Sahih İbn Hibban |
BİRR VE İHSAN |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Özellikle Musibet
Sonrası Gelen Nimetlere Karşılık Kişinin Şükrünü Bedeni itaatlerle Yerine
Getirmesinin Gerekliliği
314- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre kendisi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
işitmiştir: "israiloğullarından biri alaca hastası, biri kel, biri de kör
olan üç kişi vardı. Yüce Allah bunları sınamak isteyince onlara bir melek
gönderdi. Melek alaca hastası olan adama gidip: ‘‘En çok sevdiğin şey nedir?’‘
diye sorunca, adam: ‘‘Güzel bir ten rengi ile güzel bir ten’‘ dedi. Sonra.
(melek): ‘‘En çok sevdiğin mal hangisidir?’‘ diye sorunca, o da, ‘‘Deve’‘ dedi.
Melek ona el sürünce hastalığı gitti. Bunun üzerine o kimseye on aylık hamile
bir dişi deve verildi ve: ‘‘Allah bu devede sana bereket ihsan etsin’‘ dedi.
Daha sonra (melek),
kelin yanına gidip: ‘‘En çok sevdiğin nedir?’‘ diye sorunca kel: ‘‘Güzel bir
saç ve insanların yanında bu halin benden gitmesi. Çünkü insanlar benden
iğreniyor’‘ cevabını verdi. Melek onu bir sıvazladı ve onun bu hali gitti, ona
güzel bir saç verildi. (Melek): ‘‘En çok hangi malı seversin?’‘ diye sorunca
kel: ‘‘Sığırı’‘ cevabını verdi ve ona gebe bir sığır verilip, (melek ona)
‘‘Allah bu sığırda sana bereket ihsan etsin’‘ dedi.
Sonra (melek) kör olan
adama gidip ona: ‘‘En çok sevdiğin şey nedir?’‘ diye sorunca kör: ‘‘Allah'ın
görmemi bana geri vermesi ve böylelikle insanları görmektir’‘ cevabını verince
(melek), onu sıvazladı, Allah da ona görmesini iade etti. Ona: ‘‘En sevdiğin
mal hangisidir?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Koyun’‘ cevabını verdi. Bunun üzerine
ona doğumu yakın bir koyun verdi.
Önceki iki kişinin deve
ve ineği yavruladı, berikinin koyunu da doğurdu.
Birinin bir vadi dolusu
devesi, diğerinin bir vadi dolusu ineği, diğerinin de bir vadi dolusu koyunları
oldu.
Daha sonra aynı melek
alaca hastalığı olana onun eski suret ve kılığında gelerek: ‘‘Ben yoksul bir
adamım. Yolculuğum esnasında bütün çarelerim tükendi. Artık bugün ancak Allah
sayesinde ve senin yardımın ile yerime ulaşabilirim. Senden, sana şu güzel
rengi, şu güzel teni ve şu malı verenin hakkı için bu yolculuğumda üzerine
binerek yerime ulaştıracak bir deve istiyorum’‘ deyince, adam ona: "Haklar
çoktur" şeklinde cevap verdi.
Melek ona: ‘‘Ben seni
tanıyor gibiyim. Sen daha önce insanların kendisinden tiksindiği alacalı ve
fakir bir kişi iken Allah sana (daha sonra bunca malı) vermişti değil mi?’‘
deyince adam: ‘‘Hayır ben bu malı babadan, atadan miras aldım’‘ karşılığını
verdi. Bu sefer melek: ‘‘Eğer yalan söylüyorsan Allah seni önceki haline
döndürsün’‘ dedi.
Daha sonra kel adamın
yanına eski suretinde giderek ona da öncekine söylediğinin benzerini söyledi, o
da öncekinin verdiği cevabı buna verdi. Melek: ‘‘Eğer yalan söylüyorsan Allah
seni önceki haline döndürsün’‘ dedi. Melek köre de önceki suret ve şeklinde
gidip: ‘‘Ben yoksul bir adamım. Yolda kaldım. Bu yolculuğumda bütün çarelerim
tükendi’‘ dedi. Kör: ‘‘Ben de önceleri kördüm. Allah bana görmemi geri verdi.
istediğini al, istediğini bırak. Allah'a yemin ederim ki, bugün ne alırsan
Allah için ondan dolayı sana zorluk çıkarmayacağım’‘ karşılığını verince melek
ona: ‘‘Malını tut. Sizler sınandınız. Allah senden razı oldu, iki arkadaşına
ise gazap etti’‘ dedi.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3523); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih. Buhari 3464; Müslim 2964/10.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: