Sahih

İbn Hibban

 

TAHARE

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Abdestli Kalma Ve Abdest'in Faziletleri

 

Abdestli Kalmaya Çalışanın Mümin Sayılması

 

1037- Sevban'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "(Amellerinizde) orta yolu takip edin, (en faziletlisini yapamıyorsanız o zaman ona) yaklaşın. (O halde) biliniz ki sizin en hayırlı ameliniz, namazdır. (Kamil) müminden başkası abdestli kalmaya çalışmaz.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahıha 115; er-Ravdu'n-nadir 177); Şuayb: Hadis sahihtir. İsnadı hasendir. Muvatta 1/34; Ahmed 5/282; İbn Mace 277; Darimi 1/168.

 

 

Ebu Hatim der ki: Kitaplarımızda zikrettiğimiz gibi Araplar bazen bölüm için bütünün ismini de kullanırlar. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Müminden başkası abdestli kalmaya çalışmaz" sözünde de abdestli kalmaya çalışan kişi için mümin ismini kullanılmıştır. Oysa abdest imanın bölümlerinden sadece biridir. Zikrettiğimiz gibi imanın bölümlerinden biri olduğu için de abdestli kişi için mümin ismi kullanılmıştır.

 

Salim b. Ebi'l-Ca'd'ın Sevban'dan olan rivayetinde kopukluk olduğu için burada yer vermekten kaçındık.

 

 

 

Bab: Abdestin Fazileti

 

Güç Durumlarda Güzelce Abdest Almanın Günahları Silip Dereceleri Yükseltmesi

 

1038- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size, Yüce Allah'ın günahları sileceği ve derecelerinizi yükselteceği şeyi bildireyim mi? Güç ve zor zamanlarda bile olsa abdesti tam ve mükemmel almak, mescide gitmek için atılan adımlar, namazdan sonra ikinci bir namazı beklemektir. işte ribat (abdest ve namaza bağlılık) budur, işte ribat budur, işte ribat budur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 1/97); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/176; Ahmed 2/277,3/303; Müslim 251; Tirmizi 51; Nesai 1/89.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Günahlar için ribat sayılması, abdestin günahlara kefaret olmasından dolayıdır."

 

 

 

Bu Hadisi Ebu Hureyre'den Rivayette Abdurrahman b. Yakub'un Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1039- Cabir b. Abdillah anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size, Allah'ın, günahları neyle yok ettiğini ve günahları neyle kaldırdığını göstermeyeyim mi?" buyurdu. Sahabiler: "Bilakis (göster), ey Allah'ın Resulü!" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güçlüklere rağmen abdesti tam almak, mescitlere doğru çok adım atmak ve namazdan sonra (diğer) namazı beklemektir. işte bu, sizin beklemeniz gereken şeydir" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-rağıb 1/161); Şuayb: İhtilaflı olan Şurahbil dışında raviler: güvenilir kimselerdir.

 

 

 

Abdest Alanın Bitirdiğinde Hatalarının Silinmesi ve Günahlarından Tertemiz Arınarak Çıkması

 

1040- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ŞÖylE buyurdu: "Müslüman -veya mümin- kul abdest alırken yüzünü yıkadığı sırada gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu veya suyunun son damlasıyla dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleriyle işlediği günahlar abdest suyu veya suyunun son damlasıyla dökülür. Öyle ki; kişi eliyle işlediği tüm günahlarından arınır ve tertemiz olur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 1/98); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/303; Muvatta 1/32; Müslim 244; Tirmizi 2; Darimi 1/183.

 

 

 

Abdesti ve Namazı Sayesinde Abdest Alanı iki Namaz (Vakti) Arasında Yüce Allah'ın Bağışlaması

 

1041- Humran bildiriyor: Abdest alınan oturaklardan birinin üzerine oturan ve müezzin ona gelerek ikindi ezanını okuduğunda getirttiği su ile abdest alan Osman b. Affan dedi ki: "Size bir hadis aktaracağım! Şayet Allah'ın Kitablındaki bir ayet olmasaydı böylesi bir hadisi size aktarmazdım. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Kişi güzelce abdestini aldıktan sonra namaz kıldığı zaman diğer vaktin namazını kılana kadar işleyeceği günahları bağışlanır’‘ buyurduğunu işittim."

 

Malik dedi ki: Söz konusu ayetin şu ayet olduğunu sanıyorum: "Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt kabul edenlere bir öğüttür. '' (Hud 114).

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Muvatta 1/51; Ahmed 1/57; Buhari 160; Müslim 227; Ebu Davud 107; Nesai 1/91; İbn Mace 285; Bak Hadis no: 1058, 1060.

 

 

 

Emrolunduğu Gibi Abdest Alıp Namaz Kılan Kimsenin Günahlarını Abdest Almasını Bitirdiğinde Yüce Allah'ın Bağışlaması

 

1042- Asım b. Süfyan es-Sekafl bildiriyor: Onlar, Selasil savaşına katılmışlardı. Düşman onları bazı şeylerden alıkoymuştu. Nöbet tuttular (veya savaşın faziletini elde etmek için çokça zühd ve taatla meşgul oldular). Sonra Muaviye'nin yanına döndüler. Muaviye'nin yanında Ebu Eyyub ile Ukbe b. Amir vardı.

 

Asım devamla der ki: Ey Ebu Eyyub! Bu savaş bu yıl bizi pek çok şeyden alıkoymuştur. Halbuki bize, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Kim şu dört mescidde namaz kılarsa o kişinin günahı bağışlanır" buyurduğu bildirildi. Bunun üzerine Ebu Eyyub: "Yeğenim! Bundan daha kolayını sana haber vereyim mi? Doğrusu ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ‘‘Her kim emrolunduğu şekilde (güzelce) abdest alır ve emrolunduğu şekilde namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır’‘ buyurduğunu işittim. Öyle değil mi, ey Ukbe?" dedi. Ukbe b. Amir de: "Evet, (öyle)" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (et-Ta'liku'r-rağib 1/98); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir, Ahmed 5/423; Nesai 1/90, 1/91; İbn Mace 1396; Darimi 1/182.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Dört mescid Mescid-i Haram, Mescid-i Medine (Mescid-i Nebevi), Mescid-i Aksa ve Mescid-i Kuba'dır. Selilsil gazvesi hem Muaviye döneminde, hem de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in döneminde olan iki ayrı gazvedir."

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Geçmiş Günahları Bağışlanır" Sözüyle Namazdan Diğer Namaz Arasını Kastetmesi

 

1043- Hz. Osman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nekleder: "Kim Allah'ın emrettiği şekilde güzelce abdest alırsa, farz olan namazlar, ikisi arasında işlenen günahlara kefaret olur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağib 1/98); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/66; Müslim 231/11; Nesai 1/91; İbn Mace 459.

 

 

 

Abdest Alanın Zikredildiği Üzere Günahlarının Bağışlanmasının Büyük Günahlardan Uzak Durması Halinde Söz Konusu Olması

 

1044- İshak b. Said b. Amr b. Said b. el-As, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Hz. Osman'ın yanındayken abdest için su istedi. Sonra da şöyle dedi: ''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Müslüman kişi farz namazı vakti geldiğinde bu namazın abdestini güzelce alıp, huşu ve rüküsunu layıkıyla yerine getirerek kıldığı zaman büyük günah işlemedikten sonra bu namaz önceki günahlarına kefaret olur. Bu her zaman için de geçerlidir’‘ buyurduğunu işittimı''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 228.

 

 

 

Cennet Ahalisinin Süslerinin Dünya Hayatında Abdest Alınan Yerlere Kadar Uzanacağı Hakkında -Allah'tan Bizi de Buna Ulaştırmasını Dileriz-

 

1045- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Müminin süsü (kıyamet gününde parlayacağı yerleri) abdest (suyunun) ulaştığı yere kadardır’‘ buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 252); Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/371; Buhari 5953; Müslim 250; Nesai 1/93.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmetinin Kıyamette Dünyadaki Abdest Uzuvlarından Dolayı Parlak Görünmeleriyle Tanınacakları Hakkında

 

1046- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mezarlığa çıktı. Onlsrı: ''Selam size ey Müminlerin diyarı! İnşaallah biz de size katılacağız.'' diyerek selamladı ve: "Kardeşlerimizi görmeyi isterdim" diye ekledi. "Ey Allah'ın Resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz benim ashabımsınız. Benim kardeşlerim henüz gelmediler. Ben, Havz'ın başına onlardan önce varacak olan öncüleriyim" buyurdu.

 

''Ey Allah'ın Resulü! Ümmetinden henüz gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın?" dediklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin siyah atlar arasında alnı beyaz, ayağı sekili bir atı olsa bu kişi atını tanımaz mı?" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki tanır" dediklerinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

 

''İşte onlar (benden sonra gelecek kardeşlerim) abdest sebebiyle, kıyamet gününde yüzleri ile el ve ayakları parlayarak gelecekler. Onlardan önce de Havz'a ben gitmiş olacağım. Ancak bazıları yabancı devenin dışlanıp kovulması gibi havuzdan uzaklaştırılınca ben onlara: ‘‘Buraya gelin! Buraya gelin! Buraya gelin!’‘ diye sesleneceğim. Bana: ‘‘Ama senden sonra çok şeyi değiştirdiler’‘ denilince, ben de: ‘‘O zaman uzak dursunlar! Uzak dursunlar! Uzak dursunlar!’‘ diyeceğim."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 190; el-İrva' 776); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed. 2/300; Muvatta 1/28; Müslim 249; Nesai 1/93; İbn Mace 4306; Bak hadis no: 1048.

 

 

Ebu Hatim der ki: İstisna geçmişe yönelik değil, geleceğe yönelik şeylerde olur.

İstisna konusunda insanın durumu da iki türlüdür. İmanına yönelik istisnalar da bir türü kendisi için mubahtır. Diğer türünde ise kişi istisnada bulunduğu zaman küfre girer.

 

Kişinin istisnada bulunmasının caiz olmadığı duruma gelince, örneğin kişiye:

"Sen Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, cennet ile cehenneme, tekrardan dirilmeye, Mızan'a vb. iman ediyor musun?" diye sorduğu zaman burada kişiye düşen: "Ben Allah'a ve diğer şeylerin hak olduğuna iman ediyorum" demesidir. Bunlar içinden birinin istisna ettiği zaman küfre girmiş olur.

 

Kişinin istisnada bulunmasının caiz olduğu duruma gelince, örneğin kişiye:

"Sen huşü içinde namazı kılıp zekatı veren ve boş şeylerden yüz çeviren biri misin?" diye sorulduğu zaman onun: "İnşaallah onlardan biri olmayı umuyorum" demesi caiz olur. Ya da ona: "Sen cennet ahalisinden biri misin?" diye sorduğunda onlardan biri olamama istisnasında bulunup: "Onlardan biri olmayı umuyorum" diyebilir.

 

Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "İnşaallah biz de size katılacağız" demesine gelince, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grupla Bakiu'l-Garkad'a girmişti ve içlerinde müminler de münafıklar da vardı. "İnşaallah biz de size katılacağız" sözünde "İnşaallah" lafzıyla münafıkları istisna etmiş, onların da inşaallah Müslüman olduktan sonra onlara katılacaklarını ifade etmiştir. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelecekte herkesin onlara katılacağı konusunda herhangi bir şüphe taşımıyor olsa da Arap dili geleceğe yönelik istisnada bulunmaya imkan tanımaktadır. Zira Yüce Allah da "İnşaallah güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz" (Fetih 27) buyurur.

 

 

 

Kıyamette Dünyadaki Abdest izleriyle Bilinen Bu Ümmetin Vasfı

 

1047- Abdullah (b. Mes'ud) bildiriyor: Sahabiler: "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetinden görmediğin kimseleri (kıyamet günü) nasıl tanıyabilirsin?" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Ümmetimi kıyamet günü) abdest izlerinden oluşan alındaki beyazlık, ayaklarındaki beyazlık ve (yüzdeki) beyazlık ile siyahlıktan (tanırım)" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağib 1/93); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 1/403; İvb Mace 284.

 

 

 

Önceki Ümmetler de ibadetleri için Abdest Almış Olsalar da Kıyamette Sadece Bu Ümmetin Abdest Uzuvlarının Parlaklığı ile Karakterize Olması

 

1048- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Abdest izinden dolayı yüzünüz, el ve ayaklarınız parlayarak yanıma geleceksiniz. Bu görünümünüz, ümmetimin alameti olup ondan başka hiç bir kimsede bulunmayacaktır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Sünen İbn Mace 4282); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 247; İbn Mace 4282.

