Sahih

İbn Hibban

 

TARİH

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Yaradılişin Başlangıcı (ve Yaratıkların bazı Özellkleri)

 

6138- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah gökleri ve yeri yaratmadan elli bin yıl önce kaderleri belirleyip takdir etmiştir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/169; Müslim 2653; Tirmizi 2156.

 

 

 

Yüce Allah'ın, Kaderin Varlığı Konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Karşı Çıkanı Yermesi

 

6139- Ebu Hureyre der ki: Kureyş müşrikleri kader konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile tartışıyorlardı. Bunun üzerine: "Doğrusu suçlular sapıklık ve çzlgınlık içindedirler. Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün onlara: ''Cehennemin dokunan azabzm tadın’‘ denir. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır'' (Kamer 48) ayeti nazil oldu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 349); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/444, 2/476; Müslim 2656; Tirmizi 3290; İbn Mace 83.

 

 

 

Allah Varken O'ndan Başka Hiçbir Şeyin Var Olmaması

 

6140- imran b. Husayn der ki: Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuş ve devem kapıda bağlı iken Temım oğullarından bir grup geldi. "Dini konularda bilgi sahibi olmak ve yaratılışın başlangıcını sormak için geldik" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her şeyden önce Allah vardı ve O'ndan başka da bir şey yoktu, Arşı, da suyun üzerindeydi. Her şeyi Zikir'e (Levh-i Mahfuz'a) yazdı. Sonra Yüce Allah gökleri ve yeri yarattı" buyurdu.

 

O esnada bir adam geldi ve bana: "Ey imran! Deven gitti, yetiş!" dedi. Aramak için çıktığımda neredeyse çölün öbür ucunda olduğunu gördüm. Peşinden gittim, ama (konuşmanın devamını kaçırdığım için) onu bırakmış olmayı da temenni ettim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Sahih'in şartlarına göre sahihtir. Buhari3190.

 

 

 

Gökleri ve Yeri Yaratmadan Önce Yüce Allah'ın Var Olması

 

6141- Ebu Rezın el-Ukaylı bildiriyor: Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi kıyamet günü görür müyüz?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dolunay olduğu gecede Ay'ı veya bulutsuz günde Güneş'i görür müsünüz?" diye sordu. Sahabiler: "Evet, (görürüz)" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah daha iyi bilir" dedi. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimiz, gökleri ve yeri yaratmadan önce nerede idi?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir karanlıktaydı. O'nun üstünde ve altında hava yoktu" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Zilalu'l-cenne 459); Şuayb: İsnadı zayıflır. Ahmed 4/11, 4/12; Ebu Davüd 4731; Tirmizi3109; İbn Mace 182.

 

 

Ebu Hatim der ki: Hammad b. Seleme hadisi "... (bulut)" lafzıyla naklederek hata etmiştir. Doğrusu ''... (karanlık)" lafzıyladır. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bununla mahlukatın, kendilerini yaratan zatın varlığı, zamanı ve mekanı hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını anlatmak istemiştir. Zamanı, mekanı ve başka vasıfları bilinmeyen bir şey -zira bunları yaratan da kendisidir- karşısında mahlukatın içinde bulunduğu durum karanlığa benzetilmiştir. Burada kasıt, Yüce Allah'ın bir karanlıkta bulunduğu değil, O'na yönelik herhangi bir bilgiye sahip olmayan mahlukatın bu anlamda karanlıkta olmasıdır. Zira bir şey hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmama anlamında karanlıkta olmak mahlukata has bir vasıftır.

 

 

 

Allah'ın Gökleri ve Yeri Yaratmadan Önce Arş'ın Neyin Üzerinde Olduğu Hakkında

 

6142- imran b. Husayn der ki: Ben, Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuşken Temım oğullarından bir grup geldi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Temim oğulları! Müjdeyi kabul edin" buyurunca, onlar da: "Ey Allah'ın Resulü! Mademki bizi müjdeledin, o zaman bize (şimdi bir şeyler) ver" dediler. O esnada Yemen ahalisinden bir topluluk yanına geldi, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Ey Yemen ahalisi! Temım oğullarından olan kardeşleriniz kabul etmiyorsa bu müjdeyi siz kabul edin!" buyurunca: "Ey Allah'ın Resülü! Kabul ediyoruz!" karşılığını verdiler ve: "Dini konularda bilgi sahibi olmak ve yaratılışın başlangıcını sormak için geldik" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her şeyden önce Allah vardı ve O'ndan başka da bir şey yoktu. Arş'ı da suyun üzerindeydi. Sonra Yüce Allah gökleri ve yeri yarattı.

 

Ardından da her şeyi Zikir'e (Levh-i Mahfaz'a) yazdı" buyurdu. O esnada bir adam geldi ve bana: "Ey imran b. Husayn! Deven gitti, yetiş!'' dedi. Aramak için çıktığımda neredeyse çölün öbür ucunda olduğunu gördüm. Peşinden gittim, ama (konuşmanın devamını kaçırdığım için) Allah'a yemin olsun ki onu bırakmış olmayı da temenni ettim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 4/431; Buhari 3191; Tirmizi 3951.

 

 

 

6143- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah tüm yaratıklarını yarattığı zaman kendi nezdinde Arş'ın altında bulunan kitabına: ''Muhakkak Benim rahmetim, gazabıma galebe çalmıştır'' (diye) yazmıştır.'' buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/466; Buhari 7404; Müslim 2751.

 

 

Ebu Hatim der ki: Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Arş'ın altında bulunan kitabına" ifadesinde zıt anlamlı bir kullanım vardır. Zira ''...." ifadesi kelime olarak "üstünde" anlamında olsa da burada bundan kasıt "altında"dır. "Onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı" (Kehf 79) ayetinde de benzer bir kullanım vardır. "....." ifadesi her ne kadar "geri" anlamına gelse de ayetteki anlamı "ileri" şeklindedir. Zira söz konusu kral onların gerisinde olsaydı onu geçmiş ve ondan kurtulmuş olurlardı. "Allah bir sivrisineği, ondan daha da küçük bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez" (Bakara 26) ayetinde de benzer bir kullanım vardır. Burada da "....." ifadesi her ne kadar "üst / büyük'' anlamına gelse de ayette kast edilen anlamı "alt / küçük" şeklindedir.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Yüce Allah Mahlukatı Yarattığı Zaman"Sözünden Kastın "Yaratmayı Takdir Ettiği Zaman" Olması

 

6144- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah, mahlukatı yaratmayı takdir ettiği zaman katında bulunan kitaba: ''Rahmetim gazabımı geçmiştir’‘ diye yazdı. Bu kitab katında, Arş'ın altındadır." -Ya da buna yakın bir ifade kullandı.-

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 608); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 2/381; Buhari 7554.

 

 

 

Yüce Allah'ın Söz Konusu Yazıyı Kendi Eliyle Yazması

 

6145- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Allah, mahlukatı yarattığı zaman kendi eliyle kendi hakkında: ‘‘Rahmetim gazabımı geçmiştir’‘ yazmıştır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/432; Tirmizi 3543; İbn Mace 4295.

 

 

 

Yüce Allah'ın Onunla Kıyamet Gününde Kullarına Merhamet Edeceği Rahmetin Sayısı

 

6146- Selman der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, gökleri ve yeri yarattığı gün, yüz rahmet var etmiştir. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak genişliğe sahiptir. Bunlardan yalnızca bir rahmeti yeryüzüne indirmiştir. işte anne yavrusuna bu sayede şefkat gösterir. Yırtıcı hayvanlar ve kuşlar bunun sayesinde birbirlerine merhamet duyarlar. Yüce Allah kıyamette bu biri doksan dokuza katarak rahmetini yüze tamamlayacaktır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/439; Müslim 2753/21.

 

 

 

Bu Rahmeti Allah'ın Kıyamet Gününde Tamamlama Nedeni

 

6147- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah'ın yüz ayrı rahmeti vardır. Bu rahmetinden sadece birini cinler, insanlar ve hayvanlar ve hayvanlara indirmiştir. işte bu bir tane rahmetle bu canlılar aralarında merhamet ve şefkatle davranırlar, vahşi hayvanlar yavrularına şefkat gösterirler. Diğer doksan dokuz rahmeti de Yüce Allah kıyamet gününde kullarına merhamet etmek için saklamıştır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1634); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/434; Müslim 2752; İbn Mace 4293; Bak hadis no: 6148.

 

 

 

Vahşi Hayvanların Yavrularına Olan Şefkatlerinin, Zikredilen Rahmet Parçalarından Bir Parçadan Kaynaklanmış Olması

 

6148- Ebu Hureyre der ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Yüce Allah rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını kendi katında tuttu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. işte bu bir parça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine acırlar. Hatta binek hayvanı (yavrusunu emzirirken) üzerine basar korkusuyla toynağını yukarı kaldırır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/334; Buhari 6000; Müslim 2752; Tirmizi 3541; Darimi 2/321; Bak hadis no: 6147.

 

 

 

Sevilen ve Sevilmeyen Her Şeyin Allah'ın iradesi ve Kudretiyle Meydana Gelmesi

 

6149- Tavus el- Yemanı der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından her şeyin kadere göre olduğunu söyleyen sahabilere yetiştim. Abdullah b. Amr'dan işittiğime göre Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin aciz ve zeki olması da -ya da zeki ve aciz olması- dahil her şey kadere göre olur" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 2/899; Ahmed 2/110; Müslim 2655.

 

 

 

Yüce Allah'ın Önceden Takdir Edip Belirlediği ve Sonradan Değişime Uğramayacak Olan Şeyler

 

6150- Ebu'd-Derda, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Allah, ana rahmindeki canlının, rızkını, ecelini, amelini, eserini (said / imanlı veya şaki / imansız olacağı) ve öleceği yeri olmak üzere beş şeyini takdir etmiştir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (Zilalu'l-cenne 304; Mişkat 113); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 5/197.

 

 

 

Yüce Allah'ın Her Bir Takdiri için Bir Sebep Kılması

 

6151- Ebu Azze der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Eğer Allah kişinin canını bir yerde alacaksa, o kişiye (oraya gitmesi için) o yerde bir ihtiyaç hasıl eder.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1221); Şuayb: Hadis Sahihtir. Ahmed 3/429; Tirmizi 2148.

 

 

 

Güneş'in Dünya Gecelerinde Her Gece Karar Kılması

 

6152- Ebu Zer dedi ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir" (Yasin 38) ayetini sorduğumda: "Onun için belirlenmiş olan karar yeri Arş'ın altındadır" cevabını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/158; Buhari 4803; Müslim 159/251.

 

 

 

Güneş'in Her Gece Arş'ın Altında Karar Kılmasının Vasfı

 

6153- Ebu Zer anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (ashabına): ''Bu güneşin nereye gittiğini biliyormusunuz?'' diye sordu. Ashabı: ''Allah ve Resulü bilir" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "O, Arş'ın altındaki karargahına varıncaya kadar gider ve orada secdeye kapanır. Kendisine: ‘‘Yüksel ve geldiğin yerden dön!’‘ denilinceye kadar bu şekilde kalır. O da geri dönüp sabah doğduğu yerden tekrar doğar. Sonra yine Arş'ın altındaki karargahına varıncaya kadar akar durur ve yine secdeye kapanır. Kendisine: ‘‘Yüksel, geldiğin yerden geri dön!’‘ deninceye kadar o halde kalır. Nihayet döner ve doğduğu yerden tekrar doğar. Daha sonra artık insanlar onun hiç bir durumunu (yani normal yörüngesini) yadırgamaz olarak Arş'ın altındaki o karargahına gidip gelinceye kadar akıp gider. Sonunda kendisine: ‘‘Kalk, (yarın sabah) battığın yerden doğ!’‘ denilir; o da Batı'dan doğar’‘ Sonra sözüne şöyle devam etti: ‘‘Bu ne zaman olacak biliyor musunuz? Bu: ‘‘Bir kimse daha önce inanmamışsa veya imanıyla bir iyilik kazanmamışsa, imanı ona fayda vermez’‘ (En'am 158) buyurduğu vakittir.'' "

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 5/145; Müslim 159.

 

 

Ebu Hatim der ki: Buradaki gibi İshak, bunu Yunus b. Ubeyd kanalıyla İbrahim et-Teymi'den bildirmiştir. Ancak bu hadis, Yunus b. Habbab'ın İbrahim et-Teymi'den rivayetiyle meşhurdur.

 

 

 

Güneş'in Her Gece Arş'ın Altında Karar Kılmasının ve Doğmak için izin istemesinin Vasfı

      

6154- Ebu Zer der ki: Güneş batarken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Mescid'deydim. Bana: "Biliyor musunuz Güneş nereye gidiyor?" diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" karşılığını verdim. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneş, Arş'ın altında Rabbinin huzuruna gidip secdeye kapanır ve geri dönmek için izin ister. Ona izin verilir. izin isteyip kendisine izin verilmeyeceği gün yakındır. O gün izin istediği zaman kendisine izin verilmez ve: ‘‘Battığın yerden dağ’‘ denilir. işte: ‘‘Güneş kendisi için belirlenmiş bir karar yeri ne kadar akıp gider ... ‘‘ (Yasın 38) buyruğunda anlatılan budur" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/177; Buhari 3199; Müslim 159; Tirmizi 2186.

 

 

 

Allah'ın Melekleri ve Cinleri Yarattığı Şey

 

6155- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Melekler nur'dan, cinler ise yalın bir ateşten yaratıldılar. Adem ise size vasfedildiği gibi yaratıldı.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsileru's-sahiha 458); Şuayb: Hadis Sahihtir. Ahmed 6/153, 6/168; Müslim 2996.

 

 

 

Yaratılan Cinlerin Türleri

 

6156- Ebu Sa'lebe el-Huşenı der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cinler üç sınıfa ayrılır. Bir sınıf, köpekler ve yılanlar, bir sınıf semada uçanlar, diğer sınıf ta bir yerde konaklayıp sonra göçüp gidenlerdir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 4148); Şuayb: İsnadı kavıdir.

 

 

 

Cinlerin istediklerinde insan Oğlunu Öldürebilmeleri

 

6157- Ebu's-Saib der ki: Ebu Said'in yanına gittim ve otururken divanın altında bir şeyin kımıldadığını hissettim. Baktığımda yılan olduğunu görüp kalktığımda, Ebu Said: "Neyin var?" diye sordu. Ben: "Burada bir yılan var'' karşılığını verince: "Ne yapmak istiyorsun?" diye sordu. Ben: "Öldürmek istiyorum" cevabını verince, evinde kendi odasının karşısında bulunan bir odayı göstererek şöyle dedi: Şu evde bir amcam oğlu vardı. Ahzab günü ailesinin yanına gitmek için Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin istedi. Bu kişi yeni evlenmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verip silahıyla gitmesini emretti. Adam evine gidince, hanımının evin kapısında durduğunu gördü. Adam hanımına mızrağı çevirince, hanımı: "Neden çıktığımı bilmeden acele etme!'' dedi, Adam eve girince bir yılan görüp mızrakla vurdu ve (yılan) mızrak kendisine saplanmış olduğu halde hareket etmekte iken onu (mızrağın ucunda) dışarı çıkardı. (Yılan bir ara mızraktan kurtulup hasmının üzerine saldırdı uzun bir boğuşmadan sonra her ikisi de öldüler.) Onlardan hangisi, yılan mı yoksa adam mı erken öldü, bilemiyorum. Bunun üzeri ne onun kavmi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'a dua et de arkadaşımızı (yeniden) diriltsin" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Arkadaşınız için bağışlanma dileyin" buyurduktan sonra şöyle devam etti: "Cinlerden bir grup müslüman oldu. Onlardan birini (evinizde) gördüğünüz zaman onu üç defa uyarın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 3163 altında); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 3/41; Ebu Davud 5257; Bak hadis no: 5637.

 

 

 

Dünyanın Gökyüzü ile Yer Arasında Olduğuna Delalet Eden Haber

 

6158- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinizin cennetteki bir kamçı kadarlık bir yeri dahi gök ile yer arasındakilerden daha hayırlıdır" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1978); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/315; Bak hadis no: 7417, 7418.

 

 

 

Ahiretin Kalıcılığı ve Uzunluğuna Nispeten Dünyanın Uzunluğu ve Süresinin Vasfı

 

6159- Fihr oğullarına mensup Mustevrid der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahirete göre dünya, sizden birinin şu parmağını denize batırıp çıkarması gibidir. Bu parmak denizden ne kadar su ile geri döner ona baksın'' buyurduğunu işittim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 4330.

 

 

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah, Adem'i Yeryüzünün Tümünden Yarattı" Sözünden Kastın "Tüm Yeryüzünden Alınan Bir Avuç Topraktan" Olması

 

6160- Ebu Musa el-Eş'arı'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah yeryüzünün her yerinden almış olduğu bir avuç topraktan Adem'i yarattı. Adem'in zürriyeti de toprağın değişikliğine göre geldiler. Bu sebeple onlardan kimi kızıl, kimi siyah, kimi beyaz ve kimisi de sarışındır. Bunların içinde kimisi (mizacen) yumuşak, kimisi de serttir. Kimisi kötü, kimisi de iyidir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1630); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/400; Ebu Davud 4693; Tirmizi 2955; Bak hadis no: 6181.

 

 

 

Allah'ın Adem'i Yarattığı Gün

 

6161- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimi tuttu ve şöyle buyurdu: "Allah, toprağı Cumartesi günü, dağları Pazar günü, ağaçları Pazartesi günü, kötülüğü Salı günü, Nur'u Çarşamba günü yarattı. Hayvanları da Perşembe günü yeryüzüne saldı. Adem'i de bir Cuma günü ikindi ertesi, her şeyi yarattıktan sonra yarattı. Onu Cuma günü ikindi ile akşam arası son saatlerde yarattı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1833; Mişkat 5735); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/327; Müslim 2789.

 

 

 

Allah'ın Hz. Adem'i Yarattığında Uzunluğu

 

6162- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, Adem'i kendi suretinde, altmış arşın boyunda yarattı. Onu yarattığı zaman da: ‘‘Git şurada oturan meleklere selam ver ve selamına nasıl cevap vereceklerini dinle. Bu senin ve zürriyetinin selamı olacak’‘ buyurdu. Hz. Adem gidip: ‘‘Es-selamu aleykum’‘ deyince, melekler: ‘‘Es-Selamu aleyke ve rahmetullahi’‘ diyerek ‘‘Verahmetullahi’‘ sözünü ilave ederek cevap verdiler. Cennete girecek olan herkes, Adem suretinde altmış arşın boyunda olacak. insanlar, bu güne kadar daima küçüle gelmişler."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 449); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/315; Buhari 3326; Müslim 2841.

 

 

Ebu Hatim der ki: İlimde yetkin. olmayan biri bu hadise dayanarak sünneti yayan, onu savunan ve sünnete muhalif olanları bastıran hadis illimlerini karalamaya çalışarak şöyle demiştir: "‘‘....’‘ ifadesindeki "O" zamiri, Allah'a da nispet edilse Adem'e de nispet edilse sorunludur. Allah'a nispet edilmesi küfürdür. Zira ayette ‘‘O'nun benzeri hiçbir şey yoktur’‘ (Şura 11) buyurulur. Adem'e nispet edilmesi durumunda da hadisin bir anlamı kalmamaktadır. Zira her bir şeyin başkasının değil, kendi suretinde yaratıldığı konusunda şüphe yoktur."

 

Oysa böylesi bir şeyi diyen kişinin yalnızken kendisini yaratana el açması, O'ndan muvaffakiyeti, hidayeti ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine tutunma konusunda doğru yolu niyaz etmesi, manasını bilmediği konularda sünneti yayan kişileri tenkit etmesinden daha iyi olurdu. Zira kişinin bir konuda cahil olması, o şeyin hak olmadığı anlamına gelmemektedir.

 

Biz diyoruz ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahih bir yolla nakledilen hadislerinde çelişki veya anlamsızlık olmaz. Bu hadisler Kur'an'ı da ne sh etmez. Aksine ondan gelen her bir haberin anlaşılıp bilinebilecek bir manası ve alimlerin akledebileceği sahih bir yönü vardır.

 

Bize göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah, Ademli kendi suretinde yarattı" sözü Adem'in diğer mahlukata olan üstünlüğünü göstermektedir. "o" zamiri de

 

Adem'e dönmektedir. Bu zamirin Yüce Allah'a değil de Adem'e izafe edilmesinin faydası da Yüce Allah'ın mahlukatından hiçbir şeye benzetilmemesidir. Yüce Allah insanları yaratmada kendi içinde bir düzene göre hareket eden bir sebep kılmıştır. Bu sebebe göre önce erkek ile dişi bir araya gelip ilişkiye girer. İlişkide erkeğin cinsel organındaki meni çıkarak dişinin rahmine yerleşir. Bu meni bir süre sonra alakaya dönüşür. Bir süre sonra mudğaya dönüşür. Bir süre sonra bir surete bürünür. Surete bürünüp şekillenmesi bir süre devam ettikten sonra bulunduğu yer olan rahimden dışarı çıkar. Sonrasında süt emme dönemi başlar. Ardından sütten kesilir. Bu şekilde diğer aşamaları da sırasıyla geçirdikten sonra nihayetinde ölür. İnsanın yaratılmasında kendi içinde bir düzene göre hareket eden sebep budur. Allah'ın Adem'i kendi suretinde altmış arşın boyunda yaratmasına gelince, bu yaratma, öncesinde diğer insanlarda olduğu gibi erkek ile dişinin birleşimini, erkekten çıkan meninin dişinin rahmine yerleşmesini, bundan bir süre sonra alakaya, ardından mudğaya dönüşmesini, sonra sırasıyla diğer aşamalarla bir bedene sahip olmasını gerektiren bir yaratma olmamıştır.

 

Yüce Allah bununla Adem'in diğer mahlukata olan üstünlüğünü göstermiştir.

Zira diğerleri gibi nutfe iken alakaya, alaka iken mudğaya, mudğa iken süt emen

birine, süt emen biriyken sütten kesilen birine, sütten kesildikten sonra gence dönüşme gibi dönüşüm ve gelişimi yaşamış değildir. Bu da hadisçilerin, anlamadıkları şeyleri rivayet eden, bilmedikleri şeyleri delil olarak getiren ve akla itibar etmeyen kişiler olduğunu söyleyenlerin görüşünü geçersiz kılmaktadır.

 

 

 

6163- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah Adem'i(n bedenini) yarattığı zaman iblis onun etrafında dolaşmaya ve ona bakmaya başladı. içinin boş (karın ve midesi) olduğunu görünce, onun kendine hakim alamayacak bir mahluk olduğunu anladı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2158); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/152,3/229,3/240,3/254; Müslim 2611.

 

 

 

Yüce Allah Yarattığında Hz. Adem'in ilham ile Rabbine Hamd Etmesi

 

6164- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah, Hz. Adem'i yarattığı zaman, Adem aksırdı ve Rabbinin ona ilham etmesi sebebiyle ‘‘el-Hamdü lillah’‘ dedi. Rabbi de ona: ''Yerhamukellah'' dedi. Bundandır ki Yüce Allah'ın rahmeti, öfkesini geçmiştir."

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Zilalu'l-cenne 205); Şuayb: İsnadı hasendir. Bak hadis no: 6167.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Allah Adem'i Yarattığında Hapşırdı Sözüyle Ruh Üflenmesinden Sonrasını Murad Etmesi

 

6165- Enes b. Malik, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "(Yüce Allah) Hz. Adem'e (ruhu) üfleyip te ruh Hz. Adem'in başına ulaştığı zaman aksırdı ve: ‘‘Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun’‘ dedi. Yüce Allah ta ona: ‘‘Yerhamukellah’‘ karşılığını verdi."

 

[Tahric:]  es-Silsiletu's-sahiha 2159); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

 

 

 

Yüce Allah'ın Adem'in Sırtından Zürriyetini Çıkarıp Onları Cennet ve Cehennemlikler Olarak Yarattığını Bildirmesi

 

6166- Müslim b. Yesar el-Cuhenı der ki: Ömer b. el-Hattab'a: ''Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Mem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: ‘‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’‘ (Onlar da), ‘‘Evet (buna) şahit olduk’‘ dediler''[A'raf, 172] ayeti sorulduğunda şöyle dedi: Bunun  Resulullah'a da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorulduğunu işittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda şöyle dedi: "Allah Ademoğlunu yarattı ve sonra belini sağ eliyle sıvazlayıp zürriyetini çıkararak: ‘‘Bunları Cennet için yarattım. Cennet ahalisinin amellerini işlerler.’‘ Sonra sırtını sıvazlayıp zürriyetini çıkararak: ‘‘Bunları Cehennem için yarattım’‘ buyurdu. Bunlar da Cehennem ahalisinin amellerini işlerler." Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman neden amel edelim ki?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer Allah kulu Cennet için yaratırsa kulu ölünceye kadar onu Cennet ahalisinin amelleri üzerinde kullanır ve onu Cennete sokar. Eğer Allah kulu Cehennem için yaratırsa kulu ölünceye kadar onu Cehennem ahalisinin amelleri üzerinde kullanır ve onu Cehenneme sokar" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 3071). Muvatta 2/898, 2/899; Ahmed 1/44, 1/45; Ebu Davud 4703; Tirmizi 3075.

 

 

 

Alimlerden Birine Ömer b. el-Hattab Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

6167- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: Yüce Allah Hz. Adem'i yarattığı zaman ona (ruhu) üfledi ve Adem aksırıp: "el-Hamdü lillah" deyip Allah'ın izniyle Allah'a hamd etti. Rabbi de ona: "Yerhamukellah ey Adem! O meleklerin -veya oturan bir grup meleğin yanına git ve onlara selam ver" buyurdu. Adem onlara: "Allah'ın selamı üzerinize olsun" dedi ve melekler: "Allah'ın selamı ve rahmeti senin üzerine olsun" karşılığını verdiler. Sonra Adem, Rabbine döndü ve Rabbi ona: "Bu, senin ve zürriyetinin selam şeklidir" buyurdu. Yüce Allah iki eli kapalı bir şekilde iken Adem'e: "istediğini seç" buyurdu. Adem: "Rabbimin sağ elini seçtim. Bununla birlikte Rabbimin iki eli de sağdır ve mübarektir" dedi. Sonra Yüce Allah ellerini açtı. Ellerinin içinde Adem ve zürriyeti vardı. Adem: "Ey Rabbim! Bunlar nedir?" deyince, Yüce Allah: "Bunlar senin zürriyetindir" buyurdu. Hz. Adem, her birinin ömrünün gözleri içinde yazılı olduğunu gördü. Onların içinde aydın birinin -veya- en aydınlarının ömrünün sadece kırk yıl olduğunu görünce: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sordu. Yüce Allah:

 

"Bu, oğlun Davud'dur" buyurdu. Allah Davud'un ömrünü kırk yıl olarak yazmıştı. Hz. Adem: "Ey Rabbim! Onun ömrünü uzat" dedi. Yüce Allah: ''Onun ömrünü bu şekilde yazdım" buyurunca, Adem: "Ben ömrümden ona altmış yıl verdim" dedi. Yüce Allah: "Sen bilirsin, Cennette gir" buyurdu. Bunun üzerine Adem, Allah'ın dilediğince Cennette ikamet etti ve sonra oradan (dünyaya) indirildi. Adem daha yaşayacağını hesap ederken ölüm meleği kendisine geldi. Adem ona: "Acele ettin. Bana bin yıl (ömür) yazılmıştı" deyince: "Evet! Ancak sen atmış yılını oğlun Davud'a vermiştin" dedi. Adem inkar etti, zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu, zürriyeti de unuttu. O zaman yazıya geçirmek ve şahitlik emrolundu."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (Mişkat 4662); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Tirmizi 3368; Bak hadis no: 6164.

 

 

 

insanların Arasındaki Anlaşma ve Anlaşmazlıkların (Asıl) Sebebi

 

6168- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ruhlar bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan (ruhlar aleminde) birbirlerine yakınlık duyanlar (dünyada iken kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da ayrı durup anlaşamazlar."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5004); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/295; Müslim 2638; Ebu Davud 4834.

 

 

 

Yüce Allah'ın, Hidayetini Dilediği Kişilerin Üzerine Nur Saçması

 

6169- Abdullah b. ed-Deylemi der ki: Abdullah b. Amr'ın yanına girip, "Senin: ‘‘Bedbaht (imansız) olan kişi anasının karnında iken bedbahttır’‘ dediğini iddia ediyorlar" dediğimde şu karşılığı verdi: "Kimsenin benim adıma yalan söylemesi doğru değildir. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: ‘‘Allah kullarını karanlıkta yarattı ve üstlerine kendi nurundan saçtı. Bu nurdan kendisine bir şeyler isabet eden hidayete erdi. Kendisine isabet etmeyen de delçılete düştü.’‘ Bunun için: ‘‘Yüce Allah'ın ilmi sebebiyle kalem kaldırıldı’‘ dedim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 101; es-Silsiletu's-sahiha 1076; Zilalu'l-cenne 241); Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed 2/176; Tirmizi 2642; Bak hadis no: 6170.

 

 

 

Yüce Allah'ın, insanları Karanlıkta Yarattığında Saçtığı Nurun Kime isabet Edip Etmeyeceğini Bilmesi

 

6170- Abdullah b. ed-Deylemi der ki: Abdullah b. Amr'a: "Senin: ‘‘Kalem kurumuştur’‘ dediğin bana ulaştı" dediğimde şu karşılığı verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: ‘‘Allah kullarını karanlıkta yarattı; sonra nurundan bir nur alıp onu üstlerine saçtı. Kimine bundan isabet etti, kimine de ulaşmadı. O, kime bundan ibadet edip kime etmediğini elbette bilmektedir. Onun nurundan kendisine bir şeyler isabet eden hidayete erdi. Kendisine isabet etmeyen de delalete düştü.’‘ Bunun için: ‘‘Kuşkusuz kalem kurumuştur’‘ dedim.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 101; es-Silsiletu's-sahiha 1076; Zilalu'l-cenne 241); Şuayb: İsnadı kavidir. Bak hadis no: 6169.

 

 

 

insanların Sayısı ve Amellerinin Vasıfları

 

6171- Hureym b. Fatik el-Esedl'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "insanlar dört sınıftır. Ameller ise altı çeşittir. Amellerin ikisi, gerekli kılan Amel vardır, ancak kendi değerince muamele görür. iyilik vardır, on katıyla sevap görür. iyilik vardır, yedi yüz katı sevap görür. Bazı insanlara dünyada ve ahirette bolluk verilmiştir. Bazı insanlara dünyada bolluk, ahirette ise darlık verilmiştir. Bazı insanlara ise dünyada darlık ve ahirette ise bolluk verilmiştir. Bazı insanlara ise dünyada ve ahirette darlık verilmiştir. Bazısı dünyada bahtsızdır ve bazısı da ahirette bahtsızdır.

 

(Cennete ve Cehenneme girmeyi) gerekli kılan olan iki amel şudur: Kim

"La ilahe illallah'' derse -veya Allah'a inandığını söylerse- cennete girer. Kim de Allah'a şirk koşarak ölürse cehenneme girer. Kim iyilik yapmaya yönelip onu işlerse ona on katı sevap yazılır. Kim de iyilik işlemeye yönelip de onu işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim bir kötülük işlemeye yönelir de onu işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim de bir kötülük işlemeye yönelip de onu işlerse ona kat kat olmaksızın sadece bir kötülük sevabı yazılır. Kim Allah yolunda faziletli bir harcamada bulunursa (bu uğurdaki her iyilik) yedi yüz katıyla karşılık görür."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2604); Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 4647.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanları Yüz Develik Sürüye Benzetmesi

 

6172- Salim b. Abdillah'ın, babasından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlar deve sürüleri gibidirler, her yüz deveden binmek için bir tane bile zor bulunur" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 502); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/88; Müslim 2547; Tirmizi 2872; Bak hadis no: 5797.

 

 

 

insanlara Farklı Görünse de Daha Babalarının Sulplerinde iken Yüce Allah'ın Cennetlik ve Cehennemlik Olanları Belirlemiş Olması

 

6173- Hz. Aişe der ki: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan ölen bir çocuk namaz kılması için getirilince: "Ey Allah'ın Resulü! O, cennet kuşlarından bir kuş olmuştur" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bilmez misin ki Allah cenneti yaratırken onun için ahali de yaratmıştır. Cehennemi de yaratırken onun için ahali yaratmıştır. Her iki ahaliyi de daha babalarının sulbündeyken bunlar (cennet ve cehennem) için yaratmıştır" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 138.

 

 

 

İlimde Derinliği Olmayana Önceki Aişe Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

6174- ibn Mes'ud der ki: Doğru olan ve doğruluğu tasdik edilen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle anlattı: "Birinizin anne karnında bir araya getirilmesi tam kırk gün sürer. Sonra yine kırk günlük süre içinde kan pıhtısı halini alır. Sonra yine kırk günlük süre içinde et parçası haline gelir. Sonra Yüce Allah ona bir melek gönderir ve: ‘‘Amelini, ecelini, rızkını, said (cennetlik) mi, şaki (cehennemlik) mi olacağını yaz!’‘ emrini vererek dört şeyi yazması istenir. Kişi cennetliklerin amellerini yaparak nihayet cennetle arasında bir arşınlık bir mesafe kalır. işte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce) cehennemliklerin amelini yapar (ve bu şekilde cehenneme girer). Yine kişi cehennemliklerin amellerini yaparak nihayet cehennemle arasında bir arşınlık bir mesafe kalır. İşte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce) cennetliklerin amelini yapar ve bu şekilde cennete girer."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 175; el-İrva' 2143); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/382, 1/430; Buhari6594; Müslim 2643; Ebu Davud 4708; Tirmizi 2137; İbn Mace 76.

