Sahih İbn Hibban |
NİKAH |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bab: Karı kocanın
Geçimi
4160- Abdullah b. Mes'ud
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Kadın (bir
örtü altında) tenini diğer bir kadının tenine dokundurmasın. Çünkü kadın onu
kocasına veya bir erkeğe vasfeder veya güzel niteliklerini över ve o kimse onu
görüyormuş gibi (aklı onda) olur.''
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (Sahih Ebu Davud 1866);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 1/460;
Buhari 5241; Ebu Davud
2150; Tirmizi 2792.
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber
4161- Abdullah
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın (bir örtü
altında) tenini diğer bir kadının tenine dokundurmasın. Kadın onu kocasına
vasfeder ve kocası onu görüyormuş gibi (aklı onda) olur."
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (Sahih Ebu Davud 1866);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahih. Ahmed 1/438, 1/440; Buhari
5240.
Yüce Allah'ın Kocanın
Karısı Üzerindeki Hakkını Yüceltmesi
4162- Ebu Hureyre
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bir gün) Ensar'ın
bahçelerinden birine girdi. Bir de baktı ki orada birbiriyle vuruşup birbirini
ürküten iki deve var. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o iki deveye
doğru yaklaştı. Develer (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i görünce)
boyunlarının ön kısmını yere koydular. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'le birlikte olan kişi: "(Develer,) sana secde mi ediyor?"
dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Bir kimsenin (başka)
bir imseye secde etmesine gerek yoktur. Eğer bir kimsenin (başka) bir kimseye
secde etmesi gerekseydi; kadının, kocasına secde etmesini muhakkak ki
emrederdim. Çünkü Allah erkeğin hakkını kadına göre daha büyük tutmuştur!"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (el-İrva' 1998); Şuayb:
Hadis sahihtir. Tirmizi 1159.
Kadının, Allah'a Yönelik
Farzları Yerine Getirmekle Birlikte Kocasına itaat Etmesiyle Cenneti Hak Etmesi
4163- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Kadın beş vakit namazı kıldığında, Ramazan orucunu tuttuğunda, ırzını
koruduğu zaman ve kocasına (meşru sınırlar içerisinde) itaat ettiğinde cennetin
kapılarının herhangi birinden istediği şekilde girer."
[Tahric:] Elbani: Hasen liğayrihi (et-Ta'liku'r-rağib
3/73); Şuayb: Hadis sahihtir.
Ebu Hatim der ki: Bu
hadisi Ebu Seleme'den rivayette Abdülmelik b. Umeyr tek kalmıştır.
Abdülmelik'ten de sadece Ehvazh bir şeyolan Hudbe b. Halid rivayet etti.
Haklarını Gereği Gibi
ifa Etme Umuduyla Kadının, Kocasının Sıkıntılarını Yüklenmesinin Müstehaplığı
4164- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Bir adam, kızıyla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in yanına gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Bu, benim kızım. Evlenmeye
yanaşmıyor!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
kıza: "Babana itaat et!" dedi. Kız: "Seni hak (din) üzere
gönderen Allah'a yemin ederim ki, kocanın, hanımı üzerindeki haklarını bana
bildirmedikçe evlenmeyeceğim!" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Kocanın hanımı üzerindeki hakları, eğer kadının kocasında bir
yara olsa karısı da yarayı yalamış olsa yine de kocasının hakkını ödemiş
olamaz!" buyurdu. Kız: "Seni
hak (din) üzere gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben, asla
evlenmeyeceğim!'' dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kadınları, ailelerinin izni olmadığı müddetçe (zorla)
evlendirmeyiniz!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağib
3/74); Şuayb: İsnadı hasendir.
(Şer'an) Temiz Olduğunda
Kadının Kocasının Cinsel isteğine Her Durumda Karşılık Vermesinin Emredilmesi
4165- Talk b. Ali der
ki: Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim:
"Bir kişi, hanımını (cinsel) ihtiyaç görmek için çağırdığı zaman tandırın
/ fırının başında olsa bile ona icabet etsin.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1202;
et-Ta'liku'r-rağib 3/75); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/22, 4/23; Tirmizi
1160.
