Sahih İbn Hibban |
TARİH |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bab: Yaradılişin
Başlangıcı (ve Yaratıkların bazı Özellkleri)
6138- Abdullah b. Amr
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Allah gökleri ve yeri yaratmadan elli bin yıl önce kaderleri belirleyip
takdir etmiştir."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 2/169; Müslim 2653; Tirmizi 2156.
Yüce Allah'ın, Kaderin
Varlığı Konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Karşı Çıkanı
Yermesi
6139- Ebu Hureyre der
ki: Kureyş müşrikleri kader konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile tartışıyorlardı. Bunun üzerine: "Doğrusu suçlular sapıklık ve
çzlgınlık içindedirler. Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün onlara: ''Cehennemin
dokunan azabzm tadın’‘ denir. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre
yaratmışızdır'' (Kamer 48) ayeti nazil oldu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 349); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/444, 2/476; Müslim 2656; Tirmizi 3290;
İbn Mace 83.
Allah Varken O'ndan
Başka Hiçbir Şeyin Var Olmaması
6140- imran b. Husayn
der ki: Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuş ve
devem kapıda bağlı iken Temım oğullarından bir grup geldi. "Dini konularda
bilgi sahibi olmak ve yaratılışın başlangıcını sormak için geldik"
dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her
şeyden önce Allah vardı ve O'ndan başka da bir şey yoktu, Arşı, da suyun üzerindeydi.
Her şeyi Zikir'e (Levh-i Mahfuz'a) yazdı. Sonra Yüce Allah gökleri ve yeri
yarattı" buyurdu.
O esnada bir adam geldi
ve bana: "Ey imran! Deven gitti, yetiş!" dedi. Aramak için çıktığımda
neredeyse çölün öbür ucunda olduğunu gördüm. Peşinden gittim, ama (konuşmanın
devamını kaçırdığım için) onu bırakmış olmayı da temenni ettim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Sahih'in şartlarına
göre sahihtir. Buhari3190.
Gökleri ve Yeri
Yaratmadan Önce Yüce Allah'ın Var Olması
6141- Ebu Rezın el-Ukaylı
bildiriyor: Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi kıyamet günü görür
müyüz?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dolunay
olduğu gecede Ay'ı veya bulutsuz günde Güneş'i görür müsünüz?" diye sordu.
Sahabiler: "Evet, (görürüz)" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah daha iyi bilir" dedi. Ben de: "Ey Allah'ın
Resulü! Rabbimiz, gökleri ve yeri yaratmadan önce nerede idi?" dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir karanlıktaydı. O'nun üstünde
ve altında hava yoktu" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (Zilalu'l-cenne 459); Şuayb:
İsnadı zayıflır. Ahmed 4/11, 4/12; Ebu Davüd 4731; Tirmizi3109; İbn Mace 182.
Ebu Hatim der ki: Hammad
b. Seleme hadisi "... (bulut)" lafzıyla naklederek hata etmiştir.
Doğrusu ''... (karanlık)" lafzıyladır. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bununla mahlukatın, kendilerini yaratan zatın varlığı, zamanı ve mekanı
hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını anlatmak istemiştir. Zamanı,
mekanı ve başka vasıfları bilinmeyen bir şey -zira bunları yaratan da
kendisidir- karşısında mahlukatın içinde bulunduğu durum karanlığa
benzetilmiştir. Burada kasıt, Yüce Allah'ın bir karanlıkta bulunduğu değil,
O'na yönelik herhangi bir bilgiye sahip olmayan mahlukatın bu anlamda
karanlıkta olmasıdır. Zira bir şey hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmama
anlamında karanlıkta olmak mahlukata has bir vasıftır.
Allah'ın Gökleri ve Yeri
Yaratmadan Önce Arş'ın Neyin Üzerinde Olduğu Hakkında
6142- imran b. Husayn
der ki: Ben, Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuşken
Temım oğullarından bir grup geldi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Ey Temim oğulları! Müjdeyi kabul edin" buyurunca, onlar da: "Ey
Allah'ın Resulü! Mademki bizi müjdeledin, o zaman bize (şimdi bir şeyler)
ver" dediler. O esnada Yemen ahalisinden bir topluluk yanına geldi, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Ey Yemen ahalisi! Temım
oğullarından olan kardeşleriniz kabul etmiyorsa bu müjdeyi siz kabul
edin!" buyurunca: "Ey Allah'ın Resülü! Kabul ediyoruz!"
karşılığını verdiler ve: "Dini konularda bilgi sahibi olmak ve yaratılışın
başlangıcını sormak için geldik" dediler. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her şeyden önce Allah vardı ve O'ndan başka
da bir şey yoktu. Arş'ı da suyun üzerindeydi. Sonra Yüce Allah gökleri ve yeri
yarattı.
Ardından da her şeyi
Zikir'e (Levh-i Mahfaz'a) yazdı" buyurdu. O esnada bir adam geldi ve bana:
"Ey imran b. Husayn! Deven gitti, yetiş!'' dedi. Aramak için çıktığımda
neredeyse çölün öbür ucunda olduğunu gördüm. Peşinden gittim, ama (konuşmanın
devamını kaçırdığım için) Allah'a yemin olsun ki onu bırakmış olmayı da temenni
ettim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin
şartınca sahihtir. Ahmed 4/431; Buhari 3191; Tirmizi 3951.
6143- Ebu Hureyre der
ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah tüm yaratıklarını
yarattığı zaman kendi nezdinde Arş'ın altında bulunan kitabına: ''Muhakkak
Benim rahmetim, gazabıma galebe çalmıştır'' (diye) yazmıştır.'' buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/466; Buhari 7404; Müslim 2751.
Ebu Hatim der ki:
Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Arş'ın altında bulunan
kitabına" ifadesinde zıt anlamlı bir kullanım vardır. Zira ''...."
ifadesi kelime olarak "üstünde" anlamında olsa da burada bundan kasıt
"altında"dır. "Onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren
bir kral vardı" (Kehf 79) ayetinde de benzer bir kullanım vardır.
"....." ifadesi her ne kadar "geri" anlamına gelse de
ayetteki anlamı "ileri" şeklindedir. Zira söz konusu kral onların
gerisinde olsaydı onu geçmiş ve ondan kurtulmuş olurlardı. "Allah bir
sivrisineği, ondan daha da küçük bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez"
(Bakara 26) ayetinde de benzer bir kullanım vardır. Burada da "....."
ifadesi her ne kadar "üst / büyük'' anlamına gelse de ayette kast edilen
anlamı "alt / küçük" şeklindedir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Yüce Allah Mahlukatı Yarattığı Zaman"Sözünden
Kastın "Yaratmayı Takdir Ettiği Zaman" Olması
6144- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce
Allah, mahlukatı yaratmayı takdir ettiği zaman katında bulunan kitaba:
''Rahmetim gazabımı geçmiştir’‘ diye yazdı. Bu kitab katında, Arş'ın
altındadır." -Ya da buna yakın bir ifade kullandı.-
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 608); Şuayb:
İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 2/381; Buhari 7554.
Yüce Allah'ın Söz Konusu
Yazıyı Kendi Eliyle Yazması
6145- Ebu Hureyre
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Allah,
mahlukatı yarattığı zaman kendi eliyle kendi hakkında: ‘‘Rahmetim gazabımı
geçmiştir’‘ yazmıştır.''
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı hasendir.
Ahmed 2/432; Tirmizi 3543; İbn Mace 4295.
Yüce Allah'ın Onunla
Kıyamet Gününde Kullarına Merhamet Edeceği Rahmetin Sayısı
6146- Selman der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, gökleri ve
yeri yarattığı gün, yüz rahmet var etmiştir. Her bir rahmet göklerle yer
arasını dolduracak genişliğe sahiptir. Bunlardan yalnızca bir rahmeti yeryüzüne
indirmiştir. işte anne yavrusuna bu sayede şefkat gösterir. Yırtıcı hayvanlar
ve kuşlar bunun sayesinde birbirlerine merhamet duyarlar. Yüce Allah kıyamette
bu biri doksan dokuza katarak rahmetini yüze tamamlayacaktır."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 5/439; Müslim 2753/21.
Bu Rahmeti Allah'ın
Kıyamet Gününde Tamamlama Nedeni
6147- Ebu Hureyre der
ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce
Allah'ın yüz ayrı rahmeti vardır. Bu rahmetinden sadece birini cinler, insanlar
ve hayvanlar ve hayvanlara indirmiştir. işte bu bir tane rahmetle bu canlılar
aralarında merhamet ve şefkatle davranırlar, vahşi hayvanlar yavrularına şefkat
gösterirler. Diğer doksan dokuz rahmeti de Yüce Allah kıyamet gününde kullarına
merhamet etmek için saklamıştır."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1634); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/434; Müslim 2752; İbn Mace 4293; Bak
hadis no: 6148.
Vahşi Hayvanların
Yavrularına Olan Şefkatlerinin, Zikredilen Rahmet Parçalarından Bir Parçadan
Kaynaklanmış Olması
6148- Ebu Hureyre der
ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim, şöyle
buyuruyordu: "Yüce Allah rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz
parçasını kendi katında tuttu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. işte bu bir
parça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine acırlar. Hatta binek hayvanı
(yavrusunu emzirirken) üzerine basar korkusuyla toynağını yukarı kaldırır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 2/334; Buhari 6000; Müslim 2752; Tirmizi 3541; Darimi
2/321; Bak hadis no: 6147.
Sevilen ve Sevilmeyen
Her Şeyin Allah'ın iradesi ve Kudretiyle Meydana Gelmesi
6149- Tavus el- Yemanı
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından her şeyin kadere
göre olduğunu söyleyen sahabilere yetiştim. Abdullah b. Amr'dan işittiğime göre
Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin aciz ve zeki olması
da -ya da zeki ve aciz olması- dahil her şey kadere göre olur"
buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Muvatta 2/899; Ahmed 2/110; Müslim 2655.
Yüce Allah'ın Önceden
Takdir Edip Belirlediği ve Sonradan Değişime Uğramayacak Olan Şeyler
6150- Ebu'd-Derda,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Allah, ana rahmindeki canlının, rızkını, ecelini, amelini, eserini (said
/ imanlı veya şaki / imansız olacağı) ve öleceği yeri olmak üzere beş şeyini
takdir etmiştir."
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi (Zilalu'l-cenne 304;
Mişkat 113); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 5/197.
Yüce Allah'ın Her Bir
Takdiri için Bir Sebep Kılması
6151- Ebu Azze der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Eğer Allah kişinin canını bir yerde alacaksa, o kişiye (oraya gitmesi
için) o yerde bir ihtiyaç hasıl eder.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1221);
Şuayb: Hadis Sahihtir. Ahmed 3/429; Tirmizi 2148.
Güneş'in Dünya
Gecelerinde Her
6152- Ebu Zer dedi ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Güneş de kendi yörüngesinde
akıp gitmektedir" (Yasin 38) ayetini sorduğumda: "Onun için
belirlenmiş olan karar yeri Arş'ın altındadır" cevabını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/158; Buhari 4803; Müslim 159/251.
Güneş'in Her
6153- Ebu Zer anlatıyor:
Bir gün Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (ashabına): ''Bu güneşin
nereye gittiğini biliyormusunuz?'' diye sordu. Ashabı: ''Allah ve Resulü
bilir" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"O, Arş'ın altındaki karargahına varıncaya kadar gider ve orada secdeye
kapanır. Kendisine: ‘‘Yüksel ve geldiğin yerden dön!’‘ denilinceye kadar bu
şekilde kalır. O da geri dönüp
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 5/145; Müslim 159.
