Sahih İbn Hibban |
SİYER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bab: Hilafet ve
Emirlik
4478- ibn Ömer der ki:
Hz. Ömer'e: "Senden sonra halife tayin etmeyecek misin?" diye
sorulunca: "Şayet tayin etmezsem benden daha hayırlı biri olan Resulullah da
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) tayin etmemişti. Halife tayin edersem de benden
daha hayırlı biri olan Ebu Bekr de tayin etmişti" karşılığını verdi.
Oradakiler Ömer'i övünce: "Bu işten lehime veya aleyhime herhangi bir
şeyolmadan sıyrılmış olmayı umuyorum" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2605); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/43; Buhari 7218; Müslim 1823/11; EbU Davud
2939; Tirmizi 2225.
Manevi Yardımın
Azlığından Dolayı Resmi Görev Talebinde Bulunmamamak
4479- Abdurrahman b.
Semure el-Kureşi'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Abdurrahman! Yöneticiliği isteme! Zira sen
isteyerek bu işe gelirsen bu sorumluluğunla baş başa bırakılırsın. Ama sen
istemeden bu işe getirilirsen (Yüce Allah tarafından) yardım görürsün. Bir
konuda yemin eder de aksini daha hayırlı görürsen yemininin kefaretini ver ve
sana hayırlı gelen şeyi yap."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Müslim 1652; Bak hadis no: 4348.
İstekli Olunduğunda
Sorumlulukla Başbaşa Kalındığı için Resmi Görev Talebinde Bulunmanın
Yasaklanışı
4480- Abdurrahman b.
Semure'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Ey Abdurrahman! Yöneticiliği isteme! Zira sen
isteyerek bu işe gelirsen bu sorumluluğunla baş başa bırakılırsın. Ama sen
istemeden bu işe getirilirsen (Yüce Allah tarafından) yardım görürsün. Bir
konuda yemin eder de aksini daha hayırlı görürsen yemininin kefaretini ver ve
sana hayırlı gelen şeyi yap."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Bak
hadis no: 4348.
4481- Ebu Musa der ki:
Amcam oğullarından iki kişiyle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına girince, onlardan biri: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın sana verdiği
görevlerden birine bizi tayin et" dedi. Diğeri de aynı şeyi söyleyince Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Vallahi biz bu
görevi isteyen ve ona karşı hırslı olan kimseye vermeyiz."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3092);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 7149; Müslim
1456/14.
Dünyada Yöneticiliğe
Hırslı Olanın Kıyamene Çekeceği
4482- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Sizler yöneticiliğe çok hırslı olacaksınız! Ancak bu,
kıyamet gününde pişmanlığa sebep olacaktır. (O zaman yöneticilik, süt ana gibi
görülecektir) Süt verdikçe çok güzel, sütünü kestiğinde ise çok kötü olacaktır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2530);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/448; Buhari 7148;
Nesai 7/162.
Valilerin Bu Görevi
Üstlenmemiş Olmayı Temenni Etmeleri
4483- Ebu Hureyre,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle bildirir: "idarecilerin
vay haline! (Kıyamet gününde) onlar (dünyada iken) saçlarından Süreyya
yıldızına asılmayı ve hiç kimseye emirlik (idarecilik) yapmamış olmayı temenni
edeceklerdir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2620;
et-Ta'lıku'r-rağib 1/279); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/352.
Dünyada iken Adaletli
Olan Liderlerin Kıyametteki Durumları
4484- Abdullah b. Amr b.
el-As, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
bildirir: "Adil olanlar kıyamet gününde Rahman'ın sağında nurdan minberler
üzerinde olacaklardır. (Mamafih) Rahman'ın her iki yanı da sağdır. Bunlar
ailelerine, çocuklarına ve sorumluluğu altında olan kişilere adil davranan
kişilerdir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Adabu'z-zifaf 280); Şuayb:
Hadis sahihtir. Ahmed 2/160; Müslim 1827; Nesai 8/221; Bak hadis no: 4485.
Ebu Hatim der ki:
"Rahman'ın sağı" ve benzeri ifadeler, insanların anlayabilmeleri için
hakiki manada değil mecazi olarak kullanılan ifadelerdendir. Zira muhatapları
bir konuyu anlamaları için bazen böylesi lafızların kullanılması gerekmektedir.
Muksit, adil olan anlamındadır. Kasit ise yoldan çıkan anlamındadıL"
Adaletli Liderlerin
Kıyamet Günündeki Mekanları
4485- Abdullah b. Amr'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Adil olanlar Rahman'ın sağında olacaklardır. (Mamafih) Rahman'ın her iki yanı
da sağdır. Bunlar da yönetimlerinde ve aileleri ile sorumluluğu altında
bulunanlara adil davrananlardır."
[Tahric:] Elbani: Sahih: Şuayb: Hadis Sahihtir. Bak
hadis no: 4484.
Allah'ın Adaletli Lideri
Kendi Gölgesinden Başka Gölgenin Olmadığı Bir Günde Gölgelemesi
4486- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yedi
kişi vardır ki Yüce Allah onları kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin
olmadığı günde kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biri adil yöneticidir.
Diğeri Allah'a ibadet ederek büyüyen gençtir. Diğeri yalnız olduçu halde
Allah'ı zikrederek gözyaşı döken kişidir. Diğeri kalbi mescide bağlı olan
kişidir. Diğeri Allah için birbirlerini sevip bu sevgi üzerine bir araya gelen
ve bu sevgi üzerine ayrılan iki kişilerdir. Diğeri soylu ve güzel bir kadının
kendisini çağırması üzerine: ‘‘Ben, Allah'tan korkarım’‘ diyen (ve o kadına
yaklaşmayan) kişidir. Bir diğeri de sağ elinin verdiğini sol elinin bile
bilemeyeceği kadar gizlice sadaka veren kişidir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 887); Şuayb; Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/439; Buhari 6806; Müslim 1031,
91; Tirmizi 2391; Nesai 8/222; Bak hadis no: 7294.
Liderin Acıma ve
Şefkatle Birlikte Tebaasına Karşı Adaletli Olmasının Müstehaplığı
4487- Hz. Aişe'nin bildirdiğine
göre, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Cehm b. Huzeyfe'yi zekatı
toplaması için görevlendirmişti. Adamın biri zekat vermeyip kendisi ile
tartışmaya başlayınca, Ebu Cehm adama vurdu ve kafasını yardı. Adamın yakınları
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve: "Ey Allah'ın
Resulü! Kısas istiyoruz" dediler. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "(Diyet olarak) şu ve şu sizin olsun" buyurdu. Ancak adamlar
buna razı olmadılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Şu ve
şu sizin olsun" buyurdu. Adamlar yine razı olmadılar. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "Şu ve şu sizin olsun"
buyurunca razı oldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kabul
ettiniz mi?" deyince: "Evet" karşılığını verdiler.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
6/232; Ebu Davud 4534; Nesai 8/35; İbn Mace 2638.
Vebalinden Korktuğu
Şeylerde Siyasi Liderin Tebaasına Karşı ihtiyatlı Olmasının Müstehaplığı
4488- Hz. Aişe der ki:
Hit, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının yanına girerdi.
Onu kadınlara ihtiyacı olmayan erkeklerden sayarlardı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) içeri girdiğinde onun: "O kadın (öyle güzel ki) önünü
döndüğü zaman dört (harfin)e, arkasını döndüğü zaman ise sekiz (harfin)e
benzer" dediğini duydu ve: "Gördüğüm kadarıyla bu orada ne olduğunu
biliyor. Bir daha sizin yanınıza girmesin" buyurdu. O, önceden Beyda'da,
her cuma günü Resulullah'ın hanımlarının yanlarına girer ve yemek yerdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Ahmed 6/152; Müslim 2181; Ebu Davud 4109.
Kişinin Sorumluluğu
Altında Bulunan Müslüman Kardeşini Kollaması ve ihtiyaçlarını Gidermesine
Yardımcı Olmasının Gerekliliği
4489- ibn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz. idareci halkın çobanıdır ve
(onlardan) sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sorumludur. Kadın kocasının
evinin çobanıdır ve sorumludur. Köle efendisinin malının çobanıdır ve
sorumludur. Bilin ki hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2600); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/5; Buhari 5188; Müslim
1829; Tirmizi 1705.
Kişinin Basit de Görse,
Zor da Görse Sorumluluğu Altında Olanları Koruyup Gözetmesinin Gerekliliği
4490- ibn Ömer der ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hepiniz
idarecisiniz ve idare ettiklerinizden sorumlusunuz. Siyasi otorite, insanların
idarecisidir ve onlardan sorumludur. Erkek, ailesinin idarecisidir ve onlardan
sorumludur. Kadın, kocasının evinin idarecisidir ve bundan sorumludur. Köle,
efendisinin malının idarecisidir ve ondan sorumludur. Bilin ki hepiniz idarecisiniz
ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
Sahih. Buhari 893; Müslim 1829.
Liderin Başında
Bulunduğu Tebaasına Karşı Sorumlu Olması
4491- ibn Ömer der ki: Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hepiniz
idarecisiniz ve idare ettiklerinizden sorumlusunuz. Vali (halife), insanların
idarecisidir ve onlardan sorumludur. Erkek, ailesinin idarecisidir ve onlardan
sorumludur. Kadın, kocasının evinin idarecisidir ve bundan sorumludur. Kişinin
kölesi, efendisinin malının idarecisidir ve ondan sorumludur. Bilin ki hepiniz
idarecisiniz ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Gayetu'l-meram 268); Şuayb:
Müslim'in şartınca Sahih. Muvatta 992; Ahmed 2/111; Buhari 7138; Müslim 1829;
Ebu Davud 2928.
Allah'ın, Her Çobana
Güttüğü Sürüsünden Hesap Sorması
4492- Enes, Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Allah her çobana, güttüğü sürüyü koruyup korumadığının hesabını
soracaktır."
[Tahric:] Elbani: Hasen (Tahrim Fıkhi's-sire 474;
es-Silsiletu's-sahiha 1636); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre
sahihtir.
4493- Hasan(-i BasrI),
Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Allah her çobana, güttüğü sürüyü koruyup korumadığının hesabını
soracaktır. Hatta kişiye evindeki ailesinin hesabını bile soracaktır."
[Tahric:] Elbani: Hasen (Tahricu Fıkhi's-sire 474;
es-Silsilehı's-sahiha 1636); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir,
Allah'ın Kendisi
Hakkında Hayır ya da Şer Murad Ettiği Valinin Vasfı
4494- Hz. Aişe,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Yüce Allah, idareci hakkında hayır dilemişse, unuttuğunda kendisini
uyaran, hatırladığında ise kendisine yardımcı olan salih birini vezir kılar.
Eğer Allah, idareci hakkında bunun dışında bir şey dilemişse, unuttuğunda
hatırlatmayan ve hatırladığında ise yardımcı olmayan birini kendisine vezir
kılar.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2603;
es-Silsilehı's-sahiha 489); Şuayb: Hadis sahihtir, Ebu Davud 2932; Nesai 7/159.
işlerini Üstlendiği
Tebaasına Hıyanet Eden Siyasi Liderin Cennete Giremeyişi
4495- Hasan(-ı BasrI)
der ki: Ölümüne sebep olan hastalığı zamanında Ma'kil b. Yesar'ın ziyaretine
Ubeydullah b, Ziyad geldi. Ma'kil ona şöyle dedi:
"Sana
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bir hadisi rivayet
edeceğim ve eğer yaşayacak olduğumu bilseydim bunu sana rivayet etmezdim.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Yüce Allah'ın bir topluluğa yönetici kıldığı bir kul, öldüğünde,
yönettiği kişilere ihanet etmiş bir şekilde ölmüşse Yüce Allah ona Cenneti
haram kılar."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 2033
altında); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/25; Buhari 7150; Müslim
142/223; Darimi 2/324.
Siyasi Liderin Mubah
Olsa Dahi Tenkit Edilme ihtimali Bulunan Durumlara Girmemesinin Müstehaplığı
4496- Safiyye binti
Huyey der ki: itikafta olan Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ziyarete
gittim ve bir süre sohbet ettik. Beni evime yetiştirmek üzere gecelerden bir
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2133); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 3671, 4497.
İtikafta Olan Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Safıyye'yi Mescid'den Çıkarak Evine Götürmek
Yerine Sadece Mescid'in Kapısına Kadar Eşlik Etmesi
4497- Ali b. Hüseyn
bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Safiyye binti
Huyey'in bana bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Ramazan ayının son on gününde itikafa girmişti ve kendisi onu ziyarete
gitmişti. Bir süre yanında kaldıktan sonra da gitmek üzere kalktı. Resulullah
da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu geçirmek üzere yanında gitti. Mescid'in
kapısının yakınlarında, Ümmü Seleme'nin kapısının bulunduğu yere vardıklarında
Ensar'dan iki adamla karşılaştılar. Bu iki kişi Allah Resulü'ne (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) selam verdikten sonra da hemen oradan uzaklaşmak istediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Acele etmenize gerek yok!
Yanımdaki (eşim) Safiyye binti Huyey'dir" buyurunca, onlar: "Ey
Allah'ın Resulü! Sübhanallah (seni her türlü çirkinlikten tenzih ederiz)"
dediler. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle demesi de ağırlarına
gitti. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şeytan
insanın içinde kan gibi her yerde dolaşabilir. Sizin de kalplerinize şüphe düşürmesinden
çekindim" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2133); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Buhari 2038; Bak hadis no: 4496.
Siyasi Liderin Az Olup
Hepsine Yetmese de Sahip Olduğu Şeyi Tebaası Arasında Taksim Etmesinin
Müstehaplığı
4498- Ebu Hureyre bildiriyor:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda hurma bölüştürdü. Bana beş
ya da dört hurma düştü. Sonra o hurmayı çiğnemekte dişlerimin çok zorlandığına
şahit oldum.
Ebu Hureyre dedi ki:
"insanların en cimrisi selamı esirgeyen, en aciz kişisi ise dua etmekten
aciz olandır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 601);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/298; Buhari5441; Tirmizi 2474; İbn
Mace 4157.
Siyasi Liderlerin,
Tebaalarının Gönüllerini Onlara Arazi Tahsis Ederek Almalarının Müstehaplığı
4499- Şumeyr b.
Abdilmedan der ki: Ebyad b. Hammal, bir heyetle beraber Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğinde, Hz. Peygamber'den kendisine
bir yeri ikta olarak (işletme hakkı) vermesini isteyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona tuzu (tuz ocağını) verdi.
Ebyad döndüğünde bir
adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ona ne verdiğini biliyor musun? Bu tuz, devamlı
akan su gibidir, (herkes ondan faydalanır)" deyince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), o yeri (bir) kişiye tahsis etmekten vazgeçti. Ebyad b.
Hammal der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) misvak ağaçlarının
koruma altına alınan kısmını benim kullanımıma tahsis etmesini istediğimde:
"Develerin ayak basamayacağı yerler senin kullanımındadır"
karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Hasen liğayrihi (Sahih Ebu Davud
2694). Ebu Davud 3064; Tirmizi 1380; İbn Mace 2475.
4500- Esma binti Ebı
Bekr der ki: Zübeyr benimle evlendiği zaman su çeken bir deve ve bir at
dışında, ne malı, ne kölesi vardı. Ben onun atını yemler ve tımarlardım. Su
taşıyan devesi içinde çekirdek kırar, onu yemler ve deve ile eve su taşırdım.
Aynı zamanda yırtık olan kovasını diker ve hamur yoğururdum. ama ekmek
yapmasını bilmezdim. Ensar'dan olan komşularım ekmeği yaparlardı ve onlar doğru
kadınlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zübeyr'e bir bahçe
vermişti. Ben o bahçeden başımın üstünde fersahın üçte ikisi (dört km civarı)
kadar bir mesafeye hurma çekirdeği taşıyordum. Yine bir gün başımda hurma taşırken
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberinde ashabından bir grupla
geldi ve beni arkasına bindirmek için çağırıp (devesine): "Ih ıh!"
dedi. Ben erkekler ile beraber gitmekten utandım ve Zübeyr'i ve kıskançlığını
hatırladım. O insanların en kıskancıyd!. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) utandığımı anladı ve bırakıp gitti. Zübeyr'e geldiğimde:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grup ile başımda
hurma taşıyorken geldi ve arkasına binmem için devesini çöktürdü. Ben utanıp
binmedim ve senin kıskançlığını hatırladım" dedim. Zübeyr: "Vallahi
başında hurma taşıman benim için onun arkasına binmenden daha zordur"
dedi. Bu olaydan sonra (babam) Ebu Bekr bana bir hizmetçi gönderdi. O hizmetçi
beni atın tımarından kurtarmış ve sanki beni azat etmişti.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
6/347; Buhari5224; Müslim 2182/34.
Siyasi Liderlerin Dindar
ve Müslüman Olmaları Umulan Kimselerin Gönüllerini Almalarının Müstehaplığı
4501- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ku(eyş, Cahiliye'den yeni
çıkmıştır. Ben, (ganimetlerinden bol bol vererek) onların gönlünü almak ve
kendilerini islam'a ısındırmak istedim" buyurdu. Sonra onlara:
"içinizde sizlerden olmayan var mı?" diye sordu. "Hayır, sadece
kız kardeşimizin bir oğlu var" dediklerinde Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bir kavmin kız kardeşlerinin oğlu da
kendilerindendir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 776); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/172; Buhari3146; Müslim
1059/133; Tirmizi3901; Nesai 5/106.
Siyasi Liderin Müslüman
Olmasını Umduğu Kimseye Bol Miktarda Mal Vermesinin Müstehaplığı
4502- Enes bildiriyor:
Bedevinin biri bir şeyler istemek üzere Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldi. Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama koyun verdi.
Ravi ibn Aişe, ne kadar çok olduğunu zikretti- Bedevi kavminin yanına gitti ve:
"Ey kavmim! Siz de gidip Müslüman olun! Zira Muhammed öyle ihsanda
bulunuyor ki, kişi artık fakirlikten yana endişe etmeyecek hale geliyor"
dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim
2312/58.
Siyasi Liderin Müslüman
Olmalarını Arzu Ettiği Müşriklere Hediyeler Vermesinin Mubahlığı
4503- Ebu Humeyd
es-Saidı bildiriyor: Tebuk yılı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte çıkıp Vadi'I-Kura'ya geldiğimiz zaman, bahçesinde olan bir kadınla
karşılaştık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bahçedeki hurmanın
ne kadar olduğunu tahmin edin" buyurdu. Biz bir tahmin yaptık. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu on vesak olarak tahmin etti ve
kadına: "inşaallah biz sana geri gelene kadar, bahçeden ne kadar mahsul
olduğunu iyi say!" diye tembih etti. Yola devam ettik ve Tebuk'e vardık.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu
"Ensar'ın en
hayırlı aileleri Neccar oğulları, sonra Abduleşhel oğulları, sonra da Saide
oğullarıdır. Ensarlı ailelerin hepsinde de hayırlar vardır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 271);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/424; Buhari 1481;
Müslim 1786/12; Ebu Davud 3079.
Siyasi Liderin Müslüman
Olmalarını Arzu Ettiği Müşriklerden Hediyeler Kabul Etmesinin Mubahlığı
4504- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bu mektubumu Kayser'e
götürürse buna karşılık ona Cennet vardır" buyurdu. Oradakilerden bir
adam: "Öldürülmesem de mi?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Evet! Öldürülmesen de" karşılığını verdi. Bunun üzerine
adam mektubu alıp gitti. Mektubu götüren adam Kayser'i Beyt'ül-Makdis'e
(Kudüs'e) giderken gördü. Kayser'e bir halı açılmış ve halıda sadece kendisi
yürüyordu. Adam mektubu halının üstüne bırakıp geri çekildi. Kayser mektubun
yanına varınca onu aldı ve başpiskoposu çağırıp mektubu okuttu. Başpiskopos:
"Bu mektup hakkında sizin bildiğiniz dışında bir şey bilmiyorum"
dedi. Kayser: "Bu mektubun sahibi kim? (gelsin) kendisine eman
verdim" diye seslenince adam geldi. Kayser: "(Sarayıma) döndüğümde
yanıma gel" deyince, adam Kayser saraya geldiğinde kendisi de geldi.
Kayser'in emri üzerine sarayının kapıları kapatıldı. Sonra birine emrederek:
"kayser Muhammed'e tabi oldu ve Hıristiyanlığı bıraktı" diye
seslenmesini istedi. Bunun üzerine kayser'in askerleri silahlanıp sarayını
kuşattılar. kayser, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elçisine:
"Görüyorsun ki ben
krallığım için korkuyorum" dedi. Sonra münadiye: "kayser sizden razı
oldu. Sizin kendi dininize olan bağlılığınızı görmek için böyle yaptı. Şimdi
geriye dönün ve dağılın" diye seslenmesini emretti.
Kayser, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben müslümanım" diye yazdı ve
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dinarlar gönderdi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubu okuduğunda: "Allah'ın düşmanı yalan
söylemiş. O müslüman değildir. Hıristiyanlık dini üzerinedir" buyurdu ve
dinarları dağıttı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
3/219; Buhari 3128; Müslim 1771, 71.
Siyasi Lider'in Yüce
Allah'ın Ona Bahşettiği Fetihler Sayesinde Tebeasından Çeşitli Vakitlerde Hediyeler
Kabul Etmesinin Ve Onlara Bol Bol Mal Dağıtmasının Müstehaplığı
4505- Enes b. Malik
bildiriyor: Ensar'dan bir takım kimseler bazı hurma ağaçların mahsulünü
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tahsis ediyorlardı. Bu uygulama
kurayza ve Nadır'i fethedinceye kadar sürdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) verdikleri hurma ağaçlarını sahiplerine geri veriyordu. Benim ailem
de bana Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmemi ve ondan vaktiyle
Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vermiş oldukları hurmaları veya
bir kısmını geri istememi emrettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ise bizim vaktiyle kendisine verdiğimiz hurma ağaçlarını Ümmü Eymen'e vermişti.
Yanına gittiğimde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o hurma
ağaçlarını bana verdi. Tam bu sırada Ümmü Eymen gelip elbiseyi boynuma
dolayarak: "Olmaz! Allah'a yemin ederim ki, Peygamber onları bana
vermişken size geri vermez" demeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ona: "Ey Ümmü Eymen! Benim şu malım onun yerine senin
olsun" diyor, Ümmü Eymen de: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a
yemin ederim ki, olmaz!" diyordu. Bu durum, sanırım Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona verdiğinin on katını veya buna yakın bir şey
verene kadar devam etti.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/219; Buhari 3128; Müslim 1771, 71.
Siyasi Liderin
Müslümanların işleri için Çeşidi Olay ve Durumlar Karşısında Kendisi için Katip
Edinmesinin Müstehaplığı
4506- Zeyd b. Sabit
anlatıyor: Yemame'de birçok (hafız) kişinin şehit olması üzerine Ebu Bekr beni
çağırttı. Gittiğimde yanında Ömer de vardı. Ebu Bekr şöyle söze girdi:
"Ömer bana geldi ve: ‘‘Yemame'de birçok hafız öldürüldü. Diğer savaşlarda da
hafızların öldürülmesinden ve böylece Kur'an'ın büyük bir bölümünün yok
olmasından çekiniyorum. Emrederek Kuran'ı bir araya toplamanın uygun olacağı
görüşündeyim’‘ dedi. Sen akıllı bir gençsin. Senden hiçbir kötü şey görmedik.
Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy katipliğini yapıyordun.
Onun için araştırma yaparak Kur'an'ı bir araya topla!" dedi. Vallahi Ebu
Bekr, herhangi bir dağı bir yerden bir yere taşımamı isteseydi bu benim için
Kur'an'ı toplama işinden daha kolay gelirdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yapmadığı bir şeyi siz nasıl yaparsınız?" diye sorduğumda, Ebu
Bekr: "Vallahi hayırlı bir iş olacak!" karşılığını verdi. Ebu Bekr bu
şekilde bana devamlı bir ısrar içinde olunca sonunda Yüce Allah benim de
gönlümü bu işe yöneltti ve hemen araştırmaya, hurma dalları, deri parçaları ve
taşlar üzerine yazılan metinlerle, hafızların ezberlerinde olan ayetleri bir
araya toplamaya başladım. Tevbe Suresinin son ayetleri olan, "Andolsun,
size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz
ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve
merhametlidir. Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilah
yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanınm. O yüce Arş'ın sahibidir''(Tevbe
128-9) ayetlerini Huzeyme veya Ebu Huzeyme'de bulup sureye yerleştirdim.
Kur'an'ın yazılı olduğu bu sahifeler hayatı boyunca Ebu Bekr'in yanında durdu.
Vefat edince Ömer'in yanında kaldılar. Ömer de vefat edince kızı Hafsa'nın
yanında kaldılar.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/10, 5/188; Buhari 4986; Tirmizi 3103.
4506- ibrahım b. Sa'd'ın
ibn Şihab kanalıyla Enes b. Malik'ten bildirdiğine göre Huzeyfe, Osman b,
Affan'a geldi, Osman, Iraklılarla beraber Şamlıları Ermenistan ve Azerbaycan'ın fethi için savaşa
hazırlıyordu. Huzeyfe, Kur'an konusunda bazı ihtilaflar görmüş ve Osman b.
Affan'a: "Ey Müminlerin emiri! Yahudi ve Hıristiyanların ihtilaf edip ayrılığa
düştükleri gibi bu ümmette Kur'an konusunda ihtilafa düşmeden yetiş ve yapman
gerekenleri yap" dedi. Bunun üzerine Osman, Hafsa'ya: "Yazılmış tek
nüsha olan o mushafı bize gönder çoğaltıp tekrar iade ederiz" diye haber
gönderdi. Hafsa mushafı Osma'a yolladı. Osman da Zeyd b. Sabit, Abdullah b.
ez-Zübeyr ve Said b. el-As'a: "Bu mushaftan mushaflar çoğaltınız"
diye talimat verdi. Osman bu ekibe: "Zeyd b. Sabit'le ihtilaf ettiğiniz
yeri Kureyş lehçesine göre yazınız; çünkü Kur'an onların lehçesiyle
inmiştir" dedi. Sonunda mushafları çoğalttılar. Osman da çoğaltılan o
mushaflardan her birini belli merkezlere gönderdi. Bunun dışındaki sayfalar
halindeki Kur'an ayetinin veya mushafın yok edilmesini veya yakılmasını
emretti.
4506- ibn Şihab der ki:
Harice b. Zeyd, Zeyd b. Sabit'in şöyle dediğini işitmiştir: Mushafı nesh
ederken Ahzab Süresinden bir ayeti bulamadım Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bu ayeti okuduğunu işitirdim. Aradım ve onu Huzeyme b. Sabit
el-Ensarı'nin yanında buldum. Bu ayet: "Inananlardan, Allah'a verdiği ahdi
yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de
beklemektedir. Ahidlerini hiç değiştirmemişlerdir" (Ahzab, 23) ayetidir.
Sonra bu ayeti mushafta sürenin yerine yerleştirdim.
4506- ibn Şihab der ki:
O gem "Tabut" kelimesinde ihtilafa düştüler. Zeyd b.
Sabit: "Tabuh"
derken, ibnu'z-Zübeyr ve Said b. el-As: "Tabut" diyorlardı.
ihtilafları Osman'a arz edilince: "Tabut" olarak yazın. Çünkü
Kureyş'in lisanına göre böyledir" dedi.
Kişinin Dini ihtiyaçlar
Konusunda Kullanmak Üzere Kendine Katip Edinmesinin Caizliği
4507- Zeyd b. Sabit'in
bildirdiğine göre Hz. Ebu Bekr, Yemame olayında Kur'an hafızlarının
öldürülmeleri üzerine kendisini çağırdı. Zeyd gittiğinde Hz. Ömer b.
el-Hattab'ın da orada olduğunu gördü. Hz. Ebu Bekr şöyle dedi:
"Ömer bana geldi
ve: ‘‘Yemame olayında Kur'an hafızlarının öldürülmesiyle hadise hayli kızışmış
bulunmaktadır. Bütün bölgelerde Kur'an hafızlarına karşı bu tür olayların
olacağından endişe etmekteyim; bu takdirde Kur'an da yok olup gidecektir. Bence
Kur'an'ın toplanmasını emret’‘ dedi. Ben: ‘‘Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yapmadığı bir şeyi ben nasıl yaparım?’‘ deyince, Ömer: ‘‘Bu iş vallahi
hayırlıdır’‘ karşılığını verdi. Ömer bu konuda konuşmaya devam etti. Neticede
Allah, Ömer'in gönlünü açtığı konuda benim gönlümü açtı ve ben de Ömer b.
el-Hattab'ın görüşüne uydum."
Zeyd der ki: Hz. Ömer
yanında oturmuş, konuşmuyordu. Ebu Bekr: "Sen gençsin akıllısın, sana
güveniyoruz. Sen Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy
katiplerinden idin. Kur'an'ı topla" dedi. Vallahi, dağlardan birini
taşımamı isteselerdi, bana emrettiği Kur'an'ı toplamak işinden daha kolaydı.
Ben:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapmadığı bir şeyi siz nasıl yapacaksınız?"
dedim. Ebu Bekir: "Bu iş vallahi hayırlı bir iştir" dedi. Ebu Bekir
ve Ömer bu konuda bana müracaata devam ettiler neticede o ikisinin gönlünü
açtığı şeye Allah benim gönlümü de açtı. Kur'an'ı yazılı parçalardan, kürek
kemiklerinden, hurma ağacı kabuklarından ve hafızların göğüslerinden
araştırmaya başladım. Tevbe suresinin son ayetlerini Huzeyme b. Samit'te
buldum. Başkasının yanında bulamadım. Bu ayetler: ''Andolsun, size kendi
içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok
ağır gelir ...'' (T evbe 128) ayetleridir. Kur'an'ın toplamış olduğum yazılı
olduğu bu sahifeler hayatı boyunca Ebu Bekr'in yanında durdu. Vefat edince
Ömer'in yanında kaldılar. Ömer de vefat edince kızı Hafsa'nın yanında kaldılar.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Ahmed 1/13; Buhari 4989.
4507- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre kendisi, Azerbaycan ve Ermenistan gazvesi için Şam ve Irak
ahalisiyle bir araya gelmişti.. Kur'an konusunda aralarında münakaşa çıkmış ve
işi neredeyse aralarında çatışmaya dönüşecekmiş. Huzeyfe onların Kur'an
konusundaki bu ihtilaflarını görünce bineğine atlayıp Osman b. Affan'a gelerek:
"Ey Müminlerin emiri! Yahudi ve Hıristiyanların ihtilaf edip ayrılığa
düştükleri gibi bu ümmetin de Kur'an konusunda ihtilafa düşmelerinden
korkuyorum" dedi. Hz. Osman bunu duyunca korkuya kapıldı ve hemen Hafsa
binti Ömer'e haber gönderip Ebu Bekr'in emriyle Zeyd'in toplamış olduğu
sahifeleri getirtti. "Bize Kur'an'ın hepsinin toplandığı sayfaları
gönder" diye haber saldı. Daha sonra çoğalttırdığı mushafları çeşitli
beldelere gönderdi.
Daha sonra Mervan Medine
valisi olduğunda birini Hafsa'ya gönderip parçalamak için sayfaları istedi.
Mushafların birbirine muhalif olmalarından korktu. Ancak ona vermesine mani
oldum.
ibn Şihab dedi ki: Bana
Salim b. Ömer bildirdi: Hafsa ölünce bu defa kararlılıkla onları kendisine
göndermesi için birini ibn Ömer'e yolladı. Hafsa'nın cenazesinden döndüğü
saatte ibn Ömer sayfaları Mervan'a gönderdi. Osman'ın çoğalttırdığı mushafla
ihtilaf halinde olur endişesiyle o sayfaları yaktırdı.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Meclisine Giren Müşriklerden Korunması
4508- Enes b. Malik der
ki: "Kays b. Sa'd'ın Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanındaki konumu valinin emniyet amiri gibiydi."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Buhari
7155; Tirmizi 3850.
Siyasi Liderin
Tebaasından Soğan Yiyenleri Kokusu Gidene Kadar Kendinden Uzaklaştırmasının
Müstehaplığı
4509- Ebu Said el-Hudri'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), beraberinde ashabı
da olduğu halde bir soğan tarlasına rastladılar. Aralarından bazıları inerek
soğandan yerken, diğerleri yemediler. Daha sonra Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına vardığımızda O, soğan yemeyenleri çağırıp
diğerlerini ise kokusu gidinceye dek yanına yaklaştırmadı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Müslim 566; Bak hadis no: 2082.
Siyasi Liderin Kendisi
için Dünyayı Toplama Arzusunda Olmaması Gerekmesi
4510- Lakıt b. Sabre der
ki: Ben Muntefik oğullarının Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gönderdiği heyet içerisindeydim. Biz Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile beraber otururken bir çoban Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in davarlarını ağıla sürüp götürüyor, onların arasındaki yeni doğan bir
kuzu da meleyerek gidiyordu. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), O çobana:
"Ne doğurdu?" diye sorunca:
"Bir dişi
kuzu" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Öyle ise onun yerine bize bir koyun kes" buyurdu ve şöyle
devam etti:
"Sakın bunu senin
için kestiğimizi zannetme! Bizim yüz koyunumuz var artmasını istemiyoruz, ne
zaman çoban bir kuzuyu doğurtup gelirse, onun yerine bir koyun kesiyoruz,"
Lakit dedi ki: "Ey
Allah'ın Resulü! Benim uzun dilli (ağzı bozuk) bir hanımım var (ne
yapmalıyım?)" diye sorunca; "Öyleyse onu boşa" buyurdu. Ben de:
"Ey Allah'ın Resulü! Onunla aramızda dostluk var; ondan çocuğum da
oldu" dedim. "Öyleyse ona emret" buyurdu. "(Ravi diyor ki
emret demekle öğüt ver demek istedi.) Öğüdüne devam edersen umulur ki aklını
başına ayır. Ayrıca karını deveni döver gibi dövme" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana abdesti anlatır mısın?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Abdesti güzelce al, parmakların arasına suyu eriştir. Oruçlu
değilsen burnuna suyu iyice çek" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı ceyyiddir Bak
hadis no: 1054.
Yöneticilerin,
Müslümanların Mallarını Helal Olmayan Yollarla Haksız Yere Kullanmasının
Yasaklanması
4511- Hasan bildiriyor:
Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından biri olan Aiz b. Amr,
Ubeydullah b. Ziyad'ın yanına girdi ve: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ‘‘En kötü yönetici zorba olan yöneticidir!’‘ buyurduğunu işittim.
Dikkat et de sen de onlardan biri olmayasın!" dedi. Ubeydullah ona:
"Otur! Zira sen Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı içinde en
değersiz olanlardan birisindiye çıkışınca, Aiz: "Onların içinde değersiz
olanlar var mıydı ki? Asıl değersizli onlardan sonra gelenlerde ve onlardan
başkalarındadır" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2884);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/64; Müslim 1830.
Müslümanların işlerini
Üstlenip izinleri Olmadan Mallarında Dilediğince Tasarrufta Bulunmanın
Cehennemi Hak Ettirmesi
4512- Havle binti Kays
b. Kahd der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Bu) dünya
(malı), hoş ve tatlıdır. Kim gereği şekilde onu elde etmeye çalışırsa kendisi
için bereketli kılınır. Kim de Allah ve Peygamber'in (dağıtacağı ganimet)
malından canının istediği gibi harcamaya kalkan için kıyamet gününde sadece
ateş vardır" buyurduğunu işittim.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.
Ahmed 6/364; Buhari 3118; Tirmizi 2374.
Siyasi liderin Bereketli
Olması için Bu Maldan Hakettiği Kadarını Alması
4513- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizin için en çok
endişe ettiğim şey, yerin bitirdiği şeyler ve dünya süsleridir" buyurdu.
Bunun üzerine bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Hayır da başımıza kötülükler
getirir mi ki?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir süre sustu. Kendisine vahiy indiğini düşündük. Kendisini bir nefes darlığı
tutmuş ve ter kaplamıştı. Kendine gelen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Soruyu soran nerede?" diye sorunca, adam: "Buradayım,
hayırdan başka bir şey kastetmedim" dedi. Bunun. üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayır ancak hayır getirir.
Baharla birlikte yetişip yeşeren bazen ölüme yol açar, bazen öldürmese de ölüme
yaklaştırır. Ancak otla beslenenler bunun dışındadır, zira onlar doyana kadar
yer, doyunca da yemeyi bırakıp güneşe döner, dışkısını ve idrarını yapar. Sonra
tekrar döner ve tekrar otlanır. Fakat dünya, tatlı ve çekicidir. Dünya malını
hakkıyla alan kimseye o mal bereketli kılınır. Kim de onu haksız yere alırsa
ona bereketli kılınmaz. Bu kimse yiyip de doymayan kişiye benzer. Üstteki
(veren) el de alan elden hayırlıdır."
Hüseyn b. el-Hasan dedi
ki: Süfyan, A'meş'in bu hadisi kırk seneden beri sorduğunu ileri sürdü.
[Tahric:] Elbani: Sahih. Bak hadis no: 3226.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Sefihlerin İdareciliğinden Allah'a Sığınması
4514- Cabir b. Abdillah,
Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Ey Ka'b b. Ucra! Seni sefihlerin idareciliğinden Allah'a sığındırırım.
Bunlar yönetici olacaklardır. Yanlarına girip zulümlerinde onlara yardımcı olan
ve yalanlarını onaylayanlar benden değildir, ben de onlardan değilim. Bu kişi
(Cennette) Havz'a yanıma gelemeyecektir. Yanlarına girmeyip, zulümlerinde
onlara yardımcı olmayan ve yalanlarını onaylamayanlar bendendir ve ben de ondanım.
Bu kişi (Cennette) Havz'a yanıma gelecektir. Ey Ka'b b. Ucra! Namaz Allah'a
yaklaşmaktır. Oruç ise günahlara karşı kalkandır. Sadaka, hataları suyun ateşi
söndürmesi gibi söndürür (götürür). insanlar sabahleyin kalkıp nefisini satar,
kimi nefsini satar kurtarır, kimi de onu helak eder. Ey Ka'b b. Ucra! Haramla
beslenen kişi Cennete girmeyecektir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağlb 3/150;
Zilalu'l-cenne 756); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/321; Bak hadis
no: 1723.
Valilerin ve Devlet
Memurlarının Müslümanların Mallarından Ancak Allah ve Resulü'nün Helal Kıldığı
Şeyleri Almaları
4515- Ebu Humeyd
es-Said! bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sadaka
toplama işinde ibnu'l-lutbiyye'yi görevlendirdi. Hesap vermek için geri
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde dedi ki: "Bunlar
zekat olarak size düşenler. Bu da bana hediye olarak verilen miktar."
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Gerçekten
doğru söylüyorsan babanın veya annenin evinde otursaydın bu hediye sana verilir
miydi?''
"Tebliğ ettim
mi!" buyurdu. Buna Zeyd b. Sabit el-Ensarı şahittir. Benim omuzum onun
omzuna sürtünüyordu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2612); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 5/423; Buhari 6979; Müslim 1832/27; Ebu Davud 2946.
Yöneticileri Kadınların
Olduğu Toplumlar için Kurtuluşun Olmaması
4516- Ebu Bekre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "idareciliğini bir kadının
yaptığı kavim, kurtuluşa ermez" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 3456); Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 5/47, 5/51; Buhari 2704; Tirmizi 2262; Nesai 8/227.
istenilmeyen Davranışlar
Sergileseler de Dinin Valiler Sayesinde Güçlenmesi
4517- Enes b. Malik,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:
"Yüce Allah bu dini ahiretten nasibi olmayan kimselerle
kuvvetlendirecektir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1649);
Şuayb: Hadis sahihtir.
Kişi Günahkarlıkla Maruf
Olsa Bile Allah'ın Onun Gibiler Eliyle Dini Güçlendirmesi
4518- Abdullah (b.
Mes'ud), Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
bildirir: "Yüce Allah bu dini facir kimse ile kuvvetlendirecektir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1649);
Şuayb: Hadis sahih liğayrihidir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Bu Sözü Söyleme Nedeni
4519- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Huneyn'de bulunduk. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), müslüman olduğu iddia edilen yanındaki
biri hakkında: "Bu kişi Cehennem ahalisindendir" buyurdu. Savaş
başladığı zaman bu kişi şiddetli çatışmaya girdi ve ölünce Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehenneme girdi" buyurdu. Bazı
insanlar bu konuda neredeyse şüpheye düşecek oldular. Onlar bu halde iken:
"O, ölmemiş, ancak derin yaralar almış" denildi.
"Allahu ekber,
Allah'ın kulu ve elçisi olduğuma şahitlik ederim" dedi. Sonra emri üzerine
Bilal insanlar arasında: "Cennete ancak mümin kişiler girer. Allah bu dini
facir (günahkar) kişilerle de güçlendirir" diye çağrıda bulunmaya başladı.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha İ649);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/309; Buhari 3062; Müslim 111.
Dirliğin Daha iyi
Sağlanması için Siyasi Liderin Tebaası Arasında Sözleşmeler Yapmasının
Müstehaplığı
4520- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş ve Ensar
arasında onların (Enes'in evinde) ahitleşme yapmıştır."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/111; Buhari 2294; Müslim 2529; Ebu Davud
2926.
Siyasi Liderin Binekle
Giderken insanların Ona Yürüyerek Eşlik Etmelerinin Mubahlığı
4521- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kaza umresine girdiğinde Abdullah
b. Revaha (O'nun bineğinin) üzengisini tutmuş şöyle diyordu: "Kafirler hak
yolundan kaldırılacaktır Yüce Allah ayetlerinde beyan etti ki: En hayırlı
savaş, yolunda yapılan savaştır."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 210);
Şuayb: Hadis sahihtir. Tirmizi 2847; Bak hadis no: 5758.
Siyasi Liderin Yolda
Giderken Susadığında Su istemesinin Mubahlığı
4522- Seleme
ibnu'I-Muhabbik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk
Savaşında bir eve vardı, evin avlusunda (deriden yapılmış) asılı bir su tulumu
vardı. (Ev halkından tulumdaki) su(dan bir miktar vermelerini) istedi. Ona:
"Bu (su tulumunun derisi) bir leş(e ait)tir" denildi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun tabaklanmış olması,
temizlenmesi (demek)tir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Gayetu'l-meram 26); Şuayb:
Hadis sahih liğayrihidir. Ahmed 3/476; Ebu Davud 4125; Nesai 7/173.
Siyasi Liderin Bazı
Gecelerde Mezar Ziyareti Yaparak Kendisine Ahireti Hatırlatmasının Müstehaplığı
4523- Hz. Aişe dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bende kaldığı her gecenin sonunda
mutlaka Bakı mezarlığına çıkar ve: "Selam size ey Müminlerin diyarı! Size
yarın verileceği vaad olunan şey verilmiştir. Sizler bekletilmektesiniz.
inşaallah biz de size katılacağız. Allahım! Bakiu'l-Garkad'da yatanlara
mağfiret et" buyururdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih.
Ebu Hatim der ki:
"Buradaki Ata, Meymüne'nin azatlısı Ata b. Yesar'dır."
Yapanları Motive Etmesi
Yapacakları da Özendirmesi Bakımından Siyasi Liderin Birkaç Günde Bir Tebaasına
Nasihatte Bulunmasının Müstehaplığı
4524- Ebu Vail der ki:
Abdullah b. Mes'ud her perşembe günü insanlara vaaz verirdi. Adamın biri ona:
"Bize her gün vaaz vermeni isterdik" deyince şu karşılığı verdi:
"Sırf sizi bıktırmaktan endişe ettiğim için bunu yapmıyorum. Zamanında
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizleri bıktırıp usandırmamak için
birkaç gün arayla sohbet ederdi."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/427; Buhari 70; Müslim 2821/83; Tirmizi 2855.
Valilerin Tebaalarını
Allah ve Resulü'nün izin Vermediği Şekilde Yönetmelerinin Yasaklanışı
4525- Adiy b. Adiy el-Kindı
der ki: Ebu'd-Derda bir gün ordunun dışında giderken yine ordunun dışında giden
iki kişi ile karşılaştı ve onlara: "Böylesi bir mekanda üç kişi bulunduğu
zaman mutlaka birinin emir olması gerekir. Biriniz emir olsun" dedi.
Onlar: "Ey Ebu'd-Derda! Sen emir ol" deyince de şöyle karşılık verdi:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Üç kişiye dahi emir olan
kişi, kıyamet gününde elleri bağlı olarak Allah'ın huzuruna çıkar. Artık ya
adaleti onu kurtaracaktır ya da zulmü bağlı bırakacaktır’‘ buyurduğunu
işittim."
[Tahric:] Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağib 3/140);
Şuayb: İsnadı çok zayıfhr.
Siyasi Liderin
Müslümanların işleri ve idaresi için Yakını ve Dostu Olsalar Dahi Uygun
Olmayanları Değil Uygun Olan Kişileri Seçip Görevlendirmesinin Müstehaplığı
4526- Abdülmuttalib b.
Rabia b. el-Haris b. Abdilmuttalib bildiriyor: Rabia b. el-Haris ve Abbas b.
Abdilmuttalib: "Vallahi, şu iki genci -Beni ve Fadl b. Abbas'ı
kastediyorlar- Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göndersek ve bunları
zekat toplamakta görevlendirse, diğerlerinin verdiğini onlar da verse,
diğerlerinin faydalandığı şeylerden bunlar da faydalansa" dediler. Onlar
böyle konuşurken Ali b. Ebı Talib gelip: "Ne istiyorsunuz?" diye
sordu. istedikleri şeyi ona söylediklerinde ise Hz. Ali: "Yapmayın.
Vallahi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) istediğinizi yapmaz"
dedi. Onlar: "Neden böyle yapıyorsun? Sen bunu bizi kıskandığın için
yapıyorsun. Vallahi sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber
oldun ve damadı olma şerefine nail oldun. Biz seni kıskanmadık" dediler.
Bunun üzerine Hz. Ali: "Ben Hasan'ın babasıyım. Onları gönderin"
deyip uzandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Sakladığınızı
çıkarın" dedi ve girdi, biz de onunla girdik. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) o sırada Zeyneb binti Cahş'in evindeydi. Onunla konuşup:
"Ey Allah'ın Resulü! Bizi zekat toplamakla görevlendir. Böylece insanların
faydalandıkları şeylerden biz de faydalanırız. insanların sana ödedikleri
şeyleri de öderiz" dedik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sustu ve başını evin tavanına doğru çevirdi.
Biz onunla konuşmak
isterken Zeyneb bize perdenin arkasından işaret ederek konuşmamamızı işaret
etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize dönüp:
"Bilin ki, sadaka,
Muhammed'e ve ailesine helal değildir. Bu sadakalar (zekatlar) insanların
kiridir. Bana ganimetlerin beşte birini tahsille görevli Mahmiyye b. Cez'i ve
Ebu Süfyan b. el-Haris'i çağırın" buyurdu. Onlar gelince de Mahmiyye'ye:
"Bu genci -Fadl'ı- kızınla evlendir" buyurdu. O da onunla evlendirdi.
Ebu Süfyan'a ise: "Bu genci kızınla evlendir'' buyurdu. O da beni
evlendirdi. Sonra ise Mahmiyye'ye: "Onlara ganimetin beşte birinden mehir
masrafı ver" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 879); Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 4/166; Müslim 1072; Ebu Davud 2985; Nesai 5/105, 5/106 ..
Siyasi Liderin,
Tebaasının Kadınlarına, Bilhassa Aklı Kıt Olanlara Karşı Yumuşak Davranmasının
Müstehaplığı
4527- Enes b. Malik der
ki: Aklında biraz (noksanlık) olan bir kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Benim
senden bir isteğim var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Ümmü Fulan! Yolun arzu ettiğin tarafında dur" buyurup kadının
ihtiyacını görene kadar onunla durup gizlice konuştu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 285); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 3/285; Buhari 6072; Müslim 2326; Ebu Davud 4819; İbn
Mace 4177.
Siyasi Liderlerin
Tebaalarından Kocaları Olan Bazı Kadınların Yanlarında
4528- Enes b. Malik der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Süleym'in yanına
girdiği zaman altına deriden bir döşek sererdi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu döşeğin üzerinde
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
3/103; Buhari 6281; Müslim 2332; Nesilı 8/218.
Siyasi Liderin
Tebaasından Birilerini Bineğinde Arkasına Bindirmesinin Mubahlığı
4529- Seleme b. el-Ekva'
der ki: Müezzin henüz ilk ezanı okumadan yola koyuldum. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağmal develeri Zi Kared'de otluyordu. Yolda
Abdurrahman b. Avf'ın bir kölesiyle karşılaştım. Bana: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağmal develeri alındı!" deyince: "Kim
aldı?" diye sordum. "Gatafanlılar aldı!" deyince üç defa:
"Baskın var!" diye seslendim. Sesimi Medine'nin iki kara taşlığı
arasında kim varsa hepsine duyurdum. Sonrasında develeri alanların peşlerine
düştüm. Develeri sulamak ve su içmek üzere iken onlara yetiştim. Hemen
üzerlerine ok atmaya başladım ki iyi bir atıcıydım. Ok atarken de şu yönde şiir
okuyordum: "Ben ki Ekva'ın oğluyum!
Bugün alçakların ölme
günüdür!"
Bu şekilde sağmal
develeri onlardan kurtardım. Develerle birlikte onlardan otuz tane giysi de ele
geçirdim. Sonunda Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğer
Müslümanlar yetiştiler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anam
babam sana feda olsun! Pek susamışlar ama su içmelerine fırsat vermedim.
istersen hemen üzerlerine birilerini gönder" dediğimde: "Ey Ekva'ın
oğlu! Onların hakkından geldin, onun için biraz merhametli davran. Şimdi onlar Gatafan'da
kavimleri arasında ağırlanmaktadırlar" karşılığını verdi. Sonrasında yola
çıktık ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye girene kadar beni
devesinde terkine bindirdi.
- Elbani: Sahih (Tahricu
Fıkhi's-sire 343); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/48; Buhari
Tebaanın Din ve Dünya
İşlerinin ıslahına Yönelik Olduktan Sonra Kendisine Dil Uzatılmasına Siyasi
Liderin İzin Vermesinin Müstehaplığı
4530- Enes b. Malik
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethettiği zaman,
Haccac b. ilat: "Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de malım ve ailem var. Ben
onların yanına gitmek istiyorum. Gerektiğinde sana dil uzatır veya kötü
konuşursam izin verir misin?" dedi. Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona izin verdi. Haccac, Mekke'deki hanımının yanına vardığında ona:
"Benim burada ne kadar malım varsa topla. Muhammed'in ve ashabının
ganimetlerinden bir şeyler satın almak istiyorum. Müslümanlar kaçtı ve malları
yağmalanıyor" dedi. Bu haberin Mekke'de yayılması üzerine müslümanların üzüldüğü
müşriklerin de sevinip neşelendikleri görüldü. Bu durum Abbas b.
Abdilmuttalib'e ulaştığında Mescid'de yerinde yığılıp kaldı ve kalkacak gücü
kalmadı. (Ravi) Ma'mer der ki:
Cezer! bana Miksam'dan
şöyle haber verdi: "Abbas, sırt üstü uzandı ve Kusem adında, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) benzeyen oğlunu göğsüne alarak şöyle dedi:
"Sevdiğim Kusem!
Kadri yüce olanın benzerisin. Bütün nimetlerin sahibi Rabbimin Neb!sinin.
inatçılar bunu istemese, kabul etmese de."
Ma'mer devamında Sabit'in,
Enes'ten şöyle naklettiğin söyledi: (Abbas) Haccac b. ilat'a bir köle gönderdi.
Köle, Haccac'a: "Yazık sana. Sen ne ile geldin ve burada ne diyorsun?
Allah senin getirdiğin haberlerden daha iyisini vaad etti" deyince, Haccac
köleye: "Fazilet sahibine selamımı iletip ona şöyle de:
"Benim için de
birkaç beyit söylesin. Haberler onu mutlu edecek şekildedir" dedi. Köle
(Enes'in) yanına gelip kapıya ulaştığında: "Müjdeler olsun ey fazilet
sahibi!" deyince, Abbas kalkıp köleyi alnından öptü. Köle Haccac'ın
dediklerini haber verince de Abbas köleyi azad etti. Sonra Haccac gelip şöyle
haber verdi:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethetti ve mallarını ganimet olarak
aldı. Malları konusunda Allah'ın hükmü icra edildi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Safiyye binti Huyey'i kendine seçti. Onu azad edip hanımı
olması veya ailesine yetişmesi arasında muhayyer bıraktı. O ise, azad edilip
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı olmayı tercih etti. Ben
burada olan malım için gelmiştim. Mallarımı toplayıp öyle gitmeyi istedim.
Bunun için Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin istedim ve Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana gidip istediğimi söylememe izin
verdi. Benim durumumu üç gün kimseye söyleme, sonra dilediğini söyle."
Ravi devamında şöyle
dedi: (Haccac'ın) hanımı, yanındaki takılarını ve ev eşyalarını toplayıp ona
verdi. Sonra Haccac malı alıp gitti. Üç gün sonra Abbas, Haccac'ın hanımına
geldi ve: "Kocan ne yaptı?" diye sordu. Kadın ona kocasının gittiğini
söyleyip: "Ey Ebu'l-Fadl! Allah sana tasa vermesin. Duydukların yüzünden
düştüğün duruma üzüldük" dedi. Abbas: "Allah beni üzüntüye sokmadı ve
Allah'a hamd olsun ki istediğimizden başkası olmadı. Haccac bana şöyle dedi:
"Allah, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle Hayber'i
fethetti ve haklarında Allah'ın hükmü icra edildi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Safiyye'yi kendine seçti ve ‘‘Eğer kocana ihtiyacın varsa
peşinden git’‘ dedi."
Haccac'ın hanımı:
"Vallahi! Sanırım sen doğru söylüyorsun" dedi. Abbas:
"Ben doğru
söylüyorum. Durum da haber verdiğim gibidir" dedi. Sonra Kureyş'in
meclisine gitti. Onlar: "Ey Ebu'I-Fadl! Başına hayırdan başka bir şey
gelmedi" deyince, Abbas şöyle dedi: "Allah'a hamd olsun ki, hayırdan
başka bir şeyolmadı. Haccac bana şöyle haber verdi: ‘‘Allah, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) eli ile Hayber'i fethetti ve Hayberliler hakkında
Allah'ın hükmü uygulandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safiyye'yi
kendine seçti. Bu konuyu üç gün gizlememi istedi. Kendisine ait olan malını
alıp geri dönmek için geldiğinde:
"Allah
Müslümanların üzüntüsünü müşriklerin üstüne koydu." Mekke'deki üzüntülü
Müslümanlar çıkıp Abbas'ın yanına geldiler ve Abbas kendilerine olanları
anlattı. Bunun üzerine Müslümanlar sevindi. Allah, Müslümanlardaki üzüntüyü,
hiddeti ve kaygıyı müşriklerin üstüne nakletti.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 545);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/138, 3/139.
Tebaanın işlerinin
ıslahına Yönelik Şeylerde Siyasi Liderin Gayret Göstermesinin Müstehaplığı
4531- Enes anlatıyor:
Doğduğunda Abdullah b. Ebı Talha el-Ensari'yi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e götürdüm. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
geldiğimde üzerinde bir aba vardı ve devesini yemliyordu. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Yanında hurma var mı?" diye
sorunca:
"Evet!" dedim
ve hurmaları ona verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hurmaları
alıp ağzına koydu ve çiğnedi. Çiğneyip iyice ezdikten sonra çocuğun ağzına
koydu. Çocuk da ağzına aldığı bu hurmayı emmeye başladı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bunu görünce: "Ensar hurmayı her şeyden çok
seviyor" buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adını
Abdullah koydu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Ahmed 3/175, 3/212; Müslim 2144/22; EbU Davud 4951.
Siyasi Liderin Şahsi
Malı ya da Zekat Malı Olan Hayvanların Bakımını Bizzat Yapmasının Müstehaplığı
4532- Enes der ki: Ümmü Süleym
doğum yaptığı zaman bana: "Ey Enes! çocuğa iyi bak, yarın onu tahnık
yapması için Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürünceye kadar
başına bir şey gelmesin" dedi. Sabahleyin yanına gittiğimde Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahçede gördüm. Üzerinde nakışlı siyah bir giysi
vardı ve Fetih sırasında gelen bineklere damga vuruyordu,"
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Muslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/106; Buhari 5470, 5824; Müslim 2119/109.
Enes b. Malik'in "Damga
Vuruyordu" Sözüyle Bunu Başkasına Yaptırmadığını Bizzat Kendisinin
Yaptığını Murad Etmesi
4533- Enes b. Malik der
ki: "Abdullah b. Ebı Talha'yı alıp tahnık yapması (damağına tatlı bir şey
sürmesi) için Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim.
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde dağlama aleti ile gördüm.
Zekat develerine damga vuruyordu.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2309); Şuayb:
Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 3/284; Buhari 1502; Müslim 2119/112; Ebu
Davud 2563.
Tebaanın Bereketini
Umarak Talep Ettikleri Şeyleri Siyasi Liderin Yapmasının Müstehaplığı
4534- Mahmud b. er-Rab!'
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim evde asılı olan bir
kovadan ağzına su alıp yüzüme püskürttüğünü (henüz küçük olmama rağmen)
hatırlarım. itban b. Malik de bana şunu anlattı: "Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Artık iyice göremez oldum. Sağanak
yağmurlarda vadideki seller kabilemin mescidine gitmeme engel oluyor. Evime
gelip bir yerinde namaz kılmanı istiyorum ki, namaz kıldığın yeri kendime
namazgah edineyim’‘ dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Olur’‘
karşılığını verdi. Diğer gün sabah Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
yanında Ebu Bekr'le geldi. Girmek için izin istediklerinde girmelerine izin
verildi. Ancak eve girince oturmadan bana: ‘‘Evinin neresinde namaz kılmamı
istersin?’‘ diye sordu. Ona bir yeri gösterdiğimde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ileri geçti, ben ile Ebu Bekr de arkasında saf tuttuk. Bize
iki rekat namaz kıldırdı. Namaz sonrası, yaptığımız et çorbasından ikram etmek
için onu evimizde beklettik."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Müslim
265/33; Bak hadis no: 223.
Siyasi Liderin Yapacak
Kimseler Varken Tebaasının Bazı İşlerinde Bizzat Kendisinin de Çalışmasının
Müstehaplığı 609
4535- Bera b. Azib der
ki: Hendek günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle beraber toprak
taşıyor, toprak karnının beyazlığını örtmüştü ve şöyle diyordu:
Sen olmasaydın doğru
yolu bulamazdık, Allahım Zekat veremez, namaz kılamazdık, Allahım Üzerimize iç
huzuru indir Müşriklerle karşılaştığımızda ayaklarımızı yolunda sabit kıl. Zira
onlar üzerimize saldırmışlardır. Fitne istedikleri zaman da biz onlara karşı
koyarız.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bunu söylerken (sesini yükseltip son kelimeleri) uzatıyordu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3242);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/285; Buhari 2836; Müslim
1803; Darimi 2/221.
Siyasi Liderin iyilerden
Olan Kimselerin Bazı Kusurlarını Görmezden Gelmesinin Müstehaplığı
4536- Hz. Ali der ki:
Bedir savaşında ganimetten bana yaşlı bir deve düşmüştü. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bana yaşlı bir deve daha verdi. Bir gün bu iki deveyi
Ensar'dan bir adamın evinin önünde çöktürdüm. Satmak için onlara ızhır otu
yükleyecektim. Yanımda Fatıma'nın yemek daveti konusunda bana yardımcı olması
için Kaynuka oğullarından bir adam vardı. Hamza b. Abdilmuttalib de develeri
çöktürdüğüm evde içki içiyordu. Bir şarkıcı kadın ona şarkı söylüyor ve şöyle
diyordu: "Ey Hamza! Semiz ve yaşlı develere dikkat et!"
Bir ara Hamza bu iki
deveye kılıcıyla saldırdı. Kılıçla hörgüçlerini tamamen kesti, böğürlerini de
yarıp ciğerlerinden bir tanesini çıkarıp aldı. Bu manzara beni çileden çıkardı.
Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları anlattım. Yanında
Zeyd b. Harise de vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına Zeyd'i
de alıp çıktı ve Hamza'nın yanına girdi. Ben de onlarla birlikte yürüdüm.
Başında durup Hamza'ya kızınca, Hamza başını kaldırıp baktı ve: "Siz
babamın kölelerinden başka bir şey misiniz!" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bunu duyunca gerisin geriye çıktı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari'nin şartınca
sahihtir. Ahmed 1/142; Buhari 2375; Müslim 1979/1; Ebu Davud 2986.
Siyasi Liderin
Tebaasından Kendisine Kötü Davranan Kimseyi Cezalandırmaktan Vazgeçmesinin
Müstehaplığı
4537- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre o, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
beraber Necd taraflarına doğru bir gazveye çıkmıştı. Ağaçları çok olan bir
vadide iken öğle istirahatı zamanı geldi. Orada Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) indi ve insanlar ağaçların gölgelerine dağıldılar. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ağacın gölgesine indi ve kılıcını ağaca astı.
Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaki bir adama şöyle
anlattı: "Ben uyurken bu adam kılıcımı aldı ve uyandığımda kılıcı kınından
çekip: ‘‘Seni benden kim kurtaracak?’‘ dedi. Ben de: ‘‘Allah’‘ dedim. Adam bir
daha: ‘‘Seni benden kim kurtaracak!’‘ dedi. Ben yine: ‘‘Allah’‘ dedim. Adam bir
defa daha: "Seni benden kim kurtaracak" dedi. Ben yine: ‘‘Allah’‘
dedim. Bunun üzerine adam kılıcı kınına geri soktu ve oturdu. işte o, şu oturan
kişi." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bu yaptığından
dolayı bir ceza vermedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2489);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/311; Buhari 2913;
Müslim 1786/13; Bak hadis no: 2882, 2883, 2884.
İçlerinden Bazılarının
Hak Etmediğini Bilse Dahi Siyasi Liderin Tebaasına iyi Davranıp Onları idare
Etmesinin Mubahlığı
4538- Hz. Aişe
anlatıyor: Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına girmek
üzere izin istedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, aşiretin
ne kötü oğludur veya aşiretin ne kötü adamıdır" buyurdu. Adam içeri
girince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yumuşak sözler söyledi.
Adam çıktığında: "Ey Allah'ın Resulü! Adam hakkında söyleyeceğini
söyledin. içeri girdiğinde ona yumuşak sözler rahatlattın". "Katında
konumu insanlar arasında en kötü olan kişi, başkalarının, şerrinden korunmak
için kendisini terk ettiği veya yalnız bıraktığı kimsedir" buyurdu.
[Tahric:] Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Muvatta
2/903, 2/904; Ahmed 6/38; Buhari:6054; Müslifu 2591/73; EbU Davud 4791;
Tirmizi: 1996.
Davet Eden Soylu Bir Kimse
de Olsa Siyasi Liderin Tebaasından Birinin Davetine Katılmayarak
Kibirlenmemesinin Müstehaplığı
4539- Enes b. Malik der
ki: "Bir terzi yemek yapıp Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
davet edince ben de Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber o
yemeğe gittim, Adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arpa emeği ve
içinde kurutulmuş kabak ve et olan çorba getirdi. Ben Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kabağı tasın kenarından araştırdığını gördüm, Artık ondan sonra
kabağı sevmekteyim."
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 7/45); Şuayb: Buhari:
ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/549, 1/547; Buhari: 2092;
Müslim 2041/145; Ebu Davud 3782; Tirmizi: 1850; Darimi:2/101; Bak hadis no:
5269.
Siyasi Liderin Yapmayı
Düşünmediğ. Şeylerle Tebaasını Korkutmasının Mubahlığı
4540- Kays b. Ebi Hazım,
Amr b. el-As'tan nakleder: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu (Amr'ı)
Zatu's-Selasil gazvesinde komutan tayin etmişti. Arkadaşları ona ateş yakmak
istediklerini söylediler. Buna razı olmayınca bu konuda Hz. Ebu Bekr ile
görüştüler. Ebu Bekr de bu konuyu kendisiyle görüşünce: "Ateş yakanı
ateşin içine atarım" dedi. Sonra düşmanla karşılaştılar ve düşmanı
hezimete uğrattılar. Müslümanlar düşmanın ardından gitmek isteyince Amr onları
bundan menetti. Düşman ordusu gittiğinde durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bildirip onu şikayette bulundular. Bunun üzerine Amr: "Ey
Allah'ın Resulü! Ateş yaktıkları için düşmanların, onların az olduğunu anlamasından,
(kaçan) düşmanın da yardımcı kuvvetlerinin olmasından ve bu sebeple
Müslümanların peşine düşmelerinden korktum" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu durumdan dolayı (Allah'a) hamd etti.
Amr: "Ey Allah'ın
Resulü! Müslümanlardan en fazla kimi seversin?" diye sordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Niye ki?" deyince, Amr: "Senin
sevdiğini ben de seveceğim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Aişe'dir" dedi. Amr:
"Erkeklerden (kimi
seversin?)" deyince de, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ebu Bekr" karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
4/203; Buhari 3662; Müslim 2384; Tirmizi 3886; Bak hadis no: 6959, 7062.
Siyasi Liderin Kendisine
Gelen Heyetlere islam'ın Şubelerini Öğretmesinin Müstehaplığı
4541- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: (Bahreyn taraflarından) Abdulkays kabilesinden bazı insanlar
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü!
Bizler, Rabia kabilesinin bir koluyuz. Bizimle senin aranda, Mudar kafirleri
vardır. Bu sebeple de bizler, sana ancak haram aylarda gelmeye güç
yetirebiliyoruz. Şimdi bize öyle bir şey emret ki kavmimizden geride
bıraktıklarımızı da ona davet edelim, onu yaptığımız ve uyguladığımız takdirde
biz de onun sayesinde cennete girelim!" dediler.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Size dört şeyemrediyorum ve dört şeyi de size
yasaklıyorum. Allah'a kulluk etmenizi ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmamanızı,
namazı dosdoğru kılmanızı, zekatı vermenizi, Ramazan orucunu tutmanızı,
ganimetlerin beşte birini (hak sahiplerine) vermenizi size emrediyorum. Size
(şu dört şeyi de) yasaklıyorum: Dubba, hantem, müzeffet ve nekir!"
buyurdu. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Nekir hakkında bilgin var mı?"
dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hay hay, bir hurma
kütüğüdür. Onu oyarsınız, sonra da içine ham veya kuru hurmalardan atarsınız.
Sonra da fışkırması için su dökersiniz. Fışkırması geçtiğinde onu içersiniz.
Öyle ki sizden biriniz (ondan içip sarhoş olunca da) amcasının oğluna kılıçla
vurur!" buyurdu.
O topluluğun içerisinde
bu şekilde yaralanmış bir adam vardı. O kişi: "Ben, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den utandığımdan dolayı bu yarayı gizliyordum!" dedi.
Onlar: "O halde bize içeceğimizi neyle içmemizi emredersin, ey Allah'ın
Peygamberi!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ağızları bağlanan deri su kaplarından içiniz!" buyurdu.
Onlar: "Ey Allah'ın
Resulü! Memleketimizde büyük fareler çoktur, oralarda deriden yapılma su kapları
sağlam kalamaz!" dediler. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise iki
defa veya üç defa: "Onları, büyük fareler yese de!" buyurdu.
Sonra Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eşecc Abdülkays'a: "Hakikaten sende Allah'ın
sevdiği iki özellik var: Ağırbaşlılık ve haysiyet!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 1/84/190;
Mişkat 2/625/5054); Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Müslim 18/26.
Siyasi Liderin
Bilmediklerinde Tebaasına Dinlerini Fiillerle Öğretmesinin Müstehaplığı
4542- imran b. Husayn
bildiriyor: Ensar'dan bir adam ölüm anında yanında bulunan altı kölesini azat
etti. O kölelerden başka hiçbir malı da yoktu. Bu durum Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaşınca ona ağır sözler söyledi. Sonra köleleri
yanına çağırdı ve onları gruplara ayırdı. Sonra aralarında kura çekip ikisini
azat etti. Diğer dördünü köle olarak bıraktı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Ahmed 4/426; Müslim 1668/57; Ebu Davud 3958; Tirmizi 1364; Nesai 8/201;
İbn Mace 2345; Bak hadis no: 4320.
Bir Şeyi Yapmaya Karar
Verip de Tebaasından Güvendiği Birinin Aksinin Daha Doğru Olacağını Söylemesi
Halinde Siyasi Liderin Kendi Kararından Vazgeçmesinin Müstehaplığı
4543- Ebu Hureyre
bildiriyor: içlerinde Ebu Bekr ile Ömer'in de bulunduğu birkaç kişiyle beraber
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturuyorduk. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımızdan kalkıp gitti. Gecikince geri yanımıza
dönmeyeceğinden korkup ayaklandık. içlerinde ilk ben telaşa kapılıp,
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramaya başladım ve Ensar'dan Necran
oğullarına ait bir bahçenin yanına ulaştım. içeriye bir giriş yeri bulabilir
miyim diye arandım, ama bulamadım. O sırada bir kuyudan çıkan bir suyun akarak
duvardan bir yerden bahçenin içine doğru girdiğini gördüm. Tilki gibi o yerden
içeriye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim. Beni
görünce: "Ebu Hureyre, sen misin?" diye sorunca, ben de: "Ey
Allah'ın Resulü! Evet, benim" dedim. "Niye geldin?" diye
sorduklarında ise şöyle dedim: "Aramızdayken kalkıp gittin, gecikince bir
daha geri dönememenden endişelendik ki ilk ben telaşa kapıldım. Bu bahçeye
geldim ve bir tilki gibi aranıp içeriye girdim. Diğerleri de peşimdeler." Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre!"
diyerek bana ayakkabılarını vererek: "(Şahit olarak) bu iki ayakkabımla
git ve bahçenin arkasında, kalbiyle inanarak Allah'tan başka ilah olmadığına
şahadet eden kimi görürsen ona cenneti müjdele" buyurunca çıktım; ilk
karşılaştığım kişi Ömer oldu. "Ey Ebu Hureyre! Bu elindeki ayakkabılar
ne?" diye sorduğunda dedim ki: "Bunlar Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ayakkabıları, beni onlarla gönderdi ve kalbiyle inanarak
Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet eden herkese cenneti müjdelememi
söyledi.
Bunun üzerine Ömer
göğsüme öyle vurdu ki, darbenin etkisiyle arkama oturdum. Sonra dedi ki:
"Ey Ebu Hureyre! Gel beraber geri gidelim." Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geri döndük, hıçkırarak ağlamaya başladım. Hemen arkamdan da
Ömer geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre!
Neyin var?" diye sorunca "Ömer'le karşılaştım ve bana dediğini ona da
aktardım. Bundan dolayı göğsüme öyle bir vurdu ki arkama oturdum" dedim.
"Tamam, sen geri dön!" buyurduktan sonra Ömer'e: "Ey Ömer! Bunu
neden yaptın?" diye sordu. Ömer şu karşılığı verdi: "Anam babam sana
feda olsun ey Allah'ın Resulü! Ayakkabılarını vererek Ebu Hureyre'yi gönderip,
kalbiyle inanarak Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet eden herkese cenneti
müjdelemesini sen mi istedin?" "Evet" diye buyurunca Ömer dedi
ki: "Bunu yapmasan (iyi olur), zira insanların sadece buna güvenmelerinden
endişe ederim. (Bunu söylemesen de) bırak insanlar amellerini eda
etsinler." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Peki, bırakalım amellerini yapsınlar" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Müslim 31.
Siyasi Liderin Namazını
ilk Vaktinden Geciktirmesine Neden Olsa Bile Tebaasından Birisinin
ihtiyaçlarıyla İlgilenmesinin Mubahlığı
4544- Enes der ki:
"Yatsı namazı için kamet getirilince adamın biri kalktı ve: ‘‘Ey Allah'ın
Resulü! Senden bir isteğim var’‘ dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) adamla baş başa konuşmaya başladı. Bu. o kadar uzun sürdü ki
cemaat veya cemaatten bazıları uyuklamaya başladı. Sonrasında Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve onlara namazı kıldırdı."
Ravi (Sabit el-Bunanl) bekleme
sırasında uyuklayanların abdest aldıklarından söz etmez.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 198); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/160, 3/268; Müslim 376/126; Ebu Davud 201;
Bak hadis no: 2033.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
Bab: Siyasi
Liderlere Biat ve Onlara Müstehap Olan Şeyler