 

 

 

Kul'a Yönelik Gerçek Hükmün insanlarda Değil Allah'ın Katında Olması

 

6175- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bazen kişi cennet ahalisinin amellerinde bulunur, ama aslında cehennemlik ahalisinden biridir. Bazen kişi cehennem ahalisinin amellerinde bulunur, ama aslında cennetlik ahalisinden biridir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 216); Şuayb: İsnadı hasendir. Hadis sahihtir. Ahmed 5/331, 5/332, 5/335; Buhari 2898; Müslim 112.

 

 

 

Kul Hakkında Söz Konusu Hükmün Yaşarken Yaptıklarına Göre Değil de Son Ameline Göre Verilmesi

 

6176- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi uzun bir zaman cennetliklerin amellerini yapar, ancak Allah son amelini cehennemliklerin amellerinden kılar. Bu şekilde onu cehennem ahalisinden biri yapar. Yine kişi uzun bir zaman cehennemliklerin amellerini işler, ancak Allah son amelini cennetliklerin amellerinden kılar. Bu şekilde onu cennet ahalisinden biri yapar ve cennete sokar.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 216); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/484, 2/485; Müslim 2651.

 

 

 

İlim Talibi Olmayana Zikredilen ibn Mes'ud Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

6177- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Bilin ki bedbaht olan kişi henüz annesinin karnındayken bedbaht (cehennemlik) olacağı yazılıp takdir edilen kişidir. Mutlu (cennetlik) olan kişi de başkalarından ibret alan kişidir."

 

Amir b. Vasile; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Huzeyfe b. Esıd el-Gifarı adında bir adama gidip ibn Mes'ud'un bu sözünü anlattı. Adam şöyle cevap verdi: "Buna şaşıyor musun? Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Nutfenin üzerinden kırk iki gün geçince Allah ona bir melek gönderip kendisine suret verir ve kulaklarını, gözlerini, derisini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra: ‘‘Rabbim! Bu erkek mi dişi mi olacak diye?'' sorar. Rabbin ne olacağını takdir eder ve melek bunu yazıp: ‘‘Rabbim! Bunun eceli ne olacak?’‘ diye sorar. Rabbin dilediğini söyler ve melek yazar. Sonra: ‘‘Rabbim! Bunun rızkı ne olacak?’‘ diye sorar. Rabbin dilediğini söyler ve melek yazar. Sonra elinde sahifeyle çıkar ve artık emr olunduğunun üzerine ne bir şeyekler, ne de eksiltir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 177); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahma: 4/6, 4/7; Müslim 2645.

 

 

Ebu Hatim der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kulaklarını, gözlerini, derisini, etini ve kemiklerini yaratır" sözündeki yaratma, konunun daha iyi anlaşılması için günl ük dil üzerinden kullanılan bir ibaredir. Yoksa yaratan, meleğin kendisi değildir.

 

 

 

Sıradan insanlara Zikrettiğimiz Hadislere Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

6178- Abdullah b. Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Yüce Allah bir canı yaratmak istediği zaman, rahim meleği: ‘‘Ey Rabbim! Bu erkek mi, dişi mi (olsun)?’‘ diye sorar. Allah dilediğini hükmeder. Melek: ‘‘Ey Rabbim! Bedbaht mı, mutlu mu?’‘ diye sorunca, Allah dilediğini hükmeder. Sonra tökezlemesine kadar bile ne ile karşılaşacağı alnına yazılır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mevarid 1810); Şuayb: İsnadı sahihtir.

 

 

 

Yüce Allah'ın, Adem'e Yapmasını Takdir Ettiği Söz Konusu Şeyler ile Onu Yaratması Arasında Geçen Süre

 

6179- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Musa, Adem'le münaşaka etti ve ona: ‘‘Ey Adem! Sen ki Allah'ın kendi elleriyle yarattığı ve kendi ruhundan üflediği kişisin. Ama insanları azdırıp cennetten çıkmalarına sebep oldun’‘ dedi. Adem, Musa'ya: ‘‘Sen ki Allah'ın kendisiyle konuşmak için seçtiği kişisin. Göklerin ve yerin yaratılmasından önce Allah'ın yapmamı takdir ettiği bir şey yüzünden mi beni kınıyorsun!’‘ karşılığını verdi. Bu şekilde de Adem, Musa'yı yenmiş oldu."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 2/398; Buhari 3409; Müslim 2652; Tirmizi 2134; Bak hadis no: 6210.

 

 

 

insanlardan Bir Alime Önceki Hadise Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber

 

6180- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hz. Musa, Adem'le münakaşa etti ve ona: ‘‘Ey Adem! Sen ki bizim babamızsın, ama bizi hayal kırıklığına uğrattın ve cennetten çıkmamıza sebep oldun’‘ dedi. Hz. Adem ise: ‘‘Ey Musa! Sen ki, Allah'ın, risaletini ve sözlerini bildirmek üzere seçtiği birisin. Öyleyken sen beni, Allah'ın, henüz beni yaratmadan kırk yıl önce yapmamı takdir ettiği bir iş yüzünden mi kınıyorsun?’‘ karşılığını verdi. Bu şekilde Adem, Musa'yı yenmiş oldu.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/248; Buhari 6614; Müslim 2652; İbn Mace 80; Bak hadis no: 6210.

 

 

 

Yüce Allah'ın Adem'i Yarattığı Şey

 

6181- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah yeryüzünün her yerinden almış olduğu topraktan Adem'i yarattı. Adem'in zürriyeti de yeryüzünün farklılığına göre çıktılar. Bu sebeple onlardan kimi siyah, kimi beyaz, kimi kızıl ve kimisi de sarıdır. Kimisi de bunların karışımıdır. Bunların içinde kimisi (mizacen) yumuşak, kimisi de serttir. Kimisi kötü, kimisi de iyidir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/400, 4/406; Ebu Davud 4693; Tirmizi 2955; Bak hadis no: 6160.

 

 

 

Yüce Allah'ın Adem Oğullarını Ebedi iki Yurt (Cennet / Cehennem) için Yaratması ve Bunun için Onları Dünyada Yaşatması

 

6182- Ebu'I-Esved ed-Dili anlatıyor: imran b. Husayn bana: "Ey Ebu'l-Esved! Bugün insanlar, amel edip yaptıkları şeyleri, daha önce kendileri için belirlenip takdir edildiği için mi yapıyorlar, yoksa bunları peygamberleri onlara (Yüce Allah tarafından) getirdiği ve bunlardan sorumlu tutulacakları için mi yapmaktadırlar?" diye sordu. Ben de: "Aksine bu, onlar için daha önce belirlenip takdir edildiği için yapmaktadırlar" karşılığını verdim. Bana: "O zaman bu zulüm olmuyor mu?" diye sorunca da bundan aşırı bir şekilde korktum ve:

 

"Her şey Yüce Allah'ın mahlukatı ve mülküdür! Yüce Allah yaptıklarından dolayı sorgulanamaz; ama mahlukat yaptıklarından dolayı sorgulanacaklardır.'' karşılığını verdim.

 

Bunun üzerine imran bana şöyle dedi: "Allah seni doğruya yönlendirip muvaffak kılsın! Bu soruyu sadece aklını ölçmek için sordum. Zira Müzeyneli iki adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve: "Ey Allah'ın Resulü! insanlar, amel edip yaptıkları şeyleri, daha önce kendileri için belirlenip takdir edildiği için mi yapıyorlar, yoksa bunları peygamberleri onlara getirdiği ve bunlardan sorumlu tutulacakları için mi yapmaktalar?" diye sordular. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şu karşılığı verdi: "Aksine bunu, onlar için daha önce belirlenip takdir edildiği için yapmaktadırlar. Bunu da Yüce Allah'ın Kitabımdaki: ‘‘Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene, sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki ... '' (Şems 7-8) ayetler dOğrulamaktadır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 174); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/438; Müslim 2650.

 

 

 

Yeni Doğan çocuğun Ağlama Nedeni

 

6183- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "çocuğun doğarken feryat ederek ağlaması, şeytandan bir dürtme nedeniyledir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 1100); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 2367; Bak hadis no: 6234, 6235.

 

 

 

Çocuğun Baba ve Annesine Benzeme Nedeni

 

6184- Enes b. Malik bildiriyor: Ümmü Süleym, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının erkeğin rüyasında gördüğü gibi ihtilam olması (suyu görmesi) durumunda gusletmesinin gerekip gerekmediğini sorunca. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın öyle bir rüya (ıslaklık) gördüğü zaman gusletmesi gerekir" buyurdu. Ümmü Süleym der ki: Bu durumdan utanarak: "Kadın öyle bir şey görür mü?" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman (çocuklarda anne tarafına) benzerlik nasıl olur? Erkeğin suyu katı ve beyazdır. Kadının suyu ise ince ve sarıdır. Hangisi hangisine üstün gelirse çocuk ona benzer" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1165, 6185.

 

 

 

Çocuğun Kendisine Benzemesine Neden Olan Erkek ve Kadınların Vasfı

 

6185- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkeğin menisi kalın ve beyazdır, kadının menisi ise ince ve sarıdır. Hangisinin menisi önce gelirse çocuk ona benzer" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 6184.

 

 

 

Meleklerin Adem Yeryüzüne indirildiğinde Söyledikleri "Orada Bozgunculuk Yapacak, Kanlar Akıtacak Birini mi Var Edeceksin?"[Bakara, 30] Sözü

 

6186- ibn Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Hz. Adem yere indirildiğinde melekler, ‘‘Ya Rabbi! Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz’‘ dediler; Allah ‘‘Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim’‘ dedi. (Bakara 30) Melekler: ‘‘Va Rabbi! Biz sana Adem oğlundan daha fazla itaatkarız’‘ deyince, Yüce Allah meleklere: ‘‘Meleklerden iki melek gelsin ve ne yapacaklarına bakalım buyurdu. Melekler: ‘‘Va Rabbi! Harut ve Marut gelsin’‘ dediler. Bunun üzerine ikisi de yere indirildi. Karşılarına insanlardan kadınların en güzeli şeklinde Zühre yıldızı çıkarıldı. Melekler onun yanına geldiler ve kadınla beraber olmak istediler. Kadın: ‘‘Hayır, Vallahi şu şirk kelimelerini söylemezseniz olmaz’‘ deyince, Melekler: ‘‘Vallahi biz Allah'a asla şirk koşmayız’‘ dediler. Kadın yanlarından gitti ve taşıdığı bir çocukla geri geldi. Melekler yine kadını arzulayınca: ‘‘Hayır! Vallahi bu çocuğu öldürmezseniz olmaz’‘ dedi. Melekler: ‘‘Hayır! Vallahi bunu asla öldürmeyiz’‘ dediler. Kadın yine gitti ve bir bardak içkiyle geri geldi. Melekler yine kadını istediler. Kadın: ‘‘Hayır! Vallahi bu içkiyi içmezseniz olmaz’‘ deyince, melekler içkiyi içtiler ve sarhoş oldular. Neticede kadınla beraber olup çocuğu öldürdüler. Uyandıklarında kadın: ‘‘Vallahi kötü şeylerden yapmadık bir şey bırakmadınız ve sarhoş olduğunuzda hepsini yaptınız’‘ dedi. O zaman melekler cezalarını dünyada mı, yoksa ahirette mi çekecek diye muhayyer bırakıldıklarında dünyayı tercih ettiler."

 

[Tahric:]  Elbani: Batıl uydurma (es-Silsiletu'd-daife 170); Şuayb: İsnadı zayıfhr. Ahmed 2/134.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Zühre, o zamanda yaşayan bir kadındır. Yoksa gökyüzündeki Zühre 0lenüs) değildir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İblis