 

 

 

Dünyada iken Abdest Alınan Uzuvların Kıyamette Nurlu Olarak Gelmesi

 

1049- Nuaym b. Abdillah bildiriyor: Ebu Hureyre'yi abdest alırken gördüm. Yüzünü yıkadı ve kollarını omuzlara varana dek yıkadı. Sonra ayaklarını baldırlara ulaşana dek yıkadı. Sonra dedi ki: Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Ümmetimin kıyamet günü abdest azaları (yüz, el ve ayakları) nurlu olarak geleceklerdir. Sizden kimin nurunu artırmaya gücü yetiyorsa, yapsın."

 

[Tahric:]  Elbani: İkinci cümlesi hariç sahih (es-Silsiletu's-sahiha 252; el-İrva' 1/131); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/400; Buhari 136; Müslim 246/35.

 

 

 

Abdest Aldıktan Sonra Kelime-i Şahadet Getirenin Cennete Girmeyi Hak Etmesi

 

1050- Ukbe b. Amir anlatıyor: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında iken kendi işimizi kendimiz görürdük, kendi develerimizi de sırayla güderdik. Bir gün deve gütme sırası bende idi. Develeri akşamleyin ağıllarına götürdüm. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e halka hitap ederken yetiştim. Şunları söylediğini işittim: "Sizden biriniz abdesti güzelce alır, sonra kalbi ve yüzüyle yönelerek iki rekat namaz kılarsa (Allah onun cennete girmesine) kesin olarak hükmeder." Ben, "Oh oh ne güzel şey" dedim; bir kimse de, "Bundan önceki bundan daha da güzeldi" dedi. Bir de baktım ki bu Ömer b. el-Hattab imiş. "Ey Ebu Hafs! Bundan öncekiler neydi?" diye sordum. O da: "Sen gelmeden biraz önce (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Sizden biriniz güzelce abdest alır, abdestini aldıktan sonra da: "Ben Allah'tan başka ilah olmadığına, ortağı olmayıp tek olduğuna ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim" derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı (birden) açılır, istediğinden girer'' buyurdu" diye cevap verdi.

 

Muaviye b. Salih dedi ki: Bunu bana Rabia b. Yezıd, Ebu idrıs kanalıyla Ukbe b. Amir'den rivayet etti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 164); Şuayb: İsnadı kavidir. Ahmed 4/145; Müslim 234/17; Ebu Davud 169; Tirmizi 55; Nesai 1/92; İbn Mace 470; Darimi 1/182.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Buradaki EbU Osman, Hariz b. Osman er-Rahabi olsa gerektir. Ancak biz sonundaki isnada dayanıyoruz. Zira Hariz b. Osman rivayet konusuna beş para etmez."

 

 

 

Abdestli Olarak Yatan Kimseye Uyandığında Meleğin Bağışlanma Dilemesi

 

1051- Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şötle buyurmaktadır: "Kim abdestli olarak gecelerse bir melek o kişinin geceliğinde geceler. (Geceleyin her) uyandığında, muhakkak melek: ‘‘Allahım! Filanca kulunu bağışla. Çünkü o, abdestli olarak geceledi’‘ diye dua eder.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sanıha 2539); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir.

 

 

 

Şeytanın Uyuyacağında Başı Üzerinde Düğüm Attığı Gibi Müslümanın Abdest Yerlerini Düğümlemesi Hakkında

 

1052- Ukbe b. Amir anlatıyor: Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemediği bir sözü O'na nispet edemem. Çünkü ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kim benim adıma bile bile kasten yalan söz söylerse (hadis uydurursa) kendisini cehennemde(ki ateşte)n bir eve hazırlasın.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen Sahih; Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed 4/159, 4/201.

 

 

 

1052- Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Ümmetimden bir kişi, boynunda (şeytanın birçok) düğümleri / bağları olduğu haide geceleyin (gece namazı için) kalkar, abdest almaya yönelerek kendisini abdestle tedavi / terbiye eder. Bu durumda ellerini yıkadığında bir düğüm çözülür, yüzünü yıkadığında bir düğüm çözülür, başına mesh ettiğinde bir düğüm daha çözülür, ayağını yıkadığında da bir düğüm çözülür. Yüce Allah; perde arkasında bulunan (meleklere) hitaben: "Şu kuluma bakın, kendisini (Benim rızama kavuşmayı) isteyerek tedavi / terbiye ediyor, Artık bu kuluma istediği verilir, bu kuluma istediği verilir."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 1/220); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/159, 4/201

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bab: Abdestin Farziyeti