Sahih

İbn Hibban

 

REKAİK

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Dualar

Dua'ya Dair Esaslar ve Dua Etme Şekil ve Adabı

 

866- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biri Rabbinden bütün ihtiyaçlarını istesin. Hatta kopan ayakkabı bağını bile" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 1362); Şuayb: İsnadı zayıftır. Tirmizi 3612; Bak hadis no: 894, 895.

 

 

 

867- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özlü sözlerle dua etmeyi severdi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1332); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/148, 6/189; Ebu Davud 1482.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Ebu Nevfel'in adı Muaviye b. Müslim b. Ebi Akreb olup Basra ahalisindendir."

 

 

 

Kişinin Şahsına ve Ahvaline Yönelik Duada Bulunmasının Gerekliliği

 

868- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adama: "Namazda ne okuyorsun?" diye sordu. Adam: "Şahadet getiriyorum. Sonra da: ''Allahümme innı es'eluke'l-cennete ve euzu bike mine'n-nari (= Allahım! Senden Cennet'i istiyorum ve (Cehennemdeki) ateşten de sana sığınırım)" diyorum. Fakat senin ve Muaz'ın mırıldandıklarını beceremiyorum" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biz de benzer şeyler (senin gibi Cennet ve Cehennem ile ilgili şeyler) mırıldanıyoruz" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 757); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/474; Ebu Davud 792; İbn Mace 910.

 

 

 

Kişiye, Bütün Hayırları Rabbinden isteyip Tüm Şerlerden de Ona Sığınmasının Emredilmesi

 

869- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle dua etmeyi öğretti: "Allahım! Yakın ve uzak, bildiğim ve bilmediğim hayırların tümünden istiyorum. Yakın ve uzak, bildiğim ve bilmediğim kötülüklerden sana sığınırım. Allahım! Kulun ve Resulünün senden istemiş olduğu hayırlardan ben de istiyorum. Kulun ve Resulünün sana sığındığı kötülüklerden ben de sana sığınırım. Yine senden Cenneti ve ona götürecek sözleri ve amelleri istiyorum. Ateşten ve ateşe götürecek sözlerden ve amellerden sana sığınırım. Bana takdir ettiğin her şeyi hakkımda hayırlı kılmanı istiyorum."

 

[Tahric:]  Elbaani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1542); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 6/134; İbn Mace 3846.

 

 

 

Kişinin Duasının Ona Bahşedilmiş En Değerli Şeylerden Sayılması

 

870- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir:

"Allah katında duadan daha değerli bir şey yoktur."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (et-Ta'liku'r-rağib 2/271; Mişkat 2232); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 2/362; Tirmizi 3370; İbn Mace 3829.

 

 

 

Vaktinde Yapılan Dua Sayesinde Felaketlerden Kurtulma Beklentisi

 

871- Enes, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Dua etmekten geri durmayın. Çünkü dua oldukça hiç kimse helak olmaz."

 

[Tahric:]  Elbani: Çok zayıf (es-Silsiletu'd-daife 843); Şuayb: İsnadı zayıflır.

'ndir.    

 

 

 

Kişinin Dua ve iyilik Yapmaya çalışmasının Müstehaplığı

 

872- Srvban'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: ''Kişi, ancak işlemiş olduğu günah sebebiyle rızıktan muhakkak mahrum edilir. Kader ancak dua ile değişir. Ömrü ise ancak iyilik uzatır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 154); Şuayb: Hadis hasendir. Ahmed 5/277, 5/280, 5/282; İbn Mace 90.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözünde günahların genelini kastetmiş değildir. Zira günah kişiye ihsan edilen rızka engel olmaz, ancak günahkar halini devam ettirmesi durumunda kendisine verilen bu rızkın bereketini göremez. Kişinin devamlı dua etmesi kendisine takdir edilen şeylerin güzel olmasına vesile olur. Duayla kaderini değiştirmesi maruz kalacağı kötü şeylerin acısını hafifletmesiyle gerçekleşir. İyilik de kişinin hayatının daha güzel olmasını sağlar. Genel olarak güzel bir hayat ve yaşama sahip olması da kişinin ömrünün uzaması gibidir."

 

 

 

Dilediği Şeyin Gerçekleşmesi Bir Mucize Olsa Bile, Doğru Niyet ve Samimi Amelle Yaptığında Kişinin Duasının Kabul Edilmesi

 

873- Suheyb'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Sizden önceki topluluklardan birinde, bir kral ve bu kralın da bir sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlandığı zaman, kral'a: ''Ben artık yaşlandım. Bana genç bir çocuk gönder de ona sihiri öğreteyim'' dedi. Kral da sihir öğretmesi için ona bir genç yolladı. Kral ile Sihirbazın arasındaki yolda bir Rahib bulunurdu. Genç, Sihirbazın yanına giderken yolda bir Rahible karşılaştı ve Rahibin yanında oturup onun sözlerini dinledi. Rahibin sözlerini de çok beğendi.

 

Bu şekilde sihirbaza giderken rahibin yanında oturduğu ve sözlerini dinlediği için geç kalır, sihirbaz da onu döver: ‘‘Neden geciktin?’‘ diye çıkışırdı. Evine gitmek için sihirbazın yanından ayrılınca yine rahibin yanına gidip oturur ve onun konuşmalarını dinlerdi. Geç geldiği için ailesi de onu döverdi. Genç bu durumu rahibe şikayet edince, rahip ona: "Sihirbaz seni döveceği zaman ona: ‘‘Ailem beni alıkoydu (ondan geç kaldım)'' dersin. Ailen seni dövmek istediği zaman da: ‘‘Sihirbaz beni alıkoydu’‘ dersin" dedi.

 

Genç bu şekilde gidip gelirken bir defasında insanları yollarından alıkoyan çok büyük hayvanla karşılaştı. içinden: ‘‘Allah katında sihirbaz mı daha üstün yoksa rahip mi, bunu işte bugün öğreneceğim’‘ dedi. Sonra eline bir taş aldı ve: ‘‘Allahım! Eğer rahibin durumu senin için sihirbazın durumundan daha sevimli ve rızana daha uygun ise bu taşla şu hayvanı öldür de insanlar yollarına gitsinler’‘ dedi. Ona taşı atınca hayvan öldü, insanlar da yollarına devam ettiler.

 

Sonra genç çocuk, rahibin yanına gelince olanları ona anlattı. Rahib de ona: ‘‘Evladım! Sen benden daha üstün bir duruma gelmişsin. Ancak bazı belalara maruz kalacaksın ve eğer imtihana tabi tutulursan sakın benden kimseye bahsetme’‘ dedi. Genç çocuk, körleri ve alaca hastalarını da iyileştirmeye, insanlara her türlü hastalığa karşı şifa dağıtmaya başlamıştı.

 

Kralın meclis arkadaşlarından biri kör olmuştu. Bunu duyunca gencin yanına birçok hediyeyle geldi ve: ‘‘Eğer beni de iyileştirirsen buradaki her şey senin olsun!’‘ dedi. Genç ise: ‘‘Ben kimseyi iyileştirmiyorum; fakat Yüce Allah şifa veriyor. Sen de iman edersen, Allah'a dua ederim. O da sana şifa verir'' karşılığını verdi. Adam iman edince genç dua etti, Yüce Allah da ona şifa verdi.

 

Sonra adam kralın yanına gelip her zaman oturduğu yerde oturdu. Kral ona: ‘‘Ey filan! Tekrar görmeni kim sağladı?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Rabbim!’‘ karşılığını verdi. Kral: ‘‘Senin benden başka rabbin mi var?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Hayır! Aksine her ikimizin de Rabbi olan Allah’‘ karşılığını verdi. Bunu deyince genç çocuğun adını verene kadar adam işkenceye tabi tutuldu.

 

Bunun üzerine kral, genci yanına getirtti. Kral ona: ‘‘Evladım! Bana ulaştığına göre sihrinle körleri ve alaca hastalarını iyileştirecek dereceye ulaşmışsın, şöyle şöyle yapıyormuşsun’‘ deyince, genç: ‘‘Ben kimseyi iyileştirmiş değilim, ancak Yüce Allah iyileştiriyor’‘ karşılığını verdi. Kral genci de yakalattı ve rahibin adını verene kadar ona da işkence etti. Sonra rahibi yanına getirtti ve ona: ‘‘Dininden çık!’‘ dedi; ancak rahip bunu kabul etmedi.

 

Bunun üzerine bir testere getirildi ve başının orta yerine konulup rahip ikiye kesildi, rahip iki parça halinde yere düştü. Sonra getirilen genç çocuğa: ''Dininden çık!’‘ dedi. Çocuk da kabul etmeyince, kral onu bazı adamlarına teslim etti ve onlara: ‘‘Bunu filan dağa götürüp dağın tepesine kadar çıkarın. Eğer dinini terk etmeyi yine kabul etmezse oradan aşağıya atın!’‘ dedi. Bunun üzerine çocuğu dağın tepesine çıkardılar. Çocuk: ‘‘Allahım! Dilediğin şekilde beni bunların şerrinden koru’‘ diye dua edince dağ sallandı ve bütün adamlar aşağıya düştü.

 

Sonra çocuk yürüyerek kralın yanına geldi. Kral ona: ‘‘Yanındakilere ne oldu?’‘ diye sorunca, çocuk: ‘‘Yüce Allah beni onlardan korudu’‘ dedi. Bunun üzerine kral onu başka adamlara teslim etti ve: ‘‘Onu bir gemiye bindirin ve denizin ortasına götürün. Şayet dininden dönmezse denize atın!’‘ emrini verdi. Adamlar genci alıp denizin ortasına kadar götürdüler. Genç çocuk: ''Allahım! Dilediğin şekilde beni bunların şerrinden koru’‘ diye dua edince bütün adamlar boğuldu. Sonra genç çocuk yürüyerek kralın yanına geldi. Kral ona: ‘‘Yanındakilere ne oldu?’‘ diye sorunca, genç çocuk: ‘‘Yüce Allah beni onlardan korudu’‘ dedi.

 

Sonra krala: ‘‘Sana söyleyeceğim şeyi yapmadan sen beni öldüremezsin! Ama sana diyeceğimi yaparsan öldürürsün’‘ dedi. Kral: ‘‘Ne o?’‘ diye sorunca, genç: "insanları bir yerde topla ve beni de bir kütüğün üzerine bağla. Sonra benim ok torbandan bir tane ok alıp yayın kirişine koy ve: ‘‘Bu gencin Rabbi olan Allah'ın adıyla’‘ diyerek oku bana at. Şayet bu şekilde yaparsan beni öldürebilirsin. Aksi halde beni öldüremeyeceksin" dedi. Bunun üzerine kral insnları bir yerde topladı, çocuğu bir kütüğün üzerine bağladı ve ok torbasından bir ok çekip yayın kirişine yerleştirdi ve: ‘‘Bu gencin Rabbi olan Allah'ın adıyla’‘ deyip oku fırlattı. Ok gidip gencin şakağına saplandı. Genç elini okun saplandığı yer olan şakağına koydu ve öldü.

 

İnsanlar bunu görünce üç defa: ‘‘Bu gencin Rabbine iman ettik!’‘ demeye başladılar. Kralın adamları: ‘‘Korktuğun şey vardı ya! O korktuğun şeyi Yüce Allah başına getirdi. Zira bütün insanlar iman etti’‘ dediler. Bunun üzerine kral yol ağızlarında hendeklerin kazılmasını emretti. Hendekler kazılıp içlerinde de ateşler yakıldı. Kral: ‘‘Dininden dönenleri serbest bırakın, dönmeyenleri de ateşe atın!’‘ emrini verdi. Öyle yapmaya başladılar. Nihayet yanında küçük çocuğuyla bir kadın geldi ve ateşe düşmemek için geri çekilir gibi oldu. Bunun üzerine çocuğu (dile gelerek): ‘‘Anneciğim! Sabret, zira sen hak üzerindesin!’‘ dedi." 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/17, 6/18; Müslim 3005; Tirmizi 3340.

 

 

 

Zaman Aşımına Uğrasa Bile Mazlumun Bedduasının Muhakkak Cevap Göreceği Hakkında

 

874- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Mazlumun duası bulutların üzerine taşınır. Ona gökyüzünün kapıları açılır ve şanı Yüce Rabbimiz: ‘‘izzetime yemin olsun ki bir zaman sonra olsa dahi sana yardım edeceğim’‘ buyurur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 870); Şuayb: Hadis sahih liğayrihi'dir. Ahmed 2/304, 2/305; Tirmizi 3598; İbn Mace 1752.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Ebu'l-Mudille, Ubeydullah olup Medineli güvenilir bir ravidir."

 

 

 

875- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Mazlumun duasından sakının.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 870); Şuayb: İsnadı sahihtir.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Mazlumun duasından sakının" sözü mazlumun bedduasından sakınma ve beddua etmesine sebep olacak şeylerden yani ona zulümden kaçınmaya yönelik bir emirdir. Böylesi bir bedduadan sakınma üzerinden buna sebep olacak şeylerden uzak durmayı emretmiştir."

 

 

 

Dua Etmek isteyen Kişinin Ellerini Kaldırmasının Müstehaplığı

 

876- Selman el-Farisi'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Rabbiniz o kadar cömerttir ki, ellerini açıp da dua eden kulunun ellerini boş çevirmeye haya eder.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahıh Ebu Davud 1337); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ebu Davud 1488; Tirmizi 3556; İbn Mace 3865; Bak hadis no: 880.

 

 

 

Kişinin Dua Ederken Ellerini Kaldırmasının Mubahlığı

 

877- Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dua edeceği zaman koltukaltları görünecek şekilde ellerini kaldırırdı.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 2253); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/209; Buhari 1030; Müslim 895.

 

 

 

Dua Sırasında Elleri Başı Geçmeyecek Kadar Kaldırmanın Gerekmesi

 

878- Abi'l-lahm'ın azatlısı Umeyr bildiriyor: Kendisi, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zevra'ya yakın bir yer olan Ahcaru'z-zeyt'te görmüştür. Ellerini başına kadar yükseltmeden yüzüne doğru kaldırmış ve avucunun içini de yüzüne çevirmiş vaziyette (yağmur) duasında bulunuyordu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1059); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/223; Ebu Davud 1168; Tirmizi 557; Nesai 3/159.

 

 

 

Dua Ederken Kişinin Avuç içlerini Yüzüne Doğru Tutması

 

879- Abi'l-lahm'ın azatlısı Umeyr bildiriyor: Kendisi, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zevra'ya yakın bir yer olan Ahcaru'z-zeyt'te ayakta dua ederek yağmur duasında bulunurken gördü. Ellerini başına kadar yükseltmeden yüzüne doğru kaldırmış ve avucunun içini de yüzüne çevirmiş vaziyette yağmur duasında bulunuyordu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

 

 

 

Ellerini Yüce Allah'a Kaldırarak Dua Edene icabet Olunması

 

880- Selman'ın bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Yüce Allah, ellerini açıp da dua eden kulunun ellerini boş çevirmeye haya eder."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı ceyyiddir. Ahmed 5/438; Bak hadis no: 876.

 

 

 

Günah Olan Bir Şeyi istemedikçe ya da icabet Edilmedi Diye Bırakmadıkça Yüce Allah'ın Kendisine Ellerini Açarak Dua Edene icabet Etmesi

 

881- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Acele etmek ne demektir?" diye sorulunca da şöyle buyurdu: "‘‘Nice defalar hep dua ettim de kabul edilmedi’‘ der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1334); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 2735/92; Bak hadis no: 975, 976.

 

 

 

Dua Etmek isteyen Kimsenin Parmağıyla işaret Etmesinin Vasfı

 

882- Husayn b. Abdirrahman'ın bildirdiğine göre Umare b. Ruveybe, Bişr b. Mervan'ın minberde (konuşurken) ellerini kaldırdığını görünce şöyle dedi:

"Allah bu ellerin cezasını versin! Doğrusu ben Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüm. Elini şu kadarcıktan fazla kaldırmıyordu." Umare, bunu ifade için şehadet parmağını (kaldırarak) gösterdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1012); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/135, 4/136; Müslim 874; Ebu Davud 1104; Nesai 3/108; Darimi 1/366.

 

 

 

Dua Ederken işaret Etmek isteyen Kişinin Sağ işaret Parmağını Hafif Bükerek Göstermesinin Gerekmesi

 

883- Sehl b. Sa'd der ki: "Ne Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ne de başkasını minberde dua ederken ellerini kaldırdığını görmedim." Ravi Ebu Said der ki: Sehl b. Sa'd sağ elinin işaret parmağını bükerek gösterip: "Ancak O'nun bu şekilde dua ettiğini gördüm" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Münker (Daif Ebi Davud 204); Şuayb: Hadis şahitleriyle sahihtir, Ahmed 5/337; Ebu Davud 1105.

 

 

 

Dua Ederken iki Parmakla işaret Etmenin Yasaklanışı

 

884- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki parmağıyla dua eden bir adam gördü ve onu bundan menederek: "Sağ el ve tek parmakla" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1012); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/135, 4/136; Müslim 874; Ebu Davud 1104; Nesai 3/108; Darimi 1/366.

 

 

Ebu Hatim der ki: O zamanlarda toplum putperestlikten ve Allah'a şirk koşmaktan henüz yeni kurtulmuştu. Şirke delalet eden ikiliğe sebebiyet vermemesi için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duada iki parmakla değil, tek parmakla işaret edilmesini emretmiştir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İstihare