İlişki Fercden Olduktan
Sonra Kişinin Karısına Dilediği Taraftan Yaklaşmasının Caizliği
4166- Cabir der ki:
Yahudiler: "Erkek, karısıyla onu yüzüstü yatırarak ilişkiye girdiği zaman
bu ilişkiden doğacak çocuk şaşı olur" derlerdi. Bunun üzerine:
''Kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin"
(Bakara, 223) ayeti nazil oldu. Ayette fercinden olduktan sonra kişinin
karısıyla ister yüzüstü yatırarak, isterse başka bir şekilde ilişkiye
girebileceği bildirildi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-Adab 99); Şuayb: Hadis
Sahihtir. Buhari 4528; Müslim 1435/119; Ebu Davud 2163; Tirmizi 2978; İbn Mace
1925; Darimi 2/145, 2/146.
Yüce Allah'ın Eşiyle
Cinsel ilişkiye Giren Müslümana Bunu Sadaka Olarak Yazması
4167- Ebu Zer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden birinizin
cinsel ilişkide bulunması bile bir sadakadır" buyurdu. Ashab: "Ey
Allah'ın Resulü! Bizden biri şehvetini giderir de ondan sevap mı elde
eder?" deyince: "Sizce kişi şehvetini haramla giderirse günah
kazanmış olmaz mı? işte bu sebeple kişi şehvetini helalden giderdiği zaman
sevap kazanmış olur" karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-Sahiha 454;
Gayetu'l-meram 25-6); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 838.
Ebu Hatim der ki:
"Bu hadis dini konularda mukayeseler yapılabileceğinin dayanaklarından
biridir."
Kadının Evine Girmek
isteyen Birine Kocasının izni Olmadan izin Vermesinin Yasaklanışı
4168- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), minbeerin üzerinde:
"iki zayıf kimse olan yetim ile kadının malından sakınmayı tavsiye
ederim!" derdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2004); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Müslim 1026; Bak hadis no: 4170.
Kadınların Kocalarına
ihanet Etmelerinin Bir Sebebi
4169- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşrur:
"israiloğulları olmasaydı (yiyecek saklama adetini çıkarmasalardı) etler
kokmaz, yiyecekler bozulmazdı. Havva olmasaydı hiçbir kadın kocasına ihanet
etmezdi.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed
2/315; Buhari 3399; Müslim 1470/63.
Zikrettiğimiz Söz Konusu
iki Yasağın Adiba Değil Tahrime Yönelik Yasaklardan Olması
4170- Ebu Hureyre,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işitmiştir: ''Bir
kadının, yanında kocası varken, onun izni olmaksızın (nafile) oruç tutması
helal olmaz. Yine bir kadın, kocasının hoşlanmadığı bir kimsenin eve girmesine
izin veremez. (Kocasının izni olmadan) bir sadaka verirse verdiği bu sadakanın
(sevabının) yarısı kocasına aittir. Kadın ancak kaburga kemiğinden
yaratılmıştır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 7/64). Buhari 5195;
Bak hadis no: 3572, 3573, 4180.
Kadının, Kocasının
istediği Şeylerden imtina Etmeyerek Üzerindeki Hakları ifa Etmeye çalışmasının
Müstehablığı
4171- Abdullah b. Ebi
Evfa anlatıyor: Muaz b. Cebel, (bir defasında) Şam bölgesinden geldiğinde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e secde etmişti. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu da ne böyle?" diye sordu. Muaz b.
Cebel: "Ey Allah'ın Resulü! Şam bölgesine vardım. Orada yaşayan
(Hıristiyanların), patriklerine ve piskoposlarına secde ettiklerini gördüm. Ben
de bunu sana yapmayı istedim!'' dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Böyle yapma! Eğer ben, bir şeyin (başka) bir şeye secde etmesini
emretseydim, muhakkak ki kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Canım
elinde olan Allah'a yemin ederim ki, kadın kocanın hakkını ödeyemez. Öyle ki
kocanın hakkını ancak şöyle ödeyebilir: Kadın bir devenin üzerinde olsa ve
kocası onunla cinsel ilişkide bulunmak istese kadın onun (bu isteğine) mani
olmaz!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (el-İrva' 7/55); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ahmed 4/381; İbn Mace 1853.
Onu Çağırdığında Kocasına
icabet Etmeyen Kadını Meleklerin Lanetlemesi
4172- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Erkek, karısını yatağına çağırdığı zaman karısı icabet etmez de kendisi
karısına kızgın olarak gecelerse melekler sabaha kadar o kadına lanet
ederler."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1858); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 2/439; Buhari 3237; Müslim 1436/120; Ebu Davud 2141.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in icabet Etmek ifadesiyle Herhangi Bir ihtiyaç Yerine
Yatağına çağırmasını Kastetmesi
4173- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz, karısını yatağına çağırdığı zaman karısı yüz çevirir de
gelmezse melekler sabaha kadar o kad'ına lanet ederler.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Buhari5193.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Sabaha Kadar" Sözünün, Gecenin Bir
Başka Vaktinde de Olsa Kocanın çağrısına icabet Edilmemesi Durumunda Geçerli
Olması
4174- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kadın geceyi
kocasının yatağından ayrı bir yerde geçirdiği zaman yatağa dönene kadar
melekler ona lanet ederler.'' buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/255; Buhari 5194; Müslim 1436/120; Darimi
2/149.
Kişinin Karısına Yönelik
Yerine Getirmesi Gereken Haklar
4175- Muaviye b. Hayde
bildiriyor: Bir adam, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e:
"Kadının, kocası üzerindeki hakları nelerdir?" diye sordu. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yediğinde ona yedirmek ve
giydiğinde ise ona giydirmek. Sonra yüzüne tokat vurma, kötüleyip ayıplama,
darılıp ayrı yatmaya mecbur kalırsan bu işi sadece evin içinde yap!"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih Sahih Ebi: Davud 1859);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/47; Ebu Davud 2142; İbn Mace 1850.
insanların En
Hayırlısının Karısına iyi Davranan Kimse Olduğu Hakkında
4176- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminler içinde imanı en
kamil olanlar, güzel bir ahlaka sahip olanlardır. En hayırlıları da kadınlarına
karşı hayırlı olanlardır" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahiha
284); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/250, 2/472; Ebu Davud 4682; Tirmizi:
1162; Darimi: 2/322.
Müslümanların En
Hayırlıları Ailesine Hayrı En Fazla Dokunan Kişiler iyi Davranma Konusunda
Resulullah'ın Olması Hasebiyle Aileye (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Örnek
Alınmasının Müstehablığı
4177- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"En hayırlınız, ailesine / hanımına karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de
ailem / hanımlarım hususunda sizin en hayırlınınızım. (Kendisiyle sohbette
bulunduğunuz) bir arkadaşınız / kumanız vefat ettiği zaman onu(n kötülüklerini)
sayıp dökmeyin."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 285);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Tirmizi 3895; Darimi 2/159; Bak hadis no: 4186.
Geçim için Başka Bir Yol
Olmadığı için Kişinin Karısını idare Etmesinin Emredilmesi
4178- Semure b.
Cundub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Eğer kaburga kemiğini düzelt(mek
ist)ersen onu kırarsın. Dolayısıyla onu idare et ki onunla birlikte
yaşayabilesin."
[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 3/72;
el-İrva' 7/53); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/8.
Onunla Birlikte Yaşamayı
Sürdürebilmesi için Kişinin Karısını idare Etmesinin Gerekliliği
4179- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kadın eğe kemiğinden yaratılmıştır ve istediğin şekilde doğrultamazsın.
Kendi halinde bırakırsan eğriliğiyle birlikte ondan yararlanırsın (onunla
yaşarsın). Düzeltmeye kalkarsan da kırarsın. Kırılması da boşanmasıyla
olur."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sal(ıha 3517);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/449, 2/497; Buhari 5184; Müslim 1468/59;
Tirmizi 1188; Darimi 2/148.
Kusurları Bulunan Kadını
Öyle Kabul Edip Ondan Yararlanmanın Mubah Olması
4180- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kadın eğe kemiği gibidir. Düzeltmeye kalkarsan kırarsın Kendi halinde
bırakırsan da eğriliğiyle birlikte ondan yararlanırsın. O halde seneğriliğine
rağmen ondan yararlan(mayı sürdür).''
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı hasendir.
Ahmed 2/428.
Kişinin Tek Başına Değil
de Eşiyle Birlikte Yiyip içmesinin Müstehablığı
4181- Hz. Aişe der ki:
Ben hayızlı iken Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) su kabı getirirdim
ve ben de alıp ondan içerdim. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kabı benden alıp ağzını, ağzımı koymuş olduğum yere koyarak içerdi. Ben etli
kemiği alıp dişleyerek yerdim. Sonra kendisi onu benden alıp ağzını, ağzımı
koymuş olduğum yere koyarak yerdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Bak hadis no: 1294, 1361.
Kişinin, Karısının
Kusurlarını Ortaya Çıkarması ya da ihanetini Gözlemesinin Yasaklanması
4182- Cabir der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem). kişinin eşlerinin ihanetini yakalamak
ve kusurlarını ortaya çıkarmak için yolculuk dönüşü
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2480); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/299, 3/302; Buhari 5243;
Müslim 184; Ebu Davud 2776; Tirmizi 2712; Darimi 2/275.
Haklı Bir Gerekçe ya da
Durum Olmadıktan Sonra Kişinin Karısını Kendine Haram Kılmamasının Müstehablığı
4183- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb binti Carş'ın yanında kalıyor
ve bal içiyordu. Ben ve Hafsa, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hangimizin yanına girerse: "Sen meğafir kokuyorsun. (Meğafir yedin
mi)?" demek üzere anlaştık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ikisinden birinin yanına girince, anlaştığımız şeyi ona söyledi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, ben Cahş kızı Zeyneb'in yanında bal
içtim. Bir daha da içmem" buyurunca, "Ey Peygamber! Eşlerinin
rızasınl arayarak, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram
ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir ... Eğer ikiniz de
Allah'a tevbe ederseniz" (Tahrim 1) ayetleri nazil oldu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir.
Buhari4912; Müslim 1474.
Haklı Bir Gerekçe
Olmadan Kocasından Kendini Boşamasını isteyen Kadına Yüce Allah'ın Cenneti
Haram Kılması
4184- Sevban'ın
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Bir kadın, geçerli bir sebep yokken kocasından kendisini boşamasını
isterse cennetin kokusu o kadına haramdır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1928); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/277, 5/283; EbU Davud 2226; Tirmizi 1187; İbn
Mace 2055; Darimi 2/162.
Kişinin Bazı
Davranışlarından Hoşlanmadığı Karısını Dünürüne Şikayet Etmesinin MUbahlığı
4185- Yahya b. Said b.
el-As'ın Aişe'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Aişe'den yana Ebu Bekr'e şikayette bulundu. Ebu Bekr elini kaldırıp Aişe'ye
tokat attı ve göğsünden dürttü ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun
böyle yapacağını tahmin etmemişti. Bu duruma canı sıkılan Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Bekr! Bundan sonra asla. Aişe'den
yana sana şikayette bulunmayacağım" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2900);
Şuayb: Hadis sahihtir.
insanların En Hayırlısı
Eşine Karşı iyiliK Yapan Olduğu için Kadınları Dövmenin Yasaklanışı
4186- Abdullah b. Abbas
bildiriyor: (Bazı) erkekler, kadınları dövme hususunda Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den izin istediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de onlara bu hususta izin verdi. Bunun üzerine (bazı) erkekler
hanımlarını dövdüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecelemişti.
Derken yüksekçe bir bağırtı işitti ve: "Bu da ne böyle?" diye sordu.
Orada bulunanlar: "Kadınları dövme hususunda (bazı) erkeklere izin
vermiştin. Onlar da hanımlarını dövüyorları" dediler. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) erkeklere (kadınları dövmeyi)
yasakladı ve: "En hayırlınız, ailesine / hanımına karşı en hayırlı
olanınızdır. Ben de ailem / hanımlarım hususunda sizin en hayırlınınızım!"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi
(es-Silsiletu's-sahiha 285; et-Ta'liku'r-rağib 3/72); Şuayb: Hasen liğayrihi.
İbn Mace 1977.
Kişinin Onu Terbiye
Amacıyla Karısına Belli Süre için Küsmesinin Caizliği
4187- Abdullah b. Abbas
anlatıyor: Allah'ın "Eğer ikiniz de Allah'a tövbe ederseniz, (yerinde
olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı" (Tahrim 4) ayetinde buyurduğu Peygamber
hanımlarından iki hanımın kim olduğu konusunda
Ömer'e soru sormaya pek istekliydim. Onunla hac yaptım ve yolun bir
bölümünde yoldan başka yere sapınca ben de su kabını alıp peşinden gittim.
Abdest bozup dönünce, ben eline su döktüm ve abdest aldı. Kendisine: ''Ey müminlerin
emiri! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımları arasında Yüce
Allah'ın haklarında: ''Eğer ikiniz de Allah'a tövbe ederseniz, (yerinde olur).
Çünkü kalpleriniz sapmıştı" (Tahrim 4) buyurduğu iki hanım kimdir?"
dediğimde Ömer: "Hayret sana ey ibn Abbas! Bunlar Hafsa ile Aişe'dir"
cevabını verip olayı anlatmaya başladı ve şöyle dedi:
Ben ve Ensar'dan bir
komşum, Umeyye b. Zeyd oğullarının mahallesinde oturuyorduk. Orası Medine'nin
Avali bölgesindeydi. Ensar'dan bir komşum vardı ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına nöbetleşe iniyorduk. Bir gün o, bir gün de ben
iniyordum. Ben indiğim zaman Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen
vahiy ve benzeri şeyleri ona haber veriyordum. O da indiği zaman aynı şeyi
yapıyordu. Biz Kureyşliler kadınlarımıza üstün gelmeye çalışırdık. Ensar'ın
yanlarına geldiğimizde buradaki kadınların erkeklere hakim durumda olduklarını
gördük. Derken bizim kadınlarımız Ensar'ın kadınlarından bazı şeyler öğrenmeye
başladılar.
Bir gün hanımıma bağırınca,
onun bana karşılık verdiğini gördüm ve bu karşılık vermesini yadırgadım.
Hanımım: "Bunu neden yadırgıyorsun? Vallahi Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hanımları bile kendisine karşılık veriyorlar, hatta
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün gün hatta geceye kadar kızgın
kalmasına sebep oluyorlar" dedi. Bu söylediği şey beni ürküttü ve:
"Böyle yapan kadın tamamen zarar ve ziyandadır" dedim. Sonra
giysilerimi toplayıp üzerime giyip Hafsa b. Ömer'in yanına girdim ve: "Ey
Hafsa! Sizlerden herhangi biriniz Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bütün gün hatta geceye kadar kızgın kalmasına sebep olacak kadar
sinirlendiriyor musunuz?" dedim. Hafsa: "Evet" cevabını verince
şöyle dedim: "Böyle yapan kaybetmiş ve zarardadır. Siz, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) darılması yüzünden Allah'ın gazabına uğramaktan
ve helak olmaktan nasıl emin olabilirsiniz? Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bir şey isteme ve ona karşılık verme. Ona darılıp uzak durma. Bir
şey istediğinde bana söyle. Arkadaşının (Aişe'nin) durumu seni aldatmasın. O
senden daha güzel ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha
sevgilidir.’‘
O sıralarda
Gassanlıların biz Müslümanlarla savaşmak için atlarını nalladıklarından
bahsederdik. Ensarlı komşum sıranın kendisinde olduğu bir gün Medine'ye indi ve
Ben Hafsa'nın yanına
girdiğimde onu ağlar vaziyette buldum ve: "Neden ağlıyorsun, ben seni
uyarmamış mıydım, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizi boşadı
mı?" diye sordum. Hafsa: "Bilmiyorum. işte kendisi şu
odacıktadır" cevabını verince, çıkıp minberin yanına geldim ve minberin
etrafında bir grup. insanın ağladığını görüp onlarla biraz oturdum. Sonra
içimdeki sıkıntı arttı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde
bulunduğu o odacığa gelerek Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) siyahi
kölesine: "Ömer için izin iste" dedim.
Köle içeriye girip
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuştuktan sonra çıktı ve:
''Senin girmek istediğini bildirdim, ama bir şey söylemedi" dedi. Bunun
üzerine gidip minberin yanındaki grupla oturdum. Sonra sıkıntım daha da artınca
tekrar Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmet eden siyahT köleye
geldim ve: "Ömer için izin iste" dedim; köle girip çıktıktan sonra:
"Senin girmek istediğini bildirdim, ama bir şey söylemedi" dedi.
Tekrar gidip minberin yanındaki grupla oturdum.
Sonra sıkıntım daha da
artınca tekrar Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmet eden siyahı
köleye geldim ve: "Ömer için izin iste" dedim; köle girip çıktıktan
sonra: "Senin girmek istediğini bildirdim, ama bir şey söylemedi"
dedi. Ben de arkamı dönüp giderken köle beni çağırdı ve: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana izin verdi" dedi.
içeriye girdiğimde
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kuru bir hasır üzerine uzanıp içi
hurma lifi doldurulmuş deriden bir yastığa dayanmış vaziyette buldum ve yan
taraflarında hasırın izini gördüm. Ona selam verdikten sonra ayakta durarak:
"Ey Allah'ın Resulü! Hanımlarını boşadın mı?" diye sordum. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) semaya bakıp: "Hayır" cevabını verince
ben dedim ki: "Allahu Ekber! Ey Allah'ın Resulü! Beni bir görseydin, Biz
Kureyş topluluğu olarak kadınlar üzerinde hakim idik. Sonra Medine'ye
kadınların kendilerine hakim olduğu bir topluluğun yanına geldik. Beni bir
görseydin. Bir gün hanımıma kızmıştım, onun bana karşılık verdiğini görünce
bunu yadırgadım. Bana: ''Sana karşılık vermemi neden yadırgıyorsun? Zira
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşleri bile kendisine karşılık
veriyor, hatta bazıları gün boyu geceye dek ondan uzak duruyorlar’‘ dedi. Dedim
ki: ‘‘Hafsa zarar etti ve hüsrana uğradı. Onlardan biri Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) öfkesiyle Yüce Allah'ın da öfkelenmeyeceğinden ve
bu şekilde helak olmayacağından nasıl emin olabiliyor! Böylesi biri helak olmuş
demektir." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna tebessüm etti.
"Ey Allah'ın Resulü! Beni görseydin, Hafsa'nın yanına girip Aişe'yi
kasdederek: ‘‘Arkadaşının (Aişe'nin) durumu seni aldatmasın. O senden daha
güzel ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sevgilidir’‘ dedim’‘
deyince, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gülümsedi. Onun
gülümsediğini görünce oturdum ve evine göz gezdirdim. Vallahi, odada
tabaklanmış üç deri parçasından başka göze çarpan bir şey görmedim ve:
"Kendisine ibadet etmemelerine rağmen Bizans ve Perslere dünyayı verdiği
gibi ümmetine de bol rızık vermesi için Allah'a dua et’‘ dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğrulup oturdu ve: "Yoksa şüphe mi
ediyorsun, ey Hattab'ın oğlu! O toplumlara iyilikler ve nimetler çabucak bu
dünya hayatında kendilerine verilmiştir" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Benim için Allah'tan bağışlanma dile" dedim.
Hafsa'nın Hz, Aişe'ye
açıkladığı o sözden dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) inzivaya
çekilip kadınlarına küsmüş olduğundan dolayı: "Bir ay kadınların yanına
girmeyeceğim" demişti. Ancak yirmi dokuz
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca
sahih. Buhari 89.
4188- Abdullah b. Abbas
bildiriyor: Bana Ömer b. el-Hattab şöyle anlattı: Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kadınlarından uzaklaştığında Mescid'e girdim. Baktım insanlar
üzüntüden çakıllı yeri eşeliyor ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kadınlarını boşamış" diyorlar. Bu mesele, kadınlara örtünme emri
inmeden önceydi. Ben: "Bu işi bugün öğrenirim" deyip Aişe'nin yanına
vararak: "Ey Ebu Bekr'in kızı! Sen bu işi Allah'a ve Resulüne eziyet
edecek dereceye vardırdın mı?" dedim. "Benden sana ne, ey Hattab'ın
oğlu? Sen kendi kabına bak!'' deyince Hafsa binti Ömer'in yanına girdim ve ona:
"Ey Hafsa! işi Allah'a ve Resulüne eziyet verecek dereceye vardırdın mı? Vallahi
pek ala bilirsin ki, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seni sevmiyor.
Ben olmasam seni mutlaka boşardı.'' deyince Hafsa hüngür hüngür ağladı. Ben
ona: "Resulullah nerede?" diye sordum. "işte şu kilerindeki
meşrebe denilen yüksek odasında" dedi.
Bunun üzerine oraya
vardım. Karşıma Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kölesi Rebah çıktı.
O meşrebe denilen odanın aşağıdaki eşiğinde iki ayaklarını oyuk bir kütük
üzerinde sarkıtmış bir halde duruyordu. Bu kütük, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in merdiven gibi üzerine basarak çıkıp indiği bir hurma ağacı
gövdesi idi. Ben: "Ey Rebah! Yanında bulunan Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in huzuruna girmek için bana izin iste!" dedim. Rebah önce
odaya sonra da bana baktı ve bir şey söylemedi. Ben: "Ey Rebah! Yanında
bulunan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girmek için bana
izin iste! Sanırım Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim Hafsa için
geldiğimi sanıyor. Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana onun
boynunu vurmamı emrederse mutlaka boynunu vururum" dedim. Sesimi de
yükselttim. Rebah, bana gelip yukarı çık diye işaret etti. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdiğimde bir hasırın üzerinde uzanmıştı.
Yanında oturdum, üzerinde bir peştamal vardı ve başka da bir şey yoktu. Bundan
dolayı hasır, üzerinde iz yapmıştı. Odada göz gezdirdiğimde bir sa' miktarı bir
avuç kadar arpa, odanın bir köşesinde bir o kadar (deri tabaklamada kullanılan)
karaz (ağacı yaprağı) ve henüz tabaklanmamış asılı bir deri parçası (=efik)
gördüm, -ravi Hafs: "Etik, kılları giderilmiş ancak tabaklanmamış
deridir" dedi- Bunu görünce gözyaşlarımı tutamadım. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey ibnu'I-Hattab! neden ağlıyorsun?"
diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Niçin ağla mayayıml Baksana hasır yan
tarafına iz bırakmış. Işte kilerin hali! Içinde şu gördüklerimden başka bir şey
görmüyorum! Öte yanda Kayser ile Kisra meyveler ve ırmaklar içinde yaşıyor. Sen
ise Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve güzidesi olduğun halçle
işte kilerin!" dedim.
Bana: "Ey
ibnu'I-Hattab! Ahiretin bizim, dünyanın ise onların olmasına razı değil
misin?" diye sorunca: "Tabi ki razıyım" dedim,
O'nun yanına girdim
gireli yüzünde öfke eseri görüyordum. Nihayet: "Ey Allah'ın Resulü!
Kadınlarının halinden gücüne giden şey nedir? Şayet onları boşadıysan hiç şüphe
yok ki, Allah seninle beraberdir. Melekler de, Cibril ile Ikall de, ben ve Ebu
Bekr de seninleyiz" dedim. Allah'a hamd olsun ki, söylediğim sözü Allah'ın
tasdik buyuracağını ummadığım konuşmalarım azdır.
Şu ayet (yani) Tahyır
ayeti indi: "Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini
Allah'a verenı inananı sebatla itaat edenı tövbe edenı ibadet eden, oruç tutanı
dul ve bakire eşler verebilir" (Tahrim 5) "Ey Peygamber'in eşleri!
Eğer ikiniz de Allah'a tövbe edersenizı kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur.
Eğer eşinizin aleyhinde yardımlaşarak bir şey yapmağa kalkarsanızı bilin ki
Allah onun dostu bundan başka Cebrailı iyi müminler ve melekler de
yardımcısıdır." (Tahrim 4)
Aişe ile Hafsa,
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in diğer eşlerine karşı birbirlerini
kolluyorlardı. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Sen onları boşadın me" diye
sorunca ''Hayır" buyurdu, "Ey Allah'ın Resulü! inerek onlara senin
kadınlarını boşamadığını haber vereyim mi?" dedim, "Evet, istiyorsan
(haber ver)" buyurdu. Öfkesi geçene kadar O'nunla konuşmağa devam ettim.
Nihayet dişleri görünecek kadar gülümsedi. O, insanların ağzı en
güzellerindendi. Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (aşağı)
indi. Ben de indim. Ama ben kütüğe tutunarak indim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ise yerde yürür gibi ona eliyle dokunmadan indi.
"Ey Allah'ın
Resulü! Odada ancak yirmi dokuz gün kaldın" dediğimde O: ''Ay yirmi dokuz
"Onlara güven veya
korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, Resul'e veya
aralarında emir sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü
anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lütuf ve rahmeti
olmasaydı, pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz" (Nisa 83)
Bu işi ben anlayıp
çıkarmıştım; Allah da Tahyır ayetini indirdi.
[Tahric:] Elbani: İsnadı hasendir; Şuayb: Müslim'in
şartınca sahih. Müslim 1479.
Fazla incitmeden Terbiye
Etmek Amacı Dışında Kadınları Dövmenin Yasaklanışı
4189- iyas b. Ebı Zubab
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın kadın
kullarını dövmeyiniz!" buyurdu.
(Bu emirden sonra)
kadınlar, kocalarını dinlemez oldular ve kocalarına karşı huysuzlaştılar. Ömer
b. el-Hattab, (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip):
"Kadınları dövmeyi yasakladığınız çından itibaren kadınlar, kocalarını
dinlemez oldular ve kocalarına karşı huysuzlaştılar!" dedi. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: ''Kadınları dövebilirsiniz!" buyurdu.
Bunun üzerine (bazı)
erkekler o
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 3261); Şuayb: Hadis
sahihtir. Ebu Davud 2146; İbn Mace 1985; Darimi 2/147.
Kişinin Terbiye Amacıyla
Karısını Kırbaçlamasının / Dövmesinin Yasaklanışı
4190- Abdullah b. Zem'a
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi, günün sonunda
belki de onunla birlikte yatacak olmasına rağmen karısını neden döver ki?"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2031; Gayetu'l-meram
250); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/17; Buhari 4942; Müslim 2855; Tirmizi
3343; İbn Mace 1938; Darimi 2/147.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: