Sahih

İbn Hibban

 

SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Hilafet ve Emirlik

 

4478- ibn Ömer der ki: Hz. Ömer'e: "Senden sonra halife tayin etmeyecek misin?" diye sorulunca: "Şayet tayin etmezsem benden daha hayırlı biri olan Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tayin etmemişti. Halife tayin edersem de benden daha hayırlı biri olan Ebu Bekr de tayin etmişti" karşılığını verdi. Oradakiler Ömer'i övünce: "Bu işten lehime veya aleyhime herhangi bir şeyolmadan sıyrılmış olmayı umuyorum" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2605); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/43; Buhari 7218; Müslim 1823/11; EbU Davud 2939; Tirmizi 2225.

 

 

 

Manevi Yardımın Azlığından Dolayı Resmi Görev Talebinde Bulunmamamak

 

4479- Abdurrahman b. Semure el-Kureşi'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Abdurrahman! Yöneticiliği isteme! Zira sen isteyerek bu işe gelirsen bu sorumluluğunla baş başa bırakılırsın. Ama sen istemeden bu işe getirilirsen (Yüce Allah tarafından) yardım görürsün. Bir konuda yemin eder de aksini daha hayırlı görürsen yemininin kefaretini ver ve sana hayırlı gelen şeyi yap."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 1652; Bak hadis no: 4348.

 

 

 

İstekli Olunduğunda Sorumlulukla Başbaşa Kalındığı için Resmi Görev Talebinde Bulunmanın Yasaklanışı

 

4480- Abdurrahman b. Semure'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Abdurrahman! Yöneticiliği isteme! Zira sen isteyerek bu işe gelirsen bu sorumluluğunla baş başa bırakılırsın. Ama sen istemeden bu işe getirilirsen (Yüce Allah tarafından) yardım görürsün. Bir konuda yemin eder de aksini daha hayırlı görürsen yemininin kefaretini ver ve sana hayırlı gelen şeyi yap."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Bak hadis no: 4348.

 

 

 

4481- Ebu Musa der ki: Amcam oğullarından iki kişiyle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girince, onlardan biri: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın sana verdiği görevlerden birine bizi tayin et" dedi. Diğeri de aynı şeyi söyleyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Vallahi biz bu görevi isteyen ve ona karşı hırslı olan kimseye vermeyiz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3092); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 7149; Müslim 1456/14.

 

 

 

Dünyada Yöneticiliğe Hırslı Olanın Kıyamene Çekeceği

 

4482- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizler yöneticiliğe çok hırslı olacaksınız! Ancak bu, kıyamet gününde pişmanlığa sebep olacaktır. (O zaman yöneticilik, süt ana gibi görülecektir) Süt verdikçe çok güzel, sütünü kestiğinde ise çok kötü olacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2530); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/448; Buhari 7148; Nesai 7/162.

 

 

 

Valilerin Bu Görevi Üstlenmemiş Olmayı Temenni Etmeleri

 

4483- Ebu Hureyre, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle bildirir: "idarecilerin vay haline! (Kıyamet gününde) onlar (dünyada iken) saçlarından Süreyya yıldızına asılmayı ve hiç kimseye emirlik (idarecilik) yapmamış olmayı temenni edeceklerdir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2620; et-Ta'lıku'r-rağib 1/279); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/352.

 

 

 

Dünyada iken Adaletli Olan Liderlerin Kıyametteki Durumları

 

4484- Abdullah b. Amr b. el-As, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Adil olanlar kıyamet gününde Rahman'ın sağında nurdan minberler üzerinde olacaklardır. (Mamafih) Rahman'ın her iki yanı da sağdır. Bunlar ailelerine, çocuklarına ve sorumluluğu altında olan kişilere adil davranan kişilerdir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Adabu'z-zifaf 280); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/160; Müslim 1827; Nesai 8/221; Bak hadis no: 4485.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Rahman'ın sağı" ve benzeri ifadeler, insanların anlayabilmeleri için hakiki manada değil mecazi olarak kullanılan ifadelerdendir. Zira muhatapları bir konuyu anlamaları için bazen böylesi lafızların kullanılması gerekmektedir. Muksit, adil olan anlamındadır. Kasit ise yoldan çıkan anlamındadıL"

 

 

 

Adaletli Liderlerin Kıyamet Günündeki Mekanları

 

4485- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Adil olanlar Rahman'ın sağında olacaklardır. (Mamafih) Rahman'ın her iki yanı da sağdır. Bunlar da yönetimlerinde ve aileleri ile sorumluluğu altında bulunanlara adil davrananlardır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih: Şuayb: Hadis Sahihtir. Bak hadis no: 4484.

 

 

 

Allah'ın Adaletli Lideri Kendi Gölgesinden Başka Gölgenin Olmadığı Bir Günde Gölgelemesi

 

4486- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yedi kişi vardır ki Yüce Allah onları kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biri adil yöneticidir. Diğeri Allah'a ibadet ederek büyüyen gençtir. Diğeri yalnız olduçu halde Allah'ı zikrederek gözyaşı döken kişidir. Diğeri kalbi mescide bağlı olan kişidir. Diğeri Allah için birbirlerini sevip bu sevgi üzerine bir araya gelen ve bu sevgi üzerine ayrılan iki kişilerdir. Diğeri soylu ve güzel bir kadının kendisini çağırması üzerine: ‘‘Ben, Allah'tan korkarım’‘ diyen (ve o kadına yaklaşmayan) kişidir. Bir diğeri de sağ elinin verdiğini sol elinin bile bilemeyeceği kadar gizlice sadaka veren kişidir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 887); Şuayb; Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/439; Buhari 6806; Müslim 1031, 91; Tirmizi 2391; Nesai 8/222; Bak hadis no: 7294.

 

 

 

Liderin Acıma ve Şefkatle Birlikte Tebaasına Karşı Adaletli Olmasının Müstehaplığı

 

4487- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Cehm b. Huzeyfe'yi zekatı toplaması için görevlendirmişti. Adamın biri zekat vermeyip kendisi ile tartışmaya başlayınca, Ebu Cehm adama vurdu ve kafasını yardı. Adamın yakınları Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve: "Ey Allah'ın Resulü! Kısas istiyoruz" dediler. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Diyet olarak) şu ve şu sizin olsun" buyurdu. Ancak adamlar buna razı olmadılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Şu ve şu sizin olsun" buyurdu. Adamlar yine razı olmadılar. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "Şu ve şu sizin olsun" buyurunca razı oldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kabul ettiniz mi?" deyince: "Evet" karşılığını verdiler.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/232; Ebu Davud 4534; Nesai 8/35; İbn Mace 2638.

 

 

 

Vebalinden Korktuğu Şeylerde Siyasi Liderin Tebaasına Karşı ihtiyatlı Olmasının Müstehaplığı

 

4488- Hz. Aişe der ki: Hit, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının yanına girerdi. Onu kadınlara ihtiyacı olmayan erkeklerden sayarlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdiğinde onun: "O kadın (öyle güzel ki) önünü döndüğü zaman dört (harfin)e, arkasını döndüğü zaman ise sekiz (harfin)e benzer" dediğini duydu ve: "Gördüğüm kadarıyla bu orada ne olduğunu biliyor. Bir daha sizin yanınıza girmesin" buyurdu. O, önceden Beyda'da, her cuma günü Resulullah'ın hanımlarının yanlarına girer ve yemek yerdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/152; Müslim 2181; Ebu Davud 4109.

 

 

 

Kişinin Sorumluluğu Altında Bulunan Müslüman Kardeşini Kollaması ve ihtiyaçlarını Gidermesine Yardımcı Olmasının Gerekliliği

 

4489- ibn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz. idareci halkın çobanıdır ve (onlardan) sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sorumludur. Köle efendisinin malının çobanıdır ve sorumludur. Bilin ki hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2600); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/5; Buhari 5188; Müslim 1829; Tirmizi 1705.

 

 

 

Kişinin Basit de Görse, Zor da Görse Sorumluluğu Altında Olanları Koruyup Gözetmesinin Gerekliliği

 

4490- ibn Ömer der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hepiniz idarecisiniz ve idare ettiklerinizden sorumlusunuz. Siyasi otorite, insanların idarecisidir ve onlardan sorumludur. Erkek, ailesinin idarecisidir ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinin idarecisidir ve bundan sorumludur. Köle, efendisinin malının idarecisidir ve ondan sorumludur. Bilin ki hepiniz idarecisiniz ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca Sahih. Buhari 893; Müslim 1829.

 

 

 

Liderin Başında Bulunduğu Tebaasına Karşı Sorumlu Olması

 

4491- ibn Ömer der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hepiniz idarecisiniz ve idare ettiklerinizden sorumlusunuz. Vali (halife), insanların idarecisidir ve onlardan sorumludur. Erkek, ailesinin idarecisidir ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinin idarecisidir ve bundan sorumludur. Kişinin kölesi, efendisinin malının idarecisidir ve ondan sorumludur. Bilin ki hepiniz idarecisiniz ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Gayetu'l-meram 268); Şuayb: Müslim'in şartınca Sahih. Muvatta 992; Ahmed 2/111; Buhari 7138; Müslim 1829; Ebu Davud 2928.

 

 

 

Allah'ın, Her Çobana Güttüğü Sürüsünden Hesap Sorması

 

4492- Enes, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Allah her çobana, güttüğü sürüyü koruyup korumadığının hesabını soracaktır."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (Tahrim Fıkhi's-sire 474; es-Silsiletu's-sahiha 1636); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir.

 

 

 

4493- Hasan(-i BasrI), Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Allah her çobana, güttüğü sürüyü koruyup korumadığının hesabını soracaktır. Hatta kişiye evindeki ailesinin hesabını bile soracaktır."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (Tahricu Fıkhi's-sire 474; es-Silsilehı's-sahiha 1636); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir,

 

 

 

Allah'ın Kendisi Hakkında Hayır ya da Şer Murad Ettiği Valinin Vasfı

 

4494- Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Yüce Allah, idareci hakkında hayır dilemişse, unuttuğunda kendisini uyaran, hatırladığında ise kendisine yardımcı olan salih birini vezir kılar. Eğer Allah, idareci hakkında bunun dışında bir şey dilemişse, unuttuğunda hatırlatmayan ve hatırladığında ise yardımcı olmayan birini kendisine vezir kılar.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2603; es-Silsilehı's-sahiha 489); Şuayb: Hadis sahihtir, Ebu Davud 2932; Nesai 7/159.

 

 

 

işlerini Üstlendiği Tebaasına Hıyanet Eden Siyasi Liderin Cennete Giremeyişi

 

4495- Hasan(-ı BasrI) der ki: Ölümüne sebep olan hastalığı zamanında Ma'kil b. Yesar'ın ziyaretine Ubeydullah b, Ziyad geldi. Ma'kil ona şöyle dedi:

"Sana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bir hadisi rivayet edeceğim ve eğer yaşayacak olduğumu bilseydim bunu sana rivayet etmezdim. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Yüce Allah'ın bir topluluğa yönetici kıldığı bir kul, öldüğünde, yönettiği kişilere ihanet etmiş bir şekilde ölmüşse Yüce Allah ona Cenneti haram kılar."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 2033 altında); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/25; Buhari 7150; Müslim 142/223; Darimi 2/324.

 

 

 

Siyasi Liderin Mubah Olsa Dahi Tenkit Edilme ihtimali Bulunan Durumlara Girmemesinin Müstehaplığı

 

4496- Safiyye binti Huyey der ki: itikafta olan Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ziyarete gittim ve bir süre sohbet ettik. Beni evime yetiştirmek üzere gecelerden bir gece benimle beraber kalktı. Giderken Ensar'dan iki adamla karşılaştı. Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce utanarak oradan uzaklaşmak istediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gelin buraya! O, eşim Safiyye binti Huyey'dir" buyurunca, onlar: "Allah'a sığınırız! Sübhanallah (seni her türlü çirkinlikten tenzih ederiz)" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biliyorum ki Şeytan, insanın içinde kan gibi her yerde dolaşabilir. Sizin de kalplerinize kötü bir şey düşürmesinden çekindim" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2133); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 3671, 4497.

 

 

 

İtikafta Olan Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Safıyye'yi Mescid'den Çıkarak Evine Götürmek Yerine Sadece Mescid'in Kapısına Kadar Eşlik Etmesi

 

4497- Ali b. Hüseyn bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Safiyye binti Huyey'in bana bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ramazan ayının son on gününde itikafa girmişti ve kendisi onu ziyarete gitmişti. Bir süre yanında kaldıktan sonra da gitmek üzere kalktı. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu geçirmek üzere yanında gitti. Mescid'in kapısının yakınlarında, Ümmü Seleme'nin kapısının bulunduğu yere vardıklarında Ensar'dan iki adamla karşılaştılar. Bu iki kişi Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdikten sonra da hemen oradan uzaklaşmak istediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Acele etmenize gerek yok! Yanımdaki (eşim) Safiyye binti Huyey'dir" buyurunca, onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Sübhanallah (seni her türlü çirkinlikten tenzih ederiz)" dediler. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle demesi de ağırlarına gitti. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şeytan insanın içinde kan gibi her yerde dolaşabilir. Sizin de kalplerinize şüphe düşürmesinden çekindim" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2133); Şuayb: İsnadı sahihtir. Buhari 2038; Bak hadis no: 4496.

 

 

 

Siyasi Liderin Az Olup Hepsine Yetmese de Sahip Olduğu Şeyi Tebaası Arasında Taksim Etmesinin Müstehaplığı

 

4498- Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda hurma bölüştürdü. Bana beş ya da dört hurma düştü. Sonra o hurmayı çiğnemekte dişlerimin çok zorlandığına şahit oldum.

 

Ebu Hureyre dedi ki: "insanların en cimrisi selamı esirgeyen, en aciz kişisi ise dua etmekten aciz olandır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 601); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/298; Buhari5441; Tirmizi 2474; İbn Mace 4157.

 

 

 

Siyasi Liderlerin, Tebaalarının Gönüllerini Onlara Arazi Tahsis Ederek Almalarının Müstehaplığı

 

4499- Şumeyr b. Abdilmedan der ki: Ebyad b. Hammal, bir heyetle beraber Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğinde, Hz. Peygamber'den kendisine bir yeri ikta olarak (işletme hakkı) vermesini isteyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona tuzu (tuz ocağını) verdi.

 

Ebyad döndüğünde bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ona ne verdiğini biliyor musun? Bu tuz, devamlı akan su gibidir, (herkes ondan faydalanır)" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), o yeri (bir) kişiye tahsis etmekten vazgeçti. Ebyad b. Hammal der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) misvak ağaçlarının koruma altına alınan kısmını benim kullanımıma tahsis etmesini istediğimde: "Develerin ayak basamayacağı yerler senin kullanımındadır" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen liğayrihi (Sahih Ebu Davud 2694). Ebu Davud 3064; Tirmizi 1380; İbn Mace 2475.

 

 

 

4500- Esma binti Ebı Bekr der ki: Zübeyr benimle evlendiği zaman su çeken bir deve ve bir at dışında, ne malı, ne kölesi vardı. Ben onun atını yemler ve tımarlardım. Su taşıyan devesi içinde çekirdek kırar, onu yemler ve deve ile eve su taşırdım. Aynı zamanda yırtık olan kovasını diker ve hamur yoğururdum. ama ekmek yapmasını bilmezdim. Ensar'dan olan komşularım ekmeği yaparlardı ve onlar doğru kadınlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zübeyr'e bir bahçe vermişti. Ben o bahçeden başımın üstünde fersahın üçte ikisi (dört km civarı) kadar bir mesafeye hurma çekirdeği taşıyordum. Yine bir gün başımda hurma taşırken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberinde ashabından bir grupla geldi ve beni arkasına bindirmek için çağırıp (devesine): "Ih ıh!" dedi. Ben erkekler ile beraber gitmekten utandım ve Zübeyr'i ve kıskançlığını hatırladım. O insanların en kıskancıyd!. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) utandığımı anladı ve bırakıp gitti. Zübeyr'e geldiğimde: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grup ile başımda hurma taşıyorken geldi ve arkasına binmem için devesini çöktürdü. Ben utanıp binmedim ve senin kıskançlığını hatırladım" dedim. Zübeyr: "Vallahi başında hurma taşıman benim için onun arkasına binmenden daha zordur" dedi. Bu olaydan sonra (babam) Ebu Bekr bana bir hizmetçi gönderdi. O hizmetçi beni atın tımarından kurtarmış ve sanki beni azat etmişti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/347; Buhari5224; Müslim 2182/34.

 

 

 

Siyasi Liderlerin Dindar ve Müslüman Olmaları Umulan Kimselerin Gönüllerini Almalarının Müstehaplığı

 

4501- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ku(eyş, Cahiliye'den yeni çıkmıştır. Ben, (ganimetlerinden bol bol vererek) onların gönlünü almak ve kendilerini islam'a ısındırmak istedim" buyurdu. Sonra onlara: "içinizde sizlerden olmayan var mı?" diye sordu. "Hayır, sadece kız kardeşimizin bir oğlu var" dediklerinde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir kavmin kız kardeşlerinin oğlu da kendilerindendir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 776); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/172; Buhari3146; Müslim 1059/133; Tirmizi3901; Nesai 5/106.

 

 

 

Siyasi Liderin Müslüman Olmasını Umduğu Kimseye Bol Miktarda Mal Vermesinin Müstehaplığı

 

4502- Enes bildiriyor: Bedevinin biri bir şeyler istemek üzere Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama koyun verdi. Ravi ibn Aişe, ne kadar çok olduğunu zikretti- Bedevi kavminin yanına gitti ve: "Ey kavmim! Siz de gidip Müslüman olun! Zira Muhammed öyle ihsanda bulunuyor ki, kişi artık fakirlikten yana endişe etmeyecek hale geliyor" dedi. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 2312/58.

 

 

 

Siyasi Liderin Müslüman Olmalarını Arzu Ettiği Müşriklere Hediyeler Vermesinin Mubahlığı

 

4503- Ebu Humeyd es-Saidı bildiriyor: Tebuk yılı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıkıp Vadi'I-Kura'ya geldiğimiz zaman, bahçesinde olan bir kadınla karşılaştık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bahçedeki hurmanın ne kadar olduğunu tahmin edin" buyurdu. Biz bir tahmin yaptık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu on vesak olarak tahmin etti ve kadına: "inşaallah biz sana geri gelene kadar, bahçeden ne kadar mahsul olduğunu iyi say!" diye tembih etti. Yola devam ettik ve Tebuk'e vardık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu gece üzerinize çok şiddetli bir rüzgar esecek, içinizden kimse bu rüzgarda kalkıp bir yerlere gitmesin. Kimin de devesi varsa yularından iyice bağlasın" buyurdu. Biz de develerimizi bağladık. Gece olunca şiddetli bir yel esti ve yerinden kalkan bir adamı Tay dağlarına kadar sürükledi. Sonra Eyle kralı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip kendisine beyaz bir katır hediye etti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona bir cübbe verdi, halkından denizde olanlar (tüccarlar) için bir emanname yazdı. Sonra dönüp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Vadi'I-Kura'ya geldiğimizde kadına: "Meyvesi ne kadar oldu?" diye sorunca, kadın: "On vesak -Resulullah'ın tahmini gibi-''' dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben acele edeceğim, içinizden dileyen acele edebilir" deyip yola çıktı ve biz de onunla gittik. Medine'yi görecek kadar yaklaşınca: "Bu, Tabe şehridir" buyurdu. Uhud'u görünce ise: "Bu, bizi seven, bizim de kendisini sevdiğimiz bir Uhud'dur. Ensar'dan en hayırlı ailelerin kimler olduğunu söyleyeyim mi?" buyurdu. "Söyle ey Allah'ın Resulü!" dediğimizde:

"Ensar'ın en hayırlı aileleri Neccar oğulları, sonra Abduleşhel oğulları, sonra da Saide oğullarıdır. Ensarlı ailelerin hepsinde de hayırlar vardır" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 271); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/424; Buhari 1481; Müslim 1786/12; Ebu Davud 3079.

 

 

 

Siyasi Liderin Müslüman Olmalarını Arzu Ettiği Müşriklerden Hediyeler Kabul Etmesinin Mubahlığı

 

4504- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bu mektubumu Kayser'e götürürse buna karşılık ona Cennet vardır" buyurdu. Oradakilerden bir adam: "Öldürülmesem de mi?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet! Öldürülmesen de" karşılığını verdi. Bunun üzerine adam mektubu alıp gitti. Mektubu götüren adam Kayser'i Beyt'ül-Makdis'e (Kudüs'e) giderken gördü. Kayser'e bir halı açılmış ve halıda sadece kendisi yürüyordu. Adam mektubu halının üstüne bırakıp geri çekildi. Kayser mektubun yanına varınca onu aldı ve başpiskoposu çağırıp mektubu okuttu. Başpiskopos: "Bu mektup hakkında sizin bildiğiniz dışında bir şey bilmiyorum" dedi. Kayser: "Bu mektubun sahibi kim? (gelsin) kendisine eman verdim" diye seslenince adam geldi. Kayser: "(Sarayıma) döndüğümde yanıma gel" deyince, adam Kayser saraya geldiğinde kendisi de geldi. Kayser'in emri üzerine sarayının kapıları kapatıldı. Sonra birine emrederek: "kayser Muhammed'e tabi oldu ve Hıristiyanlığı bıraktı" diye seslenmesini istedi. Bunun üzerine kayser'in askerleri silahlanıp sarayını kuşattılar. kayser, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elçisine:

 

"Görüyorsun ki ben krallığım için korkuyorum" dedi. Sonra münadiye: "kayser sizden razı oldu. Sizin kendi dininize olan bağlılığınızı görmek için böyle yaptı. Şimdi geriye dönün ve dağılın" diye seslenmesini emretti.

 

Kayser, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben müslümanım" diye yazdı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dinarlar gönderdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubu okuduğunda: "Allah'ın düşmanı yalan söylemiş. O müslüman değildir. Hıristiyanlık dini üzerinedir" buyurdu ve dinarları dağıttı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/219; Buhari 3128; Müslim 1771, 71.

 

 

 

Siyasi Lider'in Yüce Allah'ın Ona Bahşettiği Fetihler Sayesinde Tebeasından Çeşitli Vakitlerde Hediyeler Kabul Etmesinin Ve Onlara Bol Bol Mal Dağıtmasının Müstehaplığı

 

4505- Enes b. Malik bildiriyor: Ensar'dan bir takım kimseler bazı hurma ağaçların mahsulünü Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tahsis ediyorlardı. Bu uygulama kurayza ve Nadır'i fethedinceye kadar sürdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdikleri hurma ağaçlarını sahiplerine geri veriyordu. Benim ailem de bana Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmemi ve ondan vaktiyle Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vermiş oldukları hurmaları veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise bizim vaktiyle kendisine verdiğimiz hurma ağaçlarını Ümmü Eymen'e vermişti. Yanına gittiğimde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o hurma ağaçlarını bana verdi. Tam bu sırada Ümmü Eymen gelip elbiseyi boynuma dolayarak: "Olmaz! Allah'a yemin ederim ki, Peygamber onları bana vermişken size geri vermez" demeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Ümmü Eymen! Benim şu malım onun yerine senin olsun" diyor, Ümmü Eymen de: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, olmaz!" diyordu. Bu durum, sanırım Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona verdiğinin on katını veya buna yakın bir şey verene kadar devam etti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/219; Buhari 3128; Müslim 1771, 71.

 

 

 

Siyasi Liderin Müslümanların işleri için Çeşidi Olay ve Durumlar Karşısında Kendisi için Katip Edinmesinin Müstehaplığı

 

4506- Zeyd b. Sabit anlatıyor: Yemame'de birçok (hafız) kişinin şehit olması üzerine Ebu Bekr beni çağırttı. Gittiğimde yanında Ömer de vardı. Ebu Bekr şöyle söze girdi: "Ömer bana geldi ve: ‘‘Yemame'de birçok hafız öldürüldü. Diğer savaşlarda da hafızların öldürülmesinden ve böylece Kur'an'ın büyük bir bölümünün yok olmasından çekiniyorum. Emrederek Kuran'ı bir araya toplamanın uygun olacağı görüşündeyim’‘ dedi. Sen akıllı bir gençsin. Senden hiçbir kötü şey görmedik. Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy katipliğini yapıyordun. Onun için araştırma yaparak Kur'an'ı bir araya topla!" dedi. Vallahi Ebu Bekr, herhangi bir dağı bir yerden bir yere taşımamı isteseydi bu benim için Kur'an'ı toplama işinden daha kolay gelirdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapmadığı bir şeyi siz nasıl yaparsınız?" diye sorduğumda, Ebu Bekr: "Vallahi hayırlı bir iş olacak!" karşılığını verdi. Ebu Bekr bu şekilde bana devamlı bir ısrar içinde olunca sonunda Yüce Allah benim de gönlümü bu işe yöneltti ve hemen araştırmaya, hurma dalları, deri parçaları ve taşlar üzerine yazılan metinlerle, hafızların ezberlerinde olan ayetleri bir araya toplamaya başladım. Tevbe Suresinin son ayetleri olan, "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanınm. O yüce Arş'ın sahibidir''(Tevbe 128-9) ayetlerini Huzeyme veya Ebu Huzeyme'de bulup sureye yerleştirdim. Kur'an'ın yazılı olduğu bu sahifeler hayatı boyunca Ebu Bekr'in yanında durdu. Vefat edince Ömer'in yanında kaldılar. Ömer de vefat edince kızı Hafsa'nın yanında kaldılar.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/10, 5/188; Buhari 4986; Tirmizi 3103.

 

 

 

4506- ibrahım b. Sa'd'ın ibn Şihab kanalıyla Enes b. Malik'ten bildirdiğine göre Huzeyfe, Osman b, Affan'a geldi, Osman, Iraklılarla beraber Şamlıları  Ermenistan ve Azerbaycan'ın fethi için savaşa hazırlıyordu. Huzeyfe, Kur'an konusunda bazı ihtilaflar görmüş ve Osman b. Affan'a: "Ey Müminlerin emiri! Yahudi ve Hıristiyanların ihtilaf edip ayrılığa düştükleri gibi bu ümmette Kur'an konusunda ihtilafa düşmeden yetiş ve yapman gerekenleri yap" dedi. Bunun üzerine Osman, Hafsa'ya: "Yazılmış tek nüsha olan o mushafı bize gönder çoğaltıp tekrar iade ederiz" diye haber gönderdi. Hafsa mushafı Osma'a yolladı. Osman da Zeyd b. Sabit, Abdullah b. ez-Zübeyr ve Said b. el-As'a: "Bu mushaftan mushaflar çoğaltınız" diye talimat verdi. Osman bu ekibe: "Zeyd b. Sabit'le ihtilaf ettiğiniz yeri Kureyş lehçesine göre yazınız; çünkü Kur'an onların lehçesiyle inmiştir" dedi. Sonunda mushafları çoğalttılar. Osman da çoğaltılan o mushaflardan her birini belli merkezlere gönderdi. Bunun dışındaki sayfalar halindeki Kur'an ayetinin veya mushafın yok edilmesini veya yakılmasını emretti.

 

 

 

4506- ibn Şihab der ki: Harice b. Zeyd, Zeyd b. Sabit'in şöyle dediğini işitmiştir: Mushafı nesh ederken Ahzab Süresinden bir ayeti bulamadım Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ayeti okuduğunu işitirdim. Aradım ve onu Huzeyme b. Sabit el-Ensarı'nin yanında buldum. Bu ayet: "Inananlardan, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir. Ahidlerini hiç değiştirmemişlerdir" (Ahzab, 23) ayetidir. Sonra bu ayeti mushafta sürenin yerine yerleştirdim.

 

 

 

4506- ibn Şihab der ki: O gem "Tabut" kelimesinde ihtilafa düştüler. Zeyd b.

Sabit: "Tabuh" derken, ibnu'z-Zübeyr ve Said b. el-As: "Tabut" diyorlardı. ihtilafları Osman'a arz edilince: "Tabut" olarak yazın. Çünkü Kureyş'in lisanına göre böyledir" dedi.

 

 

 

Kişinin Dini ihtiyaçlar Konusunda Kullanmak Üzere Kendine Katip Edinmesinin Caizliği

 

4507- Zeyd b. Sabit'in bildirdiğine göre Hz. Ebu Bekr, Yemame olayında Kur'an hafızlarının öldürülmeleri üzerine kendisini çağırdı. Zeyd gittiğinde Hz. Ömer b. el-Hattab'ın da orada olduğunu gördü. Hz. Ebu Bekr şöyle dedi:

"Ömer bana geldi ve: ‘‘Yemame olayında Kur'an hafızlarının öldürülmesiyle hadise hayli kızışmış bulunmaktadır. Bütün bölgelerde Kur'an hafızlarına karşı bu tür olayların olacağından endişe etmekteyim; bu takdirde Kur'an da yok olup gidecektir. Bence Kur'an'ın toplanmasını emret’‘ dedi. Ben: ‘‘Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapmadığı bir şeyi ben nasıl yaparım?’‘ deyince, Ömer: ‘‘Bu iş vallahi hayırlıdır’‘ karşılığını verdi. Ömer bu konuda konuşmaya devam etti. Neticede Allah, Ömer'in gönlünü açtığı konuda benim gönlümü açtı ve ben de Ömer b. el-Hattab'ın görüşüne uydum."

 

Zeyd der ki: Hz. Ömer yanında oturmuş, konuşmuyordu. Ebu Bekr: "Sen gençsin akıllısın, sana güveniyoruz. Sen Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy katiplerinden idin. Kur'an'ı topla" dedi. Vallahi, dağlardan birini taşımamı isteselerdi, bana emrettiği Kur'an'ı toplamak işinden daha kolaydı. Ben:

 

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapmadığı bir şeyi siz nasıl yapacaksınız?" dedim. Ebu Bekir: "Bu iş vallahi hayırlı bir iştir" dedi. Ebu Bekir ve Ömer bu konuda bana müracaata devam ettiler neticede o ikisinin gönlünü açtığı şeye Allah benim gönlümü de açtı. Kur'an'ı yazılı parçalardan, kürek kemiklerinden, hurma ağacı kabuklarından ve hafızların göğüslerinden araştırmaya başladım. Tevbe suresinin son ayetlerini Huzeyme b. Samit'te buldum. Başkasının yanında bulamadım. Bu ayetler: ''Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir ...'' (T evbe 128) ayetleridir. Kur'an'ın toplamış olduğum yazılı olduğu bu sahifeler hayatı boyunca Ebu Bekr'in yanında durdu. Vefat edince Ömer'in yanında kaldılar. Ömer de vefat edince kızı Hafsa'nın yanında kaldılar.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/13; Buhari 4989.

 

 

 

4507- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre kendisi, Azerbaycan ve Ermenistan gazvesi için Şam ve Irak ahalisiyle bir araya gelmişti.. Kur'an konusunda aralarında münakaşa çıkmış ve işi neredeyse aralarında çatışmaya dönüşecekmiş. Huzeyfe onların Kur'an konusundaki bu ihtilaflarını görünce bineğine atlayıp Osman b. Affan'a gelerek: "Ey Müminlerin emiri! Yahudi ve Hıristiyanların ihtilaf edip ayrılığa düştükleri gibi bu ümmetin de Kur'an konusunda ihtilafa düşmelerinden korkuyorum" dedi. Hz. Osman bunu duyunca korkuya kapıldı ve hemen Hafsa binti Ömer'e haber gönderip Ebu Bekr'in emriyle Zeyd'in toplamış olduğu sahifeleri getirtti. "Bize Kur'an'ın hepsinin toplandığı sayfaları gönder" diye haber saldı. Daha sonra çoğalttırdığı mushafları çeşitli beldelere gönderdi.

 

Daha sonra Mervan Medine valisi olduğunda birini Hafsa'ya gönderip parçalamak için sayfaları istedi. Mushafların birbirine muhalif olmalarından korktu. Ancak ona vermesine mani oldum.

 

ibn Şihab dedi ki: Bana Salim b. Ömer bildirdi: Hafsa ölünce bu defa kararlılıkla onları kendisine göndermesi için birini ibn Ömer'e yolladı. Hafsa'nın cenazesinden döndüğü saatte ibn Ömer sayfaları Mervan'a gönderdi. Osman'ın çoğalttırdığı mushafla ihtilaf halinde olur endişesiyle o sayfaları yaktırdı.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Meclisine Giren Müşriklerden Korunması

 

4508- Enes b. Malik der ki: "Kays b. Sa'd'ın Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaki konumu valinin emniyet amiri gibiydi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Buhari 7155; Tirmizi 3850.

 

 

 

Siyasi Liderin Tebaasından Soğan Yiyenleri Kokusu Gidene Kadar Kendinden Uzaklaştırmasının Müstehaplığı

 

4509- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), beraberinde ashabı da olduğu halde bir soğan tarlasına rastladılar. Aralarından bazıları inerek soğandan yerken, diğerleri yemediler. Daha sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardığımızda O, soğan yemeyenleri çağırıp diğerlerini ise kokusu gidinceye dek yanına yaklaştırmadı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 566; Bak hadis no: 2082.

 

 

 

Siyasi Liderin Kendisi için Dünyayı Toplama Arzusunda Olmaması Gerekmesi

 

4510- Lakıt b. Sabre der ki: Ben Muntefik oğullarının Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gönderdiği heyet içerisindeydim. Biz Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber otururken bir çoban Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in davarlarını ağıla sürüp götürüyor, onların arasındaki yeni doğan bir kuzu da meleyerek gidiyordu. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), O çobana: "Ne doğurdu?" diye sorunca:

 

"Bir dişi kuzu" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle ise onun yerine bize bir koyun kes" buyurdu ve şöyle devam etti:

"Sakın bunu senin için kestiğimizi zannetme! Bizim yüz koyunumuz var artmasını istemiyoruz, ne zaman çoban bir kuzuyu doğurtup gelirse, onun yerine bir koyun kesiyoruz,"

 

Lakit dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benim uzun dilli (ağzı bozuk) bir hanımım var (ne yapmalıyım?)" diye sorunca; "Öyleyse onu boşa" buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Onunla aramızda dostluk var; ondan çocuğum da oldu" dedim. "Öyleyse ona emret" buyurdu. "(Ravi diyor ki emret demekle öğüt ver demek istedi.) Öğüdüne devam edersen umulur ki aklını başına ayır. Ayrıca karını deveni döver gibi dövme" buyurdu.

 

Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bana abdesti anlatır mısın?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Abdesti güzelce al, parmakların arasına suyu eriştir. Oruçlu değilsen burnuna suyu iyice çek" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı ceyyiddir Bak hadis no: 1054.

 

 

 

Yöneticilerin, Müslümanların Mallarını Helal Olmayan Yollarla Haksız Yere Kullanmasının Yasaklanması

 

4511- Hasan bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından biri olan Aiz b. Amr, Ubeydullah b. Ziyad'ın yanına girdi ve: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘En kötü yönetici zorba olan yöneticidir!’‘ buyurduğunu işittim. Dikkat et de sen de onlardan biri olmayasın!" dedi. Ubeydullah ona: "Otur! Zira sen Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı içinde en değersiz olanlardan birisindiye çıkışınca, Aiz: "Onların içinde değersiz olanlar var mıydı ki? Asıl değersizli onlardan sonra gelenlerde ve onlardan başkalarındadır" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2884); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/64; Müslim 1830.

 

 

 

Müslümanların işlerini Üstlenip izinleri Olmadan Mallarında Dilediğince Tasarrufta Bulunmanın Cehennemi Hak Ettirmesi 

 

4512- Havle binti Kays b. Kahd der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Bu) dünya (malı), hoş ve tatlıdır. Kim gereği şekilde onu elde etmeye çalışırsa kendisi için bereketli kılınır. Kim de Allah ve Peygamber'in (dağıtacağı ganimet) malından canının istediği gibi harcamaya kalkan için kıyamet gününde sadece ateş vardır" buyurduğunu işittim.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/364; Buhari 3118; Tirmizi 2374.

 

 

 

Siyasi liderin Bereketli Olması için Bu Maldan Hakettiği Kadarını Alması

 

4513- Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizin için en çok endişe ettiğim şey, yerin bitirdiği şeyler ve dünya süsleridir" buyurdu. Bunun üzerine bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Hayır da başımıza kötülükler getirir mi ki?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir süre sustu. Kendisine vahiy indiğini düşündük. Kendisini bir nefes darlığı tutmuş ve ter kaplamıştı. Kendine gelen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Soruyu soran nerede?" diye sorunca, adam: "Buradayım, hayırdan başka bir şey kastetmedim" dedi. Bunun. üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayır ancak hayır getirir. Baharla birlikte yetişip yeşeren bazen ölüme yol açar, bazen öldürmese de ölüme yaklaştırır. Ancak otla beslenenler bunun dışındadır, zira onlar doyana kadar yer, doyunca da yemeyi bırakıp güneşe döner, dışkısını ve idrarını yapar. Sonra tekrar döner ve tekrar otlanır. Fakat dünya, tatlı ve çekicidir. Dünya malını hakkıyla alan kimseye o mal bereketli kılınır. Kim de onu haksız yere alırsa ona bereketli kılınmaz. Bu kimse yiyip de doymayan kişiye benzer. Üstteki (veren) el de alan elden hayırlıdır."

 

Hüseyn b. el-Hasan dedi ki: Süfyan, A'meş'in bu hadisi kırk seneden beri sorduğunu ileri sürdü.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih. Bak hadis no: 3226.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sefihlerin İdareciliğinden Allah'a Sığınması

 

4514- Cabir b. Abdillah, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Ey Ka'b b. Ucra! Seni sefihlerin idareciliğinden Allah'a sığındırırım. Bunlar yönetici olacaklardır. Yanlarına girip zulümlerinde onlara yardımcı olan ve yalanlarını onaylayanlar benden değildir, ben de onlardan değilim. Bu kişi (Cennette) Havz'a yanıma gelemeyecektir. Yanlarına girmeyip, zulümlerinde onlara yardımcı olmayan ve yalanlarını onaylamayanlar bendendir ve ben de ondanım. Bu kişi (Cennette) Havz'a yanıma gelecektir. Ey Ka'b b. Ucra! Namaz Allah'a yaklaşmaktır. Oruç ise günahlara karşı kalkandır. Sadaka, hataları suyun ateşi söndürmesi gibi söndürür (götürür). insanlar sabahleyin kalkıp nefisini satar, kimi nefsini satar kurtarır, kimi de onu helak eder. Ey Ka'b b. Ucra! Haramla beslenen kişi Cennete girmeyecektir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağlb 3/150; Zilalu'l-cenne 756); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/321; Bak hadis no: 1723.

 

 

 

Valilerin ve Devlet Memurlarının Müslümanların Mallarından Ancak Allah ve Resulü'nün Helal Kıldığı Şeyleri Almaları

 

4515- Ebu Humeyd es-Said! bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sadaka toplama işinde ibnu'l-lutbiyye'yi görevlendirdi. Hesap vermek için geri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde dedi ki: "Bunlar zekat olarak size düşenler. Bu da bana hediye olarak verilen miktar." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Gerçekten doğru söylüyorsan babanın veya annenin evinde otursaydın bu hediye sana verilir miydi?'' Öğle namazını kıldırdıktan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp bir hutbe verdi. Yüce Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Gelelim asıl konuya; sizlerden bir kısım adamları Yüce Allah'ın beni görevlendirmiş olduğu bir işte görevlendiriyorum da biriniz bana gelip diyor ki: ‘‘Sizin payınız bu! Bu da bana hediye olarak verildi’‘ Eğer doğru söylüyorsa babasının ve annesinin evinde oturuyor olsaydı bu hediye ona gelir miydi? Canım elinde bulunana yemin olsun ki; kim ondan hakkı olmadan bir şeyalırsa kıyamet günü onu sırtında taşıyarak Yüce Allah'ın huzuruna çıkacaktır. Bu aldığı şey deve ise bu devenin böğürtüsü, inek ise bu ineğin mölemesi, koyun ise de bu koyunun melemesi olacaktır!" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra koltuk altı beyazlığı görünecek şekilde kollarını açtı ve gözlerim gördü, kulaklarım işitti; üç defa:

"Tebliğ ettim mi!" buyurdu. Buna Zeyd b. Sabit el-Ensarı şahittir. Benim omuzum onun omzuna sürtünüyordu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2612); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/423; Buhari 6979; Müslim 1832/27; Ebu Davud 2946.

 

 

 

Yöneticileri Kadınların Olduğu Toplumlar için Kurtuluşun Olmaması

 

4516- Ebu Bekre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "idareciliğini bir kadının yaptığı kavim, kurtuluşa ermez" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 3456); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 5/47, 5/51; Buhari 2704; Tirmizi 2262; Nesai 8/227.

 

 

 

istenilmeyen Davranışlar Sergileseler de Dinin Valiler Sayesinde Güçlenmesi

 

4517- Enes b. Malik, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Yüce Allah bu dini ahiretten nasibi olmayan kimselerle kuvvetlendirecektir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1649); Şuayb: Hadis sahihtir.

 

 

 

Kişi Günahkarlıkla Maruf Olsa Bile Allah'ın Onun Gibiler Eliyle Dini Güçlendirmesi

 

4518- Abdullah (b. Mes'ud), Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Yüce Allah bu dini facir kimse ile kuvvetlendirecektir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1649); Şuayb: Hadis sahih liğayrihidir.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Bu Sözü Söyleme Nedeni

 

4519- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Huneyn'de bulunduk. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), müslüman olduğu iddia edilen yanındaki biri hakkında: "Bu kişi Cehennem ahalisindendir" buyurdu. Savaş başladığı zaman bu kişi şiddetli çatışmaya girdi ve ölünce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehenneme girdi" buyurdu. Bazı insanlar bu konuda neredeyse şüpheye düşecek oldular. Onlar bu halde iken: "O, ölmemiş, ancak derin yaralar almış" denildi. Gece vakti olunca adam yaralarının ağrısına dayanamadı ve kendini öldürdü. Bu durum Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirilince:

 

"Allahu ekber, Allah'ın kulu ve elçisi olduğuma şahitlik ederim" dedi. Sonra emri üzerine Bilal insanlar arasında: "Cennete ancak mümin kişiler girer. Allah bu dini facir (günahkar) kişilerle de güçlendirir" diye çağrıda bulunmaya başladı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha İ649); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/309; Buhari 3062; Müslim 111.

 

 

 

Dirliğin Daha iyi Sağlanması için Siyasi Liderin Tebaası Arasında Sözleşmeler Yapmasının Müstehaplığı

 

4520- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş ve Ensar arasında onların (Enes'in evinde) ahitleşme yapmıştır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/111; Buhari 2294; Müslim 2529; Ebu Davud 2926.

 

 

 

Siyasi Liderin Binekle Giderken insanların Ona Yürüyerek Eşlik Etmelerinin Mubahlığı

 

4521- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kaza umresine girdiğinde Abdullah b. Revaha (O'nun bineğinin) üzengisini tutmuş şöyle diyordu: "Kafirler hak yolundan kaldırılacaktır Yüce Allah ayetlerinde beyan etti ki: En hayırlı savaş, yolunda yapılan savaştır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 210); Şuayb: Hadis sahihtir. Tirmizi 2847; Bak hadis no: 5758.

 

 

 

Siyasi Liderin Yolda Giderken Susadığında Su istemesinin Mubahlığı

 

4522- Seleme ibnu'I-Muhabbik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk Savaşında bir eve vardı, evin avlusunda (deriden yapılmış) asılı bir su tulumu vardı. (Ev halkından tulumdaki) su(dan bir miktar vermelerini) istedi. Ona: "Bu (su tulumunun derisi) bir leş(e ait)tir" denildi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun tabaklanmış olması, temizlenmesi (demek)tir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Gayetu'l-meram 26); Şuayb: Hadis sahih liğayrihidir. Ahmed 3/476; Ebu Davud 4125; Nesai 7/173.

 

 

 

Siyasi Liderin Bazı Gecelerde Mezar Ziyareti Yaparak Kendisine Ahireti Hatırlatmasının Müstehaplığı

 

4523- Hz. Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bende kaldığı her gecenin sonunda mutlaka Bakı mezarlığına çıkar ve: "Selam size ey Müminlerin diyarı! Size yarın verileceği vaad olunan şey verilmiştir. Sizler bekletilmektesiniz. inşaallah biz de size katılacağız. Allahım! Bakiu'l-Garkad'da yatanlara mağfiret et" buyururdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Buradaki Ata, Meymüne'nin azatlısı Ata b. Yesar'dır."

 

 

 

Yapanları Motive Etmesi Yapacakları da Özendirmesi Bakımından Siyasi Liderin Birkaç Günde Bir Tebaasına Nasihatte Bulunmasının Müstehaplığı

 

4524- Ebu Vail der ki: Abdullah b. Mes'ud her perşembe günü insanlara vaaz verirdi. Adamın biri ona: "Bize her gün vaaz vermeni isterdik" deyince şu karşılığı verdi: "Sırf sizi bıktırmaktan endişe ettiğim için bunu yapmıyorum. Zamanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizleri bıktırıp usandırmamak için birkaç gün arayla sohbet ederdi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/427; Buhari 70; Müslim 2821/83; Tirmizi 2855.

 

 

 

Valilerin Tebaalarını Allah ve Resulü'nün izin Vermediği Şekilde Yönetmelerinin Yasaklanışı

 

4525- Adiy b. Adiy el-Kindı der ki: Ebu'd-Derda bir gün ordunun dışında giderken yine ordunun dışında giden iki kişi ile karşılaştı ve onlara: "Böylesi bir mekanda üç kişi bulunduğu zaman mutlaka birinin emir olması gerekir. Biriniz emir olsun" dedi. Onlar: "Ey Ebu'd-Derda! Sen emir ol" deyince de şöyle karşılık verdi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Üç kişiye dahi emir olan kişi, kıyamet gününde elleri bağlı olarak Allah'ın huzuruna çıkar. Artık ya adaleti onu kurtaracaktır ya da zulmü bağlı bırakacaktır’‘ buyurduğunu işittim."

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağib 3/140); Şuayb: İsnadı çok zayıfhr.

 

 

 

Siyasi Liderin Müslümanların işleri ve idaresi için Yakını ve Dostu Olsalar Dahi Uygun Olmayanları Değil Uygun Olan Kişileri Seçip Görevlendirmesinin Müstehaplığı

 

4526- Abdülmuttalib b. Rabia b. el-Haris b. Abdilmuttalib bildiriyor: Rabia b. el-Haris ve Abbas b. Abdilmuttalib: "Vallahi, şu iki genci -Beni ve Fadl b. Abbas'ı kastediyorlar- Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göndersek ve bunları zekat toplamakta görevlendirse, diğerlerinin verdiğini onlar da verse, diğerlerinin faydalandığı şeylerden bunlar da faydalansa" dediler. Onlar böyle konuşurken Ali b. Ebı Talib gelip: "Ne istiyorsunuz?" diye sordu. istedikleri şeyi ona söylediklerinde ise Hz. Ali: "Yapmayın. Vallahi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) istediğinizi yapmaz" dedi. Onlar: "Neden böyle yapıyorsun? Sen bunu bizi kıskandığın için yapıyorsun. Vallahi sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber oldun ve damadı olma şerefine nail oldun. Biz seni kıskanmadık" dediler. Bunun üzerine Hz. Ali: "Ben Hasan'ın babasıyım. Onları gönderin" deyip uzandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle namazını kılınca biz ondan önce odasının yanına gidip durduk ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımızdan girene kadar orada bekledik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kulaklarımızdan tutup:

 

"Sakladığınızı çıkarın" dedi ve girdi, biz de onunla girdik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o sırada Zeyneb binti Cahş'in evindeydi. Onunla konuşup: "Ey Allah'ın Resulü! Bizi zekat toplamakla görevlendir. Böylece insanların faydalandıkları şeylerden biz de faydalanırız. insanların sana ödedikleri şeyleri de öderiz" dedik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sustu ve başını evin tavanına doğru çevirdi.

 

Biz onunla konuşmak isterken Zeyneb bize perdenin arkasından işaret ederek konuşmamamızı işaret etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize dönüp:

 

"Bilin ki, sadaka, Muhammed'e ve ailesine helal değildir. Bu sadakalar (zekatlar) insanların kiridir. Bana ganimetlerin beşte birini tahsille görevli Mahmiyye b. Cez'i ve Ebu Süfyan b. el-Haris'i çağırın" buyurdu. Onlar gelince de Mahmiyye'ye: "Bu genci -Fadl'ı- kızınla evlendir" buyurdu. O da onunla evlendirdi. Ebu Süfyan'a ise: "Bu genci kızınla evlendir'' buyurdu. O da beni evlendirdi. Sonra ise Mahmiyye'ye: "Onlara ganimetin beşte birinden mehir masrafı ver" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 879); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/166; Müslim 1072; Ebu Davud 2985; Nesai 5/105, 5/106 ..

 

 

 

Siyasi Liderin, Tebaasının Kadınlarına, Bilhassa Aklı Kıt Olanlara Karşı Yumuşak Davranmasının Müstehaplığı

 

4527- Enes b. Malik der ki: Aklında biraz (noksanlık) olan bir kadın: "Ey Allah'ın Resulü! Benim senden bir isteğim var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ümmü Fulan! Yolun arzu ettiğin tarafında dur" buyurup kadının ihtiyacını görene kadar onunla durup gizlice konuştu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 285); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/285; Buhari 6072; Müslim 2326; Ebu Davud 4819; İbn Mace 4177.

 

 

 

Siyasi Liderlerin Tebaalarından Kocaları Olan Bazı Kadınların Yanlarında Öğle Uykusu Uyumalarının Mubahlığı

 

4528- Enes b. Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Süleym'in yanına girdiği zaman altına deriden bir döşek sererdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu döşeğin üzerinde öğle uykusu uyurdu. Ümmü Süleym de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döşeğe bulaşan terinden alır onu kullandığı kokuya karıştırırdı. Serdiği seccade üzerinde de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını kılardı.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/103; Buhari 6281; Müslim 2332; Nesilı 8/218.

 

 

 

Siyasi Liderin Tebaasından Birilerini Bineğinde Arkasına Bindirmesinin Mubahlığı

 

4529- Seleme b. el-Ekva' der ki: Müezzin henüz ilk ezanı okumadan yola koyuldum. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağmal develeri Zi Kared'de otluyordu. Yolda Abdurrahman b. Avf'ın bir kölesiyle karşılaştım. Bana: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağmal develeri alındı!" deyince: "Kim aldı?" diye sordum. "Gatafanlılar aldı!" deyince üç defa: "Baskın var!" diye seslendim. Sesimi Medine'nin iki kara taşlığı arasında kim varsa hepsine duyurdum. Sonrasında develeri alanların peşlerine düştüm. Develeri sulamak ve su içmek üzere iken onlara yetiştim. Hemen üzerlerine ok atmaya başladım ki iyi bir atıcıydım. Ok atarken de şu yönde şiir okuyordum: "Ben ki Ekva'ın oğluyum!

Bugün alçakların ölme günüdür!"

 

Bu şekilde sağmal develeri onlardan kurtardım. Develerle birlikte onlardan otuz tane giysi de ele geçirdim. Sonunda Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğer Müslümanlar yetiştiler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anam babam sana feda olsun! Pek susamışlar ama su içmelerine fırsat vermedim. istersen hemen üzerlerine birilerini gönder" dediğimde: "Ey Ekva'ın oğlu! Onların hakkından geldin, onun için biraz merhametli davran. Şimdi onlar Gatafan'da kavimleri arasında ağırlanmaktadırlar" karşılığını verdi. Sonrasında yola çıktık ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye girene kadar beni devesinde terkine bindirdi.

 

- Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 343); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/48; Buhari

 

 

 

Tebaanın Din ve Dünya İşlerinin ıslahına Yönelik Olduktan Sonra Kendisine Dil Uzatılmasına Siyasi Liderin İzin Vermesinin Müstehaplığı

 

4530- Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethettiği zaman, Haccac b. ilat: "Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de malım ve ailem var. Ben onların yanına gitmek istiyorum. Gerektiğinde sana dil uzatır veya kötü konuşursam izin verir misin?" dedi. Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verdi. Haccac, Mekke'deki hanımının yanına vardığında ona: "Benim burada ne kadar malım varsa topla. Muhammed'in ve ashabının ganimetlerinden bir şeyler satın almak istiyorum. Müslümanlar kaçtı ve malları yağmalanıyor" dedi. Bu haberin Mekke'de yayılması üzerine müslümanların üzüldüğü müşriklerin de sevinip neşelendikleri görüldü. Bu durum Abbas b. Abdilmuttalib'e ulaştığında Mescid'de yerinde yığılıp kaldı ve kalkacak gücü kalmadı. (Ravi) Ma'mer der ki:

 

Cezer! bana Miksam'dan şöyle haber verdi: "Abbas, sırt üstü uzandı ve Kusem adında, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benzeyen oğlunu göğsüne alarak şöyle dedi:

 

"Sevdiğim Kusem! Kadri yüce olanın benzerisin. Bütün nimetlerin sahibi Rabbimin Neb!sinin. inatçılar bunu istemese, kabul etmese de."

 

Ma'mer devamında Sabit'in, Enes'ten şöyle naklettiğin söyledi: (Abbas) Haccac b. ilat'a bir köle gönderdi. Köle, Haccac'a: "Yazık sana. Sen ne ile geldin ve burada ne diyorsun? Allah senin getirdiğin haberlerden daha iyisini vaad etti" deyince, Haccac köleye: "Fazilet sahibine selamımı iletip ona şöyle de:

 

"Benim için de birkaç beyit söylesin. Haberler onu mutlu edecek şekildedir" dedi. Köle (Enes'in) yanına gelip kapıya ulaştığında: "Müjdeler olsun ey fazilet sahibi!" deyince, Abbas kalkıp köleyi alnından öptü. Köle Haccac'ın dediklerini haber verince de Abbas köleyi azad etti. Sonra Haccac gelip şöyle haber verdi:

 

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethetti ve mallarını ganimet olarak aldı. Malları konusunda Allah'ın hükmü icra edildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safiyye binti Huyey'i kendine seçti. Onu azad edip hanımı olması veya ailesine yetişmesi arasında muhayyer bıraktı. O ise, azad edilip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı olmayı tercih etti. Ben burada olan malım için gelmiştim. Mallarımı toplayıp öyle gitmeyi istedim. Bunun için Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin istedim ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana gidip istediğimi söylememe izin verdi. Benim durumumu üç gün kimseye söyleme, sonra dilediğini söyle."

 

Ravi devamında şöyle dedi: (Haccac'ın) hanımı, yanındaki takılarını ve ev eşyalarını toplayıp ona verdi. Sonra Haccac malı alıp gitti. Üç gün sonra Abbas, Haccac'ın hanımına geldi ve: "Kocan ne yaptı?" diye sordu. Kadın ona kocasının gittiğini söyleyip: "Ey Ebu'l-Fadl! Allah sana tasa vermesin. Duydukların yüzünden düştüğün duruma üzüldük" dedi. Abbas: "Allah beni üzüntüye sokmadı ve Allah'a hamd olsun ki istediğimizden başkası olmadı. Haccac bana şöyle dedi: "Allah, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle Hayber'i fethetti ve haklarında Allah'ın hükmü icra edildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safiyye'yi kendine seçti ve ‘‘Eğer kocana ihtiyacın varsa peşinden git’‘ dedi."

 

Haccac'ın hanımı: "Vallahi! Sanırım sen doğru söylüyorsun" dedi. Abbas:

"Ben doğru söylüyorum. Durum da haber verdiğim gibidir" dedi. Sonra Kureyş'in meclisine gitti. Onlar: "Ey Ebu'I-Fadl! Başına hayırdan başka bir şey gelmedi" deyince, Abbas şöyle dedi: "Allah'a hamd olsun ki, hayırdan başka bir şeyolmadı. Haccac bana şöyle haber verdi: ‘‘Allah, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eli ile Hayber'i fethetti ve Hayberliler hakkında Allah'ın hükmü uygulandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safiyye'yi kendine seçti. Bu konuyu üç gün gizlememi istedi. Kendisine ait olan malını alıp geri dönmek için geldiğinde:

 

"Allah Müslümanların üzüntüsünü müşriklerin üstüne koydu." Mekke'deki üzüntülü Müslümanlar çıkıp Abbas'ın yanına geldiler ve Abbas kendilerine olanları anlattı. Bunun üzerine Müslümanlar sevindi. Allah, Müslümanlardaki üzüntüyü, hiddeti ve kaygıyı müşriklerin üstüne nakletti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 545); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/138, 3/139.

 

 

 

Tebaanın işlerinin ıslahına Yönelik Şeylerde Siyasi Liderin Gayret Göstermesinin Müstehaplığı

 

4531- Enes anlatıyor: Doğduğunda Abdullah b. Ebı Talha el-Ensari'yi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürdüm. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimde üzerinde bir aba vardı ve devesini yemliyordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Yanında hurma var mı?" diye sorunca: 

 

"Evet!" dedim ve hurmaları ona verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hurmaları alıp ağzına koydu ve çiğnedi. Çiğneyip iyice ezdikten sonra çocuğun ağzına koydu. Çocuk da ağzına aldığı bu hurmayı emmeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu görünce: "Ensar hurmayı her şeyden çok seviyor" buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adını Abdullah koydu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/175, 3/212; Müslim 2144/22; EbU Davud 4951.

 

 

 

Siyasi Liderin Şahsi Malı ya da Zekat Malı Olan Hayvanların Bakımını Bizzat Yapmasının Müstehaplığı

 

4532- Enes der ki: Ümmü Süleym doğum yaptığı zaman bana: "Ey Enes! çocuğa iyi bak, yarın onu tahnık yapması için Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürünceye kadar başına bir şey gelmesin" dedi. Sabahleyin yanına gittiğimde Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahçede gördüm. Üzerinde nakışlı siyah bir giysi vardı ve Fetih sırasında gelen bineklere damga vuruyordu,"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Muslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/106; Buhari 5470, 5824; Müslim 2119/109.

 

 

 

Enes b. Malik'in "Damga Vuruyordu" Sözüyle Bunu Başkasına Yaptırmadığını Bizzat Kendisinin Yaptığını Murad Etmesi

 

4533- Enes b. Malik der ki: "Abdullah b. Ebı Talha'yı alıp tahnık yapması (damağına tatlı bir şey sürmesi) için Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde dağlama aleti ile gördüm. Zekat develerine damga vuruyordu.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2309); Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 3/284; Buhari 1502; Müslim 2119/112; Ebu Davud 2563.

 

 

 

Tebaanın Bereketini Umarak Talep Ettikleri Şeyleri Siyasi Liderin Yapmasının Müstehaplığı

 

4534- Mahmud b. er-Rab!' der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim evde asılı olan bir kovadan ağzına su alıp yüzüme püskürttüğünü (henüz küçük olmama rağmen) hatırlarım. itban b. Malik de bana şunu anlattı: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Artık iyice göremez oldum. Sağanak yağmurlarda vadideki seller kabilemin mescidine gitmeme engel oluyor. Evime gelip bir yerinde namaz kılmanı istiyorum ki, namaz kıldığın yeri kendime namazgah edineyim’‘ dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Olur’‘ karşılığını verdi. Diğer gün sabah Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yanında Ebu Bekr'le geldi. Girmek için izin istediklerinde girmelerine izin verildi. Ancak eve girince oturmadan bana: ‘‘Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?’‘ diye sordu. Ona bir yeri gösterdiğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ileri geçti, ben ile Ebu Bekr de arkasında saf tuttuk. Bize iki rekat namaz kıldırdı. Namaz sonrası, yaptığımız et çorbasından ikram etmek için onu evimizde beklettik."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Müslim 265/33; Bak hadis no: 223.

 

 

 

Siyasi Liderin Yapacak Kimseler Varken Tebaasının Bazı İşlerinde Bizzat Kendisinin de Çalışmasının Müstehaplığı 609

 

4535- Bera b. Azib der ki: Hendek günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle beraber toprak taşıyor, toprak karnının beyazlığını örtmüştü ve şöyle diyordu:

 

Sen olmasaydın doğru yolu bulamazdık, Allahım Zekat veremez, namaz kılamazdık, Allahım Üzerimize iç huzuru indir Müşriklerle karşılaştığımızda ayaklarımızı yolunda sabit kıl. Zira onlar üzerimize saldırmışlardır. Fitne istedikleri zaman da biz onlara karşı koyarız.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylerken (sesini yükseltip son kelimeleri) uzatıyordu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3242); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/285; Buhari 2836; Müslim 1803; Darimi 2/221.

 

 

 

Siyasi Liderin iyilerden Olan Kimselerin Bazı Kusurlarını Görmezden Gelmesinin Müstehaplığı

 

4536- Hz. Ali der ki: Bedir savaşında ganimetten bana yaşlı bir deve düşmüştü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana yaşlı bir deve daha verdi. Bir gün bu iki deveyi Ensar'dan bir adamın evinin önünde çöktürdüm. Satmak için onlara ızhır otu yükleyecektim. Yanımda Fatıma'nın yemek daveti konusunda bana yardımcı olması için Kaynuka oğullarından bir adam vardı. Hamza b. Abdilmuttalib de develeri çöktürdüğüm evde içki içiyordu. Bir şarkıcı kadın ona şarkı söylüyor ve şöyle diyordu: "Ey Hamza! Semiz ve yaşlı develere dikkat et!"

 

Bir ara Hamza bu iki deveye kılıcıyla saldırdı. Kılıçla hörgüçlerini tamamen kesti, böğürlerini de yarıp ciğerlerinden bir tanesini çıkarıp aldı. Bu manzara beni çileden çıkardı. Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları anlattım. Yanında Zeyd b. Harise de vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına Zeyd'i de alıp çıktı ve Hamza'nın yanına girdi. Ben de onlarla birlikte yürüdüm. Başında durup Hamza'ya kızınca, Hamza başını kaldırıp baktı ve: "Siz babamın kölelerinden başka bir şey misiniz!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca gerisin geriye çıktı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 1/142; Buhari 2375; Müslim 1979/1; Ebu Davud 2986.

 

 

 

Siyasi Liderin Tebaasından Kendisine Kötü Davranan Kimseyi Cezalandırmaktan Vazgeçmesinin Müstehaplığı

 

4537- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre o, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Necd taraflarına doğru bir gazveye çıkmıştı. Ağaçları çok olan bir vadide iken öğle istirahatı zamanı geldi. Orada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indi ve insanlar ağaçların gölgelerine dağıldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ağacın gölgesine indi ve kılıcını ağaca astı. Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaki bir adama şöyle anlattı: "Ben uyurken bu adam kılıcımı aldı ve uyandığımda kılıcı kınından çekip: ‘‘Seni benden kim kurtaracak?’‘ dedi. Ben de: ‘‘Allah’‘ dedim. Adam bir daha: ‘‘Seni benden kim kurtaracak!’‘ dedi. Ben yine: ‘‘Allah’‘ dedim. Adam bir defa daha: "Seni benden kim kurtaracak" dedi. Ben yine: ‘‘Allah’‘ dedim. Bunun üzerine adam kılıcı kınına geri soktu ve oturdu. işte o, şu oturan kişi." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bu yaptığından dolayı bir ceza vermedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2489); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/311; Buhari 2913; Müslim 1786/13; Bak hadis no: 2882, 2883, 2884.

 

 

 

İçlerinden Bazılarının Hak Etmediğini Bilse Dahi Siyasi Liderin Tebaasına iyi Davranıp Onları idare Etmesinin Mubahlığı

 

4538- Hz. Aişe anlatıyor: Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına girmek üzere izin istedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, aşiretin ne kötü oğludur veya aşiretin ne kötü adamıdır" buyurdu. Adam içeri girince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yumuşak sözler söyledi. Adam çıktığında: "Ey Allah'ın Resulü! Adam hakkında söyleyeceğini söyledin. içeri girdiğinde ona yumuşak sözler rahatlattın". "Katında konumu insanlar arasında en kötü olan kişi, başkalarının, şerrinden korunmak için kendisini terk ettiği veya yalnız bıraktığı kimsedir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Muvatta 2/903, 2/904; Ahmed 6/38; Buhari:6054; Müslifu 2591/73; EbU Davud 4791; Tirmizi: 1996.

 

 

 

Davet Eden Soylu Bir Kimse de Olsa Siyasi Liderin Tebaasından Birinin Davetine Katılmayarak Kibirlenmemesinin Müstehaplığı

 

4539- Enes b. Malik der ki: "Bir terzi yemek yapıp Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) davet edince ben de Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber o yemeğe gittim, Adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arpa emeği ve içinde kurutulmuş kabak ve et olan çorba getirdi. Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabağı tasın kenarından araştırdığını gördüm, Artık ondan sonra kabağı sevmekteyim."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 7/45); Şuayb: Buhari: ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/549, 1/547; Buhari: 2092; Müslim 2041/145; Ebu Davud 3782; Tirmizi: 1850; Darimi:2/101; Bak hadis no: 5269.

 

 

 

Siyasi Liderin Yapmayı Düşünmediğ. Şeylerle Tebaasını Korkutmasının Mubahlığı

 

4540- Kays b. Ebi Hazım, Amr b. el-As'tan nakleder: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu (Amr'ı) Zatu's-Selasil gazvesinde komutan tayin etmişti. Arkadaşları ona ateş yakmak istediklerini söylediler. Buna razı olmayınca bu konuda Hz. Ebu Bekr ile görüştüler. Ebu Bekr de bu konuyu kendisiyle görüşünce: "Ateş yakanı ateşin içine atarım" dedi. Sonra düşmanla karşılaştılar ve düşmanı hezimete uğrattılar. Müslümanlar düşmanın ardından gitmek isteyince Amr onları bundan menetti. Düşman ordusu gittiğinde durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirip onu şikayette bulundular. Bunun üzerine Amr: "Ey Allah'ın Resulü! Ateş yaktıkları için düşmanların, onların az olduğunu anlamasından, (kaçan) düşmanın da yardımcı kuvvetlerinin olmasından ve bu sebeple Müslümanların peşine düşmelerinden korktum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumdan dolayı (Allah'a) hamd etti.

Amr: "Ey Allah'ın Resulü! Müslümanlardan en fazla kimi seversin?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Niye ki?" deyince, Amr: "Senin sevdiğini ben de seveceğim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aişe'dir" dedi. Amr:

 

"Erkeklerden (kimi seversin?)" deyince de, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Bekr" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/203; Buhari 3662; Müslim 2384; Tirmizi 3886; Bak hadis no: 6959, 7062.

 

 

 

Siyasi Liderin Kendisine Gelen Heyetlere islam'ın Şubelerini Öğretmesinin Müstehaplığı

 

4541- Ebu Said el-Hudri anlatıyor: (Bahreyn taraflarından) Abdulkays kabilesinden bazı insanlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bizler, Rabia kabilesinin bir koluyuz. Bizimle senin aranda, Mudar kafirleri vardır. Bu sebeple de bizler, sana ancak haram aylarda gelmeye güç yetirebiliyoruz. Şimdi bize öyle bir şey emret ki kavmimizden geride bıraktıklarımızı da ona davet edelim, onu yaptığımız ve uyguladığımız takdirde biz de onun sayesinde cennete girelim!" dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size dört şeyemrediyorum ve dört şeyi de size yasaklıyorum. Allah'a kulluk etmenizi ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmamanızı, namazı dosdoğru kılmanızı, zekatı vermenizi, Ramazan orucunu tutmanızı, ganimetlerin beşte birini (hak sahiplerine) vermenizi size emrediyorum. Size (şu dört şeyi de) yasaklıyorum: Dubba, hantem, müzeffet ve nekir!" buyurdu. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Nekir hakkında bilgin var mı?" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hay hay, bir hurma kütüğüdür. Onu oyarsınız, sonra da içine ham veya kuru hurmalardan atarsınız. Sonra da fışkırması için su dökersiniz. Fışkırması geçtiğinde onu içersiniz. Öyle ki sizden biriniz (ondan içip sarhoş olunca da) amcasının oğluna kılıçla vurur!" buyurdu.

O topluluğun içerisinde bu şekilde yaralanmış bir adam vardı. O kişi: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den utandığımdan dolayı bu yarayı gizliyordum!" dedi. Onlar: "O halde bize içeceğimizi neyle içmemizi emredersin, ey Allah'ın Peygamberi!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ağızları bağlanan deri su kaplarından içiniz!" buyurdu.

 

Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Memleketimizde büyük fareler çoktur, oralarda deriden yapılma su kapları sağlam kalamaz!" dediler. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise iki defa veya üç defa: "Onları, büyük fareler yese de!" buyurdu.

 

Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eşecc Abdülkays'a: "Hakikaten sende Allah'ın sevdiği iki özellik var: Ağırbaşlılık ve haysiyet!" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 1/84/190; Mişkat 2/625/5054); Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Müslim 18/26.

 

 

 

Siyasi Liderin Bilmediklerinde Tebaasına Dinlerini Fiillerle Öğretmesinin Müstehaplığı

 

4542- imran b. Husayn bildiriyor: Ensar'dan bir adam ölüm anında yanında bulunan altı kölesini azat etti. O kölelerden başka hiçbir malı da yoktu. Bu durum Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaşınca ona ağır sözler söyledi. Sonra köleleri yanına çağırdı ve onları gruplara ayırdı. Sonra aralarında kura çekip ikisini azat etti. Diğer dördünü köle olarak bıraktı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 4/426; Müslim 1668/57; Ebu Davud 3958; Tirmizi 1364; Nesai 8/201; İbn Mace 2345; Bak hadis no: 4320.

 

 

 

Bir Şeyi Yapmaya Karar Verip de Tebaasından Güvendiği Birinin Aksinin Daha Doğru Olacağını Söylemesi Halinde Siyasi Liderin Kendi Kararından Vazgeçmesinin Müstehaplığı

 

4543- Ebu Hureyre bildiriyor: içlerinde Ebu Bekr ile Ömer'in de bulunduğu birkaç kişiyle beraber Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturuyorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımızdan kalkıp gitti. Gecikince geri yanımıza dönmeyeceğinden korkup ayaklandık. içlerinde ilk ben telaşa kapılıp, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramaya başladım ve Ensar'dan Necran oğullarına ait bir bahçenin yanına ulaştım. içeriye bir giriş yeri bulabilir miyim diye arandım, ama bulamadım. O sırada bir kuyudan çıkan bir suyun akarak duvardan bir yerden bahçenin içine doğru girdiğini gördüm. Tilki gibi o yerden içeriye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim. Beni görünce: "Ebu Hureyre, sen misin?" diye sorunca, ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, benim" dedim. "Niye geldin?" diye sorduklarında ise şöyle dedim: "Aramızdayken kalkıp gittin, gecikince bir daha geri dönememenden endişelendik ki ilk ben telaşa kapıldım. Bu bahçeye geldim ve bir tilki gibi aranıp içeriye girdim. Diğerleri de peşimdeler." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre!" diyerek bana ayakkabılarını vererek: "(Şahit olarak) bu iki ayakkabımla git ve bahçenin arkasında, kalbiyle inanarak Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet eden kimi görürsen ona cenneti müjdele" buyurunca çıktım; ilk karşılaştığım kişi Ömer oldu. "Ey Ebu Hureyre! Bu elindeki ayakkabılar ne?" diye sorduğunda dedim ki: "Bunlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakkabıları, beni onlarla gönderdi ve kalbiyle inanarak Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet eden herkese cenneti müjdelememi söyledi.

 

Bunun üzerine Ömer göğsüme öyle vurdu ki, darbenin etkisiyle arkama oturdum. Sonra dedi ki: "Ey Ebu Hureyre! Gel beraber geri gidelim." Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri döndük, hıçkırarak ağlamaya başladım. Hemen arkamdan da Ömer geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre! Neyin var?" diye sorunca "Ömer'le karşılaştım ve bana dediğini ona da aktardım. Bundan dolayı göğsüme öyle bir vurdu ki arkama oturdum" dedim. "Tamam, sen geri dön!" buyurduktan sonra Ömer'e: "Ey Ömer! Bunu neden yaptın?" diye sordu. Ömer şu karşılığı verdi: "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Ayakkabılarını vererek Ebu Hureyre'yi gönderip, kalbiyle inanarak Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet eden herkese cenneti müjdelemesini sen mi istedin?" "Evet" diye buyurunca Ömer dedi ki: "Bunu yapmasan (iyi olur), zira insanların sadece buna güvenmelerinden endişe ederim. (Bunu söylemesen de) bırak insanlar amellerini eda etsinler." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki, bırakalım amellerini yapsınlar" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 31.

 

 

 

Siyasi Liderin Namazını ilk Vaktinden Geciktirmesine Neden Olsa Bile Tebaasından Birisinin ihtiyaçlarıyla İlgilenmesinin Mubahlığı

 

4544- Enes der ki: "Yatsı namazı için kamet getirilince adamın biri kalktı ve: ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Senden bir isteğim var’‘ dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamla baş başa konuşmaya başladı. Bu. o kadar uzun sürdü ki cemaat veya cemaatten bazıları uyuklamaya başladı. Sonrasında Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve onlara namazı kıldırdı."

Ravi (Sabit el-Bunanl) bekleme sırasında uyuklayanların abdest aldıklarından söz etmez.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 198); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/160, 3/268; Müslim 376/126; Ebu Davud 201; Bak hadis no: 2033.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bab: Siyasi Liderlere Biat ve Onlara Müstehap Olan Şeyler