Ebu Hatim der ki:
Buradaki gibi İshak, bunu Yunus b. Ubeyd kanalıyla İbrahim et-Teymi'den
bildirmiştir. Ancak bu hadis, Yunus b. Habbab'ın İbrahim et-Teymi'den
rivayetiyle meşhurdur.
Güneş'in Her
6154- Ebu Zer der ki:
Güneş batarken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber
Mescid'deydim. Bana: "Biliyor musunuz Güneş nereye gidiyor?" diye
sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" karşılığını verdim.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneş, Arş'ın altında Rabbinin
huzuruna gidip secdeye kapanır ve geri dönmek için izin ister. Ona izin
verilir. izin isteyip kendisine izin verilmeyeceği gün yakındır. O gün izin
istediği zaman kendisine izin verilmez ve: ‘‘Battığın yerden dağ’‘ denilir.
işte: ‘‘Güneş kendisi için belirlenmiş bir karar yeri ne kadar akıp gider ...
‘‘ (Yasın 38) buyruğunda anlatılan budur" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/177; Buhari 3199; Müslim 159;
Tirmizi 2186.
Allah'ın Melekleri ve
Cinleri Yarattığı Şey
6155- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Melekler nur'dan,
cinler ise yalın bir ateşten yaratıldılar. Adem ise size vasfedildiği gibi
yaratıldı.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsileru's-sahiha 458);
Şuayb: Hadis Sahihtir. Ahmed 6/153, 6/168; Müslim 2996.
Yaratılan Cinlerin
Türleri
6156- Ebu Sa'lebe
el-Huşenı der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
işittim: "Cinler üç sınıfa ayrılır. Bir sınıf, köpekler ve yılanlar, bir
sınıf semada uçanlar, diğer sınıf ta bir yerde konaklayıp sonra göçüp
gidenlerdir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 4148); Şuayb: İsnadı
kavıdir.
Cinlerin istediklerinde
insan Oğlunu Öldürebilmeleri
6157- Ebu's-Saib der ki:
Ebu Said'in yanına gittim ve otururken divanın altında bir şeyin kımıldadığını
hissettim. Baktığımda yılan olduğunu görüp kalktığımda, Ebu Said: "Neyin
var?" diye sordu. Ben: "Burada bir yılan var'' karşılığını verince:
"Ne yapmak istiyorsun?" diye sordu. Ben: "Öldürmek
istiyorum" cevabını verince, evinde kendi odasının karşısında bulunan bir
odayı göstererek şöyle dedi: Şu evde bir amcam oğlu vardı. Ahzab günü ailesinin
yanına gitmek için Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin
istedi. Bu kişi yeni evlenmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
izin verip silahıyla gitmesini emretti. Adam evine gidince, hanımının evin
kapısında durduğunu gördü. Adam hanımına mızrağı çevirince, hanımı: "Neden
çıktığımı bilmeden acele etme!'' dedi, Adam eve girince bir yılan görüp
mızrakla vurdu ve (yılan) mızrak kendisine saplanmış olduğu halde hareket
etmekte iken onu (mızrağın ucunda) dışarı çıkardı. (Yılan bir ara mızraktan
kurtulup hasmının üzerine saldırdı uzun bir boğuşmadan sonra her ikisi de
öldüler.) Onlardan hangisi, yılan mı yoksa adam mı erken öldü, bilemiyorum.
Bunun üzeri ne onun kavmi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü! Allah'a dua et de arkadaşımızı (yeniden)
diriltsin" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Arkadaşınız için bağışlanma dileyin" buyurduktan sonra şöyle devam
etti: "Cinlerden bir grup müslüman oldu. Onlardan birini (evinizde)
gördüğünüz zaman onu üç defa uyarın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 3163
altında); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 3/41; Ebu Davud 5257; Bak hadis no:
5637.
Dünyanın Gökyüzü ile Yer
Arasında Olduğuna Delalet Eden Haber
6158- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinizin
cennetteki bir kamçı kadarlık bir yeri dahi gök ile yer arasındakilerden daha
hayırlıdır" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1978);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/315; Bak hadis no: 7417, 7418.
Ahiretin Kalıcılığı ve
Uzunluğuna Nispeten Dünyanın Uzunluğu ve Süresinin Vasfı
6159- Fihr oğullarına
mensup Mustevrid der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ahirete göre dünya, sizden birinin şu parmağını denize batırıp çıkarması
gibidir. Bu parmak denizden ne kadar su ile geri döner ona baksın'' buyurduğunu
işittim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Bak
hadis no: 4330.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah, Adem'i Yeryüzünün Tümünden
Yarattı" Sözünden Kastın "Tüm Yeryüzünden Alınan Bir Avuç
Topraktan" Olması
6160- Ebu Musa
el-Eş'arı'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Yüce Allah yeryüzünün her yerinden almış olduğu bir avuç
topraktan Adem'i yarattı. Adem'in zürriyeti de toprağın değişikliğine göre
geldiler. Bu sebeple onlardan kimi kızıl, kimi siyah, kimi beyaz ve kimisi de
sarışındır. Bunların içinde kimisi (mizacen) yumuşak, kimisi de serttir. Kimisi
kötü, kimisi de iyidir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1630);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/400; Ebu Davud 4693; Tirmizi 2955; Bak hadis no:
6181.
Allah'ın Adem'i
Yarattığı Gün
6161- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimi tuttu ve şöyle buyurdu:
"Allah, toprağı Cumartesi günü, dağları Pazar günü, ağaçları Pazartesi
günü, kötülüğü Salı günü, Nur'u Çarşamba günü yarattı. Hayvanları da Perşembe
günü yeryüzüne saldı. Adem'i de bir Cuma günü ikindi ertesi, her şeyi
yarattıktan sonra yarattı. Onu Cuma günü ikindi ile
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1833;
Mişkat 5735); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/327; Müslim 2789.
Allah'ın Hz. Adem'i
Yarattığında Uzunluğu
6162- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Allah, Adem'i kendi suretinde, altmış arşın boyunda yarattı. Onu
yarattığı zaman da: ‘‘Git şurada oturan meleklere selam ver ve selamına nasıl
cevap vereceklerini dinle. Bu senin ve zürriyetinin selamı olacak’‘ buyurdu.
Hz. Adem gidip: ‘‘Es-selamu aleykum’‘ deyince, melekler: ‘‘Es-Selamu aleyke ve
rahmetullahi’‘ diyerek ‘‘Verahmetullahi’‘ sözünü ilave ederek cevap verdiler.
Cennete girecek olan herkes, Adem suretinde altmış arşın boyunda olacak.
insanlar, bu güne kadar daima küçüle gelmişler."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 449);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/315; Buhari 3326; Müslim 2841.
Ebu Hatim der ki: İlimde
yetkin. olmayan biri bu hadise dayanarak sünneti yayan, onu savunan ve sünnete
muhalif olanları bastıran hadis illimlerini karalamaya çalışarak şöyle
demiştir: "‘‘....’‘ ifadesindeki "O" zamiri, Allah'a da nispet edilse
Adem'e de nispet edilse sorunludur. Allah'a nispet edilmesi küfürdür. Zira
ayette ‘‘O'nun benzeri hiçbir şey yoktur’‘ (Şura 11) buyurulur. Adem'e nispet
edilmesi durumunda da hadisin bir anlamı kalmamaktadır. Zira her bir şeyin
başkasının değil, kendi suretinde yaratıldığı konusunda şüphe yoktur."
Oysa böylesi bir şeyi
diyen kişinin yalnızken kendisini yaratana el açması, O'ndan muvaffakiyeti,
hidayeti ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine tutunma
konusunda doğru yolu niyaz etmesi, manasını bilmediği konularda sünneti yayan
kişileri tenkit etmesinden daha iyi olurdu. Zira kişinin bir konuda cahil
olması, o şeyin hak olmadığı anlamına gelmemektedir.
Biz diyoruz ki
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahih bir yolla nakledilen
hadislerinde çelişki veya anlamsızlık olmaz. Bu hadisler Kur'an'ı da ne sh
etmez. Aksine ondan gelen her bir haberin anlaşılıp bilinebilecek bir manası ve
alimlerin akledebileceği sahih bir yönü vardır.
Bize göre Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah, Ademli kendi suretinde yarattı"
sözü Adem'in diğer mahlukata olan üstünlüğünü göstermektedir. "o"
zamiri de
Adem'e dönmektedir. Bu
zamirin Yüce Allah'a değil de Adem'e izafe edilmesinin faydası da Yüce Allah'ın
mahlukatından hiçbir şeye benzetilmemesidir. Yüce Allah insanları yaratmada
kendi içinde bir düzene göre hareket eden bir sebep kılmıştır. Bu sebebe göre
önce erkek ile dişi bir araya gelip ilişkiye girer. İlişkide erkeğin cinsel
organındaki meni çıkarak dişinin rahmine yerleşir. Bu meni bir süre sonra
alakaya dönüşür. Bir süre sonra mudğaya dönüşür. Bir süre sonra bir surete
bürünür. Surete bürünüp şekillenmesi bir süre devam ettikten sonra bulunduğu
yer olan rahimden dışarı çıkar. Sonrasında süt emme dönemi başlar. Ardından
sütten kesilir. Bu şekilde diğer aşamaları da sırasıyla geçirdikten sonra
nihayetinde ölür. İnsanın yaratılmasında kendi içinde bir düzene göre hareket
eden sebep budur. Allah'ın Adem'i kendi suretinde altmış arşın boyunda
yaratmasına gelince, bu yaratma, öncesinde diğer insanlarda olduğu gibi erkek
ile dişinin birleşimini, erkekten çıkan meninin dişinin rahmine yerleşmesini,
bundan bir süre sonra alakaya, ardından mudğaya dönüşmesini, sonra sırasıyla
diğer aşamalarla bir bedene sahip olmasını gerektiren bir yaratma olmamıştır.
Yüce Allah bununla
Adem'in diğer mahlukata olan üstünlüğünü göstermiştir.
Zira diğerleri gibi
nutfe iken alakaya, alaka iken mudğaya, mudğa iken süt emen
birine, süt emen
biriyken sütten kesilen birine, sütten kesildikten sonra gence dönüşme gibi
dönüşüm ve gelişimi yaşamış değildir. Bu da hadisçilerin, anlamadıkları şeyleri
rivayet eden, bilmedikleri şeyleri delil olarak getiren ve akla itibar etmeyen
kişiler olduğunu söyleyenlerin görüşünü geçersiz kılmaktadır.
6163- Enes bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah Adem'i(n
bedenini) yarattığı zaman iblis onun etrafında dolaşmaya ve ona bakmaya
başladı. içinin boş (karın ve midesi) olduğunu görünce, onun kendine hakim
alamayacak bir mahluk olduğunu anladı."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2158);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/152,3/229,3/240,3/254; Müslim
2611.
Yüce Allah Yarattığında
Hz. Adem'in ilham ile Rabbine Hamd Etmesi
6164- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah,
Hz. Adem'i yarattığı zaman, Adem aksırdı ve Rabbinin ona ilham etmesi sebebiyle
‘‘el-Hamdü lillah’‘ dedi. Rabbi de ona: ''Yerhamukellah'' dedi. Bundandır ki
Yüce Allah'ın rahmeti, öfkesini geçmiştir."
[Tahric:] Elbani: Zayıf (Zilalu'l-cenne 205); Şuayb:
İsnadı hasendir. Bak hadis no: 6167.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Allah Adem'i Yarattığında Hapşırdı Sözüyle Ruh
Üflenmesinden Sonrasını Murad Etmesi
6165- Enes b. Malik,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"(Yüce Allah) Hz. Adem'e (ruhu) üfleyip te ruh Hz. Adem'in başına ulaştığı
zaman aksırdı ve: ‘‘Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun’‘ dedi. Yüce Allah ta
ona: ‘‘Yerhamukellah’‘ karşılığını verdi."
[Tahric:] es-Silsiletu's-sahiha 2159); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih.
Yüce Allah'ın Adem'in
Sırtından Zürriyetini Çıkarıp Onları Cennet ve Cehennemlikler Olarak
Yarattığını Bildirmesi
6166- Müslim b. Yesar
el-Cuhenı der ki: Ömer b. el-Hattab'a: ''Kıyamet gününde, biz bundan
habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Mem oğullarından, onların bellerinden
zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: ‘‘Ben sizin
Rabbiniz değil miyim?’‘ (Onlar da), ‘‘Evet (buna) şahit olduk’‘
dediler''[A'raf, 172] ayeti sorulduğunda şöyle dedi: Bunun Resulullah'a da (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sorulduğunu işittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda şöyle dedi:
"Allah Ademoğlunu yarattı ve sonra belini sağ eliyle sıvazlayıp
zürriyetini çıkararak: ‘‘Bunları Cennet için yarattım. Cennet ahalisinin
amellerini işlerler.’‘ Sonra sırtını sıvazlayıp zürriyetini çıkararak:
‘‘Bunları Cehennem için yarattım’‘ buyurdu. Bunlar da Cehennem ahalisinin
amellerini işlerler." Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman neden
amel edelim ki?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Eğer Allah kulu Cennet için yaratırsa kulu ölünceye kadar onu Cennet
ahalisinin amelleri üzerinde kullanır ve onu Cennete sokar. Eğer Allah kulu
Cehennem için yaratırsa kulu ölünceye kadar onu Cehennem ahalisinin amelleri
üzerinde kullanır ve onu Cehenneme sokar" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 3071).
Muvatta 2/898, 2/899; Ahmed 1/44, 1/45; Ebu Davud 4703; Tirmizi 3075.
Alimlerden Birine Ömer
b. el-Hattab Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber
6167- Ebu Hureyre,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: Yüce
Allah Hz. Adem'i yarattığı zaman ona (ruhu) üfledi ve Adem aksırıp:
"el-Hamdü lillah" deyip Allah'ın izniyle Allah'a hamd etti. Rabbi de
ona: "Yerhamukellah ey Adem! O meleklerin -veya oturan bir grup meleğin
yanına git ve onlara selam ver" buyurdu. Adem onlara: "Allah'ın
selamı üzerinize olsun" dedi ve melekler: "Allah'ın selamı ve rahmeti
senin üzerine olsun" karşılığını verdiler. Sonra Adem, Rabbine döndü ve
Rabbi ona: "Bu, senin ve zürriyetinin selam şeklidir" buyurdu. Yüce
Allah iki eli kapalı bir şekilde iken Adem'e: "istediğini seç"
buyurdu. Adem: "Rabbimin sağ elini seçtim. Bununla birlikte Rabbimin iki
eli de sağdır ve mübarektir" dedi. Sonra Yüce Allah ellerini açtı.
Ellerinin içinde Adem ve zürriyeti vardı. Adem: "Ey Rabbim! Bunlar
nedir?" deyince, Yüce Allah: "Bunlar senin zürriyetindir"
buyurdu. Hz. Adem, her birinin ömrünün gözleri içinde yazılı olduğunu gördü.
Onların içinde aydın birinin -veya- en aydınlarının ömrünün sadece kırk yıl
olduğunu görünce: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sordu. Yüce Allah:
"Bu, oğlun
Davud'dur" buyurdu. Allah Davud'un ömrünü kırk yıl olarak yazmıştı. Hz.
Adem: "Ey Rabbim! Onun ömrünü uzat" dedi. Yüce Allah: ''Onun ömrünü
bu şekilde yazdım" buyurunca, Adem: "Ben ömrümden ona altmış yıl
verdim" dedi. Yüce Allah: "Sen bilirsin, Cennette gir" buyurdu.
Bunun üzerine Adem, Allah'ın dilediğince Cennette ikamet etti ve sonra oradan
(dünyaya) indirildi. Adem daha yaşayacağını hesap ederken ölüm meleği kendisine
geldi. Adem ona: "Acele ettin. Bana bin yıl (ömür) yazılmıştı"
deyince: "Evet! Ancak sen atmış yılını oğlun Davud'a vermiştin" dedi.
Adem inkar etti, zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu, zürriyeti de unuttu. O
zaman yazıya geçirmek ve şahitlik emrolundu."
[Tahric:] Elbani: Hasen (Mişkat 4662); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih. Tirmizi 3368; Bak hadis no: 6164.
insanların Arasındaki
Anlaşma ve Anlaşmazlıkların (Asıl) Sebebi
6168- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Ruhlar bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan
(ruhlar aleminde) birbirlerine yakınlık duyanlar (dünyada iken kolayca birlikte
olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da ayrı durup
anlaşamazlar."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 5004); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/295; Müslim 2638; Ebu Davud 4834.
Yüce Allah'ın,
Hidayetini Dilediği Kişilerin Üzerine Nur Saçması
6169- Abdullah b.
ed-Deylemi der ki: Abdullah b. Amr'ın yanına girip, "Senin: ‘‘Bedbaht
(imansız) olan kişi anasının karnında iken bedbahttır’‘ dediğini iddia
ediyorlar" dediğimde şu karşılığı verdi: "Kimsenin benim adıma yalan
söylemesi doğru değildir. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurduğunu işittim: ‘‘Allah kullarını karanlıkta yarattı ve üstlerine
kendi nurundan saçtı. Bu nurdan kendisine bir şeyler isabet eden hidayete erdi.
Kendisine isabet etmeyen de delçılete düştü.’‘ Bunun için: ‘‘Yüce Allah'ın ilmi
sebebiyle kalem kaldırıldı’‘ dedim.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 101;
es-Silsiletu's-sahiha 1076; Zilalu'l-cenne 241); Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed
2/176; Tirmizi 2642; Bak hadis no: 6170.
Yüce Allah'ın, insanları
Karanlıkta Yarattığında Saçtığı Nurun Kime isabet Edip Etmeyeceğini Bilmesi
6170- Abdullah b.
ed-Deylemi der ki: Abdullah b. Amr'a: "Senin: ‘‘Kalem kurumuştur’‘ dediğin
bana ulaştı" dediğimde şu karşılığı verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: ‘‘Allah kullarını karanlıkta
yarattı; sonra nurundan bir nur alıp onu üstlerine saçtı. Kimine bundan isabet
etti, kimine de ulaşmadı. O, kime bundan ibadet edip kime etmediğini elbette
bilmektedir. Onun nurundan kendisine bir şeyler isabet eden hidayete erdi.
Kendisine isabet etmeyen de delalete düştü.’‘ Bunun için: ‘‘Kuşkusuz kalem
kurumuştur’‘ dedim.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 101; es-Silsiletu's-sahiha
1076; Zilalu'l-cenne 241); Şuayb: İsnadı kavidir. Bak hadis no: 6169.
insanların Sayısı ve
Amellerinin Vasıfları
6171- Hureym b. Fatik
el-Esedl'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmaktadır: "insanlar dört sınıftır. Ameller ise altı çeşittir.
Amellerin ikisi, gerekli kılan Amel vardır, ancak kendi değerince muamele
görür. iyilik vardır, on katıyla sevap görür. iyilik vardır, yedi yüz katı
sevap görür. Bazı insanlara dünyada ve ahirette bolluk verilmiştir. Bazı
insanlara dünyada bolluk, ahirette ise darlık verilmiştir. Bazı insanlara ise
dünyada darlık ve ahirette ise bolluk verilmiştir. Bazı insanlara ise dünyada
ve ahirette darlık verilmiştir. Bazısı dünyada bahtsızdır ve bazısı da ahirette
bahtsızdır.
(Cennete ve Cehenneme
girmeyi) gerekli kılan olan iki amel şudur: Kim
"La ilahe
illallah'' derse -veya Allah'a inandığını söylerse- cennete girer. Kim de
Allah'a şirk koşarak ölürse cehenneme girer. Kim iyilik yapmaya yönelip onu
işlerse ona on katı sevap yazılır. Kim de iyilik işlemeye yönelip de onu
işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim bir kötülük işlemeye yönelir de
onu işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim de bir kötülük işlemeye
yönelip de onu işlerse ona kat kat olmaksızın sadece bir kötülük sevabı
yazılır. Kim Allah yolunda faziletli bir harcamada bulunursa (bu uğurdaki her
iyilik) yedi yüz katıyla karşılık görür."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2604);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 4647.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) insanları Yüz Develik Sürüye Benzetmesi
6172- Salim b.
Abdillah'ın, babasından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "insanlar deve sürüleri gibidirler, her yüz deveden binmek için
bir tane bile zor bulunur" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 502); Şuayb:
Hadis sahihtir. Ahmed 2/88; Müslim 2547; Tirmizi 2872; Bak hadis no: 5797.
insanlara Farklı Görünse
de Daha Babalarının Sulplerinde iken Yüce Allah'ın Cennetlik ve Cehennemlik
Olanları Belirlemiş Olması
6173- Hz. Aişe der ki:
Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan ölen bir çocuk namaz
kılması için getirilince: "Ey Allah'ın Resulü! O, cennet kuşlarından bir
kuş olmuştur" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bilmez misin ki Allah cenneti yaratırken onun için ahali de
yaratmıştır. Cehennemi de yaratırken onun için ahali yaratmıştır. Her iki
ahaliyi de daha babalarının sulbündeyken bunlar (cennet ve cehennem) için
yaratmıştır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 138.
İlimde Derinliği
Olmayana Önceki Aişe Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber
6174- ibn Mes'ud der ki:
Doğru olan ve doğruluğu tasdik edilen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize şöyle anlattı: "Birinizin anne karnında bir araya getirilmesi tam
kırk gün sürer. Sonra yine kırk günlük süre içinde kan pıhtısı halini alır.
Sonra yine kırk günlük süre içinde et parçası haline gelir. Sonra Yüce Allah
ona bir melek gönderir ve: ‘‘Amelini, ecelini, rızkını, said (cennetlik) mi,
şaki (cehennemlik) mi olacağını yaz!’‘ emrini vererek dört şeyi yazması
istenir. Kişi cennetliklerin amellerini yaparak nihayet cennetle arasında bir
arşınlık bir mesafe kalır. işte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce)
cehennemliklerin amelini yapar (ve bu şekilde cehenneme girer). Yine kişi
cehennemliklerin amellerini yaparak nihayet cehennemle arasında bir arşınlık
bir mesafe kalır. İşte o zaman kaderi öne geçip (ölmeden önce) cennetliklerin
amelini yapar ve bu şekilde cennete girer."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 175; el-İrva'
2143); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/382,
1/430; Buhari6594; Müslim 2643; Ebu Davud 4708; Tirmizi 2137; İbn Mace 76.
Kul'a Yönelik Gerçek
Hükmün insanlarda Değil Allah'ın Katında Olması
6175- Sehl b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bazen kişi cennet ahalisinin amellerinde bulunur, ama aslında cehennemlik
ahalisinden biridir. Bazen kişi cehennem ahalisinin amellerinde bulunur, ama
aslında cennetlik ahalisinden biridir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 216); Şuayb:
İsnadı hasendir. Hadis sahihtir. Ahmed 5/331, 5/332, 5/335; Buhari 2898; Müslim
112.
Kul Hakkında Söz Konusu
Hükmün Yaşarken Yaptıklarına Göre Değil de Son Ameline Göre Verilmesi
6176- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi uzun bir zaman cennetliklerin amellerini yapar, ancak Allah son
amelini cehennemliklerin amellerinden kılar. Bu şekilde onu cehennem
ahalisinden biri yapar. Yine kişi uzun bir zaman cehennemliklerin amellerini
işler, ancak Allah son amelini cennetliklerin amellerinden kılar. Bu şekilde
onu cennet ahalisinden biri yapar ve cennete sokar.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 216); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/484, 2/485; Müslim 2651.
İlim Talibi Olmayana
Zikredilen ibn Mes'ud Hadisine Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber
6177- Abdullah b. Mes'ud
der ki: "Bilin ki bedbaht olan kişi henüz annesinin karnındayken bedbaht
(cehennemlik) olacağı yazılıp takdir edilen kişidir. Mutlu (cennetlik) olan
kişi de başkalarından ibret alan kişidir."
Amir b. Vasile;
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Huzeyfe b. Esıd
el-Gifarı adında bir adama gidip ibn Mes'ud'un bu sözünü anlattı. Adam şöyle
cevap verdi: "Buna şaşıyor musun? Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Nutfenin üzerinden kırk iki gün
geçince Allah ona bir melek gönderip kendisine suret verir ve kulaklarını,
gözlerini, derisini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra: ‘‘Rabbim! Bu erkek mi
dişi mi olacak diye?'' sorar. Rabbin ne olacağını takdir eder ve melek bunu
yazıp: ‘‘Rabbim! Bunun eceli ne olacak?’‘ diye sorar. Rabbin dilediğini söyler
ve melek yazar. Sonra: ‘‘Rabbim! Bunun rızkı ne olacak?’‘ diye sorar. Rabbin
dilediğini söyler ve melek yazar. Sonra elinde sahifeyle çıkar ve artık emr
olunduğunun üzerine ne bir şeyekler, ne de eksiltir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 177); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahma: 4/6, 4/7; Müslim 2645.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kulaklarını, gözlerini,
derisini, etini ve kemiklerini yaratır" sözündeki yaratma, konunun daha
iyi anlaşılması için günl ük dil üzerinden kullanılan bir ibaredir. Yoksa
yaratan, meleğin kendisi değildir.
Sıradan insanlara
Zikrettiğimiz Hadislere Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber
6178- Abdullah b. Ömer,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Yüce Allah bir canı yaratmak istediği zaman, rahim meleği: ‘‘Ey Rabbim!
Bu erkek mi, dişi mi (olsun)?’‘ diye sorar. Allah dilediğini hükmeder. Melek:
‘‘Ey Rabbim! Bedbaht mı, mutlu mu?’‘ diye sorunca, Allah dilediğini hükmeder.
Sonra tökezlemesine kadar bile ne ile karşılaşacağı alnına yazılır."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mevarid 1810); Şuayb: İsnadı
sahihtir.
Yüce Allah'ın, Adem'e Yapmasını
Takdir Ettiği Söz Konusu Şeyler ile Onu Yaratması Arasında Geçen Süre
6179- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Musa, Adem'le münaşaka etti ve ona: ‘‘Ey Adem! Sen ki Allah'ın kendi
elleriyle yarattığı ve kendi ruhundan üflediği kişisin. Ama insanları azdırıp
cennetten çıkmalarına sebep oldun’‘ dedi. Adem, Musa'ya: ‘‘Sen ki Allah'ın
kendisiyle konuşmak için seçtiği kişisin. Göklerin ve yerin yaratılmasından
önce Allah'ın yapmamı takdir ettiği bir şey yüzünden mi beni kınıyorsun!’‘
karşılığını verdi. Bu şekilde de Adem, Musa'yı yenmiş oldu."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca Sahih. Ahmed 2/398; Buhari 3409; Müslim 2652; Tirmizi 2134; Bak hadis
no: 6210.
insanlardan Bir Alime
Önceki Hadise Aykırı Olduğu izlenimi Veren Haber
6180- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hz. Musa, Adem'le münakaşa etti ve ona: ‘‘Ey Adem! Sen ki bizim
babamızsın, ama bizi hayal kırıklığına uğrattın ve cennetten çıkmamıza sebep
oldun’‘ dedi. Hz. Adem ise: ‘‘Ey Musa! Sen ki, Allah'ın, risaletini ve
sözlerini bildirmek üzere seçtiği birisin. Öyleyken sen beni, Allah'ın, henüz
beni yaratmadan kırk yıl önce yapmamı takdir ettiği bir iş yüzünden mi
kınıyorsun?’‘ karşılığını verdi. Bu şekilde Adem, Musa'yı yenmiş oldu.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/248; Buhari 6614; Müslim 2652; İbn
Mace 80; Bak hadis no: 6210.
Yüce Allah'ın Adem'i
Yarattığı Şey
6181- Ebu Musa
el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Yüce Allah yeryüzünün her yerinden almış olduğu topraktan Adem'i
yarattı. Adem'in zürriyeti de yeryüzünün farklılığına göre çıktılar. Bu sebeple
onlardan kimi siyah, kimi beyaz, kimi kızıl ve kimisi de sarıdır. Kimisi de
bunların karışımıdır. Bunların içinde kimisi (mizacen) yumuşak, kimisi de
serttir. Kimisi kötü, kimisi de iyidir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
4/400, 4/406; Ebu Davud 4693; Tirmizi 2955; Bak hadis no: 6160.
Yüce Allah'ın Adem
Oğullarını Ebedi iki Yurt (Cennet / Cehennem) için Yaratması ve Bunun için
Onları Dünyada Yaşatması
6182- Ebu'I-Esved
ed-Dili anlatıyor: imran b. Husayn bana: "Ey Ebu'l-Esved! Bugün insanlar,
amel edip yaptıkları şeyleri, daha önce kendileri için belirlenip takdir
edildiği için mi yapıyorlar, yoksa bunları peygamberleri onlara (Yüce Allah
tarafından) getirdiği ve bunlardan sorumlu tutulacakları için mi
yapmaktadırlar?" diye sordu. Ben de: "Aksine bu, onlar için daha önce
belirlenip takdir edildiği için yapmaktadırlar" karşılığını verdim. Bana:
"O zaman bu zulüm olmuyor mu?" diye sorunca da bundan aşırı bir
şekilde korktum ve:
"Her şey Yüce
Allah'ın mahlukatı ve mülküdür! Yüce Allah yaptıklarından dolayı sorgulanamaz;
ama mahlukat yaptıklarından dolayı sorgulanacaklardır.'' karşılığını verdim.
Bunun üzerine imran bana
şöyle dedi: "Allah seni doğruya yönlendirip muvaffak kılsın! Bu soruyu
sadece aklını ölçmek için sordum. Zira Müzeyneli iki adam Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve: "Ey Allah'ın Resulü! insanlar,
amel edip yaptıkları şeyleri, daha önce kendileri için belirlenip takdir edildiği
için mi yapıyorlar, yoksa bunları peygamberleri onlara getirdiği ve bunlardan
sorumlu tutulacakları için mi yapmaktalar?" diye sordular. Resulullah da
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şu karşılığı verdi: "Aksine bunu,
onlar için daha önce belirlenip takdir edildiği için yapmaktadırlar. Bunu da
Yüce Allah'ın Kitabımdaki: ‘‘Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene, sonra
da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki ... '' (Şems 7-8)
ayetler dOğrulamaktadır."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 174); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 4/438; Müslim 2650.
Yeni Doğan çocuğun
Ağlama Nedeni
6183- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "çocuğun
doğarken feryat ederek ağlaması, şeytandan bir dürtme nedeniyledir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 1100); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 2367; Bak hadis no: 6234, 6235.
Çocuğun Baba ve Annesine
Benzeme Nedeni
6184- Enes b. Malik
bildiriyor: Ümmü Süleym, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının
erkeğin rüyasında gördüğü gibi ihtilam olması (suyu görmesi) durumunda
gusletmesinin gerekip gerekmediğini sorunca. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Kadın öyle bir rüya (ıslaklık) gördüğü zaman gusletmesi gerekir"
buyurdu. Ümmü Süleym der ki: Bu durumdan utanarak: "Kadın öyle bir şey
görür mü?" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O
zaman (çocuklarda anne tarafına) benzerlik nasıl olur? Erkeğin suyu katı ve
beyazdır. Kadının suyu ise ince ve sarıdır. Hangisi hangisine üstün gelirse
çocuk ona benzer" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1165, 6185.
Çocuğun Kendisine
Benzemesine Neden Olan Erkek ve Kadınların Vasfı
6185- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkeğin menisi kalın ve
beyazdır, kadının menisi ise ince ve sarıdır. Hangisinin menisi önce gelirse
çocuk ona benzer" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 6184.
Meleklerin Adem
Yeryüzüne indirildiğinde Söyledikleri "Orada Bozgunculuk Yapacak, Kanlar
Akıtacak Birini mi Var Edeceksin?"[Bakara, 30] Sözü
6186- ibn Ömer der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Hz. Adem yere indirildiğinde melekler, ‘‘Ya Rabbi! Orada bozgunculuk
yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek
yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz’‘ dediler; Allah ‘‘Ben şüphesiz
sizin bilmediklerinizi bilirim’‘ dedi. (Bakara 30) Melekler: ‘‘Va Rabbi! Biz
sana Adem oğlundan daha fazla itaatkarız’‘ deyince, Yüce Allah meleklere:
‘‘Meleklerden iki melek gelsin ve ne yapacaklarına bakalım buyurdu. Melekler:
‘‘Va Rabbi! Harut ve Marut gelsin’‘ dediler. Bunun üzerine ikisi de yere
indirildi. Karşılarına insanlardan kadınların en güzeli şeklinde Zühre yıldızı
çıkarıldı. Melekler onun yanına geldiler ve kadınla beraber olmak istediler.
Kadın: ‘‘Hayır, Vallahi şu şirk kelimelerini söylemezseniz olmaz’‘ deyince,
Melekler: ‘‘Vallahi biz Allah'a asla şirk koşmayız’‘ dediler. Kadın yanlarından
gitti ve taşıdığı bir çocukla geri geldi. Melekler yine kadını arzulayınca:
‘‘Hayır! Vallahi bu çocuğu öldürmezseniz olmaz’‘ dedi. Melekler: ‘‘Hayır!
Vallahi bunu asla öldürmeyiz’‘ dediler. Kadın yine gitti ve bir bardak içkiyle
geri geldi. Melekler yine kadını istediler. Kadın: ‘‘Hayır! Vallahi bu içkiyi
içmezseniz olmaz’‘ deyince, melekler içkiyi içtiler ve sarhoş oldular. Neticede
kadınla beraber olup çocuğu öldürdüler. Uyandıklarında kadın: ‘‘Vallahi kötü
şeylerden yapmadık bir şey bırakmadınız ve sarhoş olduğunuzda hepsini
yaptınız’‘ dedi. O zaman melekler cezalarını dünyada mı, yoksa ahirette mi
çekecek diye muhayyer bırakıldıklarında dünyayı tercih ettiler."
[Tahric:] Elbani: Batıl uydurma (es-Silsiletu'd-daife
170); Şuayb: İsnadı zayıfhr. Ahmed 2/134.
Ebu Hatim der ki:
"Zühre, o zamanda yaşayan bir kadındır. Yoksa gökyüzündeki Zühre 0lenüs)
değildir."
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: