife Olacağına Delalet Eden Haber

 

6873- Hz. Aişe anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı ilerlemişken Bilal gelip onu namaza çağırdı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Bekr'e söyleyin, cemaate namazı kıldırsın" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekr yüreği yufka olan birisidir. Namazda senin makamında durursa kıraatı cemaate duyuramaz. istersen Ömer'in namazı kıldırmasını söyle" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Ebu Bekr'e söyleyin, cemaate namazı kıldırsın" buyurdu. Hafsa'ya: "Sen söyle!" dediğimde, Hafsa: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekr yüreği yufka olan birisidir. Namazda senin makamında durursa kıraatini cemaate duyuramaz. istersen Ömer'in namazı kıldırmasını söyle" dedi. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz ki Hz. Yusuf'u bile yoldan çıkaran (arkadaşları)larsınız! Ebu Bekr'e söyleyin, cemaate namazı kıldırsın karşılığını verdi.

 

Bunun üzerine Ebu Bekr'e namazı kıldırması söylendi. Ebu Bekr namaz için Mescid'e girince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendini biraz daha iyi hissetti. İki adamın kolları arasında yürüyerek Mescid'e girdi. Ebu Bekr onun geldiğini duyunca geri çekilmek istedi. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "yerinde kal" anlamında ona işaret etti. Sonrasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Ebu Bekr'in sol tarafında oturdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak namazı kıldırdı. Ebu Bekr, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cemaat de Ebu Bekr'e uyarak namazı kıldılar.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/335/548); Şuayb: İsnadı sahihtir. Buhari713; Müslim 418/95; Nesai 2/99; İbn Mace 1232; Bak hadis no: 2117, 6601.

 

 

Ebu Hatim der ki: Hadis "savahibelt" lafzıyla işitilmiş ve öyle aktarılmış olsa da doğrusu "savahib Yusuf" olmalıdır.

 

 

 

Aişe'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Israrının Nedeni

 

6874- Hamza b. Abdillah b. Ömer, babasından bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağrıları şiddetlendiğinde: "Cemaate namazı Ebu Bekr kıldırsın" buyurdu. Hz. Aişe: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekr yufka yürekli biridir. O senin yerine geçerse ağlamaktan sesini halka duyuramaz" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "Cemaate namazı Ebu Bekr kıldırsın" buyurdu. Hz. Aişe aynı şeyleri tekrar edince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz Hz. Yusuf zamanındaki kadınlar gibisiniz. Halka namazı Ebu Bekr kıldırsın" karşılığını verdi.

 

ibn Şihab der ki: Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'nin bana bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir: "Bu konuda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ısrar etmemin tek sebebi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerine Ebu Bekr'in geçmesi durumunda cemaatin karamsar olacağıdır. Yoksa Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerine kim geçerse geçsin cemaatin moralini bozacağını biliyordum. Bundan dolayı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırma işine Ebu Bekr'den başka birini seçmesini istedim.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 567); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Buhari 682, 4445; Müslim 418/93.

 

 

 

Hastalığı Sırasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'e Namazı Kıldırmayı Emrettikten Sonra Bu Görevi Ali'ye Verdiğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

6875- Enes b. Malik der ki: Pazartesi günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odanın perdesini açınca, Ebu Bekr'in halka namaz kıldırdığını gördü. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüne baktığımda, yüzünün mushaf yaprağı gibi olduğunu ve tebessüm ettiğini gördüm. Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce sevincimizden neredeyse namazı bozacaktık. (Onu gören) Ebu Bekr, geri çekilmek isteyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerinde kalması için ona işaret etti, sonra perdeyi kapattı. O gün de vefat etti. O zaman Ömer kalkıp şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmedi. Allah, katına Hz. Musa'yı çağırdığı gibi onu da çağırdı. Hz. Musa o zaman kavminden kırk gece ayrı kalmıştı. Vallahi! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldüğünü iddia eden -veya: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti" diyen- münafıkların ellerini ve dillerini kesmesini dilerim."

 

Ömer daha sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatının ikinci gününde bir kez daha hitab etti. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberine oturduğunda önce şahadet getirdi. Ebu Bekr susmuş konuşmuyordu Ömer şöyle devam etti: ''Derim ki: Dün bir şey söylemiştim. Ancak mesele söylediğim gibi değildir. Vallahi Allah'ın indirmiş olduğu Kitab'da ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana aktardığı sözlerde söylediklerimi bulamadım. Fakat Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaşayıp sonuncumuz olmasını temenni ederdim."

 

Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendilerinden sonra vefat etmiş olmasını temenni ettikten sonra şöyle devam etti: "Eğer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldüyse, Yüce Allah elinizde onunla hidayete ereceğiniz bir nur (Kur'an'ı) bıraktı. Ona sımsıkı sarılın ki Yüce Allah, Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl doğru yolu gösterdiyse sizi de doğru yola iletsin. Ebu Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dostudur. (Mağarada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber kalan) iki kişinin ikincisidir. O, insanlar içinde halifeliğe en fazla layık olandır. Kalkın ve ona biat edin." Bir grup bundan önce Sa'd oğullarının çardağında ona biat etmişti. Genel olarak da ona minberdeyken biat ettiler.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 3/196; Müslim 419/99; Bak hadis no: 6620.

 

 

 

6876- Cabir b. Abdillah der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verirken Medine'ye bir kervan geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı kervana doğru yöneldiler ki, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında içlerinde Ebu Bekr ve Ömer'in de olduğu sadece on iki kişi kaldı. Bunun üzerine ''Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar" (Cuma 11) ayeti nazil oldu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3147); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/370; Buhari 4899; Müslim 863/38; Tirmizi 3311; Bak hadis no: 6877.

 

 

 

Önceki Zikri Geçen Ayetin Vasfı

 

6877- Cabir b. Abdillah anlatıyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cuma günü bize hutbe okurken Şam tarafından bir kervan Medine'ye geldi. Derken Resullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabileri ona doğru çıkıp gittiler. Öyle ki Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le birlikte aralarında Ebu Bekir ve Ömer'in de bulunduğu on iki kişiden başka hiç kimse kalmadı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer sizler de onlara uyup (burada sizden hiç kimse kalmasaydı vadi sizin için ateş olup akardı" buyurdu. Derken "Onlar bir ticaret veya bir eğlence gördükleri zaman ona doğru çıkıp gittiler de, seni ayakta bıraktılar" (Cuma 11) ayeti indi.

 

Cabir b. Abdillah devamla der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le kalıp yerlerinden ayrılmayan on iki kişi içerisinde Ebu Bekr ile Ömer de vardı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 3147); Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 6876.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan: